21 Aralık 2009 Pazartesi
JOKKEBROK
Şimdi zaman zaman hem buradaki yorumlarda, hem de başka platformlarda, sitedeki yazıların bazen "Türkiye-yurt dışı karşılaştırması" şekline dönüştüğünü ve genelde yurt dışındaki uygulamaların yüceltildiği görüşünü okuyorum. Katılıyorum kesinlikle. Şunu da hesaba katmakta yarar var, futbol konusunda oldukça profesyonel bir yapı oluşturmuş bir ülkede yaşayan birisi olarak karşılaştırma yapmamak imkansız. Bu karşılaştırmaları yaparken, ve Türkiye'deki uygulamaları eleştirirken, bir nevi rahatlama için girmiyorum, aksine üzülüyorum ve bunu da sizlerle paylaşıyorum. Yani bunu yapmam kaçınılmaz. İnsanın doğasında vardır bu karşılaştırma, ki zaman zaman Avrupa'daki bazı uygulamaları eleştirdiğimiz de oluyor. Sadece spor konusunda değil hayatın her köşesinde. Örneğin Louis Van Gaal'in Bayern antrenmanlarını genelde pencereden izlediğini, ama Alman basınının, takım sezon başında dökülürken bunu tartışma konusu yapmadığını görüyor ve anında Türkiye'yi düşünüyorum, Van Gaal aynı şeyi, örneğin Galatasaray'ın başında olurken yapsa ve takım ligde sezon başında liderin 10 puan gerisine düşse, Türk basını o pencereyi tuğlayla kaplattırana kadar üzerine gitmez miydi, diye. Zaten Rijkaard ile ilgili takımı çalıştırmıyor haberlerini okumadık mı daha birkaç hafta önceye kadar.
Yukarıdaki video da böyle bir şey. Maalesef Hollandaca, İngilizce altyazısı yok ama ben yardımcı olacağım. Hollanda'da her pazar yayınlanan Studio Voetbal programı. Hollanda milli takımı hocası Bert Van Marwijk'ın yanında spor yazarı Hugo Borst oturuyor. Weslet Sneijder üzerinden tartışmaya başlıyorlar. Hikaye şu: Sneijder, bir milli takım kahvaltısında, Vitesse'de oynayan, milli takımın üçüncü kalecisi, 23 yaşındaki Piet Velthuizen'a "Piet sen yılda ne kadar kazanıyorsun?" diye soruyor. Velthuizen da "400 bin euro" diye cevap veriyor. Sneijder da küstahça "oo ben senden 20 kat fazla kazanıyormuşum" diyor. Hugo Borst bununla ilgili olarak Bert Van Marwijk'ı sorguya çekti adeta. Yukarıdaki bunun videosu. Van Marwijk ısrarla bunun yanlış bir bilgi olduğunu iddia etse de, Borst kaynağının sağlam olduğunu (Van Persie'nin de ortamda bulunduğunu söylüyor) stüdyodaki diğer yorumcular da (Co Adriaanse ve Youri Mulder) Sneijder'ın son aylarda karakter bozuklukları gösterdiğini (örneğin 2 senedir Hollanda'nın en seksi kadını seçilen Yolanthe Cabau van Kasbergen ile olaylı bir ilişkisi var) belirtiyorlar (Sneijder bir milli maçta, frikik atma konusu yüzünden Van Persie ile tartışmıştı). Borst ise Sneijder'ın iyi giden milli takımı bozan bir çıbanbaşı olduğunu, disipline edilmesi gerektiğini iddia ediyor. Tansiyon yükseliyor hatta bir yerde. Van Marwijk Borst'a "bana yalancı mı diyorsun, kendine gel dudakların titremeye başladı, ağzını kapalı tutmalısın biraz" diyor. Videonun sonunda ise Borst, milli takım hocasına "Jokkebrok" diyor. Bu kelime çocukların birbirine küçükken söylediği bir şeydir ve "her söylediğin yalan" ya da "yalanlarla dolusun" anlamına gelir.
Van Marwijk, Hollanda milli takımını dünya kupası elemelerinde 8 maçta 8 galibiyetle turnuvaya götürmüş bir adam. Ama ondan gerektiğinde nasıl hesap soruluyor görüyorsunuz. 2 teknik adam, 1 gazeteci, ufak bir masanın etrafında. Hollanda futbol tarihinin en iyi elemeler performansını yaratan adamdan futbolcularla ilgili hesap soruyorlar. Hangisi doğru olanı siz karar verin. Böyle yapmak mı (tabii daha sakince), yoksa birilerinin ders vermesini dinlemek mi? Görüşlerinizin tümüne saygılıyım, ama kusura bakmayın ben, 6 ay sonra, Güney Afrika'da olmayacak oluşumuzun hesabının hala sorulmadığına ve üstünün kapatılmasına kızgınım.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
14 yorum:
güzel yazmısınız tebrik ederim elinize sağlık.şunu siz de takdir edersiniz ki böyle bir ortamın yaratılamamasının nedeni fatih hocaya yalanlarla dolusun dense söyleyenin sağlığı açısından pek iyi olmayacağıdır.dileğimiz Türkiye'de de böyle güzelliklerin yaşanabilmesi ama maalesef cık!
aynen katılıyorum son söylediklerine ! kimsenin hesap sorduğu yok! hatta yer altına gitti herkes! ses yok! bir gün yine bir takımın başı sıkıştığı zaman, gel hocam (hocalarım) denecek ve kahramanlar gibi karşılanacak kendileri... devrik imparator değil, devrilmeyen imparator olursanız böyle olur sanırım bu ülkede işler! çok yazık...
Hatun beni benden aldı valla bir iki kelam edeyim dedim ama akıl makıl kalmadı kendisini görünce. Yani hiç mi hatun görmedin be adam demeyin bu çeşit hatunlar ayrı bir ilgi çekici oluyor benim için, saç rengi olsun gözler olsun vs. :) Ulan Sneijder...
6 ay sonra Dünya kupası maçlarını Fatih Terim yorumlar bu ülkede.
Hesap sormak bir yana adam kalkmış diyorki Gsliler niye Fatih Terim'i eleştiriyor hadi diğer takımların taraftarı neyse diyor.Bunu yazan blog yazarı ve birsürü destekçisi var:
http://petitinyeri.blogspot.com/2009/10/istifa-yetmez-asalm.html
Lafa gelince milli takım herşeyin ve kulüplerin üstünde.Söyleyecek söz bulamıyorum.
sexy fotoğrafları için tıklayınız taktiğine bayıldım! uzun uzun ismini google'a copy-paste yapmak zorunda kalmadık,sağolasın flying dutchman :)))
Helal olsun be abi senin gibi iyi bir yazar böyle yazınca içimin yağları eriyor. Fatih terim yalakası medya tek kelime edemiyor. hatta rıdvan geçen utanmadan diyor ki, "milli takım tekrar Fatih hocaya teslim edilsin" evet bunu söyleyebiliyor bu insanlar ve biz bu arkadaşları izlemek zorunda kalıyoruz. adam -aslında pek de sevmediğim- bir gazeteciye ağır küfür ediyor ama yardakçılar bunu mizah malzemesi yapıyor. böyle de iki yüzlü ve korkak bir spor medyamız var.
aah yolanthe. yahu sevgili fd bu hatun nedir necidir hollanda açısından? ben bir - iki yıldır biliyorum kendisini ama..
bu arada yolanthe'nin ismini görünce direkt yorum attım ama asıl mevzuda konuşmak gerekirse, ne bu ne o doğru burası için.
her ülkenin kendine has durumları var, bizim de var. kendi doğrumuzu oluşturmamız lazım aslında, belki her zaman yaptığımız gibi biraz ondan biraz bundan alarak; belki de yanlış doğru yuvarlana yuvarlana doğruyu bularak.
gerçi bu yuvarlanma işinde son dönemde özellikle hiç doğruya gidiş de olmuyor ya :)
bana göre bunun asıl nedeni bizim medyada ahbap-çavuş ilişkileri var hep. yani bir zico, skibbe gibi adam buldular mı ağızlarına gelen her şeyi söylerler ama biraz çevresi geniş bir adam oldu mu işler değişiyor işte. erman toroğlu her fırsatta ben şöyle cesurum gibisinden konuşur bilirsiniz, ama hatırlayanlar elbet olacaktır, fatih terim gs'nin başına 2. defa geçtiğinde bir kere maratona bağlanıp erman toroğlu'na demediğini bırakmamıştı, erman hoca da cezalı ilkokul talebesi gibi kafasını eğmişti. gene aynı şekilde alayına gider yapan ahmet çakar da aşağı yukarı aynı zamanlarda uzun süre fatih hocaya giydirmişti epey, ama fatih hoca telegole bağlandığında aynı şekilde kuzu gibi davranmıştı. düşünün medyanın belki de en rahat konuşan adamları bile fatih terim'e bir şey diyemiyor bu ülkede, diğer yazarlar napsın. sorun şu ki medyamız hiçbir konuda cesur olamıyor, bu politika için de geçerli elbette. aslına bakarsanız bence bu türk insanının genel zihniyetini yansıtıyor. bizde zaten genelde birisi ortamda yokken arkasından neler neler söylenir fakat yüz yüze bir şeyler söyleyen çok nadir çıkar. en azından hepimiz bunu lise, üniversite yıllarında yaşamışızdır. yani o kadar haklısın ki, milli takım rezil bir sonuç aldı ama şu an tek lafı bile geçmiyor. eğer yabancı biri gelip de 2012'ye gidemezsek ama 6 ay konuşuruz onu.
Türk futbolunun özeti işte bu; Dünya kupasına gidemeyen bir milli takım, bir maçta çizgiden çevrilen topun gol olup olmadığı günlerce tartışılan televizyonlarda sadece bir gün, o da yarım ağızla tartışılan bir teknik direktör, aradan aylar geçmesine rağmen hâla başı boş bir milli takım ve hâla sesi çıkmayan, Fatih Terim'i eleştiremeyen binlerce "sözde" gazeteci.
@Güney
valla bu kadın Paris Hilton gibi, Kim Kardashian ve kardeşleri gibi hiçbir şey yapmadan ünlü olanlardan. Sonradan seksi kadın falan seçilince oyuncu falan oldu, kendi iç çamaşırını çıkardı...Zaten 8 tane kardeşi var...Hollandalılar ülke sarışın dolu olduğundan böyle kıvırcık uzun esmerlere bayılıyorlar...Ben haz etmiyorum..Bir Doutzen Kroes varken misal :))
"kendi iç çamaşırın çıkardı..."
o burası seks blogu olmuş bir günde haberimiz yok...
meltywoman nerdesin, gör bunları, yaz bunları!
not: fatih hocam sen de gel, düzeyli, iç çamaşırlı eleştiri var burada...
Fatih hocada kendi markası ile uzun iç donu üretsin iyi satış yapar :)
Reklam sloganıda ders verenlere bu don yakışır gibi bir şey olur :)
Konuya dönersek. Futbol Federasyonu Başkanlığı koltuğunda siyasi iradenin kuklası ve bazı gazetelerin spor servisi müdürlerinin canı sıkıldığında çağırabileceği soytarısı olunca balıkta baştan kokuyor.
Şu anda muhtemelen haziran'a kadar sular durulsada tekrar Fatih Terim ile anlaşabilsek dediğine inanıyorum bu federasyonun.
Tüm bu genel çerçevede bu işin içinde olup belli bir kariyere sahip ve aşırı derecede de megalomanyak biriysenik meydanın size kalacağını ve istediğiniz gibi at koşturacağınız bilirsiniz.
Bu nedenle bu ülkede Fatih Terim yada Aziz Yıldırım gibi insanlara kendi taraftarları bile kolay kolay eleştiride bulunamıyorlar. Çünkü onların üstünde onları denetlemesi gereken makamdaki adamın onlardan daha güçlü olmaması istedikleri gibi at koşturmalarını sağlayan ortamı yaratıyor.
Bu arada Aziz Yıldırım'ın adını zikrettiğim için Fenerbahçe düşmanlığı yaptığım sanılmasın. Kendisinin Fenerbahçe seyircilerine bile yaptıklarının hesabı sorulamıyor bu ülkede. Bu nedenle verilen örneğe uygun bir isim olduğuna inanıyorum.
Yorum Gönder