28 Aralık 2009 Pazartesi

ROBINHO SALMAN




















Ya Ya Ya Şa Şa Şa filmini izlemişsinizdir mutlaka. İlyas Salman, Münir Özkul'un oğlu kapıcı çocuğudur. Futbolcu olma hayaliyle yanıp tutuşur. Ancak yeşil sahaya çıktıktan kısa bir süre sonra kendisini gece hayatına kaptırarak formdan düşer. Film İlyas Salman'ın kendi kalesine gol attığı ve maçın sonunda orta sahaya çöktüğü hazin durumu ile son bulur. O filmde Salman'ın oynadığı son maçı gözünüzünü önüne getirin, sonra da onu çıkarıp yerine Manchester City formasıyla Robinho'yu koyun. Cumartesi günkü Stoke City maçını izlemiş gibi olursunuz. Tam bir komediydi onun performansı ama ondan önce dikkat çekmek istediğim başka bir şey var. Roberto Mancini, Mark Hughes'un gönderilmesine fazla içerleyen, bunu açık açık dile getiren, hatta ara transferde Tottenham'a gidebileceği sinyalleri veren Craig Bellamy'e net biçimde "bu takımın patronu benim, senin beni istememe lüksün yok ama benim seni var" mesajı göndererek yedeğe çekti. Bunun taktik, teknikle alakası olduğuna kimse beni inandıramaz. Bellamy, City'nin son 1 yılda harcadığı milyon poundların hakkını en fazla veren ve Hughes'un istifası öncesi bu takımın bu sezonki en formda oyuncusuydu. Mancini'nin onu yedek kulübesine oturtmasının tek sebebi, aba altından sopa göstermek. Bellamy'nin Hughes'un istifası sonrası yazdığımız yazıda ters adam olduğunu ve tepesi atınca takım arkadaşı veya hocayı yumruklamaya kadar gidebileceğini söylemiştik. Ancak bu sefer bir fark var. Genelde Bellamy'nin yaptıklarında İngilzi baısnı onu "kötü çocuk" ilan eder ve eleştirirdi. Bu sefer İngiliz basını ve tüm yorumcular Mark Hughes'un kovulması sonucunda Mancini'ye "dağdan gelip bağdakini kovan adam" gözüyle bakıyorlar. Tüm teknik adamlar, eski futbolcular, TV yorumcuları. Herkes Hughes'a arka çıktı ve Mancini sorulduğunda burun kıvırarak cevap veriyorlar. Hafif bir UK dayanışması var kısacası şu anda. Hughes-Bellamy-Mancini ilişkisi de Skibbe-Lincoln-Bülent ilişkisini feci şekilde andırıyor.



Maç sonu Match Of The Day'da Alan Shearer'ın onun hakkında görütnü destekli yaptığı yorum her şeyi anlatıyor aslında. Görüntü yukarıda. Ayağına gelen ve kötü kullanarak bitirdiği en az 4-5 Manchester City atağı var. Hatta ilk görüntüde, topu berbat bir pasla kaybediyor, Gareth Barry onun hatasını telafi edip topu geri kazanıyor, Robinho aldığı topu tekrar berbat ediyor, üstüne üstlük bir de Carlos Tevez'e "ben ne yapayım suç sende" diye tavır yapıyor. Mark Hughes onu birkaç hafta önce Tottenham maçında oyundan aldığında, soyunma odasına gitmişti ama yeni hoca Mancini'nin tepkisini baştan çekmemek adına oyundan, protestolar eşliğinde alındıktan sonra gidip yedeklerin rasına oturdu. City taraftarları ona bir türlü alışamadılar, o da bir türlü takıma alışamadı zaten. Hatırlarsanız ilk transfer edildiğinde, muhabirlere yanlışlıkla "Chelsea'de oynayacak olmak mutluluk verici" gibisinden bir şeyler söylemişti. Bu sezon başında "10 yıl daha City'de kalmak istiyorum" lafına kimse inanmadı tabii, zaten Brezilyalıların bu tür çıkışlarına pek güvenmemek lazım. Adı sürekli diğer takımlarla anılıyor. Geçtiğimiz sezon bir ara kamptan ayrılmış ve Brezilya'ya gitmişti. Zaten asla kendisine ödenen paraların karşılığını vereceği yolunda bir parıltı bile göstermedi. Manchester şehrinden ayrılacağı günler yakındır.

5 yorum:

Adsız dedi ki...

Biraz acımasız olmuş.Pozisyonlarda bariz hatası yok.Buna benzer hataları Barcelona oyuncuları için bile bulabilirsiniz.İngilizler defterden silmiş, bahane arıyorlar.

SirEvo dedi ki...

Pes 2010'un en iyi oyuncuları arasında. :D Anca Peste oynar artık, yazık etti kendine resmen...

Protanopia dedi ki...

@adsız

evet bütün oyuncular için bulunabilir ama aynı maç içinde 5-6 kez yapınca o gün dandik top oynamışsın sayılıyor dünya'nın heryerinde.

Adsız dedi ki...

Flying Dutchman,

Gary Lineker mi o yorumculardan birisi?

Flying Dutchman dedi ki...

evet sunucu Lineker

Match Of The Day'in daimi sunucusu zaten