İlk önce her şey güzeldi. Gazeteler her spor dalına, ellerinden geldiğinde yer ayırıyordu. Ortalık yemyeşildi. Sonra futbol gazeteciliği denen illet peydah oldu. Bırakın tüm sporları, basketbol haberinin olmadığı gazeteler peydah olmaya başladılar. Bir süre sonra bu trend yerini 3 büyük gazeteciliğine bıraktı. Ligdeki diğer 15 takım bir köşeye atıldı. Trabzon dışındaki takımlar tek sütun takımı haline getirildiler, Trabzon da yarım sayfa takımı oldu. Ardından bir evrim daha geçirildi. Transfer gazeteciliğine geçildi. Futbolu "alıncacak ve gidecek oyuncular" üzerinden yorumlamaya başladık. 3-4 sene önce çağ atladık yine. Asparagas gazeteciliğine geçildi. Transfer haberciliğinin bir üst versiyonu olan, verilen 187 transfer haberinin 1 tanesi tutunca
"biz bu işi biliriz, ilk biz duyurduk" diye çarşaf çarşaf yazılıp tutmayan 186'sı için ses çıkarılmayan döneme gelindi. Ardından haber yapma işi de kolaylaştı. Her büyük gazete, Türkiye'deki blogları takip edecek birkaç adam görevlendirdi. Bu adamlar sadece bloglarda değil yabancı basındaki kısa, vurucu, heyecanlandırıcı her türlü haber, video ve resimi araklamaya başladılar. Son 1 yıldır gazetecilik böyle yürüyor. Bugün de bir başka örneğini gördük.
Türk basını "
Manchester City'den kovulan Mark Hughes'un Türk milli takımı teknik direktörlüğü için adının geçtiğini, yetkililerin Galli hocaya teklif yaptığını ve Manchester City'de, rezerv takım antrenörü olarak onun yardımcılığını yapan Tugay Kerimoğlu'nun da yanına oturacağını" yazdılar.
Peki nasıl yazdılar. Gidip İngiliz basınından sorgulamadan alarak. Haberi yapan gazete hangisi? Daily Mirror. Yapan kim? John Cross. Bizim, Mehmet Çiftçi'nin İngiltere versiyonu. Bir Daily Mirror haberinin altında John Cross imzası görürseniz, şöyle bir duracaksınız. Ne diyor haberde? "
Manchester City'de rezerv takım antrenörü olarak onun yardımcılığını yapan Tugay". Peki nereden çıktı bu,
İngilizlerin The Sun ekolünden gelen fasarya gazetesi Daily Mirror'dan copy paste'den tabii. "
Former Turkey international Tugay was a member of Hughes’ coaching staff at Manchester City and is still regarded as a national hero". Ama sorgulamadan copy-paste yapınca böyle oluyor. Tugay'ın Manchester City'nin ne rezerv takımı hocalığını ne takımda antrenörlüğü de Hughes'un yardımcılığını yapmışlığı var. Rezerv takımın hocalığını Mark Hughes ile beraber kovulana kadar Glyn Hodges yapıyordu. Tugay'ın bir ara takımda görev söyleniyordu ve NTV'ye bu yönde açıklamalar yaptı ama o kadar. Adam City kulübünde antrenör olarak görev almadı. Blackburn'den ayrıldığından beri herhangi bir kulübün antrenör kadrosunda çalışmadı. Ardından Daily Mirror'ın "
Tugay quit City after Hughes was sacked from his post at Eastlands last month to make way for new boss Roberto Mancini" sallamasını da "
Tugay’ın da, Hughes’un gitmesi sonrasında buradaki görevini bıraktığı açıklandı" diye aynen alıp yayınlamışlar. Yahu ne görevi ne bırakması.
Copy paste'e alıştık da, asparagasın copy paste'ini yapmayın artık be canlar ...
Not: yazıda kullanılan resim Fanatik gazetesinden aşırılmış, arkaya bile bakmadan sıvışılmıştır.
5 yorum:
hocam blogunuzu zevkle takip ediyorum da bi hatanız olmuş onu düzeltiyim,resim değil fotoğraf.
resim el ile çizilen,foto makine ile çekilen.
yanlış anlamazsınız inşallah bilgilendirme amacı ile söyledim.
Bu "resim degil fotograf" geyigi sonsuza kadar bitsin diye koyuyorum suraya:
http://tdk.org.tr/TR/Genel/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF4376734BED947CDE&Kelime=resim
Elin Amerikan'i "picture" diyor, bizim neyimiz eksik?
bu gazete miydi hatırlamıyorum ama birde şöyle bir haber vardı "F.de Bour Galatasaray'da oynadığı dönemde Hagi'nin Bratu ve Petre transferlerinden komisyon aldığını ve onları vatandaşı olduğu için oynattığını söylemişti". tam metni hatırlamıyorum ama adamın dediği kısaca şu ben oynarken Hagi T.D idi bu transferleri komisyon alarak yaptı.
Yahu adam Fatih Terim zamanında oynadı o sırada Hagi kim bilir nerdeydi :)
Aslında ayrı başlık açıp bu kolpa haberleri arşivlemek lazım :) Yetkililere duyurulur.
Fırat eleştirilerine katılıyorum ama şu biraz abartılı olmuş:)
" Her büyük gazete, Türkiye'deki blogları takip edecek birkaç adam görevlendirdi"
bende hep bir mübalağa vardır tabii :))
Onu söyleme sebebim, bizim bloglara koyduğumuz her ilginç yazı, video ve resmin ertesi gün tak diye gazetelerin internet ana sayfasında yer alması
Yani elbette maaşlı bir adam almadılar işe bunun için :) de bu alıntıları yapan gençten birkaç adamdır büyük ihtimal.
Yorum Gönder