19 Ocak 2010 Salı

FLIGHT 764


















İnsan hayatı bırakın aldığı kararları, saniyelik aksiyonları ile şekilleniyor. Sevgilinizle veya 10 yıllık eşinizle tanıştığınız akşam evde oturduğunuzu, işinizde yükselmeyi sağlayan telefon konuşmasını 5 dakika geç yaptığınızı, Thierry Henry'nin 17 Mayıs 2000 akşamı kafayı 15 santim yukarı vurduğunu düşünün. Hayatınız aynı mı olurdu? Futbolla hayatın kesişme noktasını belirtmek amacıyla verdim son örneği. Düşünün. O kafa Taffarel'in elleriyle buluşmasa ve içeri girse, 10 yıl boyuna yaptığınız tüm UEFA Kupası muhabbetlerinin şeklinin nasıl değişeceğini düşünün. Bugünkü hikaye de böyle bi hikaye. Futbolun, o hayatın gidişini etkileyen yıldızın parladığı anlarla kesişmesinin hikayesi. Gerçi bu hikayedeki yıldızın parladığı değil söndüğü an. Sadece meydana geldiği ülkeyi değil, belki de tüm futbol dünyasını etkileyen hikaye. 7 haziran 1989'da, Surinam'ın Paramaribo havalimanında düşen Surinam Havayolları'na ait PY 764 sefer sayılı Dousglas DC-8 tipi uçağın hikayesi.
















1989 yılında Amsterdam'ya yaşayan Sonny Hasnoe isimli bir çalışan, Surinamlı gençler ve yardıma muhtaç halk için bir yardım maçı düzenlemeye karar verir. Aynı organizasyonu 1986 yılında gerçekleştirmiş ve çok olumlu tepkiler almıştır. Genellikle, Amsterdam'ın Bijlmer bölgesinde ikamet eden, Hollanda'da doğmuş veya sonradan gelmiş Surinamlı ailelerin çocukları ve kendileri sosyal yaşamdan soyutlanmış durumdadır (Bugün Amsterdam Arena'nın da bulunduğu Bijlmer bölgesi halen bu özelliğini, 20 yıl önce kadar olmasa da korumaktadır ve hatta Amsterdam'ın belli bir saatten sonra en güvensiz bölgesidir). Hasnoe bu zinciri kırmak için Surinam'da bir maç düzenlemeye karar verir. Surinamlı gençler, örnek aldıkları efsaneleri gördüğünde, ona göre, topluma daha yararlı gençler olarak büyümeye çalışacaklardır. Surinam Ligi'nin şampiyonu S.V. Robinhood takımına karşı yapılacak maçta tabii ki Surinam asıllı futbolcular forma giyecektir. Hollanda ve yurt dışındaki tüm kulüplere haber gönderilir. Ruud Gullit, Frank Rijkaard, Aaron Winter, Bryan Roy, Stanley Menzo, Regi Blinker gibi oyuncular Colourful 11 adı verilen toplama takımda forma giyeceklerdir. Ancak, bu oyuncuların takımları AC Milan, Ajax ve Feyenoord futbolcularının bu yardım maçı için Surinam'a gitmesine izin vermezler. O sırada FC Groningen'de oynayan Hennie Meijer ve Ajax'ın izin vermemesini tanımayıp, ceza alma pahasına Surinam'a gitme kararı alan Stanley Menzo, PY764'ten önce daha erken bir uçakla Surinam'a varırlar. Bu hareket onları bir trajediden kurtaracaktır.

















Birçok şöhretli isimin organizasyona katılmaması ile hafiften sönük geçeceği anlaşılan organizasyona, Hollanda Ligi'ndeki orta karar futbolcular katılırlar (tam liste için). Uçak 6 Haziran 1989 gecesi 23:25'te Amsterdam Schiphol Havalimanı'ndan kalkar. Surinam'ın başkenti Paramaribo'nun havalimanı Zenderij'a yaklaşıldığında, kule, uçuş mürettebatını ve pilotu havalimanına tehlikeli yaklaştıkları yönünde uyarır. Ancak pilotlar bu uyarıyı dikkate almazlar ve uçağın yanlış göstergelerine güvenirler. Zemine 25 metre kalmışken uçağın 2 numaralı motoru bir ağaca çarpar, ardından sağ kanat bir başka ağaca daha çarpınca, pilotlar uçağın kontrolünü kaybeder ve Surinam tarihinin en büyük uçak kazasına sebep olur. 9 mürettebat ve 178 yolcudan, sadece 11 yolcu kurtulur. Mürettebatın tümü ve 167 yolcu hayatını kaybeder. Bu kayıpların arasında 14 Surinamlı futbolcu, bazılarının akrabaları, 1 antrenör de bulunmaktadır. Hatta bugün Hamburg'da forma giyen 26 yaşındaki Romeo Castelen'in annesi ve kızkardeşi de bu korkunç kazada hayatını kaybeder. Kazadan sadece 3 futbolcu kurtulabilmiştir. 25 yaşında Fortuna Sittard'da forma giyen Sigi Lens kurtulur ama vücudunun aldığı hasarlar sebebiyle bir daha futbol oynayamaz. Edu Nandlal, kazadan sonra Surinam ve Amsterdam hastanelerinde yaşam savaşı verir. Geçirdiği hafıza kaybından kurtulması haftalar alır. Ne olduğunun farkına vardığında tekerlekli sandalyeye mahkum olacağını öğrenir. 13 ay boyunca süren mahkumluktan kurtulup tekrar yürümeyi başarır. 19 yaşındaki Telstar'lı Radijn De Haan ise futbola dönebilen tek isimdir. Kaza sırasında ayrıca kurtulan 11 yolcu arasındaki, küçük bir çocuğu da uçaktan çıkaran De Haan futbola döner ama eski formunu hiçbir zaman bulamaz ve erken emekliye ayrılır.


















Hollanda'daki cenazelere, Ruud gullit, Frank Rijkaard, Dennis Bergkamp, De Boer kardeşler, Danny Blind, Aron Winter, Jan Wouters, Bryan Roy'un yanısıra bir dolu futbolcu katılır. Gullit ve Rijkaard konuşmaları sırasında gözyaşlarını tutamazlar. Cenazeleri omuzlarında taşıyan futbolcuların çoğu kulüpleri kendilerine izin vermedğinden bu korkunç kazadan kurtulmuştur. Menzo ve Meijer ise kendi aksiyonlarıyla kaderlerine şekil vermişlerdir. Frank Rijkaard ve Gullit gibi sonradan tarihi yazacak isimler Milan'ın, bu dostluk turnuvasına koyduğu muhalefet şerhi ile belki de canlarını kurtarmışlardır. Hayat acıdır, bunu bir kez daha göstermiştir.


















Amsterdam'daki anıtın görüntüsü.

3 yorum:

Sefa Hasanoglu dedi ki...

Bi acaip oldum lan :(

AbSurDMaN dedi ki...

Bu nasıl bir trajedidir of...

alengir dedi ki...

Bergkamp da acaba bu kazadan sonramı uçuş korkusu olmuştur