Maçı aşağıda konuşuruz ama yanlışlığı doğruluğu bir yana, Mike Dean'in devrenin sonunda Manchester City lehine verdiği
penaltıyı neden verdiğini Manchester United'lı futbolculara anlatışına, Unitedlıların pozisyonun dışarıda olduğunu iddia etme şekline, hakemin kendini savunuşuna, "
bir susun beni dinleyin" tavrına, Van der Sar'ın olay yerine gelip arkadaşlarına "
beyler bir izin verin anlatsın" uyarısına, hakemin Giggs'e, "
ilk hareket dışarıdaydı ama ikincisi içerdeydi, ona verdim" savunmasına ve bütün bunların medenice, hakemi göğsünden iteleyerek çembere almadan yapılmasına, baktım baktım baktım...Sonra da geçen yıl bizim İstanbul derbisindeki Sulukule kavgasına baktım. Sonra da mutfağa gidip bir bardak soğuk su içtim. Çok ciddiyim, maçın en güzel anı o saniyelerdi benim için. Hakemin penaltıyı United'lı oyuncularla tartışması. Gerisini anlatsak da olur anlatmasak da, ama biz anlatalım.
İlk 10 dakika Street Fighter oyununun başına oturmuş iki gencin "
dur hareketleri öğrenelim" diye birbirine vurmaması gibiydi. Manchester City, De Jong'u, Manchester United, Carrick'i olabildiğince geriye çekince hakikaten oldukça sıkıcı bir 10 dakika izledik. City'nin takım halindeki yanlış ofsayt çıkışına, Valencia'ya yeteri kadar güçlü bir müdahale yapamayan Bellamy eklenince ev sahibi kalesinde golü gördü. Rooney'in Valencia ceza sahasına yaklaşırken bulunduğu yere, bir de topa vururken bulunduğu yere bakın. Bir forvet nasıl golü koklayıp hamle yapar bunun kanıtı.
Ryan Giggs 1996'dan beri ilk kez bir Manchester derbisinde gol atmış oldu. Golden sonra United'ın oyununda bir değişiklik olmadı, City'nin de oyununda bir değişiklik olmadı ama niyetinde değişiklik oldu. Bu tür ileri turlardaki iki ayaklı maçların ilkinin klasik kaderinden uzaklaştırmaya çalıştılar oyunu. Ama bu sefer de
hücum hattındaki çoğalamama problemleri ortaya çıktı. Neredeyse atakların tümünü, rakip sahada yalnız bıraktıkları Bellamy ve Tevez'e bağladılar. Bellamy sol kanatta çok yalnız kalınca ve sağda Shaun Wright-Phillips'in (az da olsa) arkadan aldığı desteği alamayınca 50 metrelik bir koridoru tek başına kullanmak zorunda kaldı. 20-35. dakikalar arası City kendi kalesi önünden oyunu kurarken kendi sahasında 7-8 oyuncu bulunuyordu bazen. Ancak ilginçtir ki gol de bu ikilinin rakip alanda kendi başlarına yaptıkları bir organizasyonla geldi. Şimdi penaltıyı tartışalım. Rafael'in Bellamy'e ceza sahasının içinde yaptığı ilk hareket faul, ama Mike Dean'in dayanak olarak aldığı, ceza sahasının içinde yaptığı ikinci hareket faul değil. Yani aslında kararın ceza sahası dışından serbest vuruş olması gerekiyordu. Tevez'in penaltısı, gaz gol sevinci ve United taraftarlarına uzaktan "
çok çene yapıyorsunuz" göndermesi ile City tribünleri de maça bağlandı.
İkinci devre beklediğim City'nin hata yapmış ve sarı kart görmüş genç Rafael'in kanadına yükleneceğiydi. Hele Bellamy gibi bunu çok iyi kullanabilecek zekada ve kurnazlıkta bir oyuncu varken. Ancak ilk 10 dakika bunu şişirme toplarla deneyince sonuca ulaşamadılar. United ise her zamanki mekanik havasıyla sahadaydı. Hele 53. dakikada, City'nin korneri savuşturarak çıktığı bir kontratakta
8 kişinin aynı anda geriye dönüşü vardı ki ekran görüntüsü alamadığıma pişman oldum. Sprinte kalkmaya çalışan Wright-Phillips kafasını kaldırdığında 8 tane kırmızı forma gördü menzilinde. Giggs'in 14 sene sonra atacağı ikinci gole de yaklaştığı pozisyondan kısa süre sonra Tevez'in ikinci golü geldi. Bu sefer United'ın kontrolsüz çıkışı geldi ama Zabaleta'nın ceza sahasının hemen üstünde şut atabilecekken, topun çok elverişli gelmediğini görüp Kompany'e çıkarması enfes. Kompany topu ortaya çevirdiğinde de United kontrolsüz çıkışını pahalıya ödedi. Kupada bu tura gelene kadar gol bile yememiş United'a 2 gol birden atan Tevez'in gol sonrası hareketinin mesajı "
beni tutmak için yeterli şeyi yapmadılar" dediği United'a ve Sir Alex'eydi tabii. Son 15 dakikanın adı Manchester United-Manchester City veya Manchester United-Halifax Town olsa da değişmezdi. Mancini takımı geriye çektikçe çekti. Shay Given'ın sahneye çıkışı onun ilk Manchester derbisinden galip çıkmasını sağladı ama açık söyleyeyim bu skor Old Trafford'da ona yeterli olmayacak. Şahsi kanaatime göre, ikinci golden sonra hafiften dağılmış United'ın üzerine gitmeliydi ama o, bu skorun üzerine yatmayı seçti. Old Trafford'da maçın başında gelecek bir gol bu son 20 dakika için onu pişman edebilir.
Patrice Evra'nın maç öncesinde "
biz kupayı kazanmak için hesaplarımızı geniş bakış açısıyla yapıyoruz, City ise daha çok bizi bu maçta mağlup etmeye odaklı" lafının birebir yansımasını gördük sahada. Hoş maçın sonundaki ablukadan Sir Alex'in öğrencileri bir gol çıkarabilse Carlos Tevez'in performansı da boşa gidecekti. City'de golleri bir kenara bırakırsak Shay Given maçın yıldızıydı. Richards ve Kompany'nin de iyi oynadığını söylemek lazım. United tarafında ise özellikle sol tarafta Evra ve Giggs'in anlaşmazlık yaşadığı pozisyonlar maça damgasını vurdu. Hakem hakkında konuşacaklardır mutlaka. İlk golde tartışmalı (bana göre yanlış bir kararla gelen) penaltı, ikinci golde de Van der Sar'a yapıldığını iddia ettikleri bir faul var.
Premier Lig bu mu bilmiyorum da bir futbol akşamında maçın karşısına beklentilerle oturup o beklediklerini tam anlamıyla almak kesinlikle bu. Rövanş şimdiden bekleniyor.
6 yorum:
konuyla pek alakalı değil ama uçan kuşun memleketindenden bile haberi olan FD ufak bir ricam var. Biliyosun ELVAN kızımız fair play ödülünü aldı. onun hakkın da şöyle 2 kelam etseydin de hani bizde en azından böyle yerine getirmiş olsaydık sosyal sorumluluğumuzu yani bence,kanımca. çünkü bu övgüleri en az zamanında ALPAY a saydırılan övgüler kadar hakettiğini düşünüyorum.
işte carling cup bu!! :D
tevez çok arandı maç boyunca da, kulübeye yaptığı el kol hareketlerinden sonra neville'dan aldığı şöyle bir cevap mevcut;
http://4.bp.blogspot.com/_OinJw_l_2rA/S1Ypw8AkjcI/AAAAAAAADKs/KT99enZ-7t0/s1600-h/1.jpg
Ben biliyorum, bu Carling Cup:)
Ben bu maci izleyememis biri olarak -ozetler dahil- bu yazi sayesinde seyretmis kadar oldum. Ellerine saglik Hollandali...
Hakemle oyuncular arasında geçen diyalog bana bu hafta yaşanan benzer bir örneği hatırlattı. G.Bordeaux - O.Marseille karşılaşmasında Marsilya kalecisi Mandanda'nın kendi kalesina attığı golü izleyince, bir kaç sezon önce Fenerbahçe'nin Konya'da Anelka'nın kaleciye faul yaparak attığı ama herkesin eliyle attığını iddia ettiği pozisyon ve akabinde olanlar geldi aklıma.
Aynı hakem hatası, tamamen aynı pozisyon. Üstelik Şampiyonluğa oynayan iki takım arasında... Hiçbir futbolcu ellerini arkasına bağlayıp hakeme göğsü ve kafasıyla diklenerek hesapta "saygılı" bir vücut diliyle itiraz etmeyince çok garipsedim açıkçası. Haa, bir de Marsilya o hakem hatasıyla golü yedi diye, üzerine 3 tane daha yiyip maçı kaybetmedi tabi, o da var. :)
tevez'in sir alex ferguson'a trip yapıp "ben kulübede oturacak adam mıyım lan!!!!11" diyerek city'ye geçmesi iyi olmuş.
Yorum Gönder