LONDRA'NIN HAVASI KALLEŞTİR

İstanbul için söylenir bu laf aslında. Ama hafta sonu İngilizler için geçerli oldu. Anglo-Sakson milleti bu hava muhalefeti işinde meteoroloji işlerine inanılmaz önem verir. Zaten ülke yılın 365 günü yağmur aldığından artık hangi gün yağmur yağacağı değil de hangi saatte hatta dakikalarda yağacağı önemli olur. Wimbledon Tenis Turnuvası'nı izleyenler bilirler. Bazı günler, tenisçilerden çok turnuva koordinatörü ve kort sorumlusuna çekim yapılır. Hava ne zaman bulutlansa, elinde telsizle çıkış tünelinin yanında beliren bir adam sürekli meteoroloji ile bağlantı kurar ve gerektiğinde tek bir el hareketi ile kort kapanır, tenisçiler içeri girer ve yağmur dinene kadar beklenir. Bu yüzden Wimbledon'dan maçların ertelenmediği, programın sarktığı sene yok gibidir. Ama bu hengame, en azından merkez kort için son buldu. Hareketli bir çatı inşa ettiler ve sorunu çözdüler. Ha bunu daha önce yapamazlar mıydı? Yaparlardı tabi, ama geleneklerine bağlı Anglo-Saksonlar o Wimbledon'ın yağmur faktörünü bile turnuvanın bir parçası olarak gördüler ve çatıyı tahsis etmek için bir süre ayak dirediler. Ancak son yıllarda işler sarpa sarınca, 2008 Nadal-Federer finali yağmur kesintileri sebebiyle ortalık zifiri karanlığa dönüşmek üzereyken sona erince pes ettiler.

Bu hafta sonu West Ham kendi evinde Wolves'u konuk edecekti. Ama meteorolojinin verdiği kar alarmı sebebiyle maç ertelendi. Maç saati geldi çattı, Upton Park'ın zemini tertemizdi. Yollar açıktı, ulaşımda sorun yoktu, maçın oynanması gereken zaman diliminde de hiçbir şey olmadı. Premier Lig otoriteleri de pişman oldular tabii, maçın ertelendiğine, ardından da birkaç dedikodu kazanı yarattılar. West Ham'ın çok fazla sakatı olduğu ve bu işin kendilerine yaradığı, acaba bu faktörün bir etkisinin olup olmadığı yönünde. Ama asıl neden meteoroloji idaresinin yanlış tahmini. Futbol için her şey elverişli olmasına rağmen maç oynanmadı. Bazen de hiçbir şey elverişli olmasa da oynamakta inat edenler var...Mustafa Denizli, Werder Bremen, Rotariu...of of...