4 Şubat 2010 Perşembe

1958 MÜNİH UÇAK KAZASI VE BİR KAHRAMAN: HARRY GREGG

Geçtiğimiz yıl kasım ayında, Bursa'da bir apartmanın çatısına çıkan ve eğer o sırada Bursaspor formasını giyen Yusuf Şimşek'i getirmezlerse atlayacağını söyleyen bir vatandaş, Yusuf'un sakatlık sebebiyle olay yerine gelememesi ama uzaklardan yardım sözü vermesiyle intihardan vazgeçmiştir. Tanju Çolak'ın da arabasıyla Boğaziçi Köprüsü'nden geçerken bir vatandaşı intihardan vazgeçirdiğini hatırlarım. Türkiye'de futbolcular genelde "Anadolu çocuğu" kontenjanından yeşil sahalara adım attıkları için halkla içiçe olan, imza isteyenleri "elimde kramponlarım var" diye geri çevirenler dışında kırmayan adamlardır. Bu ay içinde Hull City menajeri Phil Brown, takınını yürüyüşe çıkardığı bir günde, Hull kentinde bulunan Humber Bridge'den atlamak üzere olan bir kadını, intihardan vazgeçirdiğini açıklamış, ama o sırada takımdan hiçbir oyuncunun yanında olmadığı, hatta bu intihardan kurtarma olayının tamamen düzmece olduğu ortaya çıkmıştı. Uzun bir süredir kötü giden takımın hocasını sempatik gösterme çabası mıydı bilemiyorum. Futbol tarihi, bireysel anlamda kahramanlık yapan futbolcuların hikayelerini içeriyor. Bugün bunlardan en önemlilerinden birisine değineceğiz. Manchester United'ın kahraman kalecisi Harry Gregg'den.

25 Ekim 1932 yılında Kuzey İrlanda'nın Tobermore kentinde doğmuş bir isim. Futbol kariyeri Linfield takımının reservleri olarak işlev gören Windsor Park Swifts takımında başlar. 3 yıl Belfast ekibinde forma giydikten sonra, Linfield'in rakibi Coleraine FC'ye transfer olur. Takım ona bu transfer için 80 pound öder. İkinci Dünya Savaşı yıllarının sonrasında, tüm dünyanın yaşadığı ekonomik zorluklar Gregg'in de ailesini vurmuştur tabii. Bu yüzden 80 pounda razı olur. 18 yaşına geldiğinde ise ülkeden uçma vakti gelir ve Gregg, Coleraine formasını sadece 19 kez giymişken, Peter Doherty tarafından İngiltere'nin Doncaster Rovers takımının kalesine geçirilir. Hikayesi de ilginç. İrlanda Lig karması ile İngiltere Lig karmasının oynadığı maçta forma giyip kalesinde 9 gol görünce (maç 9-0 bitmiştir), İrlanda Ligi'nde devam etmenin ona hiçbir şey kazandırmayacağını anlayıp, Doncaster'in oyuncu-menajeri Doherty'nin kendisine önerdiği kontrata anında imzayı atar. Genç yaşında geldiği Doncaster'da bir süre tecrübe kazanmayı beklerken, imza attıktan 2 hafta sonra Celtic'le oynanan maçta kaleyi korur. Ardndan gelen Blackpool maçında da iyi oynarken, yaptığı bir kurtarış sırasında kolu kırılır ve bu onun kariyeri boyunca sürecek sakatlıklarının da başladığı an olur, 1 sene boyunca alçıdaki koluna dikkat etmemesi, kemiğin yanlış kaynaması ve benzer sebeplerle sahalardan uzak kalır. Ancak dönüşünden sonra, 4 yıl boyunca Doncaster kalesinin 1 numaralı ismi olur.



















Doncaster'daki performansları ona İngiltere'nin en iyi kalecisi unvanını kazandırır, henüz 20'li yaşların başlarında iken. 1952-57 yılları arasında 94 maçta forma giyer Doncaster kentinde. Bunun üzerine Manchester United'ın efsane hocası Matt Busby, onu birkaç kez izler ve o zamanlar bir kaleciye ödenen en yüksek transfer ücreti karşılığı, 23.750 pounda Gregg'i Manchester'a getirir. Gregg'e de imza sırasında 30 pound verilir. 1957'de şampiyonluğu kazanan ve yaş ortalaması 22 olan meşhur Busby'nin Bebekleri'nin kalesini korur. Gregg daha ilk maçından itibaren ceza sahası içinde kale direklerinin arasında beklemeyi sevmeyen bir adam olduğunu kanıtlamıştır hatta, onun için "Manchester United kaleci mi yoksa stoper mi transfer etti?" şeklinde başlıklar atılmıştır. 1957-58 Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nda Manchester United ilk turda Shamrock Rovers'ı, ikinci turda Dukla Prag'ı mağlup eder. Çeyrek finalde karşılarında Kızılyıldız vardır. United kendi evindeki ilk maçı 2-1 kazanır. 6 Şubat 1958 tarihindeki rövanş maçında da 3-3'lük beraberlikle yarı finale gelirler. O yıllarda Belgrad'dan Manchester'a direkt uçuş olmadığından, takım Münih aktarmalı Manchester'a geçecektir.

Takım Münih'e iner. Uçak benzinini alır, ancak iki adet kalkış denemesinden ikisi de başarısız olur. Zira yoğun bir kar yağışı vardır ve pilot uçağı istenilen yüksekliğe çıkaramamaktadır. Bazı yolcular, pes edip Münih'te geceyi geçirmeye karar verirler, ancak Busby'nin takımı İngiltere'ye dönmek zorundadır. Kaptan James Thain bir kez daha uçağı kaldırmaya karar verir. United takımında Liam Whelan, Johnny Berry gibi uçaktan korkan bazı oyuncular vardır ve uçağın içinde oldukça gergin bir ortam oluşur. Sonrasında olanları Harry Gregg'in ağzından verelim:

























"Uçağın kalktığını ve bir evle ağacı geçtiğimizi hatırlıyorum. Daha sonra, birden her şey karardı. Uçağın sarsıldığını ve bir çok parçanın etrafa dağıldığını gördüm. Kafamı çarpmıştım, uçak bir yanına doğru yattı ve daha sonra da burnunun üzerinde dikildi. Kendime geldiğimde, hala hayattaydım. Kemerimi çözdüm ve parçalanmış uçağın dışına çıktım. O sırada kaptan James Thain'i gördüm. Bana "çabuk kaçın uçak patlamak üzere" diye bağırdı. Tam koşmaya başlamıştım ki bir çocuk ağlaması duydum. İnsanlara geri gelmelerini ve bir çocuk ağlaması duyduğumu söyledim ama kimse yardıma gelmedi. Bunun üzerine kendim uçağa geri döndüm ve küçük bir kız çocuğunu uçaktan çıkardım. Onu görevlilere teslim ettikten sonra, tekrar uçağa döndüm ve annesini sıkışmış olduğu koltuktan kurtardım. Ardından uçağın arka tarafına gittim ve Bobby Charlton ile Denis Viollet'i hareketsiz yatarken buldum. Onları öldü sanmıştım. Derken uçağın kuyruk tarafında, alevlerin arasında Matt Busby'i gördüm. Bacakları sıkışmıştı ve hareket edemiyordu. Sağlık görevlilerini çağırıp Dennis ve Bobby'nin yanına gittim. Ölmemiş olmaları için Tanrıya dua ettiğimi hatırlıyorum".















Gerçekte uçağın kanadı bir eve çarpmış, uçak bir başka eve girmiş ve alev almıştır. Toplamda 21 kişi hayatını kaybeder. Harry Gregg o gün çabaları sayesinde Vera Lukic isimli Yugoslav bir diplomatın hamile karısı ve kızı Vesna'yı bizat kurtarmış. İlaveten Matt Busby, Bobby Charlton, Jackie Branchflower, Dennis Viollet'in de kurtarılmasını sağlamıştır. Uçak korkusu olan Liam Whelan da dahil 8 oyuncusunu kazada kaybeden United kalan lig maçlarının sadece birini kazanarak ligi zirveden uzakta bitirmiştir. Gregg 1958 Dünya Kupası'nda Kuzey İrlanda formasını giymiş ve turnuvanın en iyi kalecisi seçilmiştir. 1966'da 34 yaşına geldiğinde Busby onu Stoke City'e satar. Gregg de 1 sezon oynayarak kariyerini noktalar. Ardından da Shrewsbury Town, Swansea City, Crewe Alexandra ve Carlisle United takımlarının menajerliğini yapar.

Bu kahramanlıklarına rağmen İngiliz kaleci, hiçbir zaman bu olaydaki rolünü abartmamış ve mütevaziliğini korumuştur. Örneğin o gün uçakta bulunan gazetecilerden bazıları, olayla ilgili kitaplar çıkarıp para kazanırken, Gregg, kurtardığı Bobby Charlton ve Jackie Blanchflower'ın baskısına rağmen hikayesini hiç gösteriş olarak anlatmamış, bir kahraman olarak görülmek istememiştir. Hatta oda arkadaşı Roger Byrne'ın cesedinin gözlerini kapamadan diğer arkadaşlarına yardıma gittiği için yıllar boyu kendini affetmemiştir. 2008 yılında, kazanın olduğu Münih havalimanındaki anma törenlerine katılıp, o gün annesi Vera Lukic'i ona hamileyken kurtardığı adamla tanışır.

Futbol dünyasında kahraman lafı çok kez kullanılır. Muhteşem bir gol atan oyuncu, rekor kıran bir atlet ya da yüzücü için. Ama kahraman lafını Harry Gregg kadar hakeden bir adam çok azdır. Onun kurtardığı Bobby Charlton 1966 Dünya Kupası'nda İngiltere'yi şampiyonluğa taşımıştır.

Gregg bugün 77 yaşında. Zaman zaman kazadan kurtulan isimlerle bir araya geliyorlar. Aşağıdaki resim 1998 yılında böyle bir buluşmada çekilmiş.

8 yorum:

müşkülpesent dedi ki...

tanju çolakın intihardan vazgeçirme olayının daha sonra düzmece olduğu ortaya çıkmıştı

aynı şekilde ilyas tüfekçinin de vardır öyle bir olayı

Flying Dutchman dedi ki...

bu yazıdan çıka çıka bu yorum mu çıktı :)))

solo dedi ki...

bu blogda, önce benzer hadiselerle giriş yapılan postların hastasıyım.

varol döken dedi ki...

"Futbol dünyasında kahraman lafı çok kez kullanılır. Muhteşem bir gol atan oyuncu, rekor kıran bir atlet ya da yüzücü için. Ama kahraman lafını Harry Gregg kadar hakeden bir adam çok azdır. Onun kurtardığı Bobby Charlton 1966 Dünya Kupası'nda İngiltere'yi şampiyonluğa taşımıştır."

Bu yorum haberden çıkardıklarınla sana mı ait yoksa haberin içinde var mıydı?

Ben bu soruyu da bir kenara not edeyim ne de olsa sen şimdi cevaplamazsın, hepsi 24 nisan sabahında bir bir sorulacak!

Flying Dutchman dedi ki...

valla yazıyı 3-4 ay önce yazdım hatırlamıyorum varolcum :))

myxomina dedi ki...

cok guzel bi yazi, hatta muhtesem. hikayenin kendisi de zaten guzel ama, anlatisinizla daha da guzellesmis.
tesekkurler.

Adsız dedi ki...

"Hikayesi de ilginç. İrlanda Lig karması ile İngiltere Lig karmasının oynadığı maçta forma giyip kalesinde 9 gol görünce (maç 9-0 bitmiştir), İrlanda Ligi'nde devam etmenin ona hiçbir şey kazandırmayacağını anlayıp, Doncaster'in oyuncu-menajeri Doherty'nin kendisine önerdiği kontrata anında imzayı atar."

Bu bölüm koptuğum andır :)))

Ferman

bonedriven dedi ki...

kazadan sonra ligde gerileyen united, FA cup'ta finale kadar çıkmayı başarmıştır. kazadan sadece 13 gün sonra, 19 şubat 1958'de -duncan edwards hala hayat mücadelesindeyken- united FA cup 4.tur maçına çıkmış, sheffield'ı 3-0 yenerek tur atlamıştır ki, united tarihinin en özel galibiyetidir.