Günü kapatırken bir not düşeyim. Bir daha da bu konuyu bu kadar uzun yazmam herhalde. Bundan 2,5 sene önce açıldı bu blog. Blogu açma sebebim şuydu, kendimi bilgilendirmek, kendi bilgilendiğim ve ilginç bulduğum konularda da insanları bilgilendirmek ve bunu eğlenceli bir dille yapmak, insanları da meşin yuvarlağa ve yeşil çimlere boğmayıp başka şeyleri de anlatmak. Hala da öyle. Kale Arkası, Aceto Balsamico, King Santillana, Noat SamisA, Borges ilk okuduğum bloglardır. Geleceğim yer şudur, bu saydığım adamların hiçbirisi, daha fazla okunmak için diğerine bok atmak onu aşağı çekmek yolunu seçmediler. Bir şeyler üreterek farklı olma yoluna gittiler. "O adam insanlara bir şey anlatıyorsa ben de anlatmaya çalışayım ulan" dediler, "dur ben anlatamıyorum onun anlattığını kötüleyeyim" demediler örneğin. Ne bileyim Borges Almanya'yı yazdı, Salih İngiltere'yi, Alper Öcal Brezilya'yı yazıyor, Artemio Franchi Fiorentina'yı yazıyor. O blogun herhangi bir fikrine katılmadılarsa gelip kendince belirttiler hatta bazen bu insanlarla birebir kontak kurup tartıştılar. Bugün halen ben ve Borges bir dolu konuda farklı düşünsek de birbirimize mail atıyoruz, tartışıyoruz.
Ama son 4-5 ayda, internet üzerinde daha fazla okunmak isteyen ve bunun yolunun da diğer bloglara temeli olsun olmasın saldırmak olduğunu düşünen bir grup türedi. Bu adamlara ara ara rastlıyorum. Bugün en son bir başka örneğini yaşadım. Gittikçe sevimsizleşmeye başladı bu güruh. Blog denen dünya sanal bir dünyadır. Burada klavye üzerinden, yazılan konular ve içerik dışında kavga etmek, dilleşmek kadar zaman kaybı bir hadise yok. Zaten bunu yaptığınız zaman megabytelardan oluşmuş bu sanal alemi hayatınızın merkezine oturtmuş oluyorsunuz. Bunu yapmayın. Sağlıklı bir yol değil. Bir şeyler üretmek yerine, üretenlerin hatasını kollayıp onları faka bastırmak üzerine kurmayın düşünce yapısını. Siz de bir şeyler üretin. Üretmiyorsanız, kendinizi göstermek zorunda değilsiniz. Üretmiyor olarak kalırsınız, biz de bunun için sizi gelip suçlamayız. Ama seçtiğiniz diğer yol daha vahim. İşin kötüsü bunu yapınca ciddiye alınacağınızı sanıyorsanız o da yanlış üzgünüm. Arada rastladığım ve bana ya da diğer bloglara karşı asılsız suçlamalar yönelten insanlara bir kez cevap veriyorum, bir daha da ne bir yazdığını okuyorum ne de muhattap alıyorum. Yani bu yolla ciddiye alınmıyorsunuz daha beter inandırıcılığınızı kaybediyorsunuz.
Gelelim bir başka konuya. Yukarıda da Borges örneğinde verdim. Bizimle bir derdiniz varsa, ki vardır diye koyduk bu yandaki mail adreslerini. Gelin özelden, bize deyin ki "ya FD şurada ayıp etmişsin", biz de açıklayalım. Bir hatamız mı var, atladığımız bir nokta mı var, birine bir şeye haksızlık mı yapmışız. Gelin dökün içinizi. Uzlaşalım ya da farklı düşündüğümüzü vurgulayalım. Ki onca kullanıcı ile yapmışlığımız var bunu. Yok ben illa kendimi göstereceğim diyorsanız, ona da tamam gelin burada yorum kısmı var. Oraya da yorum bırakın derdinizi. Ama bıraktığınız yorum "Dutchman objektif olmak için mi yazdın bu yazıyı bidibidibidibi agucu gugucu" kalitesinden biraz yukarıda olsun ki sonra buraya gelip "demek yayınlamadın o yorumu işte objektif değilsin, değilsin...bana ne bana ne" diye şakımak zorunda kalmayın. Ama bunların hiçbirisini yapmayıp, bilmem hangi sitenin bilmem hangi yorumunda ben "Flying Dutchman da az ipne değil haaaaa" diye yazı görünce acaip oluyor, yok hatta ayıp oluyor...ve hatta komik oluyor
Bu siteyi diğer insanları yargılamak için kullanmıyorum, sosyal statü için de kullanmıyorum, insanlarla tanışırken "merhaba ben Fırat, ama beni Flying Dutchman diye de bilirsiniz muhtemelen" diye konuşmuyorum. Siz de söylediğim gibi kişisel meselelerinizi halletmek için kullanmayın. İçerikle, üslupla ilgili bir derdiniz varsa buyurun teknoloji bir dolu imkan tanımış oturup konuşalım. Ben sabaha kadar konuşurum, arada geceler falan düzenleyeceğiz inşallah ilkini yaptık bir zaman önce, oraya gelin orada da konuşalım. Ama söylediğiniz şeyin bir değeri olmasına, şu internet üzerinde belli bir süredir alternatif yaratan bir grup insana saygı sınırlarının dışına çıkmamasına, misal binlerce yazı yazmış, özgünlüğünü kanıtlamış adamların bir ufak hatası sonucunda onun üstüne mesnetsiz zırvalarla saldırılmamış olmasına, biraz empati yapmaya, misal kendiniz zamanında Yeni Zelanda milli takım antrenmanında çıkan kavga ya da Arjantin milli takımında yenen yemekten bir şeyler anlattıysanız "ya ben insanlara sürekli bir şeyleri çalıyorsunuz diyorum ama, ben Türkiye'de yaşıyorum, Yeni Zelanda'daki adamdan nasıl haberim oluyor" diye sormaya özen göstermenizi tavsiye ederim. Youtube'da Ermenistan Eurovision videosu altına "Turks fucked your mothers" yazan adamdan bir farkınız olsun....Zira böyle hiç farkınız olmuyor be, kusura bakmayın. Ve tekrarlıyorum, bunu hayatınızın merkezine oturtmayın. Bana ya da yukarıda saydığım adamlara ya da herhangi birine saldırmak yerine gidin bir spor yapın, dil kursuna yazılın, TSM korosuna yazılın, olmadı akşamları 1 saat koşun sağlığa iyi gelir, Araf'tan hatun ayarlamaya çalışın, hiç olmadı evde oturun FM oynayın, GTA oynayın...falan filan...yazıktır zamanınıza...
Umarım bir daha benden böyle bir yazı okumazsınız. Daha birkaç şey daha var (misal ricam bu yazı da dahil, blog yazılarının tümünü okuyun üzerine bir şeyler diyecekseniz) ama neyse House başlıyor.
Bir de Varol'a küfredip durmayın lan. Tavukçusu olan adama küfredilir mi?
16 Şubat 2010 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
33 yorum:
yav neler olmuş serhat..
Sizin belirli bir kitleniz var zaten, arada boyle yamuklar da cikiyor iste. ayni konudan biz de muzdariptik, gerek mail gerekse yorumlar dolayisiyla. yemin ederim tek kelime yazmak gelmiyor artik icimden. neyse, takmamaya calisin kafaya derim lakin iyi taraflar kotu taraflari bastiriyor bu konuda.
Takmak başka mesele, zaten her şeyi ciddiye alsak blogu kapatır gideriz de, hayır bu tavırlar bir yere gelineceğini düşünüyorlarsa yanlış yolda gidiyorlar onu belirtmeye çalışıyorum...
Birileri bana kara calmaya calistigi vakit genelde ben o insanlari anlayisla karsiliyorum. Birakip gitmisligim vardir, sonra geri dönmüslügüm. Bu bile yeter.. Akabinde kimilerini rahatsiz edecek siyasi argumanlar da ayni sekilde. Dil catallidir, birilerini mutlaka hedef alir diye gider.. Duyarsizlasiyor insan bir süre sonra ve pek de umursamiyor. Kizmadigim gibi anlayisla da karsiliyorum pek cogunu.. Ki bazilari otomatige baglamiscasina küfürleri ediyor, etsin. Hakkidir onun yahu, blog bu. Belki bu yüzden acmistir, ben suna küfredecegim diye.. olamaz mi ? Yeminle su alemde kimseye kiziyorsam eskisi gibi..
Ve fakat FD gibi kimseye satasmayan, isi gücü taradigi bilgileri düzenli ve disiplinli bir sekilde bloga aktaran insana sunu da eksik, burda sunu yapiyor gibi yaklasim sergilemelerini ben "kötü niyet" olarak algiliyorum genelde. Hic kusura bakmayin biraz da kiskanclik.. Ben misal acaip kiskaniyorum adami, öyle böyle degil her gün düzenli bir sekilde ilgi cekici haberleri buraya siraliyor ve benim, onun gibi degil inanilmaz bir güncelleme orani söz konusu. Atilan postlar da foto alti üc cümle degil bildigin her biri emek verilmis nice arastirma yazilari.. Nasil kiskanmasin insanoglu ?
Ama "helal" demek cok zor olmasin. Sunu kötü yerine "cok iyi abi, saygiyla" diye yaklasim cok da zor gelmesin. Ancak ve ancak bunlarin oldugu yerde belki surasi da söyle olmaliydi diye dip not elestiri hakkina sahipsiniz.
Göz var nizam var, fikirlerine katilirsiniz katilmazsiniz, ortada cok buyuk bir emek var. Parasiz, getirisiz.. sonradan bir getirisi olsa da cikisi bu sekilde. Ben Kardesime bile kiyak gecmem övgü konusunda ama durum budur arkadaslar.. Biz de yapiyoruz bu isi, bu yüzden olsa gerek verilen emegi, yapilan isin güzelligini belki biraz daha niyi anliyoruz.. FD Söyledir diyenler oturup su kalitede olmasin da su yogunlukta su isi bi kotarmaya calissinlar.. Yeminle ne sevgili kalir, ne is ne de ev.. Deneyin, göreceksiniz.
Burasi sizin seciminiz.. bir gazetenin parayla sattigi bilgi, köse yazari degil bizzat sizin parasiz bilgi edinmek icin ugradiginiz yer. Bunlari da unutmayin..
ama blog olayı acayip konuşma-konuşulma-popülerite akçesi sağlamaya başladı, gaste köşesini dolduranlar kadar okuru var, ciddiye alanı var hatta argüman diye kullanılan yazılar, yazarlar var ve bir gaste köşe yazısı-yazarı gibi ulaşılmaz da değil ondan oluyor ya zati herşey.
bir filtre, sınırlama ya da damsız girilmez tabelası yok o nedenle bu çamur, saçmalık yada abukluk had safhada.
en doğru tepki onları görmezden gelmek olur tabi.
boşverin, yazmaya devam edin
oha varolun tavukçusumu varmış
wah kardeşimm baya içerlemiş..yürü be dutchmanım yakışır sana aynen dewam..ailecek beğenerek takip ediorz etmekteyiz..bu arada sanırım k.yalılıydn..bi de yelkenspor yazsan çok ii olur..başarılarının dewamını dilerm..
elleriniz, gözleriniz vb. nereniz yorulsada siz burada kalmalısınız, standartınızı bozmayın...
ağzı olan herkes konuşur... konuşacaktır da... (maalesef)
saygınızı ve okurlarınıza olan sevginiz hiçbir zaman azalmaması dileğiyle...
kolay gelsin; keyfiniz hiç azalmasın...
borges'in yorumu ciddi manada çok tatlı çok akılcı.. vallahi ben hepinize ayrı ayrı imreniyorum abi. bizim bi blog var 10 gündür aynı post duruyor, böyle rezil rüsva bişey. hayır öyle izleyen varsa da check etmeyi bırakmıştır şimdiye. buradaki yazılar tek elden çıkıyorsa harbiden borges'in dediği gibi ne sevgili kalır ne iş ne ev.. bu kadar emeği boklamanın tadı ayrıdır belki. borges ekşide alex ile alakalı bi enrtyde alex'i eleştirenlerin dünyanın en önemli işini yapar gibi eleştirdiğini söylemişti sanırım. insan ne kadar ciddi eleştiriliyorsa o kadar büyüktür demek ki abi..ki eleştiriyi haketmiyorsun o tamamiyle ayrı bir konu..
Fırat, öncelikle söylediklerine katılmıyorum. Araf'tan hatun ayarlamaya çalışın ne demek yahu, "çalışın" orada fazla. Erkeğe benzeyen her erkek (yanlış anlaşılmasın, üstün özelliklere gerek yok, kaşı gözü saçı sakalı olan, pantolon giyen) zaten Araf'tan hatun kaldırabilir. Çok aşağılamışsın adamları. Araf'tan hatun ayarlamaya "çalışın".. Uuu. Bu kadar yeteneksizler yani.. Ahahah..
Neyse mevzuya döneyim. Ben bu blogun kapanmasından çok korkuyorum abi. Olur da ilerleyen yıllarda sabahları kahvaltı masasına laptopumu kaldırıp koyacak bir nedenim olmayacaksa eğer, bunu şimdiden söyleyin de alışmayalım!
Ne kadar yükselirseniz o kadar şimşek çekersiniz.
İsteyen istediğini yazıyor işte ama herkes de kimin ne olduğunu biliyor. Nasıl siz istediğinizi yazıyorsanız insanlar da istediğini okuyor. Okumaya da devam edecek, size bok atanlar da gelip hala sizin blogunuzu okuyor olabilir, bunun olup olmadığını bilemezsiniz. Bu yüzden fazla da takmayın.
Ben internet kimliklerinin normal kişiliklerin üzerinde olmasına karşıyım mesela, ama yeri geliyor oluyor, önüne geçemezsiniz bunun da. Özünde çok farklı olan insanların internet aleminde kral olduğuna şahit oldum. Bu bloglara özel birşey değil, taa irc'den, forumlardan beri süre gelen birşey. Fakat güzel yazılar yazan, okuduğumda en azından bir kere şaşırdığım blogları da her zaman takip ediyorum.
Konudan biraz saptım ama kusura bakmayın. Siz yazmaya devam edin, meyve veren ağaç taşlanır derler, bu taşlayanlar düşen meyleri kendi çıkarları için satmaya çalışıyor yalnız...
Bundan birkaç ay önce bloglara kimilerinin gereğinden fazla anlam yüklediğini belirtirken, bir yandan da bu durumu eleştiriyordum aslında. Noat Samisa, "İngiltere futbolunu en iyi ben yazarım" demiyor misal. Ona bu anlamı sen, ben ve o vatandaş yüklüyoruz. Sen, ben bunu takdir bağlamında değerlendirirken, o vatandaş olayı abartıp, ya işte Noat Samisa'nın da burnu kalktı ha, diyor bir yerden sonra. Yahu adamın burnunun indiği, kalktığı falan yok be birader. Sensin kendi kendine gelin güvey olan. Örneği tesadüfen çıkarttım şimdi İlk aklıma gelen Noat Samisa blogu oldu. Daha böyle birkaç örnek daha verebilirim.
Bi de yazıda değinilen "objektif olmak için mi yazdın" olayı apayrı bir mevzu yani. Resmen hakaret gibi olmaya başladı bu olay. Ben Fenerbahçeliyim, bir tarafı seçmişim yani bu ülke futbolunda ama bir yazıda Arda'nın futbolculuğu beğeniyorum dediğim için, adam bana, "objektif olma ayağına yatma" diyor. Ulan ne objektifliği ya, ne alaka, şaka gibiler valla.
Valla Fırat abi, bloga zamanında buna benzer serzenişlerde bulunduğumda bana "boşver, takılma" derdin, hatırlıyor musun? Şimdi aynı şeyi ben söylemeliyim sanırım. Bu devran böyle dönecek gibi. Sırayla birbirimize, "boşver abi" deyip duracağız herhalde :)
ALLAH İYİLİĞİNİ VERSİN FLYING DUTCHMAN. başka da bişi demiyorum
Üretemeyen insanların üretilenden keyif almak yerine bok atması bizde çok sık görülen bir durum maalesef. Hiç takılmamak lazım.
Benim cok sevdigim bir fenomen var; dusunce ozgurlugunu tersten anlama diyebiliriz buna. Bunun iki tezahuru var:
1. Birisi bir laf eder, sen ona "fasist, komunist, sacmalama" falan dersin, bu sefer "Hani dusunce/ifade ozgurlugu idi, katlanamiyorsun iste bana!" diye cikisir. Iyi de birader, sen dedigini ifade etmissin, kimse de seni yargilamamis, dedigini silmemis, sansurlememis, daha ne?
Insanlar dusunce ozgurlugu deyince "elestirilmeme ozgurlugu, hep begenilme zorunlulugu" falan anliyorlar sozun ozu.
2. Her dusunceye yer verme zorunlulugu. Bu da "madem onu dedin, bunu da demelisin! Hani objektiftin?" seklinde tezahur ediyor. Yahu ben ansiklopedi yazari miyim? Blog yahu bu? Ki kose yazarlari her gun gozunuzun icine bakip yalan soylerken, gelip burada blogculara cemkirmek de ayri guzel.
Yukarida yorumlarda okudugum uzere bir de "obejktif ayagina yatma ulan!"cilar hasil olmus. Sayiyla veriyorlar bunlari hakikaten.
Daha siralariz "niyet okumaci", "etiket yapistirmaci" vs. insanlari da, yorum kosesi yetmez.
Takma FD, iyisin sen, bu yolda devam.
bence bir insan işini hakkıyla nasıl yapabilir sorusuna verilecek cevaplardan birisi gönül rahatlığıyla "flying dutchman blogunu hazırlayan arkadaş gibi" olabilir.. yaptığın işe ancak saygı duyulur fırat, gerisi teferruat..
lakin burada konuyu değiştiriyorum.. gece gece uyku tutmadı, geçmiş postları okudum biraz ve geçen hafta okay karacan la ilgili postu ve altındaki yorumları görünce gerçekten çok üzüldüm.. hele "türk spikerliğinin dip noktaası ve yüz karası" gibi ifadeleri okuyunca kendime küfredilmiş gibi bi his kapladı içimi..
sanırım 2002-2003 yılları, üniversite yıllarında hafasonunu bol bol maç izleyerek geçirdiğimiz günlerdi.. bir cumartesi günü bayern-stuttgart maçı vardı.. ama aynı saatte premier lig maçı da olduğu için ntv premier lig maçını tercih etmişti.. 16.30 da başlayan bayern-stuttgart maçı ise akşam saat 7 de banttan verilmişti.. biz heyecanı kaçmasın diye sonucu öğrenmedik ve tv nin başına geçtik.. okay karacan maçı o kadar güzel anlatıyoduki, anlatamam.. ya bu maç banttan değil mi bu adam neden bu kadar heyecan yapıyor diye birbirimize bakıyorduk bi taraftan.. neyse bi pozisyonda stuttgart serbest vuruş kazandı, hleb vurdu, direğin yanından geçerek ağları tutan arkadaki direğe çarptı ve kale arkasından ağlara şöyle bi vurdu.. allahım karacan kendini kaybetti mükemmel bir gol, şahane bir gol falan hopluyo.. top aut çizgisine gelene kadar farkedemedi durumu adam.. sonra kötü hissetti kendini tabi ama bizim gözümüzde bi kez daha büyümüştü.. adam ya maçı vaktinde izleyip anlatmıştı, banta çekip bize izlettiriyorlardı ya da bizim gibi heyecanı kaçmasın diye maçla ilgili hiçbişeye bakmamış, oynanmış maçı canlı gibi anlatıyodu.. bu kadar amatör ruhluydu yani.. maç 2-2 bitmişti..
geçen haftasonu yaşadığım için şunu da anlatmak isterim.. yine o dönemlerde newcastle la karşı takımı tam hatırlamıyorum ama gayet vasat bi takımdı bolton du büyük ihtimal.. okay karacan anlatıyo ya biz yine esiriz maça.. neyse soldan adamın teki aldı topu hafif ortaya doğru süzüldü vurdu ve aman allahım karacan kendinden geçti "darren ambrose harikulade bir gol, muhteşem bir gol" diye.. inanın bu maçların üstüne çok maçlar/çok güzel goller (avrupa-dünya kupası maçları dahil) izledim ama hiçbirini bunlar kadar iyi hatırlamıyorum.. ve bunun müsebbibi okay karacandır.. onun kadar yaşayarak maç anlatanını görmedim.. ve geçen cumartesi crystal palace-villa maçını izlerken ambrose çekti dikkatimi, adam bir de uzaktan gol atmasın mı.. melih cevdet in "yaşamak anımsamak mıdır yoksa" dizesi geldi direk aklıma, ahh okay abi ahh..
sadece heyecanlı maç anlatımımıdır, tabiki de hayır.. kendisi formula 1'in türkiye ye gelmesi kesinleştikten sonra okulumuza gelmişti.. para mı vermişlerdi hayır, sırf muhabbet için, f1 in promosyonunu yapmak için.. şunu bütün kalbimle ve iddiamla söylerim ki, türk spor camiasında onun kadar bilgili, ufku geniş, sempatik ve entelektüel ikinci bir adam yoktur..
gecenin bi yarısı bana bu kadar uzun yazdıran nedir, hele de ilgisiz bir postta.. okay karacan ın bu ülke futbolu ve takip eden insanlar üzerinde büyük emeği ve hatta bir adım ileri gidiyorum hakkı vardır.. bu yazıyı yazarak borcumu karşılamasa da en azından içimi rahat tutmak istiyorum, okumasan da selam ederim okay abi..
o yazı demek istemiyorum (fırat o yazıyı normalde yazmazsın sen, ama ya karacan ı pek tanımıyosun ya da anlık bir sinirle yazdın) ama o yorumlar göstermiştir ki o kadar farkı kapatmaya çalışmakla birlikte kendisi bu ülke futboluna hala 10 beden büyüktür..
flyby
yazıp sildiğin laporta hakkındaki yazın için yazdığım yorumum bu postu atmakta en ufak bir etki ettiyse kusura bakma.Çünkü ben en baştan beri takip edip, seni bir arkadaş olarak gördüğümden dolayı, samimi bir dille yazmıştım yorumumu.Bu noktadaki hassasiyetimi belirteyim dedim.
hepimiz tutkunuz bu spora, hepimiz seviyoruz, hepimiz kendi capimizda takip ediyoruz. aramizdan bazilari cikip blog aciyorlar, bu sevgiyi, bu hobiyi paylasmak icin. vakitlerini ayiriyorlar. icimizden bazilari bos zamanlarinda film seyrediyor, bazilari spor yapiyor, kitap okuyor ne bileyim oyun oynuyor. ama bu adamlar blog yaziyor. arastiriyor, hepimizin sevdigi bu sporla alakali gundemdeki konular, kulupler, futbolcular hakkinda. fotograflar buluyor, haberler buluyor, kendi yorumunu da katip yayinliyor sitesinde. bu blogu ve digerlerini takip etmeye basladigimdan beri futbol sevgim artmadi. cunku o hep vardi. fakat bilgim artti, genel kulturum artti. fenerbahce, juventus, barcelona takimlari taraftari oldugum takimlarken, dunyanin neredeyse her ligi hakkinda, milli takimlar, yerel takimlar, taraftar gruplari hakkinda hatta filmler, albumler ve cesitli lokantalar hakkinda cok sey ogrendim. cok sukur FD'nin veya diger bloglarin yazdiklarinin objektif olmasi gerekmedigini (ama oluyor adam), yorumlarinin kendi dusunceleri oldugunu bilecek ve bunu normal karsilayacak olgunluga da sahibim. e daha ne olsun.
begenmeyenlere, sadece begenmemekle kalmayip isi hakarete vardiranlara bir cift lafim var: ac o zaman sen de bir blog arkadasim. ac ve neyi savunmak istiyorsan, ne yazmak istiyorsan onlari yaz. sonra da oku yazdiklarini ve tatmin ol.
bir cift lafim da FD ve diger blog yazari arkadaslara: hicbirinizi tanimam, etmem. ama emeginize, harcadiginiz zamana saygi duyuyorum. iyi ki yaziyorsunuz. cok sey ogrendim sizden. insallah sevkiniz kirilmaz. sizi severek takip edenlerin yaninda hakaret edenlerin esamesi okunmaz.
Ben sadece teşekkür etmek istiyorum, Flying Dutchman'a ve ekipteki diğer arkadaşlara... İstisnasız her gün takip ettiğim bu blogun aynı çizgide devam etmesi ümidiyle...
Bu da bonus ; "Hidding" Türkiye'deymiş...
http://www.irrasyonel.net/images/ext/hidding.jpg
@lionel
seninle uzaktan yakından alakası yok. Senin yaptığın gibi yapsa keşke insanlar, gelip gerçekten hatamızı ortaya çıkartıp bizi de düzeltse doğrudan buraya yazarak...
herkes böyle belirtse yanlışımızı zaten lafımız olmaz
Bunlara takılmadan tam gaz Yola devam etmeni öneririm Fırat. Emin ol seni takip eden, seven bu guruh zerre önem vermeyecektir bunlara
geridonusumlukufur.blogspot.com
itinayla edilen her türlü küfür alınır, dilbilgisi tesislerimizde işlenir, hatalı yazılmış bağlaçları ayıklanır, sahibine geri kazandırılır...
eskiyen küfürlerinizi atın, atın atın (jill çoraplarına selam olsun)
Ayrıca Varol ağabey'in tavukçusu nerededir? Karnımızı doyuralım! :)
tavuk bir felsefedir, onu görmek istediğin her yerdedir... ama illa da kömür ateşinde kızarmışını görcem ben dersen çapa başvekil caddesinde tavukçuzade'ye bir uğrarsın...
Tunchay'ın da affına sığınarak; "senden önce futbol vardı" cümlesini mutasyona uğratarak (olaya evrim diye de baka biliriz); her şeyden önce adab-ı muaşeret vardı olayına çevirmeli.
Protestantism: Shit happens if you work hard.
Atheism: Bullshit!
Bekara 'karı' boşamak kolay tabii ama bu kadar takmamak gerekir. Haliyle, insanların daha fazla okunma derdi oluyor, bu yüzdendir ki, kimisi birkaç ayda çekip gidiyor.
Çeşitli beklentiler içinde insanlar. Bir nevi gazetecilik oynuyorlar. Herkes, her konuda ahkam kesiyor, herkes her şeyi biliyor. Eleştirmek dünyanın en kolay işi bu yüzdendir ki, bu ülkede Rijkaard futboldan anlamıyor ya da bir başka isim korkak oluyor.
Bilmem, bana bu tipler için fevaran etmek garip geliyor. Söyleyecektir hiç durmadan. Ta ki, onun ismini anıp, onun bloğunu buraya yazıp yani adam yerine koyup cevap vermene kadar. Sorun bu zaten, adam yerine konulmak istiyorlar.
Ortaya güzel birşey koyuyorsan tepkilerin %99'u "yürü be koçum" diyecek, geri kalanı da tehdit ve küfür içerikli olacak. Bu dünyanın her yerinde böyle, bizim gibi kıskançlığın ve herkesin yaptığına burnunu sokmanın üst seviyede olduğu toplumlarda ise had safhada.
FD blogu bile -bu "bile" politik post'lar çok az diye- bu tarz mesajlar alıyorsa durum gerçekten kötü.
Bu biraz altyapı futbolcusu olmak gibi: "Onlar sana tekme atacaklar, sen koşmaya devam edeceksin" FD kardeş. Bir gün bu ülke medyasından da Ercan Saatçiler, İsmail Erler, Osman Tamburacılar (tarafsız olmak için 3 büyüklerden yazdım!) gidecek ve bu işi çok daha düzgün yapacak sizin gibi adamlar gelecek.
Ama tehditten-küfürden-çirkefliklerden yılmak yok!
@varol döken
Yolumuzu düşüreceğiz elbet...
İlla da kömür ateşinde kızarmışını görmeliyim :)
Peki senin Okay Karacan için hazırladığın yazının, bu bahsettiğin insancıkların yazdığından ne farkı vardı.
çok farkı vardı
İçinde sadece küfür yoktu.Türkiye'de bir çok kişiye futbolun başka yüzlerinin olduğunu da göstermiş ve onu sevdirmiş güzel insana o yazıyı yazmanın popüler olma çabasının dışında başka bir amacının olduğuna beni ikna edemezsin.
etme gibi bir amacım yok zaten, hatta bu muhabbeti sürdürme amacım da yok...idrak yeteneğinin yetersizliğine ve bunu bir de kahveden çıkma bir üslupla dile getirmeye tahammülüm bir yere kadar
Yorum Gönder