Büyük oyuncuların idaresindeki zorluklar ve onların kendi problemleri de büyük oluyor. El Burrito'nunki de böyle oldu kariyeri boyunca. Bir türlü üstesinden gelemediği alkol problemi peşini bırakmadı. River Plate'e otuzlu yaşlarından sonraki üçüncü dönüşünde problemleri içinden çıkılamaz hale geldi. Kısa bir tedavi gördü, futbola devam etti ama Diego Simeone'nin takımın başına gelişiyle birlikte yavaş yavaş kadrodan uzaklaşmaya başladı. Derken 2 yıl önce, önüne geçilemez alkol problemi sebebiyle River onu Buenos Aires'ten çok uzağa, Şili sınırındaki Mendoza eyaletinde bulunan Independiente Rivadavia takımına kiraladı. Zira Ortega Arjantin 2. Ligi'ndeki takımın formasını giyerken haftada 2 kez de Şili'deki Rehabilitasyon Kliniği'ne gidecekti. 2009 mayıs ayında kulüple ilişkisi kesildi ve Buenos Aires'e geri döndü. Bugün problemi yine başında. Teknik direktör Leonardo Astrada Rosario Central ile oynayacakları maç için tüm takımı cuma günü toplamak için haber göndermiş ama Ortega 1 gün sonra çıkagelmiş, böyle olunca da Astrada onu kadroya almamış.
40 yaşındaki teknik adam, "Ortega problemini biliyor, kurtulmak için de elinden geleni yapıyor gibi görünüyor ama bu bir türlü çare olmuyor" diyor. Kulüp yine de 36 yaşındaki oyuncuya yardım etmek için elinden geleni yapacak. Gerçi bu saatten sonra işler zor olacaktır. Yaş ilerledikçe ve kaslar hareket kabiliyetini yitirdikçe, bir futbolcu için zorluklarla baş etmek daha zor bir hal alıyor.
Benim Ortega deyince aklıma bir tek şey geliyor. 2002-03 sezonunun ocak ayları, Fenerbahçe'de bir grup futbolcu tarafından dışlanan, maçlarda pas atıldığı zaman "bir sus bir sus" diye paylanan Ortega, Samandıra'da bir bankta oturmuş, yanında onun kuyusunu kazdığı söylenilen iki adam Ceyhun Eriş ve Ogün Temizkanoğlu Ortega'nın yanaklarından öpüyorlar. Ortega'nın suratında, buruk bir gülümseme var....Birkaç hafta sonra Arjantinli'nin bir daha dönmemek üzere İstanbul'dan ayrılışının habercisi...Ben bir Galatasaraylı olarak, Fenerbahçe kulübünün Ceyhun Eriş gibi bir adama, Ariel Ortega gibi bir yıldızı (kendisi bana göre Appiah, Anelka, Van Hooijdonk dahil isim olarak Fenerbahçe'ye gelmiş en üst düzey oyuncuydu) harcatmasını şaşkınlıkla izlemişimdir.
İngiltere'den Türkiye'ye arabayla yolculuk
-
“Hayatımda yediğim en iyi dondurmaydı” dedi Ozan. Ömrünün henüz 5 yıl 6
ayının geride kaldığını düşününce çok iddialı bir açıklama gibi
gelmeyebilir. Ama...
4 yıl önce
6 yorum:
yani diyorsun ki illa sabah sabah ceyhun eriş'i an, yeni fırçaladığın ağzını boz, sinirini tepeye çıkar...
her postunda söylemek boynumuzun borcu olduğu gibi bu toprakların gördüğü en yetenekli futbolcuydu kendisi...
Gerek yazıda, gerekse de Varol'un yorumundaki her bir cümleye katılıyorum. Ek olarak Ortega'yı transfer eden takımın, Lorant gibi bırakın yıldız oyuncuları kullanmayı bilmeyi, genel olarak bir takım nasıl idare ediliri bilmeyen bir teknik adama Fenerbahçe'yi emanet emesi de ayrı bir komediydi.
gördüğü birşeyler var ki durmadan içki içiyor. futbolcu olması talihsizlik. yaptığı kötü birşey değil.
Bizim ülkemizde, doğru zamanda doğru yerde bulunan herkez herkezi yiyebilir abi. Budur.
Madem Ceyhun Ortega yı harcayacak kadar güçlüydü neden kendini kurtaramadı . Bence Ortega yı Ceyhun un harcadığı tam bir klişe.iki pas vermedi diye harcamış mı oluyor...
Ceyhun'un Ortega'yı harcamasının sebebi sadece pas değil, yazıda bir tek o olay örnek verildiği için arkadan gelen cümlenin dayanağı gibi gözükmüş olabilir...
daha çok hadise var...
Yorum Gönder