10 Şubat 2010 Çarşamba

IT'S OK.

























Antalyaspor bu...






















Ankaraspor bu...

Emre Tilev'in Alman Ernst'ine nasıl gülerek bakıyorsak, bu akşam TRT ekranlarındaki düetten hallice komediye de öyle bakmamız lazım. İsimlerin değişmiş olması, olaylara objektif bakmaktan da alıkoymamalı. Bir Galatasaraylı olarak izlerken fena halde rahatsız oldum. Antalyasporlular nasıl olmuştur anlayın siz artık. Uzun süredir Türk televizyonlarında bu kadar kötü bir maç anlatımı izlediğimi hatırlamıyorum. En son 15 sene önce Akın Göksu bir Fenerbahçe maçında "hadi Aygün hadi Aygün" diye Fenerbahçe'ye gol attırmıştı onu bilirim. Uluslararası anlamda bir maç spikerliği maçın "büyük" olan tarafını göklere çıkartıp diğer tarafını "mağlup edilmesi gereken" bir takım olarak görmekle olmuyor. John Motson, Brian Moore, Barry Davies gibi adamlar Liverpool-Norwich City maçında Norwich'in gol pozisyonlarında sessizliğe bürünüp, Liverpool'ın gollerinde veya göze hoş hareketlerinde "müthiş", "süper, "olağanüstü" yorumlarına girişmediği için bugünlere geldiler. Bir de eklemek lazım. "XXXX'i beğenmeyenlere YYYYY layık" türündeki yorumlara da katılmıyorum. Kötü bir mesleki icranın alternatif maliyeti olarak bir başka kötü mesleki icra gösterilirse bu illa birisine razı olmamız gerektiğini göstermez. İkisini de eleştirmemiz gerektiğini gösterir.

Bir de futbol maçlarının yorumculuğu, sırf bedava diye "valla ne maç oluyor öyle değil mi hacı" kalitesinden yukarı çıkmayacaksa her hafta Gaziosmanpaşa kahvesinden bir adam dönüşümlü olarak otursun oraya, biz de halktan birilerini duyalım hiç olmazsa...

Galatasaray'ın hali bambaşka bir yazının konusu. Tek bir cümleyle diğer yazılara topu atalım. Yeri geldi futbolda kalecinin bile son 5-10 dakika hücum hattına gönderildiği oldu (David James-West Ham), o ayrı konu, ama bundan 5 sene önce hücum hattı Hakan Şükür, Ümit Karan, Necati Ateş, Hasan Kabze'den oluşan bir takım son 5 dakikada Servet Çetin'i hücum hattında uzun boyuyla pivot santrafor görevi yapsın diye oyuna sokuyorsa ve o adam taç çizgisi dibinde dribling yapmaya kalkıyorsa, ortada bir sorun var demektir....İdari anlamda, hem de çok çok büyük bir sorun. Atletico Madrid maçında Galatasaraylılar artık kendi takımlarından çok, İspanyolların bu sezonki kötü formlarına güveniyor, burası kesindir.

Daha ayrıntılarız...

66 yorum:

Ortega dedi ki...

" hadi Aygün hadi Aygün... ehmm.. Yani Türk futbolunun güzelliği için" mi demişti, hatırlıyorum onu bak :)

Flying Dutchman dedi ki...

yok "böyle diyorum ama bu yaşımda ben bile atarım o golü ondan dedim" demişti :))

lostinthefutureplay dedi ki...

Gerçekten de son yıllarda gördüğüm en taraflı maç anlatımıydı bu.. Maç GS TV'den anlatılsaydı ordaki spiker bile utanır rakip takıma saygı duyup bu kadar taraflı anlatmazdı. Galatasaray ataklarındaki 'süper pas, muhteşem hareket, harika harika' sözlerine karşın örneğin Ömer'in uçarak çıkardığı topa bile 'harika bir kafa vuruşu' diye yorum yaptı Okay Karacan. Bu gece itibariyle Türk spikerliğinin yüz karası olmuştur.

Zamanında İlker Yasin, Emre Tilev, Ertem Şener gibi spikerlere çok güldük, kızdık ama hiç biri bu kadar taraflı anlatmadı maçı. Ben spikerlik ve sunuculuk diplomasına sahip bir kişi olarak maçları daha farklı yönlerden gözlemlemeye çalışıyorum ama bugün gerçekten mesleğimden utandım bir anlamda, umarım Okay Karacan maçı bir kez kendi izler ve hatasını anlar..

scugnizzi dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
thieu dedi ki...

ben bu performans düşüklüğünü maç eksiğine bağlıyorum.

o değil de, okay karacan iyiydi ama çevresi kötüydü. ömer üründül ile nereye kadar..

ziggytheking dedi ki...

Teleon'un zamanında böyle taraflı spiker uygulaması vardı. Bir tuşa basınca o takım spikeri çıkıyordu. Bu maçta "default" olarak GS tarafını tutan bir Okay Karacan çıktı TRT'de.

Hadi Digiturk dekoder satmak için taraflı spiker barındırıyor biz de parasıyla değil mi deyip katlanıyoruz. Ama devlet kanalında böylesi süregelen yanlı yayıncı anlayış cidden ayıp.

Maçın kırılma anı ise Servet'in çizgide top sürmeye çalıştığı anlardı.

Ahmetufuk dedi ki...

Bu da spikerin aktif futbolu bırakmışı sanırım :) Ankaraspor'u hatırlatarak yıllar öncesine götürdü bizi Okay Karacan :)

Adsız dedi ki...

aynısını van gaal yaptığında büyük deha oluyorda rijkard yapınca neden sorun gibi gözüküyor onu merak ediyorum sizin açınızdan?

onat tayaz

Her Yol Roma dedi ki...

Geçen sene Meira'nın gönderilip Kewell'ın stoper oynamaı, bu sene de Servet olayı. Değil Jo, Gio dos Santos; Messi de gelse bu GS'den cacık olmaz.

Flying Dutchman dedi ki...

şundan oluyor...Rijkaard'ın elinde 4 tane forvet olsa ve bu adamların hiçbirisi rakip takımın kilidini açamazsa ve son dakikada defansta oynayan bir adamı ileriye gönderse olaya maç içi taktik değişiklik olarak bakabiliriz...van gaal'in yaptığı budur...bunu feldkamp da yaptı zamanında..hatta yine Servet'le yaptı....Fatih Terim de yapmıştır...rijkaard ise bambaşka bir şey yaptı...

maç boyu santraforsuz oynayan bir takımın hücum hattına, bir defans oyuncusunu sonradan sokmuş, oyuna aldığı defans oyuncusu, sol kanattan hücum akını yaratmak için 2 adamın arasına girip bambaşka işler yapmaya kalkmıştır...

dolayısıyla "aynısını" biraz iyimser bir ifade...ha "rijkaard mı dedi servet'e git çalım yap" diye savunmasını da pek kabul edemeyeceğim. Sezon başından beri, hatta son 2 senedir bu tür maceralara girmiş bir adama "bu tür şeyleri yapmanı istemiyorum" demek çok zor olmamalı...bu yeni bir huyu değil Servet'in...zaten o yüzden idari bir problem dedim ya...

İnsanları yerin dibine batırma ve dağın tepesine oturtma arasındaki yerlerde de dolaşmak lazım. Rijkaard de eleştirilir ve eleştirilmelidir...bir çoğu bunu kutsal kitaba hakaretle aynı kefeye koysa da...(sözüm size değildir)

mre dedi ki...

Bu kadar konuşulacak, yazılacak, tartışılacak şey varken maçın asli bir unsuru olmayan spikeri yazmak kolaya kaçmak gibi geldi bana. ne yazacağıma ben karar veririm diyorsanız da bize susmak düşer.

C3Moi dedi ki...

gs - tromso 2. maçı yine aynı spiker '' haydi bastır cimbombomum''

Adsız dedi ki...

abartılmış tepki.

Flying Dutchman dedi ki...

e ne yazacağıma ben karar veririm tabii de size de susmak düşmez...

bir de spiker "saha içindeki maçın" aslü unsuru değil elbet, ama "maç seyrinin asli kısmı"..e biz de o kısımla ilgilendik "izlediğimiz" için...konuşulacak onca şeyi zaten konuşuyoruz...Galatasaray'ın bu sezonki haliyle ilgili bir dolu şey yazdık yazarız da gelecekte

...bize verilmiş bir görev yok ki kolayına kaçalım:) Blog burası...ben korner bayrağının renklerini beğenmediğimi de yazabilirim örneğin...her GS maçı sonrası önce maç konuşulmalı gibi bir zorunluluk görmüyorum kendimde...

aksilaz dedi ki...

hersey bir yana su Ömer denen insan su stadda her sene seklini yapıp istediğini alarak ayrılıyor o çok koyuyor.

shadowturk dedi ki...

gsli olup bu yorumları yaptığınız için teşekkür ederim bende bir fenerliyim ve sesi kısıp izledim maçın çoğunu ve acaba tezahüratları duyup sadece spikeri muteleyeceğim yöntem varmı diye de bir soru sorayım yada tavsiyede bulunayım.

necip dedi ki...

tam bi rezalet. bugün türk spikerliğinin en dibini gördüm diyebilirim. gs-ant maçı önceside ts-istB.B. maçını radyodan dinledim, oradada 45dk. boyunca trabzonlu futbolcu recep giray kaçar'a spiker recep diye hitap etti. buraya kadar normal recep ismi adamn isimlerinden biri ama adamı anası bile giray diye çağırıyor,futbol kamuoyu giray diye biliyor. illa recep diye neden kulağımıza bağırır ki anlamam. ve 45 dk. bitti yayının bitmesi ile spikerin söylediği sözler şu şekildedir :'' evet sayın dinleyiciler(gülerek) arkadaşım hedehöde bana gölü atan futbolcu recep in aslında giray olarak tanındığını bu şekilde hitap edildiğini mesaj attı.onada burdan bu uyarısı için teşekkür ederim'' beyanat bu şekildedir. bee arkadaş sen maçtan önce hiçmmi araştırmıyorsun hiçmi kulağın aşina değil, hiçmi maç anlatmadın. biraz özen biraz dikkat !!!

Bushwacker dedi ki...

mancini'nin benzer hamleleri materazzi ile yaptığını hatırlıyorum ben sanki. münih - van buyten örneğine değinilmiş ama siz aradaki farkı açıklamışsınız. idari bir sorun olduğu tespiti ne kadar doğru bence tartışılır. eğer sorun varsa da bu yönetimin değil, yönetime raporu veren teknik ekibindir.

2 sene önce çift forvet oynarken 4 forveti vardı takımın, bu sene tek forvet oynarken 2 forveti. daha sonra devre arasında nonda yerine jo alındı, tek farkı jo'nun avrupada oynayamayacak olmasıydı. nonda gönderilirken alınan adam da dos santos idi. rijkaard'ın 3 sene önce barcelona'da altyapı'dan beri beraber olduğu, barca'daki son sezonunda yaşıtı messi ile neredeyse aynı sayıda maça çıkan ve istatistikleri daha iyi olan bir futbolcuydu. sonra etoo, marquez ve messi'nin olduğu takımda maalesef 4. yabancı oldu ve takımdan ayrıldıktan sonra futbol kariyerinde şans ona gülmedi. diyeceğim şu ki rijkaard bu adamın potansiyelini biliyor, güveniyor ki avrupa'da santraforsuz kalmak uğruna bu adamı aldı. bunun doğru bir karar olup olmadığını zamanla görücez. bugün kupadan elenmiş olmanın verdiği sıcağı sıcağına öfkeden kurtulabilirsek, ben şahsen messi'nin yarısı olacak bir dos santos'u türkiye kupası'na tercih ederim. referans sağlam sonuçta, barcelona altyapısından ve kendisini çok iyi tanıyan bir teknik adamın ellerinde. kumaşının iyi olduğu kesin, rijkaard onu iyi işlerse galatasaray maç çevirebilecek bir yıldıza kavuşur.

peki böyle bir dos santos'u atletico madrid tarafından elenmeye tercih eder miyim? buna şu an cevap veremem, ki elenip elenmediğimizi zaman içinde görücez. sonuçta santraforsuz da olsa 2 maçtır takım gol pozisyonu üretmekte zorlanmıyor ancak bu pozisyonları sonlandırmakta ciddi sıkıntılar var.

jo'nun sakatlanması ise tamamen şanssızlıktır bence. jo'nun varlığına güvenen teknik kadro başka santrfor transferi yapmayı düşünmedi ki bence yerinde bir karar, 3 adet yabancı hakkını sadece santrfor mevkisinde harcamak biraz fazla bonkörce davranmak olurdu. belki yerli bir futbolcu hakıma dahil edilebilirdi, ama olmadı olamadı demek ki.

neticede şu anda takımın 2 santrforunun da sakat olması bence şanssızlıktır. yoksa yeterli sayıda santrfor vardır takımda. yapıldığını düşündüğüm tek idari hata belki yerli bir santrforun takıma katılmaması, ki bunun da "çok çok büyük bir idari hata" olduğunu düşünmüyorum. sistem değiştiğinden kadroda hangi mevkide kaç adam olacağı tabii ki değişecektir. rijkaard ve ekibi böyle bir riski dos santos'u kazanmak için almış olabilir, ki dos santos'u kazanırsak ben böyle güzel ama santrfor olmadığı için hak ettiği kadar gollü geçmeyen müsabakalara razıyım bir galatasaraylı olarak.

mre dedi ki...

Elbette spiker hakkında da yazabilirsiniz lakin ben sizi diğer bloglardan ve yorumculardan ayırdığım, sizden daha farklı bakış açıları beklediğim için böyle yazdım. Çünkü bu maç Ömer şebekliklerinden tutun Mehmet Özdilek'in başarılı taktisyenliğine kadar cddi analizler yapılabilecek bir maçtı. Elano'yu Emre Çolak'ı, santroforsuz oyunun gereklerini falan saymıyorum daha.

Flying Dutchman dedi ki...

yollarda geçen 5 saat, -3' derecede, tüm gün yağan karda uzun süre otobüs bekleyip eve kendini zor atınca, insanın bazen uzun yorum yapacak hali kalmıyor diyeyim

daha dinç günlere :)

Her Yol Roma dedi ki...

klasik düzeltmelerimi yapayım ve kaçayım;

@ necip

"remzi giray kaçar" olacak.

@ Bushwacker

messi, giovani'den 2 yaş büyük.

Adsız dedi ki...

Az biraz eleştiriye tahammülünüz olsun arkadaş ya.
Takımını yönetimini hocasını geçtim spikere eleştiriye bile itiraz.
Bence bu işte Aziz Yıldırım'ın parmağı var, Okay Karacan'la arası bozuk, hedef gösteriyor insanlara.

Serkan Özer

steven_stiffler dedi ki...

Okay Karacan yazsın,yorum yapsın ama maç anlatmasın lütfen.

Bir sahaya inip üçlü çektirmediği kaldı,yakıştıramadım.

Tuğberk dedi ki...

Bugün Trabzon - Belediye maçından sonra şöyle bir yazı yazdım..

http://atleticobonito.blogspot.com/2010/02/binlerce-van-gaal-var.html

gitti rijkaard'da yazıya soktu kendisini..

bu arada okay karacan iyiydi yahu..bi de kendisi beşiktaşlı..hani çok taraflı gelmedi bana ama..

Unknown dedi ki...

İlginç bu maça bu noktadan değinmeniz gerçekten. Siz Okay Karacan'ı sadece birkaç dakika mı dinlediniz anlayamadım. Ömer Üründül ilk ve 2. maçta iki adet ofsayttan gelen golü yorumlamazken, penaltı pozisyonuna yarım ağızla penaltı deyip daha öncesindeki nizami müdahaleye bariz faul deyip sonrasında kıvırmaya çalışırken, Ömer ancak 90+3'te sarı kart görebilmiş ama heyhat bu taraflı spikerlerden bir ses çıkmamışken diye başlayıp daha onlarcasını sayabileceğim olayda bu taraflı spikerlerden bir ses çıkmamışken sadece 2. yarının başında gerçekten gayet klas hareketlere Okay Karacan'ın yaptığı birkaç tane yoruma takılmak ne kadar doğrudur kestiremiyorum açıkcası. Evet burası sizin blogunuz ama eleştirileri de kabul etmeyecekseniz istediğimi yazarım diye pek blog mantığıyla uymayan bir blogunuz olduğunu da kabul etmek durumundasınız.
Saygılarımla...

Erdal Güngör dedi ki...

Ben sahada olan mücadeleye bakarım oda bugün yoktu,iki senedir yok nerdeyse.Bize Neil,Caner gibi canla başla oynayan,maça asılan adamlar lazım,yemişim taktiğini.Yukarıda saydığın oyuncular hepsi yerli malı,birileri o yıllarda alay ediyordu,fakat onlar son saniyeye kadar maçtan kopmuyorlardı,çok maç çevirdik,bir Hasan Şaş vardı yırtardı kendini,bizde ona ağız dolusu küfür ederdik,özlüyor insan öyle adamları.Futbolda her şeyden önce mücadele etmelisin,Türkiye liginde göze hoş gelen,estetik oynamaya kalktığında en fazla üçüncü müsabakadan sonra estetik ceraha baş vurmak zorunda bırakırlar.Hep kasaplar var diyede ağlamak olmuyor,elin armutmu topluyor kardeşim? Senkron yüzme değil adı üstünde FUTBOL.

İdari sorun? Evet var fazlasıyla,hatta yaklaşık 10 senedir,sade isimler değişiyor.Devre arası transfer yapıyorsun,eksiklerin ortada santroforun yok.Nondayı yolluyorsun,kabul ama onun yerine aldığın adamlardan biri Avrupa kupalarında oynayamıyor ve üstelik sakatlandı,tabii bu talihsizlik.Diğeri ise,ne diyim aydına yazık oldu.Neden telaşa kapıldılar anlamış değilim,Kone Hannover'e 500.000 avroya kiralık gitti,yanılmıyorsam bu sezon Sevilla'da hiç oynamadı,bir zamanlar peşinde dört dönüyordu sayın yöneticilerimiz.Transferler sade havaalanı içinmi yoksa 28 Mart gününü kurtarmak içinmi yapıldı muamma,bekleyip göreceğiz ama Madridi mutlaka geçmeliyiz İngiltereyi özledim.Spiker konusuna gelince,gerekeni sen yazmışsın..

Flying Dutchman dedi ki...

Evet burası sizin blogunuz ama eleştirileri de kabul etmeyecekseniz istediğimi yazarım diye pek blog mantığıyla uymayan bir blogunuz olduğunu da kabul etmek durumundasınız.

bunu nereden çıkardınız....eleştirileri onaylamam kabul ettiğimi açıkça göstermiyor mu zaten...

Bir de "blog mantığı" denen şey nedir? Ben blog denen şeyin "kişinin görüşlerini yazdığı platform" olduğunu sanıyordum. Hatta evet kişinin "her istediğini yazdığı" bir yer....Yazılacak konuları önceden bir denetyimden falan mı geçirmemiz gerekiyor... Benim bilmediğim de sizin bildiğiniz anlamı nedir?


Yazdıklarınıza katılmıyorumu anlarım
Bence saçmayı anlarım da


yazacak bunu mu buldunuz'u
istediğimi yazarım diye blog tutulmazı
böyle blog tutulmazı

çözemedim...Hatta tam tersi yahu, blog denen şey bunun için var işte...Dünyadaki her insan, enter tuşuna basıp hiçbir denetime bağlı olmadan tamamen kendi kişisel görüşünü yazsın diye...

organic soap dedi ki...

bir tek bana batmadı herhalde maç anlatımı. fenerbahçeliyim halbuki. gs nin oynadığı futbol güzeldi ve bunu güzel bir üslupla aktardı diye düşünüyorum. antalyaspora ankaraspor demesi kabul edilebilir ama bunu birkaç kere söyleyince eleştirmek gerekir tabi.

bilmiyorum, belki de okay karacan ı özlediğimden böyle oldu.

Ortega dedi ki...

Blog yazan adamla gazetede köşe yazarı olan adamları bir tutmamak lazım. Blog yazarı olarak bizler takımımızın kazandığı maçtan sonra, "nasıl koyduk" bile yazabiliriz. Blog dediğiniz şey nihayetinde kişisel bir mecradır. Blog yazan kişinin vicdanı dışında kimseye karşı sorumluluğu olmamalıdır.

Blogları çok ciddiye alıyorsunuz diye bir yazı yazdıydım ya zamanında. Bu gibi durumların eleştirisiydi o işte.

Unknown dedi ki...

Sizi her istediğinizi yazarken eleştirilebileceğinizi bildiğiniz de bir yer esasında. Olayın boyutu sadece sizin yazıyı yazmanız ardından da " Bugün canım bunu çekti bunu yazdım." demenizle sınırlı değil. Çünkü ben sizin yazınızı eleştiren bir yazı yazdığımda siz eğer sadece son söze takılıp gerisini hiçe sayarsanız bu eleştiriye değil sizin yakaladığınız yere açık olduğunuzu gösterir. Derdim haklı olduğumu ispat etmek değil. Ama benim blog mantığım istediğinizi yazmayı kısıtlamayı öngörmüyordu eleştirimin bütününde. Siz sadece orayı aldığınızda sanki öyle bir anlam çıkmış. İnsanlar yazarak anlatınca dertlerini böyle sorunlar olabiliyor. Bunun için özür dilerim.
Saygılarımla...

ocsb dedi ki...

@ismail vedat

hasta fenerbahçeliyim. bildiğim kadarıyla da dutchman galatasaraylı(iddia etmiyorum).

bugüne kadar ben bu adamın eleştiri kabul etmemesi diye bir şey görmedim ki muhtemelen de görmeyeceğim. hatta bugüne kadar kaçırmadıysam eğer dutchman bir fenerbahçe maçını bile yorumlamadı. buna rağmen burası açık ara en sevdiğim ve bana göre en iyi blogdur. hatta gerçekten futbol yazan tek blogdur. (aceto'da yazıyor ama taraf olma hissi biraz fazla hissediliyor onun yazılarında)

dediklerinizi(ofsayt, penaltı, hakkımız yendi,iyi oynadık, on numaraydık v.s.) okumak istiyorsanız taraftar forumlarına girin.

Flying Dutchman dedi ki...

@ismail vedat

yazının sadece orasını çekip cevap verme sebebim, geri kalan kısmına tam da belirttiğim sebeplerden saygı göstermemden kaynaklanıyor...diyorum ya içerikle ilgili muhalefete her zaman açığız diye...oraya bulaşmamamın sebebi o...o tarafa tamamen saygılıyım...

yazarak anlaşmanın zor olduğu tarafına katılıyorum elbet...özüre gerek yok hatta yapmayın lütfen :)...özür kusur falan yok bu işlerde...

@Ortega

Köşe yazarı adam bile herhangi bir kıstasa bağlı kalmamalı. Düşünce özgürlüğü diye bir şey bunun için var zaten...

Bloglar ciddiye alınsın tabii, o apayrı bir konu da bu ciddiye almak değil, (bu yazının yorumlarından bağımsız yazıyorum) bloga ve ya da o yazının sahibine o şahısın hiç haberi olmadan ve ona hiç danışılmadan kendine ait düşünceyle bir görev ve misyon yüklemek, ardından da o görev ve misyona uymadı diye eleştirmek. Sonra da buradan kafada yaratılan bu evrensel "blog" fikrine göre varoluşunu sorgulamak

diyorum ya fikirlerin tartışılmasına sonsuza kadar varım da, iş genel-geçer kural koyma işine gelince garibime gidiyor...

sambalici dedi ki...

@bushwacker: dos santos'un ispanyol vatandaşlığı da var, dolayısıyla ispanyadaki yabancı kontenjanının gönderilmesiyle alakası yok. ayrıca istatistikleri de messi'den iyi değil ki zaten öyle bir şeyin olması imkansıza yakın.

ocsb dedi ki...

@ortega

dediğin gibi "nasıl koyduk" yazmaya dönerse olay burayı da okumam zaten. mesela borges'in blogunu çok severdim. hala severim ama artık okumuyorum. çünkü yazılarının önemli bir bölümünü galatasaray'a ayıran bir yer ilgimi çekmiyor bir fenerbahçe'li olarak.

dutchman bu konuda bir standart yakaladı bence. ağırlık bir takımda değil, futbolda.

semioticus (shelbyl) dedi ki...

Dutchman bence hic yakismamis bu yazi, yani onlarca konu varken boyle bir sey yazmak, bu blogun standartlarina yakismaz.




Saka lan, okuyup da "Oh Dutchman'a giydirmisler ehue" diye sevinecek olanlar varsa g.t olsunlar diye yazdim.

arnawut dedi ki...

abi servet kaç senedir hücuma gönderiliyor bu takımda. daha yeni mi farkettin diyeceğim olmayacak:)

takımı beğenmedim ama birkaç topçumuzun mücadelesi yetti bana. ZTK'dan elenmemiz çokta önemli gelmiyor. UEFA ve ligde coşalım yeter... tabi madrid'e karşı olan umutlarım azalıyor da neyse. kişisel becerilere güvenmekten başka çaremiz yok desem o da olmuyor. Agüero'da kişisele girerse ayvayı yeriz:))

Adsız dedi ki...

bu kadar taraflı maç yayını olmaz spiker gs için bi yerini yırttı resmen

mre dedi ki...

Burada şu yanlış anlaşılmayı ortadan kaldırmak adına bir kaç kelime daha edip rahatsızlık vereceğim. Benim beklentim "nası koydu cimbom" veya "şerefsiz hakemler" yazısı değildi. Öyle beklentisi olanlara göre bloglarda mevcut, istesem onları takip ederim. Sokaktaki adam spikerden bahsederse, gülüp geçersin veya tartışırsın ama BENCE türkçe içerikli spor bloglarından en iyilerinden birine spikeri konu alan maç yazısı olmadı, hoş durmadı. Ki burada yorum yapma sebebimiz fikirlerimizi belirtmek blog sahibi de yayınladığına göre 3. kişilere konuyu çarpıtmak düşmez. İyi geceler.

Adsız dedi ki...

Servet'in oyuna girmesini elestirmeniz yersiz bence. Antalyaspor'un defansi ligin hava hakimiyeti en guclu defanslarindan birisi ve zaten takim olarak kapandiklari son dakikalarda yerden orta acip pozisyon beklemek cok sacma olurdu. Buna cozum olarak Servet oyuna girmistir. Ayni hamlenin gecmisteki orneklerine "ama onlar zaten oyundaydi forvetin yanina takviye alindi" demissiniz ama ne farkeder ki? Bu macta santrafor yoktu, oyun sisteminin ayni olmasini bekleyemeyiz, ki iki ayri takimdan ve iki ayri mactan bahsediyoruz. Baski kurmusken ileri uca normalde defans oynasa da hava toplarina hakim bir oyuncunun konmasi harika bir dusunceydi bence. Ve Galatasaray golu bulup son dakikalarda defansif oyuna donmus olsaydi Servet bu durumda da takima cok katki saglayacakti.

Bir de, Servet'in kanatta calim atmaya calismasini nasil boyle buyuk bir olay gibi gorup elestirebiliyorsunuz ki? Futbol bu, langirt degil, pozisyon geregi o bolgeye gelmek durumunda kalmis olabilir, o anda ayagina top gelir, pas veremez, oturup aglayacagina calim atmaya calisir yetenekleri el vercigince kanat oyuncusu gorevine burunur 10 saniyeligine de olsa. Bir pozisyonda Servet'in olmamasi gereken bir yerde normalde yapmamasi gereken hareketler yapmaya calismasi o anin gerektirdigi bir seydir, munferit bir olaydir. (munferit bir olaydir demek istiyordum cok uzun zamandir, buraya kismetmis, tesekkur ederim bu firsat icin de)

Daha guzel bir yazi bekliyordum acikcasi. Servet hamlesini elestirmeniz bence gereksiz, ve belirtilen sebepler sacma olmus. Sacma demem hos degil belki ama bilemedim.

Spiker konusunda yaptigi hatalarin elestirilmesi dogru bence de. Ama tarafli anlatiminin nedeni adina profesyonellik dense de maclarin son dakikalarinda her gordugumde futboldan tiksinmeme neden olan cirkefliklerin 20. dakikada baslamasi olabilir diye dusunuyorum. "Ouuuvv sahadan sedyeyle cikan futbolcu harika bir sekilde hoplayarak sahaya donuyor" diye bagirmayacak tabi ki, Emre diyecek Arda diyecek, insan bu da futbolu seviyor ne yapsin?

MuL€ dedi ki...

okay karacanın beşiktaşlı olduğunu bilmesek,bugüne kadar türkiye liginde radyodan anlattığı maçları dinlememiş,anlattığı premier lig,serie a la liga maçlarını izlememiş olsam gam yemicem..ama oha çüş be kardeşim,her insanın kötü akşamları olabilir..olabilir yani..antu forumlarındaki iğrenç mesajlardan tut da adamcağızın twitterının mesaj kutusunu küfür yağmuruna tutan herkesten utanıyorum..Şu küfürü çıkarın hayatınızdan artık ya,eleştirmenin de yolları var önce insan olun ya hayvanlığa luzum yok!

Unknown dedi ki...

@FD
Şu konuda anlaşamadığımızı belirtmek istedim ama olmadı sanırım yine. Yazı bir bütün olarak eleştirelse eğer siz bunun bir kısmını aldığınızda eleştirinin bir boyutunu tartışıp diğer boyutlarını tartışmadığınız anlamı çıkıyor ortaya.
Evet saygılı bir tavır içinde olabilirsiniz ki haklısınız da (Hatta bu benim için doğru olmayabilir. Ama bu sizin haklılığınızı değiştirmez.). Benim veya bir başkasının yaptığı eleştiriler naçizane uyarılardır esasında. Benim içinde bulunduğum meslekte önemsediğim bir durumdur geribildirim. Çok uygulamaya geçmese de. Çünkü binlerce preparat vardır kullanabileceğim ve bu preparatlar herkeste aynı etkiyi yapmamaktadır. Burası da benzer gelir hep bana. Bir sürü farklı okurdan geribildirimleri almanın sizin için önemli olduğunu düşünmem sebebiyle onu yazdım.
Siz buna ciddiye alınma çabası dersiniz ben yanlışı gösterme çabası derim bir başkası ne dediğini bilmez ama yol göstermeye çalışır aklınca. Bunların hepsi olacak ama siz eğer ki benim eleştirimden sizin blog yazma stilinize müdahale ettiğim ya da sizin blog yazma stilinizi kısıtladığım anlamını çıkarırsanız geribildirimin sizin için hiçbir anlamı kalmaz. Zira benim mesleğimde de eğer ben bana "Verdiğin tedavi çok alakasız. Bak aslında böyle böyle şeyler oldu." diyen birini önemsemezsem (Elbette bunlar aslında elmayla armut. Sonuçlarını karşılaştırmak saçma ama benzer olaylar fikir verebilir.) yanlışlarımın sayısını 1'den binlere çıkarmış olacağımdır tek bir hareketle.
Naçizane fikrimdir. Elbette ki kabul merciinin diyeceği baki kalacaktır.
Saygılarımla...

Ortega dedi ki...

Köşe yazarı adamın eleştirilme sebebi (futbol yazarları için konuşuyorum) tarafsız yayın organı olarak piyasaya sunulan gazetelerde çalışmaları. Onlar da bir takım tutuyorlar, onlar da kişisel yorumlar yapacaklar tabii de, ama Hürriyet'te, Milliyet'te yazan adamlardan "nasıl koyduk" cüümleleri görmek istemiyorlar insanlar. Onu anlatmak istemiştim. Fazla üstü kapalı olmuş yorumum.

Minero dedi ki...

Lütfen kızma ama günün kötü geçmiş bir de takımın elenmiş çok canın sıkılmış sanırım FD. Pek de taraflı anlatım olduğunu düşünmüyorum ben. Türkiyede alışılagelmiş İstanbul takımı Anadolu takımı ayrımı var o kadar. Gerçi ne oluyorsa ondan oluyor ya...

PIERREMANU dedi ki...

Fenerbahçeli olmanın gururu bizlere yeter diyerek alakaya maydanoz eksem nasıl olur acaba.

Ekiyorum, denemesi bedava.

firat selcuk dedi ki...

ankaraspor ile antalyaspor karıstı diye bu kadar olay cıkmamalıydı..

kırmızı-beyaz antalya masmavi ankaraspor renginde formayla cıkarsa yıllardır mac anlatmayan spiker takım isimlerindeki ses benzerligi ile de durumu karıstırır..

okay karacan ses benzerligi olan iki takımın adını 3 defa karıstırdı diye olay olur ama koskoca ntv'de "vargas" ve "jovetic" i 90 dakika boyunca en az 10 kez birbirine karıstıran "ulkenin en kaliteli spikerleri" hic bir bloga konu edilmez.. osman sakallıoglu ve ersin duzen en iyi spikerlere sahip kanalın her hafta en az 1 mac sunan spikerleri ise buna dikkat edecekler..

once her hafta mac anlatıp hayatları futbol olan bu adamları elestirelim dogru mac sunumu yapmadıkları icin, sonra 2 senede 1 tane futbol macı anlatmıs okay karacan'a yuklenelim..

~

gelelim genel mevzuya.. spiker neden taraflıymıs, hangi taraftan bahsediliyor burada ?

90 dakikanın 88'inde sahasına kapanıp futbolu cirkinlestiren takımın sahasında cevirdigi 2 topa mı heyecanlanacak spiker yoksa 90 dakika boyunca oyunu rakip sahaya yıkmaya calısıp hucumda bir seyler yapan ve daha fazlasını yapmaya calısan galatasaray'a mı heyecanlanacak ?

necati ve veysel emre colak'ın yaptıklarının 10'da 1'ini yapmıslar mı da spiker antalya adına heyecan dolu seyler anlatsın.. iki uc tane tırt paslasmaya bile renk katmaya calıstı ama baktı ki antalyaspor daha ileriye gidemiyor, aynı pozisyonlara yalandan cosku yapmaya gayret etmedi..

bugun bu adamı elestirenler omrunde okay karacan'ı pek dinlememis olmalılar, baska acıklama bulamıyorum..

fifa'nın kacıncı kurulus yılıydı tam hatırlamıyorum, ntv'de fransa-brezilya macı anlatmıstı.. hatta ilk devre 50-60 sene oncenin kısa pantolonlu gomlekli futbol formaları ile oynamıstı iki takım da.. o macta donem donem izleyiciyi uyutan anlar gelmisti ama okay karacan izleyiciyi diri tutan yegane unsur olmayı basarmıstı.. heyecan katılabilecek en ufak yerde bile coskuyla macını anlatıp izleyenlere tat vermeye calısmıstı..

anlattıgı premier lig maclarına ise deginmiyorum bile.. bu ulkede ntv'nin premier lig yayıncılıgı efsane olarak nitelendiriliyorsa iki sebep var : okay karacan ve murat kosova..

yazı icerisinde benzeri bahsedilmis ama tekrarlayayım, emre tilev'in, ertem sener'in, ilker yasin'in ve benzeri kotu niyetlilerin, taraflıların mac anlattıgı ulkede okay karacan gibi isini hakkıyla ve tum iyi niyetiyle yapıp tek derdi izleyiciye keyif vermek olan bir adamı yerden yere vurmaya kalkıyorsak bir daha spikerlik konusunu acmayalım bu ulkede..

ayıptır yahu su yapılanlar.. eline mikrofonu alsa titreyip oracıkta yıgılıp kalacak yuzlerce kisi okay karacan'ı elestirme derdinde..

madem isini cok biliyor bu "tarafsızlık" diye yanıp tutusanlar, kendilerini ellerinde mikrofonla sampiyonlar ligi finalini tum turkiyeye anlatırken gorelim..

Adsız dedi ki...

Lig tv D smart da suan ntv nin gözde spikerlerinden ersin düzenden star tv yıllarında geçmişte çok berbat maçlar dinledim ama vergilerimizle varlığını devam ettiren Trt de olunca olaylar eleştiriler biraz daha farklı oluyor rüştünün her yerinden öpüyorum lafı trt de geçse olayın boyutu nice olurdu.Kupa yayınına başladığından beri yerden yere vurulan bir trt var trt spikerleri de bunun altında eziliyor bariz belli hafta sonları baktığım stadtyum prg dahi dakikalarca acıklamalar yapıyorlar.Bu maç için Karacan tercihi belkide bu sebebtendir bilmiyorum
Karacan da zaten Lütfen Küfretmeyinle biten mesaj bırakmış neteki baya büyük bir tepki var sanırım

ondskan dedi ki...

2003 sezonu türkiye kupası eşleşmesi bjk-gençlerbirliği,inönü statında oynanan gençlerbirliğinin uzatmalarda 4-3 lük galibiyeti ile biten maçta yorumcu olarak gene aynı kanalda bulunann ömer üründül maç 3 3 iken de " vay anasını yahu ne maç oldu demi " diye futbol bilgi seviyesine yakışır bi yoruma imza atmıştı...

sukullaci dedi ki...

ligimize yabancı hakemden önce yabancı spiker istiyoruz! 6+2 falan değil komple!

bu arada birisi yazı yazmış, tamam o yazıdaki fikirlere katılmıyo olabilirsin ama "kötü olmuş kakasın sen" deyip gitmeyin bi zahmet madem katılmıyosunuz, kendini görüşlerinizi ifade etmeye çalışın bakalım mantıklı bi şekilde; o zaman anlarsınız yazı yazmanın öyle kolay bişey olmadığını. adsızlar akıllı olsun akıllı!

söylemeden geçemicem antalyalı oyuncunun 90+3 ya da 4 te o pozisyonu(karşı karşıya)(savunma yok)(osursan gol) aykutun göğsüne çarptırarak sonlandırması...

Canto dedi ki...

Bence gayet güzel bir blog burası ve süper postlar okuyorum. İnsanları anlamak zor. Her yoruma yanıt verme çabası ile daha da zor. İşiniz zor vesselam !

Adsız dedi ki...

maçın son on be dakikasını şöyle bir izleyeyim dedim.TRT'yi mi yoksa GS Tv'yi mi açtığımı şaşırdım.Yoksa Galatasaray dün Atletico Madrid'le mi oynuyordu.Hani tarafsızlık.Gözü dönmüş spiker Antalyaspor ile Ankaraspor'u karıştırdı.Sonunda Ömer üründül bile dayanamadı dalga geçer gibi konuştu.

Eddie dedi ki...

Yahu bize (ben Fenerbahçe taraftarıyım, yanımda da bir Galatasaray'lı vardı) pek batmadı Okay Karacan'ın maç anlatımı. Bir Ankaraspor mevzusu yaşandı ama bence onu da gayet başarılı bağladı, komedi oldu, güldük. Hatta ben fena bulmadım da diyebilirim ama tabi belki maça tamamen tarafsız olduğum için ortada taraflı bir anlatım varsa bana batmamış olabilir, bilemiyorum.

Maç anlatımı konusunda bana dün akşam batan şey, Ömer Üründül'ün orada gereksiz bir koltuk işgal etmesidir. Örneğin Antalyaspor'un kaçırdığı çok net bir pozisyon var ikinci yarıda. Volkan'dı sanırım, pası Necati'ye verse vurmak yerine kale boştu. Bu pozisyonda bir "yorumcunun" -spikerin değil bakın, yorumcunun- söylemesini beklediğim şey "pası verse gol olurdu" değil. Onu biz de görüyoruz, sağolsun. Ben orada "o pası nasıl vermez yahu?" ya da ne bileyim işte bir futbolcunun o pası neden vermeyeceğini izah eden, en azından etmeye çalışan bir kaç söz bekliyorum.

Bir örnek daha vereyim. Skor 1-1 oluyor. Ömer Üründül diyor ki:

"Yalnız maç öyle bir hal aldı ki, Galatasaray 3-1 bile yapsa heyecan sürecek"

Tamam 3-1 olursa, 3-2 olma riski var, evet, o yüzden heyecan sürecek elbette, o kadarının biz de farkındayız da 2-2 olduğunda da maç bence gayet heyecan vericiydi. Yani bir tarafın tek bir golle elenen takımı değiştirme şansının devam etmediği hallerde de heyecan olabiliyormuş. Spikerin söyleyeceği durumu belirten cümleleri Ömer Üründül'ün sarfetmesi batıyor bana kısacası. Başka bir şey lazım oraya, adını koyamıyorum ama, Andy Gray mi desek ne desek? :)

Flying Dutchman dedi ki...

@Franchi

yazıda bir tek takım isimlerini karıştırmaktan yola çıkılmadığını görmüşsündür umarım, resimler onunla ilgili sadece, başka bir şeyden şikayetçiyim ben.


Ayrıca bence yanlış bir şey yapıyorsun. Hem de bak kendi yazılarına da haksızlık yapıyorsun. "Eleştirenler gelsin de yapsın bu işi" demek "eleştiri" denen şeyi toprağın altına gömer bir daha da çıkaramaz. Dünyada da herhangi bir meslekteki adamı sadece ondan daha iyi yapanların eleştirebilmesini getirir...

Simon Kuper hayatında hocalık yapmadı diye teknik direktörleri eleştirmesin mi şimdi?

@Minero

GS'ın elenmesine otobüsü kaçırdığımdan daha az üzüldüm o kadar söyleyeyim :)) Onunla bir alakası yok

CaRtMaNtR dedi ki...

Maçın önemli bir kısmını izlemedim o nedenle Antalya gollerinde Okay Karacan nasıl tepkiler verdi bilemiyorum.

Ama genel olarak Okay Karacan benim bildiğim futbol oynamaya çalışan sahada ortaya bir şeyler koyarak futbolu güzelleştiren takımın ataklarını daha bir ballandırarak anlatır ki insan izlerken o anlardan daha çok keyif alır.

Bu noktada bir eleştiri olacaksa eğer (maçın tamamını izlemediğimde yine Antalya kontrataklarını nasıl yorumladı bilemiyorum o nedenle onlarda da heyecanlı bir ses tonu kullandığını varsayıyorum) bence bu takım isimlerinin karışması konusunda olabilir.

Yinede ben bu hatayı Okay Karacan'dan duymayı başka bir spikerden her yerinden öpüyorum tarzı yorumları duymaya tercih ederim.

varol döken dedi ki...

blogda portakal dağıtıyorlarmış dediler geldim...

birisi yukarda ekmiş, maydanoz da olur...

iletişim bilgilerimi yazayım mı?

Alp dedi ki...

"rezalet" e mi? bu kadar kolay yani. rezalet. emre tilev'in "alman ernst"i ile okay karacan'ın "ankaraspor"'unun aynı cümlede kullanılması ya art niyettir ya da cehalettir. emre tilev denen dangozun o kalıbı kullanırken sahip olduğu refleksi açıklamama gerek yok sanırım? kendi blogumda anlattım, burada laf kalabalığı yapmayacağım.

ve evet, ister mantıklı bulun ister bulmayın. halihazırda, kısmet hatalarla da olsa, iyi maç anlatmış bir insanı ve bir tecrübeyi "komedi" sözcüğü ile eş değer tutarsanız, bittabii, biz de size emre tilev ile mutluluklar dileriz.

"karma is a bitch" mi diyorlar gavurlar ne diyorlar?

Flying Dutchman dedi ki...

neden hala ısrarla ve ısrarla ve ısrarla ve ısrarla, açıklamama rağmen yine ısrarla ve hala ısrarla, yazı "ankaraspor-antalyaspor" dil sürçmesi üzerine kurulmuş gibi algılanıyor

bakın bir daha açıkladım....merak ediyorum hala "ankaraspor-antalyaspor" olayı yüzünden adama yüklenmişsiniz" yorumu gelecek mi?

gelir sanırım

ve yine gördüğüm kadarıyla anlamamakta ısrar ediliyor istikrarlı bir şekilde

ne demişim bakın yazıda "ikisini de eleştirmek gerekir" demişim...sonra yorumlarda ne demişim: Mesleğiyle ilgili bize göre kötü bir performans veren adam, "size öbür kötü performans verenler layık o zaman" diye savunulmaz....her ikisi de kötüdür...Birini tercih etme zorunluluğu yoktur....ikisi de eleştirilir ki biz de zamanında bunu yapmışız bugün yaptığımız gibi...

bu nasıl bir psikolojidir yahu...bir eleştirinin savunması olarak "size daha kötüleri layık bu adamı da eleştirdiniz ya" demek...

umit dedi ki...

bizden daha büyük kesimlere hitap eden bloglarda benzer konulara rastlamak beni mutlu etti, Her KOCAELİSPOR taraftarı gibi maçı ANTALYASPOR atkımla izledim, tabii ki anlatım ve yorumlar bizi üzdü,

maçtan aklımda kalan ikinci bir an da maçtan sonra KOCAELİSPOR atkısı ile tellere tırmanan seyirciydi, ona da buradan selam olsun.

firat selcuk dedi ki...

@FD,
elbette bir isi hic yapmayan iyi yapanı elestirmesin diye bir kural yok, oyle bir sey olsa yuzlerce futbol blogunun kapısına kilit vurmak gerekir..

benim kastettigim sey adamın isinin zorlugu burada.. ne bileyim futbolu izleyen adam teknik direktorun hamlelerini elestirebilir, isle iyi ilgilenen bir adam teknigi taktigi hepsini bir sekilde ogrenip bir teknik adam kadar bilgili olabilir bu konuda.. ancak spikerlik konusunda benzer ornekleri veremeyiz.. ps3 basında pes 2010 veya fifa 10 oynarken "messsiiiğğğğğ nefis vurduğğğğ" diye cafelerin koltuklarında sıcrayarak spikerlik konusunda bir bilgi-tecrube birikimi saglanamaz..

ertem sener'i, ilker yasin'i elestirebilir herkes zira onlar spikerlik adı altında baska bir is yapıyor.. mac icerisinde "ya ankaraspor dedim ben" diye hatasını yuz gulumseten bir sekilde telafi edebiliyor okay karacan.. ancak ertem sener, ilker yasin, emre tilev gibi spikerler aynı hatayı milyonlarca kez yapıp bir kez olsun izleyiciyi uyarma geregi duymuyorlar.. cıktıkları her mac spikerlik adına baslı basına bir skandala donusuyor, isin acısı bu skandalın sebebi taraflı-tarafsız olması degil mac anlatımının seyirciyi oynanan oyundan sogutması.. bu tip adamların meslekleri spikerlikten ziyade sunuculuktur, biri telegol sunar biri 3. devre sunar, en fazla o kadarını yapar.. tv'deki program sunucusunu maca cıkarırlarsa olacagı budur.. futbol spikeri sunuculuk yapabilir ama telegol sunucusu spikerlik yapar mı o tartısılır iste.. sırf futbol programı sunuyor diye serhat ulueren'i final macı anlatırken dusunelim, durum anlasılacaktır..

bu tip adamlar bu ulke topraklarında geziyorken isini en iyimser sekilde yapan bir kac kisiden birine sahip cıkalım.. sahip cıkalım ki dun aksam emre colak diye bogazı yırtılırcasına bagırıp cosan adam yarın ozer hurmacı diye bagırsın, necip uysal diye bagırsın.. bu isten kusturmeyelim boyle adamları..

birini meslege kustureceksek bu el birligiyle yapılabilir omer urundul uzerinden :)

ha bu arada, antalya-ankara karıstırması uzerinden gitmedim, gelen yorumlarda ve ben bunu yazarkenki son yorumda esas derdinin o olmadıgını zaten biliyorum da diger spikerler uzerinden ornek verirken onu kullanmak zorunda kaldım.. inatla onun uzerine gitmiyorum yoksa :)

Alper dedi ki...

Yurtdışında yaşadığım için bir çok detay haberi kaçırabiliyorum. Maçı da seyretmedim. Fakat merak ettiğim bir konu var. TRT neden Okan Karacan'ı tercih etti? ZTK maçlarındaki kötü yayıncılıktan dolayı gelen eleştirilere cevap olsun diye mi?

umit dedi ki...

//@franchi

dun aksam emre colak diye bogazı yırtılırcasına bagırıp cosan adam yarın ozer hurmacı diye bagırsın, necip uysal diye bagırsın.. bu isten kusturmeyelim boyle adamları..//

zaten bunlar her daim olan şeyler, fb,gs,bjk, ve dahi ts için,
her daim bir çığırtkan mevcut,
ben diyorum ki, yarı final vizesini alacak bir ANTALYASPORun sunumda bu kadar yanlız bırakılması (dışlanması) yanlış, tabii ki iyi oyunu destekler şekilde maçın sunulması doğru ama sonuçta o görsel oynamayan takım turu atladı. bu nedenle okay karacan göze batıyor...

sin dedi ki...

van gaal ılk yarıda bole bı oyuncu degısıklıgı yaptı dakıka 85 de mı vam bommel ı aldı, uzun boylu yuksek topara vursun dıe ve tuttu,adam dahi ilan edıldı,rijkardın kı tutsaydı aynı seylerı soleyebılcekmıydın? sonucta o an bı fıkır olarak denedı forvetın yok bı alternatıf olarak...tutmadı ayrı konu

Ser dedi ki...

cok gereksiz bir tartisma bence. elestirenle ayni fikirde olmazsiniz anlarim. ama bir insanin elestirilmesine karsi cikmak sacma geliyor bana.

Flying Dutchman dedi ki...

@sin

hadiseyi yanlis biliyorsun
bu blogda yazisi vardir hadisenin

yukarida benzer soru soruldu cevap verdim

o olayla dunku servet hadisesi arasinda daglar kadar fark var, her iki soyledigim seyi okursan fark edeceksin

sin dedi ki...

60 tane yorum var ondan okuyamadım, bakarım sımdı.)

Adsız dedi ki...

Okay Karacan hakkında bu kadar şey söylerken Ömer Üründül'den hiç bahsetmemenize inanamadım.Nerdeyse tüm yorumları Galatasaray düşmanlığının tezahürüydü. Faulle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir hareketle top kapıldı ve akabinde Galatasaray penaltı kazandı , Ömer bey "penaltıdan önce galatasaraylı oyuncu faul yaptı hakem çalmadı" dedi pozisyonun tekrarını bile izlemeden.Bariz penaltıyı ,spiker penaltıymış deyince tekmenin çok net gözükmesine ragmen onaylayamadı bile. Galatasaraylı oyuncunun faul yapmadan kazandığı topta saniyede faul kararı veren zat, Bariz tekmeyle oluşan penaltıda "penaltı" bile diyemedi. Dün Bursaspor-Fenerbahçe maçındaki yorumlarını da dinlediyseniz asıl tartışılması gerekenin Okay Karacan değil. Ömer Üründül olduğunu anlarsınız kanımca...
Levent Akçay

mamo chello dedi ki...

ben antalyasporluyum ve taraftar gurubunun da üyesiyim..kimse kusura bakmasın yaza yaza bunu mu yazdın diyenlerin %60'ı,aynı şeh kendi takımlarına yapılsa,bunu niye yazmadın diyeceklerdi.

taraftar gurubu olarak bu konuyla ilgili bir pankart çalışmamız olacak.ama sadece stadtakiler için olacak,çünkü trt o pankartı göstermeyecek.tabi tribüne asabilirsek trt göstermeme çabasına girişecek;bizim tahminimiz,yönetim o pankartı biz daha asarken,"gençler,bu tür pankartlara izin vermiyoruz,yok mu başka bi şeeniz?é diye engelleyecek bizi!

gurubumuzun web sitesinde de yazını linkini paylaştım arkadaşlarımla..teşekkürler fırat!