Hafta başında "Hollanda Ligi'ndeki son durumu yazacağız" deyince Uğur (PClion) yoruma "ben bunu takip ederim" demişti. Ona özel bir kısa hikayeyle başlayayım...Ben 29 yaşlarında iyi giyimli, dolgün vücutlu bir bayanım, o gün yine iş yerine diz üstünde kısa etek, askılı bir bluzla gelmiştim. Şirketteki iş arkadaşlarımdan Telat, geniş omuzlu, uzun boylu, cezbedici bir erkekti, ayrıca pantolonundan sar.....Pardon bu başka hikaye...Bunları Ortega bilir. Hollanda Ligi diyorduk evet...Dün Faslı bir arkadaşımla konuşuyorduk, dedi "Hasan Şaş hala oynuyor mu?", dedim "yok bıraktı, yorumcu oldu, bizim yönetime sallıyor", dedi "bizim çocuklar Fas'ta mahallede top oynarken kendilerine Hasan Şaş diye isim takıyorlardı, 'işte Hasan Şaş Hasan Şaş topu aldı' diye konuşuyorlardı"...O an yeminle bir Fenerbahçeli aradım etrafımda...Hıncal gibi dönüp "işteeee kuzey kutbundan sahra çöllerineee, Amazon ormanlarından, Asya steplerineeee Galatasaray dedin miii" diye başlayacaktım, ama Fenerbahçeli bulamadım. Yurt dışının da böyle bir zorluğu var. Dalga geçecek Fenerbahçeli bulamıyorsun, bulsan da gurbetçilerde bir hava var biliyorsunuz, Galatasaray Avrupa maçını kazanınca seviniyorlar...Neyse bu başka bir yazının konusu onlara da kızamıyorum, arkasındaki felsefe gereği...E biz de ne yapıyoruz, Ajax'lıyla falan dalga geçiyoruz....Ajax diyerek Eredivisie'yi anlatmaya başlayalım biz de yavaş yavaş.
Hollanda'da önümüzdeki 2 hafta boyunca lig karman çorman da olabilir, FC Twente açık ara öne geçerek bir nevi şampiyonluğunu resmi olmasa da fiilen ilan edebilir. PSV bundan 2 hafta önce FC Twente'nin 3, Ajax'ın 9 puan önünde, 64 puanla lider durumdaydı. Kendi evlerinde Sparta Rotterdam'la 1-1 berabere kalınca, Twente'yle aralarındaki fark 1'e, Ajax'la 7'ye indi. Ardından, bu sezonki ilk mağlubiyetlerini aldılar NAC Breda deplasmanında. Twente RKC'yi 1-0 mağlup edip liderlik koltuğuna oturdu, PSV 2 puan gerisinde, Ajax da PSV ile farkı 4 puana indirdi. İşler de karıştı. Zira önümüzdeki 2 hafta zirvedeki takımlar birbirleriyle oynuyorlar. Ajax bu hafta kendi evinde PSV'yi konuk ediyor. Twente ise yarın ADO Den Haag'ı konuk edecek. Büyük ihtimalle o maçı kazanıp hafta başında PSV ile farkı 5 puana çıkaracaklar. PSV Ajax deplasmanına kazanmaya gidecek. Kazanırlarsa Ajax'ın şampiyonluk ümidi bitiyor. Beraberlik yine Twente'ya yarıyor ve Ajax kısmen yine şampiyonluk yarışının dışında kalacak, ama Ajax kazanırsa, PSV ile farkı 1'e indirdiği gibi Twente'yi de rahatlatacak. Kısacası bu hafta sonu tüm Enschede halkı Ajax'ın taraftarı. Sonraki hafta ne olacak? Twente bu sefer PSV deplasmanına gidecek. Zaten yukarıda "Twente fiilen işi bitirebilir" dememin sebebi o. Twente ADO maçından, Ajax da PSV maçından galip çıkar, Twente bir de izleyen hafta PSV deplasmanında galibiyetle dönerse, farkın Eindhoven takımıyla 8, Ajax'la da 9 puana çıkması demek. Burada zor görünen Twente'nin PSV deplasmanında kazanması. Ancak şu da kesin, bu haftaki maçların sonucu gelecek haftanın maç taktiklerine büyük etki yapacaktır.
Geçtiğimiz yıl AZ, 28 yıl sonra Hollanda'da şampiyonluğu 3 büyük takımdan başka bir kente getirmişti. Twente bu geleneği sürdürebilir ve tarihindeki ilk şampiyonluğu elde edebilir. Bu, kalkınma hamlesinde Fenerbahçe'yi örnek alan Joop Munsterman'ın başarısı olacağı gibi, İngiltere'den kovalanan Steve McClaren için de bir zafer olacaktır. Twente Hollanda Kupası'nda da yoluna devam ediyor. Yarı finalde Feyenoord ile oynayacaklar. 2010 onlar için rüya gibi bir yıl olabilir.
Bu arada dünkü Bordeaux-Auxerre maçından sonra Ligue 1 ile ilgili de bir şeyler yazmak lazım. Auxerre'in galibiyeti zirveyi alt üst etti çünkü. Bordeaux, geçtiğimiz hafta, lig ikincisi Montpellier karşısında kalecisi Carrasso'nun 2 penaltı kurtardığı, 10 kişi kaldıkları ancak o halle 1-0 öne geçtikleri maçı, 90. dakikada Carrasso'nun büyük hatası olmasa ve kazansalar büyük bir avantaj yakalıyorlardı. 1-1'in üstüne bir de Auxerre'e kaybedince işleri karıştırdılar. Hala 1 maçları eksik ama artık altıncı Lille ile aradaki puan farkı sadece 4. Montpellier ile aynı puandalar. Eksik maçlarını 14 nisanda Le Mans deplasmanında oynayacaklar. "Fransa'da bu kıyamet koparken sizde bir Le Foot vardı Dutchman o nerelerde?" diye soracaklara söyleyeyim, İngiltere'de kendini eğitime verdi, meşgul....
11 Mart 2010 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
7 yorum:
Bir gün yine Bebek Kitchenette'de oturuyoruz işte Pelin (Batu), Ahmet Hakan (Coşkun) filan, neyse bir gürültü oldu. Biri merdivenden yuvarlandı gibi geldi. Öyleymiş hakkaten. Bizim Nedim (Saban) imiş meğerse düşen. Allah iyiliğini versin dedim. Korkuttun bizleri. Bir şeyi de yokmuş neyse ki. Poposunu üstüne düşmüş ama airbag sağlam olunca, çanak kırılmamış...
Bu da böyle bir anımdır.
Bu arada, Faslı kardeşlerimizi bilmem de, Mısırlılar pek bir sever Hasan Şaşı'ı :)
http://arielortega.blogspot.com/2007/12/yava-yava-hasan.html
Bırak bu ayakları Daçmın, zaten altta iki yazı daha vadettiğinizi gördüm blog olarak. Takibim sürecek. :)
bu blogçuların arasında geyik döndürmesi olayı güzel olur. umarım devam eder. işte böyle okuruz, daçmın, ortega, pclion, hbba, varol filan :)
ajax ve twente'nin psv'yi yendiğini düşünürsek ikilinin arasındaki puan farkı 9 değil 6 oluyor. çünkü ajax'ın bir sonraki maçı waalwijk'le.
zaten twente'nin psv'den 3 puan alması benim açımdan büyük süpriz olur. en fazla 1 puan yazılır o maçtan.
ajax'ın fikstür avantajı olduğu da aşikar. twente'nin daha alkmaar ve feyenoord maçları var. eğer fd'nin dediği gibi psv yarıştan koparsa favorim ajax.
Ortega, abi bu konuda rivayetler muhtelif, 3 yildir her Misirlinin bana "yavas yavas" demesinden oturu merak icindeyim, senin kaynak ne kadar ciddi?
24 nisan'dan sonra eğer bu adam bırak yazı yazmayı insan içine çıkabilirse ben bırakırım bu yorumculuğu!
nereye bırakacağımı daha sonra bildireceğil...
shelbyl,
Kaynağım Mısır'a giden arkadaşlar oluyoree :)
Yorum Gönder