Merakla beklenen, belediye meclisi seçimleri yapıldı dün Hollanda'da. Korkulduğu kadar olmasa da beklenen gerçekleşti diyebiliriz. Irkçı lider Geert Wilders'ın partisi, sandalye sayısı olarak en büyük sıçramayı yapan parti oldu. 2006 seçimlerinde 9 sandalyesi olan PVV (Özgürlük Partisi-adınla parti tüzüğünün tezatlığına oturayım), 24 sandalyeye yükselerek ülke bazında en güçlü üçüncü arti haline geldi (ikinci hatta birinci olabileceği konuşuluyordu). % 250 arttılar. Almere kentinde birinci oldular. Özellikle Sosyalist Parti'den azalan oyların % 80'inin onlara gideceği bekleniyordu. SP 25 sandalyeden 11 sandalyeye düştü. Seçimde en büyük çıkışı yapan ise 3 sandalyeden 15 sandalyeye fırlayarak, % 500'lük bir artış yapan Sosyalist-Liberal kanadın partisi Democraten 66 (D66) oldu. Parti ABD'deki başkanlık seçiminin bir benzerini oluşturmayı hedefliyor (iki partili), üyeleri genelde radikal demokratlar ve liberaller. Aşağıdaki resim Den Haag'daki seçim bürosundan. O başörtülerin tümü Türk veya diğer müslüman milletlerden değil. Hollandalı kadınlar da Wilders'ı başörtüsü takarak protesto ettiler. İslamı dünya üzerinden silme planı yapan Wilders ağır ağır ilerliyor. Haziran genel seçimlerinde büyük ihtimal sıralama böyle olacak ve PVV'nin koalisyona girme ihtimali var. O yüzden politikalarında çok sert olamayacaklar. Ama 2014-15'e kadar tablo ne olur bilemeyiz. Belirtmeden geçmeyelim, seçim sonunda devrik kabinenin lideri Balkenende'nin partisi Hristiyan Demokratlar halen 29 sandalyeyle başta gittiler. İşçi Partisi, (Partij van de Arbeid) 27 sandalyeyle ikinci.
Öte yandan ne büyük ironidir. Binlerce kilometre ötede inancı gereği başörtüsü takanların kendi insanından zılgıt yemesi (o kumaş parçasını popülizm için kullananlara değil lafımız), ama burada aynı muameleye maruz kalınca destek aldığı kişilerin (kendi insanları bir yana bırakılırsa) bizim o lanet deyimimizle "gavur" olması...Dünya, özgür düşünce ve inanç özgürlüğüne giderek darbe vurulan bir yer haline geldi. İnsan ırkının sonu hayırlı olsun ne diyeyim.
11 yorum:
Biliyorum küfür yayınlamıyorsunuz ama bu adamın resmini her gördüğümde aklımdan bir tek sey geçiyor: tipini sikiyim
sana bir kıyak geçtim, milyonlara tercüman olduğundan :))
2012'de Marduk gelicekse bi tek şu adam için isterim giden gençliğim olsun peh.
Avusturya'da da benzer olaylar sözkonusu. Strache'nin basinda oldugu FPÖ sürekli olarak Islam ve Türk düsmanligi üzerinden politika yapiyor. Belki oy oranlari su an cok fazla degil(%15 civarı) ama genclerle en cok ilgilenen parti ve ülkü ocaklari benzeri kardeslik kulüpleri olusturdular. Su an oy kullanamayan genc nasil arasinda oranlari %40lara variyor. Bundan 5-6 sene önce birakin Avusturyalilari, bizler bile ucuzlugundan dolayi Cem Uzan yakistirmasi yapip dalga geciyorduk bu adamla. Nereden nereye...
Irak'da 1 milyon kişinin öldürüldüğü bir katliam yaşandı. Bizim başımızdakiler buna alenen destek verdi, tezkere geçmemesine rağmen İncirlik'den kalkan uçaklar Bağdat'a bomba yağdırdı. Bunlar olurken biz elin herifine yok Kuranı aşağılıyor, yok müslümanları sevmiyor, yok faşist diyerek komik duruma düşüyoruz. Demezler mi sen kendi kapının önün süpür diye? Bence derler, demeliler. Demeseler bile, insan önce aynaya bakmalı ve kendisini orada günahsız olarak gördüğünde taşı başkasına fırlatmalı.
küfür serbest olmuş... çökün lan apaçiler!
Nollanda'yı terk etsin müslümanlar yavaş yavaş. Ya da hristiyan olup devam etsinler hayatlarına Endülüslü'lerin yaptığı gibi.
bahadir yilmaz,
strache'ye de cani gönülden haider kaderi dilerim.
ufuk,
türkiye'de de bircok bokluk olmasi, ki buna irkcilik, "yabanci" dinlerin baski ve düsmanlik görmesi de dahil, hollanda'da, avusturya'da ya da baska bir yerde olan pisliklere tepki göstermeye engel degil; yeter ki is "benim cennet türkiyem'de böyle seylere yer yok"a gelmesin. bir de dutchman bayagi bir kendi kapisinin önünü süpürüyor gibime geldi, ne dersin?
Ben saçlara bittim abi.Saçlarım o şekilde olsa ve o platin sarısına boyasam o halde benim partime oy verilse insanların akıl sağlığından şüphe ederim..
Adam sadece iki belediyede secimlere girdi, orada da zaten parlamentoda olan iki parti uyesini aday gosterdi. Simdi kendisi de, ulusal parlamentonun yanisira, Lahey'de belediye meclisine girecekmis. Yani, daha onceki yazinin altinda da dedigim gibi, adam kalifiye eleman bulamiyor, bulamayacak, bulmak da istemiyor. Zira iktidar olma gibi bir derdi yok. Yine daha once dedigim gibi, sol partiler kendisini zaten boykot ediyorlar, simdi kendisi ise sag partileri saf disi birakiyor. Neymis, PVV, Islam ve göç dahil, tum konularda uzlasmaya hazirmis, ama emeklilik yasinin yukseltilmesine KESINLIKLE karsiymis, yani bunu kabul etmeyenlerle koalisyon kurmazmis. Sag partiler ise (hatta merkez sol partisi Isci Partisi bile) emeklilik yasinin yukseltilmesine kesin gozuyle bakiyorlardi.
Wilders'in derdi baska. Wilders, birilerinin (neocon'cularin) propagandasini yapmakla, toplumu gaza getirmekle gorevli. Muhalefette mazlum edebiyati yaparak daha kolay oluyor tabi.
Ha, yukaridaki yoruma ilaveten: "ulan, Hollanda kadar ufak bir ulkeyle ne isleri olsun neocon'cularin?!" demeyin. Hollanda, NATO icinde olsun, Israil ile iliskilerde olsun,* finans piyasasinda olsun, ulusal alanda gayet onemli bir konuma sahip.
*Avrupa Birligi Israil'e karsi tavir almaya kalkistiginda bunun onune gecen 3 ulkeden biri daima Hollanda olmustur. Dolayisiyla, Israil'in gun gectikce daha fazla elestirilmeye baslandigi bu gunlerde, Hollanda vazgecilmez bir muteffiktir.
Klise komplo teorileri degil bunlar efendiler, buyrun:
Dutch public TV channel Nederland 2's daily news programme Netwerk reported, that numerous American supporters of Israel financially supported Wilders' Party for Freedom (PVV) and openly approved of his message towards Islam and Islamic terrorism. Wilders told an audience during the report that "We [in the West] are all Israel". He has also said "Israel is the West's first line of defence" against what he perceives to be a threat posed by Islam.
http://en.wikipedia.org/wiki/Geert_Wilders#Wilders_and_Israel
Yorum Gönder