15 Mart 2010 Pazartesi

PHIL BROWN MİKROFONU DEVRETTİ

























Renkli adamdı Phil Brown. Her maç giydiği turuncu-siyah kravatıyla, devre arasında, farklı mağlup durumda olan takımı soyunma odasına götürmeyip kendi seyircilerinin önünde fırçalamasıyla, sürekli tribünde oturan yardımcısı Brian Horton'la iletişimde olmak için kullandığı kulaklıklı mikrofonu ile. Adamdı diyorum artık Hull City'nin menajeri değil. Öncelikle söyleyeyim, bu adam, Phil Jackson ve eski İskoçya hocası Craig Brown arasında bir isim paslaşması var yazacakken karıştıracak gibi oluyorum. Neyse...Cumartesi günü Arsenal'in şu bahsettiğimiz fikstür avantajındaki yoluna taş koyacaklardı. Maçın büyük bölümünü 10 kişi oynamalarına rağmen, 90. dakika bittiğinde hanelerinde 1 puan vardı. Ancak 6 dakikalık uzatmanın 3. dakikasında son 2 haftadır, görevinin topu dışarı atmaktan çok içeri atmak olduğunu hatırlayan Nicklas Bendtner Myhill'i mağlup edince 17. sırada kaldılar. Bu 4 yıldır Hull kentinde olan Brown'ın işine maloldu. 104 yıllık kulüp tarihinde onları ilk kez Premier Lig'e çıkarmış olan hocaydı Brown. Hatta geçtiğimiz yıl ligdeki ilk sezonlarında ilk 9 maç sonunda sadece 1 yenilgi almışlar ve liderlik koltuğuna oturmuşlardı. Brown eylül ayının menajeri seçildi. Daha sonra lig sonuna kadar sadece 2 maç kazanabilmişler ve ancak 2 puan farkla kümede kalabilmişlerdi. Bu sezon da geçtiğimiz sezondan farklı olmadı. Hatta daha kötüler. Son 4 maçta 0 çekince başkan Adam Pearson, "artık kümede kalmak için bir aksiyon almanın zamanı gelmişti" diyerek Brown'u görevden aldı. Yardımcıları Brian Horton ve Steve Harkin, yeni bir teknik adam atanana kadar takımı götürecek.

3 yorum:

felix mourinho dedi ki...

emirates'te arsenal'i 2-1 yenerlerken yaşadığı gol sevinci aklıma geldi de yine bir arsenal maçı ile gönderilmesi kötü oldu.

Adsız dedi ki...

devam edebilirledi.Bence kaybedilmiş hiç bir şey yoktu.Bir maçı da eksik onu kazanırlarsa West Ham'a yetişirler.Ben artık Hull'un küme düşeceğine inanıyorum.

Schumy dedi ki...

Hull düşmesin.

Galatasaray kadar seviyorum onları. 5 senedir de takip ediyordum...