Şimdi Arsenal'in şu pas trafiği ile ilgili birkaç kelamda bulunmadan önce, Türkiye'nin gündemine son 1 aydır oturan meşhur "fikstür avantajı" tartışması hakkında bir şeyler söyleyeyim. Aslında geçmişten istatistiklerle ilgili bir araştırma da yapmak mümkündü ama lafı uzatmamak istedim. Esas olan iddiam şudur. Bir fikrin, bir idolojinin, bir düşüncenin, bir gerçeğin pratikte, herhangi birisi tarafından yanlış uygulanması,
o fikrin veya gerçeğin ya da kurallar bütününün yanlış olduğunu göstermez, yanlış uygulandığını gösterir. Eğer 4-4-2 oynayan bir takım üstüste 10 maçı kaybetmişse bu 4-4-2 taktiğinin başarısız bir taktik olduğunu göstermez, o takım o taktiği yanlış uyguluyor ya da oyuncu yapısı o taktikte muvaffak olacak şekilde değil demektir. Geometrideki bir üçgen sorusunu Pisagor yönetmiyle çözerken hata yaparsanız bu Pisagor teoreminin yanlış olduğunu ispatlamaz. Siz o teoremi kullanırken hata yapmışsınız demektir. Fikstür avantajı ile de görüşüm budur.
Fenerbahçe'nin, son 1-1,5 aydaki başarısız sonuçlarını, "
fikstür avantajı diye bir şey yoktur kardeşim, her takım güçlü neye göre kime göre avantaj, alın bakın Fener'in fikstür avantajı var diyordunuz ne oldu?" şeklinde yorumlayan insanlara benim lafım.
Fikstür avantajı diye bir şey vardır, eğer lig yarışındaki rakibiniz, sözgelimi 1 ay boyunca 2 Avrupa kupası, 1 Federasyon kupası ve 4 lig maçı yaparken siz 4 lig, 1 federasyon kupası maçı yapıyorsanız ve rakibiniz lig maçlarının tümünü 8. sıranın üstündeki rakiplerle oynarken siz 8-16 sıra arasındaki rakiplerle oynuyorsanız buna fikstür avantajı denir, o 1 ay için. Bunu inkar etmeye çalışmak yersizdir. Fenerbahçe potansiyel avantajını, somut avantaja çevirememiştir bu kadar basit. Ama bu, "
böyle bir şey yoktur" diyecek kadar uçmayı gerektirmez. Biz de biliyoruz elbet, ligdeki 34 maçın tümünün belli bir efor sarfetmeyi gerektirdiğini. Ama siz 2 Atletico Madrid maçı arası 1 Beşiktaş derbisi 1 de Kasımpaşa maçı oynarken rakibiniz sadece Gaziantepspor, Galatasaray derbisi ve Kayserispor'la oynuyorsa burada bir avantajı vardır. Kondisyon olarak, psikoloji olarak, konsantrasyon olarak. Bunu inkar etmenin manası yok.
Arsenal'in de böyle bir avantajı var. Şampiyonluk yarışındaki 2 rakibiyle beraber Şampiyonlar Ligi maçları oynayacaklar birer tane, onu bir kenara bırakalım, zira maç sayısı eşit. Lige bakalım. 10 Nisandaki Kuzey Londra derbisine kadar, Porto'ya 2-1 mağlup oldukarı maçtan itibarenki fikstürleri şöyle. Sunderland, Stoke City, Burnley, Hull City, West Ham United, Birmingham ve Wolves. Bu 7 takımın içinde, en yüksekte bulunan takım lik dokuzuncusu Birmingham. Bu dönemde son 8 takımdan 4'üyle oynamış olacaklar. Peki Chelsea'ye bakalım aynı tarihten itibaren. Manchester City, Aston Villa ve Manchester United maçları var önünde. Bir de FA Cup maçı oynadılar geçtiğimiz hafta sonu. Manchester United, Chelsea ile oynayacak, bunun dışında Fulham ve Liverpool ile oynayacak. Lig Kupası finali oynadılar 1 hafta önce. Tabii ben üst sıralardaki takımlarla maçlarını yazdım sadece. Bunun dışında alt sıralardaki takımlarla da maçları mevcut. Anlatmaya çalıştığım şeyi anladınız.
Arsenal'in sahip olduğu önemli bir avantajdır. Ve bunu da iyi kullanıyorlar. Bahsettiğim Porto maçından beri ligdeki 3 maçta 9 puan yaptılar ve lider Chelsea ile farkı 3 puana indirdiler. Kalan 4 maçtan 12 puan toplarlarsa yüksek ihtimalle lider olacaklar. İngilizler bunu programlarında da sık sık dile getiriyor. Biz "fikstür avantajı" kavramını alıp çöpe atmışken onlar hala peşinden koştuklarına göre vardır bir dertleri.
Aşağıda Arsenal'in 3-1 kazandığı Stoke City ve Burnley maçlarının pas grafiği var. İlki Stoke City maçından. Ev sahibi Stoke'un 116 pasına karşın 340 pas. Üstelik deplasmanda. İkincisi de cumartesi günkü Burnley maçına ait. 432-183 gibi korkunç bir rakam.
7 yorum:
Son burnley maçlarını izledim. Gerçekten etkilenmemek mümkün değil, bir ara altıpas içinde bile paslaşmaya başlayacaklar diye düşündüm. Tabii bunda burnley takımının da payı muhakkak vardır ama ben uzun zamandır (barcelona dahil) bir takımın rakibi üzerinde bu derece bir pas dominasyonu yakaladığını hatırlamıyorum.
Aynı Arsenal bir ay önce Aston Villa, Machester United, Chelsea ve Liverpool ile üst üste oynadı. 12 puandan dördünü alabildi, ama ağlamadı sızlamadı. O zaman da fikstür dezavantajı vardı. Şansı yaver gitt ve diğer takımlar puanlar kaybettiler. Şimdi onlar birbirini yerken aradan sıyrılabilirler mi göreceğiz.
Fikstur avantaji vardir, ama onu tek bilinmeyene indirip "fikstur avantaji ile ipi goguslerler" demek dangalakliktir; ve bizde yapilan da budur.
onu bunu geçtimte
sene baçı city şakşakçıları ortalarda gözükmüyor onlara yanıyorum
city arsenal'i hertürlü döver açıklamaları sadece aralarındaki maç için kaldı galiba bu gidişle şampiyon olurlarsa demeyin keyfime
Ilk paragrafa basitce ek yapayim;
Ic sahada Diyarbakirspor, deplasmanda Manisaspor, Denizli maclariniz varsa ve en ciddi rakibiniz deplasmanda Besiktas, Eskisehirspor, ic sahada Bursaspor'la oynayacaksa fikstur avantajiniz vardir. Ha onu kullanamiyorsaniz fikstur avantaji kulliyen teorik oldugundan degil sizin form durumuzun rezil otesi rezil oldugundandir.
bi fikstürsün gitsin boşbeleş yorumcular, adam gibi maç izleyelim...
ayrıca eskişehir seyircisine fena hayranım...
tuncay kombine al lan bana!
bu aslında ilginç bir bakış açısının sonucu herhalde. seri penaltılarda en iyi penaltıcıları başta mı kullanırsın, sona mı saklarsın veya maçın ilk yarısı rüzgara karşı rakip oynasın, yorulsun işi ilk yarıda bitirelim gibi birşey bir bakıma fikstür(tamamen aynı değil tabii, uzun bir sürece yayılıyor). 25 yıldır ligi takip ediyorum, hadi 20 senesini sağlam hatırlıyorum desem, genelde bu aralar yükselişe geçen takım başabaş giden sezonlarda malı götürdüğünden fenerbahçenin fikstür avantajı var denilmesi doğal. bir nevi ilk maçı deplasmanda oynama gibi:) ancak fikstür dezavantajı yaşadığı dönemde (ilk yarıda) yarışın gerisinde kalan herhangi bir takımı da ikinci yarıdaki fikstür avantajının kurtardığı nadirdir bence.
benim yıllardır söylediğim ama sayısal bir veriyle desteklemek yerine arkadaşlara gaz vermeyi seçtiğim avantajsa şudur: sezon sonuna doğru hatta son 10 hafta falan diyelim oynayacağınız rakiplerinizin ligdeki konumu belirleyici geliyor bana. şöyle ki, gaziantep veya gençlerbirliği belki ligin altındakilerden daha iyi daha güçlü takımlar ama işler sıkışınca ben onlarla oynanan maçlardan galibiyet çıkarmanın daha kolay olduğunu düşünürüm. o sebepten rakibin sıralamasının düşüklüğü değil de net bir amacının olup olmaması daha etkili bence.
Yorum Gönder