6 Nisan 2010 Salı

MALA BAĞLAYAN BİR DİZİ















Ne zamandır yazacağım atlıyorum. Çok fazla spoiler içermiyor yazı ama yine de diziye hiç başlamamış olanlar okumasınlar, birebir devam ettirenler gönül rahatlığıyla okuyabilirler.

Biliyorsunuz son sezonu başladı Lost'un bir süredir. Bunu çok yazmışımdır, diziye 6 sene önce başladık diye izliyoruz mecburen. Sanırım dördüncü sezondan itibaren zaten işler sarpa sarmaya başlamıştı ama artık altıncı sezonda iyice, afedersiniz, mala bağlamış durumda. Bu dizinin 6 senedir en fazla konuşulan kısmı ve takip edilme sebebi "cevaplanamayan soruların yarattığı gizem" idi. Bunun dışında oyunculuk, adanın tropikal güzelliği, Sawyer'in gamzeleri, Kate'in çilleri şu bu diyen yalancının önde gidenidir onu söyleyeyim. Bu diziyi izlememi sağlayan kişi blog yazarı mafaldadır bana kısa süreli bir "her bölümden sonra bir sürü gizem oluyor, onları çözeceğim derken bağlanıyorsun, ölümü öp izle" propagandasıyla. Diziyi izlemeye başladığım günleri de hatırlarım. Tüm dünyada olduğu gibi tokat etkisi yaratmamıştı bende. Millennium, X-files gibi dizileri izleyen birisi olarak benim için ortalama bir diziydi ve çok klişe bazı manevraları kullanıyordu. Sürpriz sahnelerinde aniden müzik girişi, bir sonraki bölümde aslında çok da önemli olmadığı anlaşılacak bölüm sonu ani çıkışları gibi. Sezonlar ilerledikçe kalitenin dozajı düşmeye bu ucuz manevraların sayısı artmaya başladı. Misal blackpearl benimle beraber izliyor son 1,5 sezonu sanırım. Dizinin tüm hikayesini benim kadar biliyor neredeyse. Zira bütün olanların arkasındaki hadise son sezonda adam gibi anlatılmaya başlandı ve geçmişteki o tüm bölüm sonu kafa karıştırıcı sürprizler ve meşhur "cevaplanmayan sorular" aynen duruyor. Söyleyeyim cevaplanmayacaklar da. Misal neden Hugo ile Libby aynı akıl hastanesindeydi (bu sahneyi de bölüm sonu twist olarak vermişlerdi biliyorsunuz), Jacob'ın kulübesindeki meşhur göz kime aitti?, Christian Shepherd'ın tabutu, Walt'ın mistik güçleri vs. Dürüst olayım açıklananlar da da iyice rezalete vardırdı işi. Meşhur 6 rakam için dünya üzerindeki hayranlar Budizmden girip, logaritmaya, dinler tarihinden, astronomiye kadar bir dolu analiz yapmışlardı. Bu 6 sayının kerameti "Jacob sayıları severdi rahmetli" şeklinde açıklandı. Meşhur Richard Alpert'ın yaşlanmama olayı da "Jacob beni dürttü"ye bağlandı. Adanın kaybolmasını da tahminen bu gidişle Jacob üflediye bağlayacaklar ondan korkuyorum.

Bu tür dizilerde son ticari manevra diziden bir film çekilmesidir. Yavaş yavaş buraya da gelmeye başladı iş. Film dedikoduları ortada dönüyor. Üstüne üstlük karakterlerin yapısı öyle bozuldu ki artık dizinin o tarafından da zevk alamıyorsunuz. House MD hayranları için Gregory House nasıl bir karakterse Benjamin Linus 2 sezon önce Lost hayranları için öyle bir karakterdi. Bugün ortalama bir karaktere dönüşmüş durumda. Bu işin sonu nereye bağlanır bilmiyorum ama eskiden dizinin gösterimi için ekran başına koşan tipler bugün artık 2-3 hafta bekleyip öyle izliyorlar. Örneğin bendeniz bundan 3 sene önce diziyi yayınlandığı gecenin ertesi günü (saat farkı sebebiyle) indirir aynı gün izlerdim. Şimdi bırakın ertesi günü, diziyi 3 gün farkla yayınlayan Hollanda televizyonu Net 5'da bile izlemiyorum. 3 bölümü biriktiriyorum.

Yazının sonunda şu "bu diziyi ne eleştiriyorsunuz ya, izleyin izliyorsanız, beğenmiyorsanız da eleştirmeyin" adamcıklarını da çözemediğimi belirteyim. Bu güruhun hepsi hafta sonunda futbol maçına gidip takımını beğenmeyince ilk onbiri elden geçiriyor ya ona yanıyorum. Ben de onlara "beğenmiyorsanız gelmeyin maça kardeşim, görüş bildirmeyin" desem mi?

Dökülün Lost hayranları

19 yorum:

Dejan dedi ki...

Sorulara cevap verilmeyecek gibi görünüyor, tabi eğer 25 bölüm falan olursa sezon belki bir ihtimal cevap bulur bazı sorular. Yoksa film kaçınılmaz. Çekilrse onu yermiyiz, yeriz. Bu kadar izledik :) Tek sebep de bu olur.

serdar dedi ki...

Kardeşim beğenmiyen izlemesin :)))

Ya da, "kim demiş Lost eleştirilmez diye... Bravo FD..."

Ya da, "Lost dizi değil, JJ adam değil"

Ya da, "Ben Linus'un ne kadar korkak bir adam olduğunu söylediğimde herkes kızdı bana. Bak!"

Lost'un son sezonda bu hale döneceği zaten belli. Bu dizi 10 sezon olsa 6. sezon gene süper olur ama 9-10'da mala bağlardı.

Ben Lost'un gizemini seviyorum, gizemin çözülmesi dizinin büyüsünü bozuyor. Arada 3 sezon önce bir bölümlük sevgili çiftin mezarından elmas çıkarmalarına ya da küçücük bir trick'in kullanılarak seyircinin dumur edilmesi.

Matrix'in 2 ve 3. bölümleri hiç sevilmedi. Çünkü senaristin gizemi çözme yükümlülüğü olayın en öldürücü yanı olan gizemi ortadan kaldırıyor. Kaçınılmaz bence.

X-files'ı sürekli izlemedim ama o farklı kategori bence. O dizi Alacakaranlık Kuşağı'nın modern ve konsantre versiyonudur. Gönüllerdeki yeri ayrı olacaktır.

Benjamin Linus'a bu arada hakkaten yazık oldu... O hayvanat adam gitti yerine küçük korkak fare geldi. Bi de utanmadan doğruyu yapma kaygısı falan gördük iyice koptuk.

Bazı gizemler ticari kaygıydı, o doğrudur. Şimdi nasıl açıklarsın oceanic 6 bir araya gelmezse uçak düşmez ya da tüm candidate'lar bir olmazsa Locke adadan çıkamaz.

Fringe ve FlashForward izleyince Lost da hakkaten iyiymiş diyorsun o ayrı :)

Adsız dedi ki...

http://thespoilsport.blogspot.com/2010/03/lost-in-lost.html

outlaw dedi ki...

lost hayranı mı kaldı... altıncı sezonun ilk bölümünü izledim. bir sardı, bir sardı, sorma. lost'a o kadar yoğunlaşmışım ki, blog'a iki yazı yazdım arka planda dizi sürerken. hadi birincide sıçtılar, ikincide toparlarlar derken, baktım ki, sıvamaya geçtiler, hemen yarıda kesip dexter'e döndüm, rahatladım...

lost'un en kötü yanı prison break gibi ikinci sezonun başında çuvallamamış olması. iyi kötü birkaç sezon sardı, sonra hayal kırıklığı daha büyük oldu.

L dedi ki...

abi zaten korkuyoruz g.t gibi kalacaız diye, sen de körükledin iyice:/
daha da korkuyorum artık...

90 + 3 dedi ki...

Bir çok dizide olduğu gibi Lost'ta da var aynı sorun. Belirli bir sayıda bölüm için senaryo yazılıyor, çekiliyor, tutarsa devam ediliyor. Haliyle de uzattıkça da saçmalama riski artıyor. Bir benzeri Prison Break'te olmuştu. Onun da son sezonunda artık gene ne saçmaladılar acaba diye merak ederek izlemiştim.

Ben Linus gibi House'u da madara etme peşindeler orada da. Sonu benzemez inş.

Serhat dedi ki...

İlk sezon yayımlanırken yapımcılar, dizinin sonu metafizik olaylara bağlanmayacak, her sorunun/gizemin mantıklı bir açıklaması olacak demişlerdi. Bende bu açıklama üzerine diziyi izler oldum. Ancak 3. sezona geldiğimde sorular/gizemler artmaya başaladı. Açıköçası o zaman bile nasıl bağlayacaklarını düşünüyordumkii birden zamanda yolculuk olayları başladı. Bu dizinin bünyede bıraktığı tad nedir diye sorsalar. Kocaman bir hayal kırıklığıdır. Yazıktır.

Rot dedi ki...

söylediklerin doğru aslında hocam, yani biz neler neler dü$ündük 5. sezon sonunda bile ama 6. sezon bamba$ka $eyler çıkmakta..

fakat vardır bir bildikleri diyorum senaristlerin.. bu geceki 11. bölümden itibaren hızla tırmanacak gibi geliyor bana.

ayrıca, dizinin final bölümünü askerde olacağım için izleyemeyecek olmam acaip bi$ey. daha hazır değilim bu hisse :)

kuzen larry dedi ki...

Ben en çok karaduman arkadaşın süper karakter mr. eko yu neden öldürdüğünü merak ediyorum. Ne istedin lan adamdan vicdansız! klise falan yapıyodu bu, ondan olabilir belki.

Bir de eskiden ricard' ı linus ı adanın sırrını bilen gizemli ve karizmatik adamlar olarak bilirdik. Külliyen tırt çıktı hepsi. Widmore da tırt çıkarsa yine jacop ın eline bakıcaz ne olup bittiğini öğrenebilmek için.

Bir de Stephen King lostun mantıklı ve doyurucu bir finalle noktalanmasının mümkün olmadığını, dizinin yıllar sonra bir popüler kültür faciası olarak anılacağı kehanetinde bulunmuştu. Umarım yanılıyordur. Dile kolay gençliğimizin en güzel 6 yılını verdik lan bu diziye!

oneblood dedi ki...

çok boş bir yazı olmuş. bok atmak amacıyla yazmışsında azcık daha samimi olaydın. cümleler arasında laf soka soka bitirmişsin yazıyı. beğenmiyorsan izleme ayrıca ekrem solda oynamaz.

Protanopia dedi ki...

Açıkçası mala bağlamaktan da fazlası. Komik seviyesine indi. Büyük gizemler bir yana dizide bir sürü ıvır-zıvır gizem de var. O gizemler zaten hepten yalan.

Hala müzik falan veriyorar arka plandan ama zerre merak etmiyorum. Ne yapalım elimiz mahkum.

Bi de utanmadan hala yok tapınağa gitmen lazım yok hayatının anlamını çözeceksin ayakları. Bir cümleniz de "aga biraz dolaşalım" olsun. Yani her cümlede gizem katarsan bi bok çıkmaz ki sonunda.

Lanet olsun bu gereksiz dizi uzatma sevdasına.

Dexter'ın kendi karakteri haricinde çok güzel bir yönü var ki: Ortada ne kadar karışıklık varsa sezon sonu temizleniyor. Salak işlere girmiyorlar.

Efe Ekin Erol dedi ki...

Lost'un şu ana kadarki benim en çok moralimi bozan tarafı,ilk sezonlarda gördüğümüz bir sürü önemli olay/kişi'nin şu anda pek öneminin kalmaması..
Sonunu eğer dinlere/tanrıya vs bağlayacaklarsa ki öyle gözüküyor,çok kolaya kaçıyorlar,biz Lost'u farklı olduğu için,içinde bilimsel öğeler taşıdığı için sevmiştik..
O kadar olay,geçmiş sezonlarda şimdi 2 adamın kumsalda oturup birbirleriyle it dalaşına bağlanacaksa o kadar şeyi niye verdiniz...
Benim korkum,dizi bittikten sonra,hepimiz geri dönüp ilk sezonları izlediğimizde,ya şu adama nolmuştu veya şu neydi gibi açık bırakılması ve sadece belli şeylerin bağlanması,bir nevi çabucak geçiştirilmesi gibi geliyor bana,işte o kadar izlediniz ama o-atıyorum- hatchlerin,dharmanın veya şu x adamının pek bi önemi yoktu aslında,olay jacop tı siyahlı adamdıya getiriyorlar sanki diziyi...
Açıkça bana kalırsa bir sürü teorinin aksine,Lost'un ilk sezonlarını yazarken ileride bunu toparlayabileceklerini düşünemediler,veya böyle uzayacağına da bilemediler,sonunda işi kolay yoldan cevaplıyorlar...
Şahsi fikrim,ne zaman Jacop geldi Lost'a,o zaman Lost bitti,kaç sezondur bunu söylerim,işi ruhani şeylere bağladıktan sonra,dediğin gibi üfledi oldu,dokundu oldu oluyor...

sy dedi ki...

Yine 5.sezona kadar gelebilmistim de; 5'te artik mantikli bir aciklama yapamayacaklarina emin oldum, yarisinda biraktim. Birsey degil, artik izlemiyorum diye Lost haini ilan edildim arkadas ortamlarinda!

Black Pearl dedi ki...

Ben en cok Richard’a gicigim son bölümlerde. 200 sene sonra yeni blug cagina giriyor herhalde, iyice asilesmeye basladi. Yakup öldü ortaklik bitti diye öldürün beni ayaklari yapiyor.

Bi de yazarlar Sawyer’a dizi süresinde gicik oldular herhalde, birden adami yalancinin tekiymis zaten yaptilar. Önceden boyle oldugu konusunda supheliyim.

Frapppedaki dedi ki...

Desmond da olmasaydi cekilecek gibi degildi ya 3. sezondan sonra.. neyse basladik bi kere :)

L dedi ki...

@serdar:

abi ben bazı bünyelerden "flashforward lost'tan daha iyiymiş yeaa" gibi yakınmalar duyuyorum. senin cümlelerin iyi geldi bu duyumların ardından.

@kuzen larry:

hocam o s.king'ten alıntıladığın laflar sanırım öyle değil tam olarak. o muhabbet lost-başucu kitabı'nda geçiyor. işte king abi demiş ki, "efendi gibi toparlayıp bitiremezseniz, lost en büyük popüler kültür faciası olur" filan. onun ardından da dizinin 6 sezonda biteceğini açıklamış dayılar. filan, öyle bişeyler.

serdar dedi ki...

@haci lappap,

Flashforward gerçekten kötü. Son 1-2 bölümdür toparlanma eğilimi var. Konu muhteşem. Fakat oyunculuklar, kurgular, bölüm örüntüleri (!) bayağı hayal kırıklığı...

Benim favorim 4400 idi ama devam etmedi...

Unknown dedi ki...

Son 6x11 bölümü ile geri dönen -Des brotha- diziyi en kritik anlarda toparlayıp mükemmele yaklaştırmıştır kanımca.

semioticus (shelbyl) dedi ki...

Libby'i aciklayacaklar, Walt da hikayenin icine dahil olacak. Benim tahminim degil bu, yapimcilar dedi.

Sonra Lost ile Prison Break'i karsilastirmak buyuk gunahtir. Prison Break, 1. sezonda kurdugu evren icinde mukemmel bir is iken, daha sonralari evren falan dagitmis gitmistir. 1. sezon ile 3. sezonda ayni b.kun laciverti bile olamamistir hikaye, o derece rezalet.

Ben Lost konusunda, dizi bitmeden konusmanin hata olduguna inaniyorum. "Kesin aciklayamayacaklar, ahanda aciklayamadilar" falan adamciklarini da ben cozemiyorum. Yahu birader, ya izleme, ya da otur kalan 6 bolumu -ki nereden baksan 3.5 saat, o surede ben tum hayat hikayemi anlatirim- izle, baktin olmamis sonra elestir.