Dünya futbolunda transfer ücretlerinin bu derece yüksek olması ve her transfer döneminde akıtılan paranın neredeyse yarısının bir süre sonra sokağa atılmış milyonlara dönüşmesi yıllardır değişmiyor.
Neden bazı kulüpler her yıl, harcadıkları paraların bu derece israf olduğunu görmelerine rağmen yüksek transfer ücretleri öderler ve neden bazı kulüpler transfer konusunda sürekli başarılı olurlar, cevapları belli ama pratikte değişim yaratmayan bir sorudur. Ajax, örneğin her sene transferlerden 5-6 milyon euroluk bir zarar eder ama Miralem Sulejmani'ye 17 milyon euro vermekten kaçınmaz, sonra da Sulejmani son birkaç yılın hayal kırıklığı transferlerinden birisi olur. Öte yanda ise Groningen ve Heerenveen nokta transferlerin takımıdır. Olympique Lyon da böyle bir kulüp. İkinci ligde kendi halinde seyreden bir kulüpken Jean-Michael Aulas'ın kulübü satın alması her şeyi değiştirdi. Raymond Domenech'in teknik direktörlük kariyerindeki ender iyi işlerinden birisi olan Ligue 1'a yükselmeleri ile süreç başladı. Aulas 20-23 yaş arasındaki oyunculara ve henüz ismi büyük olmayan Brezilyalılara harcadığı paraların yanında eski Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonalarının unutulmuş yıldızlarına para harcamadı. Aulas transferleri, şu meşhur "
yeni takımına alışamadı" sürecini minimuma indirecek şekilde yapıyor aynı zamanda Fransa'ya gelen futbolculara her türlü psikolojik desteği ve kendisini rahat hissettirecek ikamet şartlarını sağlıyor.
Fransız iş adamı kulübü 1987 yılında satın aldığında Lyon ikinci ligde mücadele eden, 10 milyon frank bütçeli, borçlarla boğuşan sıradan bir kulüptü. Bugün ise 275 milyon euroluk değeri ve yıllık 150 milyonun üstünde geliri ile Fransa'nın en zengin kulübü ve Deloitte Ligi'nde de ilk 15 takımın içinde. 2002'de kulüp tarihinin ilk şampiyonluğunu ilan ettikten sonra 7 kez üstüste şampiyon oldu. Bu süre zarfında Malouda, Michael Essien, Mahamadou Diarra ve benzer bir dolu oyuncu yüksek fiyatlara satıldı. Tabii ki takımın altyapıdan yetiştirdiği yıldızların satışından da kazandığı bir dolu para var. 1996'da, 9 yaşındayken kulübe gelen Karim Benzema, bu sezon başı 35 milyon euro karşılığı Real Madrid'e satıldı. Geriden gelenlere de bakmak lazım.
19 yaşındaki Cezayirli forvet
Yannis Tafer ile başlıyoruz (resimde). Kariyeri Benzema ile benzerlik gösteriyor. Cezayir asıllı, çok küçük yaşta Lyon altyapısına katıldı, Fransa milli takımı alt yaş gruplarında forma giyiyor ve forvet. Son olarak, fiziki açıdan da Benzema'yı andırıyor. 2004 yılında takıma katıldı, sahaya ilk çıkışı ise 2009 ocak ayındaki Fransa Kupası maçıyla oldu. Bu sezon, eylül ayında Toulouse deplasmanında ilk golüne imza attı Lyon formasıyla. Türkiye'de yapılan ve takımının ikinci olduğu UEFA 17 yaş altı şampiyonasında Fransa kadrosundaydı. İdolleri Benzema (doğal olarak) ve Brezilyalı Ronaldo. Şu an Fransa 19 yaş altı milli takımında forma giyiyor. Gelecek yıldan itibaren ismini duyurmaya başlayacaktır.
19 yaşındaki orta saha oyuncusu
Clement Grenier ile devam edelim. 0 da 11 yaşında Lyon altyapısına girdi. Daha altyapıda oynarken Real Madrid, Arsenal, Chelsea ve Inter peşine düştü. Hemen "yeni Kaka" lakabını da yapıştırdılar üzerine. Ama o altyapıdan arkadaşı Tafer ile birilikte Lyon'da kaldı ve 2010-11 sezonunun sonuna kadar geçerli bir kontrata imza attı. O da Tafer'in ilk golünü attığı Toulouse maçında ilk kez sahaya çıktı. Henüz o maç tek forma giydiği maç Forma bekliyor. O da ynen Tafer gibi Antalya'daki turnuvada beğenilen oyuncular arasındaydı. Yine o da 19 yaş altı milli takımının kadrosunda. Dolayısıyla bu iki gencin kariyeri birbirine paralel gidiyor. Patlamaları da beraber olacak büyük ihtimalle. Teknik kapasitesi yüksek, birebirde etkili ve duran topları çok iyi kullanan bir oyuncu. Forvetin arkasında hücuma dönük olarak oynayabiliyor.
21 yaşındaki
Maxime Gonalons ile devam edelim. Gonalons 21 yaşında defansa dönük bir orta saha oyuncusu. 10 yaşında geldi Lyon'a. Genç takımla önemli başarılar kazandıktan sonra bu sezon başı 1+2 yıllık bir kontrata imza attı ama özellikle önce Liverpool'a Anfield'da, 42. dakikada sakatlanan Cris'in yerine girerek, sonra da 2 ay sonra ligde Nancy'e attığı goller yeni bir kontratı beraberinde getirdi. Nancy'e attığı kariyerinin ilk lig golünden 10 gün sonra kontratını 2014'e kadar yeniledi. Şimdiden 12 maçta forma giymiş durumda. Fransa 21 yaş altı milli takımının oyuncusu.
18 yaşındaki Polonya asıllı
Timothee Kolodziejczak, nam-ı diğer Kolo ile devam edelim. Onun transfer hikayesi biraz ilginç. Lens akademisine 5 yaşında girdi. Ancak profesyonel kontrat imzalama zamanı geldiğinde Lens ona 5 yıllık bir kontrat teklif edince, geleceğini uzun süre Lens'e bağlamak istemediğinden teklifi reddetti. Bir dolu Premier Lig kulübü peşinde iken o Lyon'la satın alma opsiyonu bulunan bir kiralama sözleşmesine imza attı. Lyon 1 yılın ardından bu sezon başı, 17 yaşında bir futbolcunun bonservisi için 3 milyon euro ödedi Lens'e. 4 yıllık kontrat imzaladılar. Henüz 2 maça çıkmış durumda. Sol kanatta hem defans hem de hücum bölgesinde forma giyebiliyor. O da Tafer ve Grenier gibi ülkemizde yapılan 2007 17 yaş altı şampiyonasında kadrodaydı.
Söz konusu turnuvada milli takım kadrosunda bulunan Lyonlular 19 yaşındaki defans oyuncusu
Sebastien Faure ve bir başka Cezayir asıllı forvet, 18 yaşındaki
Ishak Belfodil de yakın zamanda Gerland'da boy göstermesi muhtemele genç yetenekler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder