11 Mayıs 2010 Salı
TÜRK FUTBOLUNUN EN ÇOK NEFRET EDİLEN FİGÜRÜ - FİNAL
Evet finale geldik. 4 isim var elimizde. Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım, Fenerbahçe ve milli takım oyuncusu Emre Belözoğlu, Sabah Gazetesi Spor Yazarı Hıncal Uluç, Telegol yapımcısı Serhat Ulueren. 2 Fenerbahçeli 2 Galatasaraylı. Finaldeki dördüncü isim için son ana kadar Ercan Saatçi ile Serhat Ulueren yarıştı ve sadece 4 oy farkla Ulueren finale kaldı.
A Grubu: Aziz Yıldırım 654 oy, Hıncal Uluç: 302 oy, Yıldırım Demirören 134 oy, Fatih Terim 103 oy
B Grubu: Emre Belözoğlu 517 oy, Serhat Ulueren 273 oy, Ercan Saatçi 269 oy, Bülent Uygun 103 oy
Bu sefer farklı bir şey istiyorum sizden. Ayrı bir "Biri Bana Anlatsın" yazısı yazmayıp buradan gideceğim. Final oylamasındkai oylarınızı verirken, neden o şıkka oy verdiğinizi anlatabilirseniz çok memnun olurum birkaç satırla. Yani örneğin "Neden Hıncal Uluç'tan nefret ediyorsunuz?". Sonuçlar üzerine ufak bir şeyler karalamayı düşünüyorum ve görüşlerinizden yararlanacağım. Yalnız şimdiden söyleyeyim, yorumları o nefret edilen Serhat Ulueren'in Telegolüne çevirmenize izin vermeyeceğim. O yüzden peşinen söyleyeyim en fazla yorum reddedeceğim yazı bu olacak eminim. Eğer yorumlarınızda "şike", "satın almak", "çirkeflik", "eziklik" gibi kelimeler ve kanıtlanmamış iddialar ile kişisel yakıştırmalar geçerse, gerisinde ne kadar masum şeyler ifade etseniz bile çöpe gidecekler, yorumlarını reddettiklerimi şu yazıyla uyarmış bulunuyorum bir daha yorum kısmına "reddettim" yazamayacağım, aynı sebeple de "neden yorumlarım yayınlanmıyor sansürcü değirmenci" yazanları da aynı çöplüğe göndereceğim. Örneğin "Aziz Yıldırım, artık işi öğrendim diyordu, nasıl öğrendiği belli oldu, o yüzden nefret ediyorum?" yazan benzer bir akibete uğrayacak. Sonra vay ben duymadım vay ben görmedim demeyin. Rahatlık batmasın, sakince yorum yapalım.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
51 yorum:
HIncal Uluç,
Her şeyi ben bilirim havası ve bunu diğer görüşlere saygı duymayarak yapması.
ben nefret ettiğimi değil de tersine bir şey yazıcam,
serhat ulueren'i başıma bir şey gelmeyecekse seviyorum. :)
Emre benim nezdimde geçmiştede bir gün de fenerli olan (Bkz. Tanjunun GS attığı gollerdeki sevinçleri, Fatih Akyel'in Gs maçlarındaki kavgaları, Ceyhun 6-0 lık maçtaki golden sonra ki kucak hareketi.....) diğer arkadaşların günümüzde yaşayan örneği , dalgalanan bayrağı gibi. Tarihin ayrı tecellisi olarak bu abi ve arkadaşlarımız şimdilerde televizyon programlarında GSlıyım gibi laflarda etmekte , bıçağı soktuktan sonra birde çevirip bize Bursa işi yapmaktalar. Semih Yuvakuran gibi olamadılar mis gibin 40yıllık fenerli oldu yorumunuda yapıyor.
Adımız taraftar ne yapalım duygusalız.
Sonuçta biz kimseden çocuktan gsliydim fbliydim mahalle maçlarında bana hugo derlerdi gibi açılımlar beklemiyoruz.
İstediğimiz tek şey "takım için oyna forman için oyna hadi oda olmazsa aldığın para için oyna" yani önemli olan bir şey için terinin son damlasını akıt ,inan kimse kimi tuttuğunu hatırlamayacak .
Not:Dutchman senden de kimden nefret ettiğini ve sebebinide öğrenelim mümkünse saygılar. kendi başımıza sümen altına gitmeyelim.
Hıncal Uluç.
Art niyetli. Aslında söylediklerine kendi bile inanmıyor. Her cümlesinin altında başka bir amaç var.
Kaos ve nefret yaratıyor.
Aslında buraya Lugano icin yazacak bir dolu seyim vardı ama ikinci nefret figurum Aziz Yıldırım'ı övmek!! nasipmiş. Kaybettiği zaman sürekli hakemlerle ilgili abuk subuk demeçleri hatta kendisinin de onayladıgı tehditleri-korkutmaları-baskı altına almaya çalışması-"ben bunun hesabını sorarım"ları, sabit fikirliliği, sürekli ahkam kesmesi,fb nin hep haklı olduğunu-hep ezildiğini-ona rağmen kazandıklarını her konuşmasında anlat anlat bitirememesi..
Aziz Yıldırım
Türk futbolunu tahakkümü altına almaya çalışması geçerli sebeptir bence.
Emre Belözoğlu;
Genç sporculara kötü örnek olması, sahadaki haksız ve gereksiz öfkesi, rakiplerini bu şekilde ezmeye çalışması,İsviçre maçındaki hem rakibe hem de tribünlere yaptığı saygısız hareketler vs vs..
Kesinlikle Hıncal Uluç,
Futbolu Türkiye sınırları içinde ve hatta dışında kendinden daha iyi bilen biri olmadığını düşünmekle kalmayıp, bu görüşlerini tüm dünya tarafından tanınınıp takdir edilen ve bir dolu başarıyla taçlandıran isimlerin üzerinden prim yapabilmek adına kullanıyor.
Hıncal Uluç,
Turk futbolunda gerginlik yaratmanin, komplo teorileri uretmenin prim yaptigini ilk gosterenleden. En onemli basarisi da spor yazarinin tutarli olma zorunlulugu olmadigini tum basina gostermesi.
Ulueren'in, Toroglu'nun oncusu olarak goruyorum Hincal Uluc'u.
Eskisi kadar ciddiye alinmasa da ogrencileri bayragi devralmis durumda.
emre belözoğlu ;
olmamış olamamış olmayacak türk futbolcusunun prototipi olduğu için...
Aziz Yildirim: Sporda endustrilesme ne kadar romantik bir bakis acisiyla karsi durdugum bir kavram da olsa yapacak bir sey yok bu olacak. Ote yandan endustrilesme nispeten duzgun ve etik bir sekilde de olabilir regulasyonlarin cevresinden dolanmayi seven bizimki gibi ulkelerde oldugu gibi vahsi ve kirli bir sekilde kazanmak icin her seyin mubah oldugu bir sekilde de olabilir. Turk sporundaki endustrilesmenin ikinci sekilde olmasinin sembol isimlerinden biri oldugu icin Aziz Yildirim diyorum.
Emre Belozoglu en gicik olunacak futbolculardan biridir fakat coluga cocuga kotu ornek olmasi, izledigim maclarinda sinirimi tepeme cikartmasi, ideolojik olarak karsi durdugum bir yerde olmasi ve genc yasinda birini oldurup baglantilari sayesinde bundan yirtmasi gibi yan etkileri bir yana dursun sadece bir kisidir ve buyuk bir sureci temsil edecek kadar onemli degildir.
Hincal Uluc her ne kadar insani delirtse de aslinda etkisiz elemandir ve bir troll oldugu dusunulerek izlendiginde izlemesi keyif bile verebilir.
Serhat Ulueren icin soyleyecek bir sey yok, sakaysa hic komik degil ciddiyse cok komik diyebilecegimiz tarz bir insandir. Rating almasi gerekmektedir ve bunun icin elinden geleni yapmaktadir. Gargamel cagrisimi ile birlikte neredeyse sempatiktir.
ilk turdan beri hıncal uluç. nedeni de çok basit: bir gün akd ediğine ertesi gün kara diyebiliyor. zamanında hidayet milli takıma gelmedi diye demediğini bırakmamıştı sonra birden en sevdiği adam oldu. reykard geldiğinde tarihin en iyi teknik direktörü yorumlarını yapmıştı şimdi ne dediğini herkes biliyor. kendisi tam anlamıyla dönek açıklamalar yapıyor. bunlar yetmezmiş gibi sürekli iğrenç komplo teorileriyle türk futbolunu kirletiyor.
Serhat Ulueren
Telegol denen o programı sunması ve halen devam ettirmesi yeterli bir sebep bence.
Emre Belözoğlu
4 adaydan da nefret ediyorum aslında. Emre'yi en çok noktasına getiren ise diğer üçünden farklı olarak "içerden" olması: Başkan ve medya mensubu spor dünyasında yer alıp bazen tüm futbolcuların toplamından çok daha fazla etkili olabilmekle beraber futbolcu gibi saha "içinde" değildir ve bu yüzden küçük ya da büyük (29 yaşındayım) insanların beğeni/takdir/örnek alma/tapma/saygı duyma/yerine koyma fiillerinin nesnesi değildir.
Emre çok yetenekli ve çok sevilen bir futblocu iken; kendini teknik, fizik ve kişilik olarak geliştirmeyerek hatta geriye doğru giderek, hayranı ve takipçisi olacak tüm insanları olumsuz etkilemiştir. Bunun bir sonucu olarak, kısa ve orta vadede "kendini bitiren genç yıldız adayları"nın baş sorumlusu olmuştur.
Şüphesiz ki Emre bu süreç içindeyken ona göz yuman ve hatta onaylarcasına tavır takınan tüm futbolcu, teknik sorumlu, yönetici, medya mensubu ve taraftarların katkısı çok büyüktür fakat Emre bunların hepsinin ana sebebidir.
Bu yorumu yazarken kendime sorduğum bir soruyu da paylaşmak istiyorum: Eğer Messi gibi olağanüstü ama son derece mütevazi ve efendi futbolcuyu (bence Tanrı'dan başka hiç bir sıfat yeterli değildir) izleme şansımızı olmasaydı Emre hakkındaki görüşüm "en çok" noktasına varır mıydı?
Aziz Yıldırım
Türk futbolunun ne durumda olduğu, nereye gittiği önemli değil onun için. Fenerbahçe şampiyon olsun, maçını kazansın, nasıl kazanırsa kazansın önemli değil anlayışında olması canımı sıkıyor.
benim şahsi adayım haluk ulusoy. aday mıydı ilk turlarda nasıl seçilmedi ilk 4'e? :)
Aziz Yıldırım
Çünkü futbolun güzelliğini hırsıyla, manipülasyonlarıyla zedeliyor. Futbolu dünyanın en güzel sporlarından biri olmaktan çıkartıp, çirkin ve adil olmayan bir hale getiriyor.
Hıncal Uluç..
Egoist, sadece kendi ününü düşünen, çıkan sonuçları kendi fikirlerine yoran, inanılmaz mantık yoksunu, tutarsızlıkta zirve vs. Bunların üstüne bu kadar olumsuz bir karakterken bir şekilde yer edindiği futbol camiasında önemli bir karaktermiş ve fikir adamıymışçasına hala gözümüze sokulmasından ve insanların bunu dikkate almasından NEFRET ediyorum.
aslında dördüne de yazılabilecek cümleler var ama ben oyumu Serhat Ulueren'den yana(!) kullandım. Medyanın futboldaki gerilimi en çok artıran unsur olduğunu düşünüyorum ve bu şahsın yaptığı programın tamamen futboldan ayrı kaos ortamı yaratma amaçlı olduğu kanaatindeyim. Diğer adayların bir şekilde futbolumuza çok az süre de olsa artı değer kattığı zamanlar olmuştur (Hıncal Uluç'un bile bazen katabiliyor) ama Serhat Ulueren'den ben böyle izlenim alamadım bir türlü.
Aziz Yıldırım,
Türk futbolunda Ali Şen'in bayrağını samimiyet hissiyatı vermekten uzak bir şekilde taşıyan başkandır. Herkes bir gün fenerbahçeli olacak, fenerbahçe cumhuriyeti, uefa kupası tesadüftü, federasyon ayağını denk al, merdivenleri boş bırakmadılar gibi talihsiz söylemleri antipati duyulması için yeterlidir. Kazandığında haklıdır, kaybettiğinde haksızlığa uğramıştır.
Diğer figürler de ak kaşık değildir ama Aziz Yıldırım'ın öyle rahatsız edici ve burnu havada bir demogog tarzı vardır ki, herkesin nefretini kazanmıştır.
Gene de Fenerli olsam o kadar nefret etmezdim herhalde. Futbol romantizmini öldürmüştür ama Türk futbolunun ticari değer kazanmasında önemli rolü vardır, yiğidin hakkı :)
Emre Belözoğlu,
Bir futbolcunun kazanmaya odaklı olması iyi bir şey. Ama bu süreçte kendini kaybetmesi ve bunu akil yöntemlerden saparak yapması affedilmez. Kendisinden her top çalındığında işte şimdi kıracak adamın ayağını düşüncesi yaratması değildir tek başına. Kafa kesme hareketi, milli takım kaptanıyken basın tribünlerine yaptıkları, İsviçre maçında karşılaşma sırasında atmadığı deparları rakip oyunculara saldırmak için atması...
Antipatiyi yaratan topsuz oyunda yaptıklarıdır. Yoksa Türk futbolunun en büyük yeteneği olduğunu tartışanlar çarpılır.
Hıncal Uluç ise bambaşkadır. Bütün amacı Galatasaray'a ters gaz vermek, gizli gündemlerini uygulamak, bunları yapamazsa da gündemde kalmaktır.
Serhat Ulueren'i düşünürken Güntekin Onay'ın telegol günlerini hatırlayın. Orada bambaşka mekanizmalar var o potansiyeli bu noktalara taşıyan.
Aziz Yıldırım.
Diğer 3 adayında listede olmasının sebebinin Aziz Yıldırım olduğunu düşünüyorum. Kişisel hırsları için futbolun bir spor olduğunu bize unutturup körü körüne fanatikliğin aşılanmasının baş sorumlusu olduğuna inanıyorum.
aziz yıldırım>> gündemi her zaman işine geldiği gibi manipule etmesi ve değiştirmesi...kendi takımı çıkarlarında en ateşli hakem, federasyon vs... eleştireni de olabilirken , bi anda aynı eleştiride bulunanlara karşı tutumda sergileyebiliyor.
Hıncal Uluç,
yapıcı bir tane eleştirisi yok. 'Korkak futbol oynatıyor'dan başka bir tane yorumu yok. Her şeyi ben bilirim havalarında. Eskinin şimdiden daha güzel olduğuna sonuna kadar inanıyor, çünkü şu anda değeri yerlerde sürünüyor. Kendi tuttuğu takım taraftarı tarafından bu derece nefret edilen bir başka figür de yok zaten türk futbolunda.
Aziz YILDIRIM
Fenerbahçemizin güzelliklerini gölgelediği için.
oynadığı şeyin diğer adaylar için olmayabilir ama kendisinin çocukluktan beri oynadığı oyun olduğunu unuttuğu için, elendiği takımın oyuncularını tekme tokatla yolcu ettiği için, ırkçılık yaptığı için, kendisi ya da forması için değilde gazetecilere hareket çekmek amacıyla oynadığı için...
yıllar önce bir beşiktaş galatasaray maçında golü attıktan sonra popescu omzunda taşımıştı. ama klasik bir omuz da taşıma değil daha çok çocuğunu taşır gibi. o zamanlar çok severdik kendisini. biraz fazla sevmişiz sanırım. zira nefretimizin de en fazla olduğu adam emre belözoğlu oldu sonunda.
fenerbahçe'de çok iyi bir performans sergiledi bu sezon. kendisi açısından seviniyorum. yıkılmadı kalkmayı başardı düştüğü yerden diyorum. asistlerini yapıyor, savaşıyor. neredeyse kaptan olacak fenerbahçeye. büyük bir olay aslında bu durum. galatasaray altyapısında yetiş, galatasaray da yıldız ol, fenerbahçenin kaptanlığını yap... bunlara rağmen keşke galatasaray'da olsaydı demiyorum... diyemiyorum, dedirtmiyor. 3 yapıyor, 5 yıkıyor. bu adam ne yapıyor ne ediyor kendinden nefret ettiriyor.
hıncal uluç, sırf muhalefet olayım diye muhalefet olduğu ve dünya futbolundan bi haber olduğu halde arda ile messiyi kıyaslayabildiği için. sırf konuşmuş olmak, reyting toplamak için konuştuğu için.
Emre Belezoğlu'ndan nefret ediyorum çünkü Galatasaray'lıyım.
Bir insanın Emre'den nefret edebilmesi için Galatasaray'lı olması yeterli diye düşünüyorum.
Arda Turan hariç, o Emre Abi'sini çok seviyor ve saygı duyuyor.
Aziz.
Hincal'a karsi antipatim daha buyuk olsa ve emre'nin hakeme bagirislarini her gordugumde tansiyonum yukselse de; turk fitbolu ve yeni yeni basketbolunu soktugu durum ve bu siporlar ustundeki etkisiyle Aziz'e verdim oyumu. Madde madde siralarsam nedenleri:
- Antidemokratik, otoriter, tam turk tipi-tek adam tarzi yonetim anlayisi
- Kurdugu ve yonettigi duzenin seffaflik ve hesap verilebilirlik konusunda TC devletinin standardinin bile altinda olmasi
- Hamaset edebiyatinin kralini yapiyor, hakemleri, oyunculari, onu bunu herkesi populist soylemlerle zan altinda birakiyor. Gerginlikten besleniyor.
- Basketbol federasyonu ve ozellikle Turgay Demireil'le olan fazlaca yakin iliskisi, hele su son Efes final serisi sonrasinda basketbolun icine girdigi gergin ortam midemi bulandiriyor
- Hamaset erbabligi ve turk tipi liderligin sonucu olarak kucuk ve kisa vadeli dusunuyor. Sampiyonlar liginde ceyrek final oynayan takimin, ligi kazanamadi diye afedersin amina koyuyor
- Her ne kadar fitbol disi siporlara da devasa yatirim yapiyor ve surdurulebilir bi model insa ediyor gibi gozukse de, seffaflik olmadigi icin ve her seye ragmen kisa vadeli sonuclara uzun vadeli sonuclardan cok onem verdigi icin, surdurulebilirlik konusu da tartismaya acik hale geliyor.
- Kisaca, "Aziz birakirsa Fener sicar", gorusunun olusmasini sagladi kamuoyunda, ve sanirim (maalesef)hakli da bu konuda.
- Bir de tamamen kisisel: cok eskiden "Mevdivenleve otuvuyolav yaaa!" diye bagirmisti, cok gulmustum. Hatirladikca guluyorum. Melih Gokcek'le bir tutuyorum bazi bazi.
Bu anket 2000'de yapılsa Terim-Hagi-B.korkmaz ve Hıncal dörtlüsü finale kalırdı...
Aradan on yıl geçmesine rağmen iki dörtlüde de hırslı ve saldırgan topçular, egosu büyük imparator veya padişahlar, ve Hıncal var... Yani yıllar geçiyor seçim tarzları ve en önemlisi bir adam hiç değişmiyor...
...Ve ben o zaman da olacağı gibi şimdi de oyumu tereddütsüz ona veriyorum ve biliyorum ki insanlara kazanmak için her yolun mübahlığını olumlu gösteren, rakibini aşağılamayı, komplo teorileri ile ortalığı bulandırıp, psikolojik harpler yaratıp hatta bu harplerde taraf olan ve açık açık senden olmayana nefreti yıllarca körükleyen, anticilere giden yolun taşlarını kaşkoluyla döşeyen çok sevgili Hıncal'ın, aslında ismi geçen herkesin varoluşunda bir katkısı olmuş...
ercan saatçi finale kalamadığı için aziz yıldırım.
diğer 3 aday hayatlarını kazandıkları işi yaparken antipatik oluyorlar. ama bu işten para kazanıyorlar ve ben de onlar kadar para kazansam ben de onlar gibi davranabilirdim, umrumda da olmazdı.
aziz yıldırım'ın durumu değişik. nefret edilmesini sağlayan işten para kazanmıyor. antipatikliği doğuştan.
Aziz Yıldırım;
Fenerbahçe'nin Türkiye'deki başarılarıyla yetinmesini istemesi, tarihinde ilk kez ŞL'de gruptan çıkan kadronun hocasını (zico) ve en önemli parçalarından birini (aurelio) yollaması.Tüm dünyanın hakkında konuştuğu güzel altyapılı bir lig oluşturulmasını engellemesi.Acayip bir sportif direktörlük anlayışı olması.
Hepsinden nefret ediyorum aslında ama Hıncal Uluç'a duyduğum nefret paha biçilemez.
Messi'yi Arda'yla kıyasalayan,Arda daha genç diyip Messi'yle aynı yaşta olduğunu bilmeyen, saçma sapan gündemi karıştıracak yorumlar yapan, kendisinin gündem olmasından başka hiçbir şey düşünmeyen bir insan. Kendi tuttuğu takımın taraftarından bu kadar nefret edilen bir inasn daha yoktur bu dünyada
Hıncal Uluç'la aramda çok ilginç bir bağ var. Buna aşk nefret ilişkisi de denebilir :) Şöyle ki futbolla ilgili yazılarının %90'ına katılmıyor, bir de üstüne küfür ediyorum ama yine de deli gibi okumaya devam ediyorum. Üstelik bu sinir ve nefretim futbol dışı yazılarını okumama da engel olmuyor.
Çünkü adam genel olarak ilginç noktalara değiniyor, sıradan değil ve kalemi güçlü. Ama bence iyi bir gazeteci değil, çünkü araştırmadan, her aklına geleni yazıyor.
Özellikle son zamanlarda iyice kontrolden çıktığını düşünüyorum. İçindeki önlenemez Fener nefreti ayyuka çıktı. Bir de bu adam yaptırımının ne kadar kuvvetli olduğunu biliyor. Tek bir yazısıyla yeni açılmış bir restoranı popüler yapabilirken, Kıvanç Tatlıtuğ'un jipinin cam filmlerini yırttırabiliyor. Ve bu gücünü kötüye kullanıyor. En son örneği Ankaragücü maçından önce sürekli bu maçta sıkıntı var diyerek bütün medyayı ayağa kaldırıp ve doğal olarak Ankaragücü'nü baskı altına alarak Fener maçında ekstra çabayla mücadele etmeye teşvit etmesi. Artık Hıncal'ın bunları kesinlikle kasıtlı yaptığına inanıyorum. Hatta daha da ileri gideyim, eminim.
Öncelikle oyumu söyliyeyim Aziz Yıldırım. Yıllarca Ali Şen'in yaratmaya çalıştığı herkese "Fenerbahçe düşmanları" diyerek onlarca grubu bir arada tutma çabasını sürdürdüğünü, Fenerbahçe gibi gevşek bağlarla bağlı bir camiayı yönetmenin başka bir yolu olmadığını düşündüğünü bilsem kendisinin tarzını haklı bulurum. Ama en azından son yıllarda kazandığı lokal başarıların ardından F.Bahçe'yi sempatik kılacak hareketlerle başarının devamı yolunu seçseydi hem kendi taraftarını, hem de Türk futbolunu rahatlatırdı.
Buna mukabil oluşan karşı kutuplarda da Hıncal Uluç gibi isimlerin olması doğaldır. Esksi gibi kanlı-bıçaklı kavgalar olmasa bile, (ki bu ortamda olmaması da mucizedir)bu kutuplaşma Türk futboluna o kavgalardan daha fazla zarar vermektedir. Zira ne Dünya 3.lüğümüz, ne de Avrupa Şampiyonası'ndaki yarı finalimiz tesadüftür ve buna rağmen son 2 dünya kupasına sırf bu kutuplaşma yüzünden katılamıyoruz.
Bir sevilen anketi yapsanız yine aşağı yukarı aynı isimler seçilecektir. Zaten kim ne derse desin yukarıda bahsettiğim başarıların ve daha öncesindeki başarı adımlarının mimarları olan M.Denizli ve F.Terim'in de seveni olduğu kadar sevmeyeninin olması da bu kutuplaşmanın ve verdiği zararın en büyük göstergesidir.
Netice de bu kutuplaşmanın kök salmasına sağladığı eşsiz katkılardan dolayı oyum Aziz Yıldırım'adır.
Aziz Yıldırım ve Emre Belözoğlu arasında karar veremedim en başta. Ama her televizyonda yüzünü , şeref tribünündeki o ellerini apış arasında kavuşturmuş oturuşunu gördüğümde sinirlerimin ne kadar zıpladığını düşününce kararımı Aziz Yıldırım'dan yana verdim. Bu adam sadece bir yönetici değil aynı zamanda Fenerbahçe'yi haklı çıkarmak uğruna yapmayacağı şey söylemeyeceği söz olmayan usta bir manüplatör. Bu uğurda herkesin gözünün içine baka baka gerçekleri çarpıtabiliyor ve en dişli dediğimiz adamlar bile çıkıp "Sen ne ayaksın?" diyemiyor. Sanırım etrafta kendisine haddini bildiren olmadığı için ondan bu kadar nefret ediyorum.
Diğerleri sadece birer piyon Aziz Yıldırım'ın yanında. Örneğin Emre Belözoğlu, çıkar bir maçta kasten rakibini sakatlar ve kırmızı kartı görür. Sonra hakemi döver ve futbol hayatı biter. Ama attığı onca tekmeye rağmen Aziz Yıldırım'a kimse kırmızı kart gösteremiyor.
gmnydn arkadasin yorumunun altina imzami atiyorum. Futbol kirliligini saglayan en onemli bir kac aktorden birisi Aziz Yildirim'dir. Diger baskanlarin da ondan asagi kalir taraflari yok aslinda. Peki bu futbol kirliligine canak tutanlar da taraftarlar olarak bizler degil miyiz? Bilica'yi neden bas ustunde tutuyor hala FB seyircisi? Kulup neden baskanindan, hocasina kadar hesap vermiyor gercek taraftarina? Cunku gercek taraftar stadda degil de ondan, staddakiler kirli futbolun saksakcilari konumuna getirilmis bir avuc saskin.
Aziz Yıldırım.
Kendisinden nefret etme sebebim çok kısa. Ama önce kendisinden nefret etme sebebim neler DEĞİL onları yazmak istiyorum izninizle.
1-Kendisi sadece ve sadece nato müteahhididir başka hiçbir ticarete karışmamıştır.
2-Başka hiçbir ticarete karışmamak için geçtiğimiz yıl vefat eden, vefat etmeden önce darıcaya DEVASA bir hayvanat bahçesi yapan dayısıyla da pek alakası olmamıştır.
3-yıllar önce takımında kaptanlık yapmış israilli haim revivo'yu futboluna devam edebilsin diye ezeli rakibine transfer olmasına izin vermiştir.yoksa israilli haim revivo ile ilgili başka bağlantıları sekteye uğramasın diye değildir.
4-sezon öncesinde tüm kanalların spor müdürlerine yemek vermemiş dolayısıyla bu yemekle ilgili herhangi bir görüntünün yayınlanıp yayınlanmamasına karışmamış ulusal her türlü spor müsabakaları yayıncıları ve programcılarına içlerindeki ayrık otları temizlemeleri konusunda direktiflerde bulunmamış onlarda bu direktifleri uygulamamışlardır.
5- bu mesajı yazan kendi kulaklarıyla ülkenin tek spor kanalının editör muhabir kameraman yapımcı vs. herhangi birinin ağzından "abi adamın onayı olmayan hiçbir haberi giremiyoruz" diye birşey duymamıştır.
6- yine bu mesajı yazan ayda bilmem kaç lira ödeyip maçları izleyip kendini her hafta tekrar tekrar kandırılmış hissetmemektedir.
Neden nefret ettiğime gelirsek
Fenerbahçeli ondandır muhtemelen.
Aziz Yıldırım.
Ben Beşiktaşlıyım ama şunu söylemem lazım ki aklı başında Fenerbahçeli herkesin kendi takımının sağlığı için Aziz Yıldırım'a tepki göstermesi gerekir. Ben stadımda istediğim yere oturup istediğim gibi bağırtılmazsam dokunur bana arkadaş, alın takımınızı başınıza çalın derim. Çarşı'yı yerinden kaldırmaya çalıştılar başaramadılar, tribünün sahibi asla başkan değildir, tribünün sahibi oraya gönül vermiş senelerdir gelen adamdır.
Önceki gün en yakın arkadaşımla, kendisi Fenerbahçelidir, maç izlerken çirkef olmayan adam ne arasın bizim takımda dedi. Aslında farkındasınız. Bütün bu kadro çirkefliğini oluşturan adam da Aziz Yıldırım'ın kendisidir. Yıldırım Demirören'e saydırabilirsiniz ama kimi yerde de ahlakı ve vicdanıyla hareket ederek ki Mustafa Denizli'nin de etkisi büyüktür Beşiktaş taraftarını utandıracak hallere sokmadı.
Aziz Yıldırım herşeyden önce kazanalım yeter mantalitesiyle ne ahlakı önemsiyor, ne diğer kulüplere saygı duyuyor.
Hani herkesi kendinize düşman sanıyorsunuz ya, aslında o düşmanlık sarı lacivert çubuklu formanıza değil. O düşmanlık burnu büyük başkanınıza, söylemlerine ve takıma doldurduğu birbirinden ahlak yoksunu adama. İslam Çupi'nize, Aykut Kocaman'ınıza, Oğuz Çetin'inize bu ülkede laf söyleyecek adam yoktur yoksa. Sadece farkedin.
Aziz Yıldırım
Rakibimin başkanı olması nedeniyle kendinde nefret edecek kadar sığ yaklaşmıyorum olaya. Kendisinden nefret sebebim neredeyse tüm spor dallarında takımının başarısından öte takımının tekelleşmesini istemesi nedeniyle kendisinden nefret ediyorum
Aziz Yıldırım
Beni mutsuz ettiği için!
Hıncal Uluç,
Messi ile Arda'yı takas etmem.
Messi,hangi büyük maçı kazandırmış.
Messi,Hagi'nin sol bacağı bile etmez gibi ilgi çekici şeyler söylemesine rağmen acip bir şekilde futboldan anladığını iddia etmesi
Değişik komplo teorileri ortaya atması,komplo teorileri doğru cıkmasa bile hicbir şey olmamış gibi davranması.
Ayrıca her şeyi bildigini düşünmesi.
Secmek cok zor tabi.
Aziz Yildirim;
- Bu ulkede hep "korkutan"in istediklerinin yerine geldigini her seferinde ispatlamasi (ayni sebeple siyasi bircok figur de benzer nefreti uyandiriyor).
- Etrafini saksakcilarla doldurmasi, kendisine gelisim getirtecek bile olsa her turlu muhalefeti etrafindan uzaklastirmasi.
- 9 yasinda bir insanin bile anlayabilecegi manipulasyon taktiklerini uygulayip, o etrafindaki saksakcilarca bu taktikleri pazarlatmasi.
Hıncal Uluç,
çünkü sırf kendi egosu için futbolu kullanması, kirletmesi, her sene aynı delilsiz suçlamaları yapması
Hıncal Uluç.
Fakat ben Uluç'tan nefret etmiyorum. Aksine son birkaç yıla kadar görüşlerinin çoğu bana mantıklı gelirdi. Fakat bu anket "hangisinden nefret ediyorsunuz" sorusuyla sorulmadığı için Hıncal Uluç diyorum. Yani benden bağımsız, TÜRK FUTBOLUNUN EN ÇOK NEFRET EDİLEN FİGÜRÜ dendiği için. Hıncal'dır herhalde. Sevenini görmedim. Ama sen hangisinden nefret ediyorsun derseniz, Serhat Ulueren'i işaret ederim. Bildiniz, tabii ki Fenerbahçeliyim.
Hıncal Uluç; kibri, yüzsüzlüğü ve utanmazlığı yüzünden...
hıncal uluç
futbolda rakibinden nefret etme kültürünün oluşmasının baş müsebbibidir..
diğer 3 adayın egosunu toplayıp 2 yle çarpsak bile onun egosunun yanına yaklaşılamaz..
sürekli komplo üretip sonra başkaları üretmiş gibi bu komploları tartışması yetmezmiş gibi komplo teorilerinin yarattığı kirlilikten en çok şikayetçi de o görünür..
gücünü medya camisaındaki etkisinden alır.. örneğin her sene geleneksel olarak ligin ilk yarısı bitmeden ilan ettiği "fenerbahçeyi şampiyon yapacaklar" iddiası internet aleminde artık alayla karşılanırken medya içinde onu eleştirmeye kimse cesaret edemez..
sürekli sevgiden bahsedip bu kadar befret üretebilmesi ayrı bir araştırma konusudur bence..
Futbol ahlakından yoksun, rakibine saygısı olmayıp her maç istisnasız küfür eden, hakemlerle sürekli diyalog halinde olan, taraftarı tahrik eden, oynadığı klübe sadakatsiz olup başka takıma transfer olduğunda 'ben doğuştan x takımlıyım' diyebilecek karakterde olan bir şahsiyet olduğu için;
Emre Belözoğlu
HU
Aşağı yukarı her yorumu haftalar önce yaptığı bir yorumun tam tersi olduğu halde ezelden beri aynı düşüncedeymiş gibi konuşabilmesi.
Aynı paragrafta "ispat edemiyorsan konuşulması ayıp" ve "yenilen gollere bakın" diyebilmesi
"Fener puan kaybederse bir anlamı var. O yüzden Bursa'yı değil Fener'i seyrettim" diyecek kadar futbol seyirciliğinden uzak, söyleminin aksine sonuç odaklı manipülatif kişilik.
Aziz Yıldırım: Sadece futbolda değil, başta basketbol diğer sporlarda da yönlendirici olmaya çalışması, tahakküm altına almaya çalışması, bunu yaparken kimi zaman nezaket ölçülerini de terkedebilmesi ve nihayetinde "Türkiye'nin futbolu benden sorulur" tarzındaki yönetim anlayışından ötürü.
Emre'den ve Hıncal'dan da nefret ederim. İlki Aziz Yıldırım'ın saha içi versiyonu gibi, ama esas oğlan dururken onu bir numaraya almak olmazdı.
Hıncal Uluç'taki megalomaniyi fark edip yıllardır tv olsun gazete olsun takip etmeyi bıraktığım için ona karşı nötr hale geldim bile denebilir :)
Aziz Yildirim:
Sadece bu seneden gidelim. Sene basinda Mehmet Topuz icin Kayseri'ye cikartma yaptiginda yanindaki ismin (Ibrahim Cingi) profili cok ilginc:
http://www.taraf.com.tr/haber/derin-futbol.htm
Bu transfer gerceklesirken "menajer alemine" savas acmisti kendisi. Sonra birden o savas duruldu. Bu sene hakemler hakkinda konusulmayacagini belirtmisti. Ilk konusan o oldu. Soyunma odasi basildigi iddialari unutturuldu.
Kendisi bu isleriyle, suyun basini tutan, spor camiasindaki kirliliklerin idamesini saglayan adam gibi durmakta. O yuzden ilk hedefe onu koyuyorum.
Uluc ve Ulueren medyanin, ozellikle de spor medyasinin genel seviyesizliginin izdusumleri sadece.
Uluc eskiden herseyi bilen adamdi, artik oyle cikmadigi icin hem bize daha fazla batmaya basladi, hem de kendisi ipin ucunu kacirdi. Ulueren ise Acun Ilicali'dan farksizdir gozumde; reytingin gerektirdigini yapan sosyal zekasi yuksek duz bir adam.
Emre Belozoglu. Bu adamdan nefret edemiyorum. Bu hale gelmesinde medya, Terim, Yildirim vs. herkesin parmagi var. Biraz o yuzden sempati ile de bakiyorum sayilir.
Diyecegim o ki, Aziz Yildirim benim icin bir numaradir.
Aziz Yıldırım ve Hıncal Uluç arasında kaldım.
Aziz Yıldırım Fenerbahçe'nin geçmişini, güzelliklerini her geçen yok ediyor.
Hıncal Uluç ise Türk futbol medyasının en pis işi olan "suni gündem oluşturma" çılgınlığının piri olduğu için.
Yorum Gönder