22 Temmuz 2010 Perşembe
BÖYLE YORUMCUDAN KAHVEDE 50 TANE BULURSUN
Bunu çok yazmışımdır. Sene 2003 sonbahar ayları. Yıllardır her transfer döneminde adı Fenerbahçe için geçen Pierre van Hooijdonk imzayı atmış, ilk maçına çıkmış. O sırada tribünde olan bizim blog tayfasından Barad-dur anlatır, daha üçüncü dakikada bir adamın ayağa kalkıp "lan Hooijdonk devesi katlettin maçı sktir git bu takımdan" dediğini. Hep anlatırım bu örneği. Türk futbol izleyicisinin ülkeye gelmiş futbolcuları yorumlama şekli genelde böyledir. Değişen şey bu yoruma ulaşmak için geçirilen zaman ve bunu ifade ediş şeklidir. Yıllar geçtikçe ve biz skora, başarıya endeksli bir "kendine taraftar topluluğu" yarattıkça zaten toplumsal karakteristiğimizde olmayan sabır duygusunun da esamesi okunmamaya başlandı. Tribünde 3. dakikada ayağa fırlayan adamla, TV ekranlarında konuşan insanların da pek farkı yok aslında. Birisi bunun için para alıyor, diğeri para veriyor tek fark bu kabaca.
Dün Rıdvan Dilmen yine, yerlerde sürünen dünya futbolu bilgisiyle ve aslında bu bilgiye ihtiyaç duymayacağı bir konuya parmak bastı. "Bu Cana'dan Türkiye'de 60 tane bulurum" diyerek. İnternet alemlerinde ve bugün eminim sokakta, işyerlerinde herkes aynı fikirdeydi, çok vardı bu Cana'dan...Hepsine katılıyorum. Çok var zaten Cana'dan doğru...Bu dünyada hangi futbolcudan çok yok ki. Ya da şöyle diyelim, bugünün futbolunda artık bir futbolcudan "1 tane" olması bile, 1958'deki Pele, 1986'daki Maradona'nın yarattığı farkı yaratmayacak durumdayken, hala bu ".....dan çok var" lafının manası nedir anlamıyorum.
Yukarıdaki lafımızdan başlayalım. Hani şu "hangi futbolcudan çok yok ki?" tarafından. Dünya üzerinde bana mevkisinde rakipsiz, alternatifsiz olan oyuncuları bir sayın mesela. Ama alternatifsiz derken bizim, zamanında "alternatifi yok" diye masallara daldırdığımız sonra gittiği tüm Avrupa takımlarında, hiçkimseye alternatif olamamış ve gerisin geriye, sözde alternatifinin olmadığı ülkede ancak iş bulabilmiş krallarımız gibi olmasın. Ciddi anlamda yerini kimseye değişmeyeceğimiz, dünyada tek diyebileceğimiz adamlar. Kaleci....Yok böyle bir adam. Buffon derseniz, Casillas derim, berikisi ordan Van der Sar der, diğeri Julio Cesar der, bir çırpıda 10 tane adamı altalta yazarız. Tandem ikilisi için ha keza. Lucio, Terry, Vidic, Pique, Ferdinand, Puyol ve hatta Lugano...Dünyanın en iyi sağ beki bana göre Maicon. Ama Sergio Ramos onu çok aratır mı?....Bu iş böyle sürer gider. Dünyada hemen hemen her mevkideki adamdan 10 tane bulabilirim ben de merak etmeyin. Hem de "en iyisi" denilen adamlar için. 1 tane adamın durumu özel. Lionel Messi. Ama artık futbol öyle bir noktaya geldi ki, (yine ilk paragrafın sonuna gelirsek), bu özel oyuncular bir takımı uzun soluklu taşıyamıyorlar ve ellerinde ona alternatif yaratabilecek bireyleri olmayan takımlar, sistemi çalıştırma yolunu seçip üstünlük sağlıyorlar. Almanlar, bu gezegenden olmayan adamın takımına 4 gol sallarken de bunu yaptılar. Kısacası artık çıkıp "bu adamdan bizde 50 tane var" demek, söz konusu oyuncunun sıradanlığını belirtmek için bir ölçü olmadığı gibi, gözümüzün önünde duran bir gerçeği de yadsımak oluyor.
Futbol takımları, adı üstünde birer takım oluşturmak için kurulurlar. Maddi değeri ve yetenekleri yüksek olan takımlar, kuruldukları anda başarıya ulaşmazlar doğal olarak. Başarıya sistemler ve organizasyon götürür. Bu yüzdendir ki dünya tarihinde birçok takım, onu oluşturan oyuncuların toplamından daha fazla performans göstererek sinerjiyi yaratabilmiş ve başarılı olmuştur. 2009-10'un Fulham'ı, Twente'si ve Bursaspor'u bunun bir örneğidir. Rıdvan Dilmen ve bu tür yorumları yıllardır ağızlarına pelesenk edenler muhtemelen Fulham takımındaki her oyuncudan 50'şer tane bulabilirler burada. Buluruz elbet. Ama bu o oyuncunun o takım içerisindeki rolünü ve yerini yorumlamak için yeterli bir sebep olmadığı gibi bunu 45 dakikalık bir zaman diliminde yapmak ayrıca mantık dışıdır. Zaten burada amacımız sadece Cana'yı savunmak olmadığı gibi lafımız da sadece Dilmen'e değil, onun TV ekranlarına taşıdığı bu zihniyete.
Mircea Lucescu'nun, Galatasaray'ı şampiyon yaptığı ve Şampiyonlar Ligi'nde ilk tur gruplarından çıkartıp, çeyrek finalin kapısına getirdiği 2. sezon kadrosundaki oyunculardan Gustavo Victoria Çaykur Rizespor'a, Andres Flerquin önce ligini 14. bitirecek olan Rennes'e, sonra da İspanya 2. Ligi takımlarından Cordoba'ya transfer oldu. Sebastien Perez ortalarda görünmedi, Bülent Akın'ın futbol hayatı 30'a gelmeden bitti, Radu Niculescu şu an Romanya'da bar işletiyordur. Hikayeyi ters çevirelim, Galatasaray Çaykur Rize'den, Cordoba'dan ve FC Istres'den transfer ettiği futbolcularla Şampiyonlar Ligi çeyrek finali ve lig şampiyonluğunu hedeflesin. Muhtemelen "bu amatör topçulardan bizde 150 tane var" diyeceğizdir. Ama bu adamların, bir takımın içine oturduklarında Galatasaray tarihinin Avrupa'daki iyi sezonlarının sonuncusunu yaşattıklarını unutmamak lazım. Yoksa merak etmeyin, biz de Bağcılar Gakkoşlar Kahvesi'nden böyle 50 tane yorumcu buluruz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
59 yorum:
Her hafta tvye çıkıp sırasıyla "x futbolcudan 50 tane bulurum" "2006yı hatırlıyo musun güntekin anelkayı bile yedek oturduyoduk " "fenerbahçe barselonanın kötüsü" "i love xavi and iniesta" gibi sığ yorumlar yap, sonra yıllık 600,000i cebe at. "ne güzel iş dimi güntekin?
abi kahvedeki adamların büyük ihtimalle avrupa ligleri hakkında daha çok bilgisi vardır idda oynadıklarından dolayı.
Doğru söze ne denir ?
Tabii doğru olan sizin sözünüz burada.
"Mustafa Sarp'tan fazlası yok, belki eksiği vardır." cümlesi de hemen berisinde gelmişti. Tabii sadece Rıdvan'ı baz almamak gerek dediğin gibi ama bu kadar futbol bilgisi kıt olan bir adam bu ülkede o kadar çok para kazanıyorsa, bu kadar çok popülerse, zaten bazı şeyleri epey geride bırakmışız demektir...
ben Güntekin Onay için üzülüyorum, bu adam o futbol bilgisine, birikimine rağmen daha kaç Rıdvan Dilmenimsinin yanında sunucu olarak kalacak onu düşünüyorum.
rıdvan dilmen bir bakıma haklı.cana gibi oyuncuları bu kadar yüksek maliyetlerle transfer etmek gereksizdir.geldiği zamanda acayip futbolcu aldık havasına giriyorlar.buna isyan etmiş ridvan dilmen.
bende gereksiz buldum bu cana transferini.onun yaptığını barışta yapabilir.bu orta seviye topçuları sırf yabancı diye çok abartıyoruz.
f.d nin bahsettiği ve yorumlar arasında bi bağlantı kuramadım mı yoksa bana mı öle geliyo.ayrıca f.d yani rıdvan cana iyi topçu değil dedi diye bu kadar abartmakta gerekmez bence.cana geldiğinden beri hep aklımda bi soru işareti var.sunderland de kaptanlık yapmış ilk sezonunda ve bu adamı steve bruce yolluyo.yani hocaların kurtlarından biri.ve aldıkları paranın altına.rıdvanın demesine gerek yok mantık bunu sölüyo.sanmaki rıdvan işkembeden sölüyo.en azından etrafında sürekli teks halinde bilgiler sunan 3-5 ekibi vardır. ne yani sana bana bi sakal atsa rıdvana hergün malzeme konu çıkartamazmıyız.hal böle olunca tabi tespit gerçekten rıdvan tarafından yapıldığına inanmıyorum ama bunda bit yeniğide var biliyorum.şu tesbiti yaptı''marsilyadan bu adam gitti yerine eduard cisse geldi marsilya şampiyon oldu''ve''m.topal ın ne eksiği var cana dan''bencede 2 tespitte doğru.hee kalström gelseydi aynısını inan yazamazdım elim titrerdi.ama cana bana görede sıradan.en azından çakma xavi bile olamaz.
Rıdvan Galatasaray için güzel şeyler söyleseydi bugün en iyi yorumcuydu haksızmıyım?? Duymak istediğiniz şeyler söylenmedi diye bu şekilde yorumlar yapmak bana göre çok yanlış gene de saygı duyuyorum
Arada hızını alamayıp "Güntekin senden de 13-14 tane var" dese de programa renk gelse, kan gelse anasını satayım. Rahmetli Hendrix için "bandananın altından morfin basıyormuş alnına hacı" denirdi biz ufakken. Ben Rıdvan'ın da o kahküllerin altında ebedi bir halvet yaşadığına eminim artık.
bugün lig tv de hikmet karaman da cana'ya sallamakta gecikmedi örneğin. bu arada güzel olmuş yazı..
İşin acı tarafı rıdvan yine aralarında en cok bilgisi olan yorumcu, bunun ahmet cakarı,toroglusu,sengulu,unsalı,sergeni ve sinan engni diye uzayan bi ton kopyası var, midem bulanıyor artık.. cok guzel yazı,eline saglık..
Gerekli gereksiz sürekli birşeyleri kıyaslama huyumuza ve aşırı uçta beğenme ve yerden yere vurma refleksimize ben de sinir oluyorum.Örneğin bu millet o kadar kolay patlıyo ki daha iki gün önceki Fenerbahçe-Galatasaray hazırlık maçında takım yenildi diye Rijkaard'dı kovmak için sezon başlamadan ön çalışmaya başlamış birileri.Rijkaardistifa.com diye bir blog açmış.
Daha bir çok örnek var.Hazırlık maçında bile aşırı övgü aşırı yergi var oyunculara teknik adamlara.Bir durun soluklanın hele.Cana'yı ilk maçta Sarp kadar sıradan bir adam yapıp çıktılar işin içinden.Yani yeni transfer edilmiş bir oyuncuyu bir maçta çözebiliyoruz milletçe.Veya bazen daha gelmeden göklere çıkarabiliyoruz.Geçen yıl daha Guiza yeni geldiğinde "büyük golcü" diye yere göğe sığdıramıyordu Rıdvan hoca.Hatta İspanya'dan Torres gibisini alamazsan Guiza'yı alabilirsin gibi bir laf ettiydi.Baros için de "beğenmediğim bir santrafor tipi" nitelemesini kullanırdı hep.
Rıdvan hocam biraz da işine gelmediğinden abartarak yorumluyor.Yani ya hep iyi ya hep kötü.Arası yok.Neyse Rıdvan Dilmen funclub üyeleri taaruza geçmeden bitiriyim.Rıdvan hoca kahvede futbol muhabbeti yapan adamdan sadece futbol oynadağı için farklıdır.Hani kahvede geyiğe bağlayanlar hiç top tepiklemeden fikir beyan ederler.O yüzden ölçüleri Rıdvan hocaya göre hiç yoktur hızlarını alamazlar Hıncalca yardırır atarlar.Rıdvan hocamsa futbolu sahada oynamıştır.Futbolcuyu tanır empati yapar ama yine de kendini geliştirmez.Standart yorumlama yolları vardır.Bir oyuncu için "alıp veren, 2 ye 1 yapan, ileride basan, duvar olan vs. " tarzı kalıpları kullanır.Maçları da takımları da buna benzer kalıplarca yorumlar.Ve sürekli kıyaslar.
Alttan alta bir ırkçılık da var hafiften kendini göstermeye başlayan. Ama biraz garip işleyen bir ırkçılık bu bahsettiğim. Söz konusu kişi yabancı teknik adam ise kantarın topuzuna bakmadan abartılı bir şekilde sallanıyor, her seferinde Türk teknik direktörün daha iyi olduğu fikri altmetin olarak işleniyor. Ancak söz konusu kişinin mesleği hakemlikse, teknik direktör karşısında takınılan tavır bu kez ters yönde işliyor çoğu zaman; yabancı hakeme pek negatif yorum yapılmazken yerli hakeme gayet rahat sallanıyor.(Sallamak tabiri Rıdvan Dilmen'den alıntıdır, "eleştirmek" sözcüğünden daha fazla "sallamak" sözcüğünü kullanıyor ki sırf bu durumdan bile birtakım analizler yapmak mümkün)
Futbolcular konusunda da yaklaşım genelde teknik direktörlere paralel işliyor. Yabancı neredeyse tu kaka, yerlisi varken yabancıya gerek yok, "Hagi gibiyse Alex gibiyse gelsin" çerçevesinde özetlenebilir kısaca.
Zaten Rıdvan Dilmen'e ve daha pek çok ekran yorumcusuna yabancı futbolcular hakkında neden görüşlerini sorarlar o da ayrı bir muamma. Sormayın kardeşim, adam bilmiyor, tanımıyor işte. Biraz "çalışıp da geleni" muhtelif sitelerden toplanmış rakamları sayıyor bize, o kadar. Rıdvan da "şu anda bir şey söylemek doğru değil, her iki takımda da çok eksik var, doğru bir transfer olup olmadığı hakkında ancak bir kaç maç izledikten sonra fikir yürütebiliriz" dese aslında en doğru şeyi söylemiş olacak. Zaten futbolun doğrularından biri bu ve Rıdvan Dilmen de bunu biliyordur. Nedense bunu söylemiyor. Fakat gariptir, inanın ki bu şekilde yorum yapan yorumcuya da pek iyi gözle bakılmıyor. Asan kesen Erman-Hıncal ekolünden adamlar daha muteber.
Bir de şöyle bir durum söz konusu: Derdim Rıdvan Dilmen'i savunmak değil ama Türkiye Lig(ler)ini yorumlamak üzere istihdam edilmiş adama Gareth Barry gibi adamları ya da Cana gibi muhtemelen ömründe ilk kez izlediği bir adamı sormak ne kadar doğrudur, belki bu da tartışılmalı. İddia ediyorum, Rıdvan Dilmen'in ve başka bazı yorumcuların Quaresma'yı izledikleri süre -Quarema'nın Beşiktaş forması ile oynadığı süre hariç- oyuncu hakkında konuştukları sürenin yarısı kadar bile değildir. E oyuncuya dair ne kadar bilgileri var ki ne kadar fikirleri olsun diyelim Uğur Mumcu'yu anarak.
(İçimde kalmasın, Rıdvan-Sergen ikilisinin Rijkaard hakkında konuşurken birbirlerine bir kaç kez "Barcelona'yı sen çalıştırsan sen de en kötü ilk ikiye sokarsın" dedikleri bir program vardı, onları izlerken ben utandım. Rıdvan'ın Fener'den istifa ederken söylediği lafları hatırlayınca utancım bir kat daha arttı.)
dutchman haklı beyler
trajik ama bana göre futbolcunun ülkesi de burada yorumcunun bol keseden sallamasına ortam doğuruyor. aynı şartlar altında aynı futbolu ingiliz, ispanyol vs. menşeili futbolcu oynasa, "tabi yeni geldi alışacak" denirdi eminim.
yazının içine açık açık "bu yazıyı sadece Cana'yı savunmak veya sadece Rıdvan'ı eleştirmek için değil zihniyeti ve yorum şeklimizi eleştirmek için yazıyorum" lafını koymama rağmen hala neden "bir cana eleştirildi diye, böyle savunulmaz Cana" yazılıyor ne aklım, ne kafam, ne sol kolum ne de sol baldırım alıyor....
hayır onu yazmasam da açık ya...dediğim gibi yazmışız bir de...
yorumcular dikkat çekmek için uç örnekler vermeye uğraşıyor, rıdvan yine de onlara göre (ahmet-erman-hıncal) dikkat çekme işini daha normal sınırlarda kalmaya çalışarak yapıyor.
yazı çok güzel, yorumcular artık çizgi olarak burada kalmamalı.
Yorumları okurken acaba ben mi farklı yazı okudum diye düşündüm. F.D. yazıda ısrarla vurgulamış,hatta o da benim gibi dayanamayıp 2.kez vurgulayan yorum yapmış.
Rıdvan'ın ve diğer gazete-tvdeki yorumcuların halini çokta garipsememek lazım üstteki yorumları okuyunca. Bu yazının ana fikrini "kişiler önemli değil, mühim olan takıma ve sisteme oyuncuları uydurmak" yerine rıdvan kötü yorumcu,cana iyi topçu,galatasaray feneri döver olarak algılayanlara da Rıdvan müstehak!
bu yazının her cümlesinin altına imzamı atarım. bu adamlar, karşılarında bu yazıdakileri söyleyebilecek kimse olmadığı için televizyon ekranlarında fink atıyorlar zaten.
Hemen yargıya varmak her alanda var bizde..Okumayı araştırmayı sevmediğimiz, ve bir taraftan söylediklerimizin tasdiklenmesini beklediğimizden besleniyor bu tatmine yönelik yorumlarda bulunan popüler şahıslar. Detayda heyecan yoktur,okuması zaman alır üstelik anlaşılması için önbilgi gerekir, o nedenle içinden sınırsız malzeme ve tartışma yaratabileceğimiz manşetler lazım bize...
Rıdvan Dilme'nin futbol hakkındaki bilgisi xavi'den iniesta'dan oteye gitmez dogrudur ancak programda da 100 kere soyledi bu macla ve 1 macla futbolcu yada takım hakkında yorum yapamam diye...Guntekin Onayda ısrarlan sordu da sordu futbolcuları tek tek o da doldurmak icin boyle soyledi cok abartılmıs burda bence...
@FD
Sen istedigin kadar anlat, anlattigin karsidakinin anladigi kadar, dert etme o yuzden.
* * *
Ben Ridvan'a karsi notrdum. Daha dogrusu kendisini izlemedigimden, neler diyebiliyor oldugunu da hayal edemiyordum.
Birkac gun once fark ettim ki "Fink duz adam ya, kadrodan ilk gidecek isim ya"cilar turemis. Biraz kokunu kaziyinca altindan Ridvan cikti.
O benim miladim oldu iste.
bu ülke boyle işte rıdvanın traş ları var ama istediğiniz kadar söyleyin değişmez izleyen mal cok çünkü ve onu izleyip kendi düşüncesini değiştirip ona gore yasıyorlar. rıdvanda caktırmadan devamlı gs ye giydiriyor az şeytan değildir kendisi ama onun gercek yüzünü görende cok azdır malesef.
Kardeş wallahi çok güzel yazmışsın, takdir ve tebrik ediyorum, katılıyorum. Bir ekleme yapmak gereği de duyuyorum. Ben artık yorum programı falan izleyemiyorum, bir süre komedi niyetine izlemeye devam ettim ama şu an sadece sinirlerimi hoplatıyorlar. Takip ettiğimiz bir kaç iyi adam vardı, onlar da yıprandılar. Haftada 10 saat yorum yapılınca haliyle biryerlerde saçmalamak normal olur. Tüketim toplumunun bir görünümüdür bu...
Hollanda dan orta doğudan türkiye hakkında yorum yapmaya kalkışınca kafa böyle saçmalıyor demekki biz sizleri yurtiçinde de görmek isteriz en şişirilmiş futbol bilgini seni. Total futbol sweat i alıp 2010 yunanistanı portakalları öven uçan hollandalılar sizi.
Bir Fenerbahçeli olarak yazıyorum... Rıdvan Dilmen dediğimiz adam, hala 20 yıl önce 88-89 sezonunda oynadığı 1 yıllık futbolun kaymağını yiyen bir adamdır. O bir yıl sayesinde Tv'de yorum yapan, reklamlara çıkan ve parayı götüren adamdır. Parasını da geçtim.Kendisi bir futbol emekçisi değildir. Kaç yıl üst üste futbol oynamış ? Kaç yıl üst üste takım çalıştırmış ?
Rıdvan'a da tavsiyem, '' Ben de ilerde takım çalıştırmak istiyorum'', ''Fener'de, Milli Takım'da görevden kaçamam'' , '' Biz de işte Antalya'da pro-lisans kurslarındayız'' muhabbetini bıraksın. Bu işler Ona göre işler değil. NTVspor stüdyolarında , önünde kahvesi arkada akıllı ekranıyla kendisine sunulan pembe dünyada kendi kendine oyun oynamaya devam etsin, antrenörlüğü bu işi bilenlere bıraksın.
Fenerbahçe'nin efsane ismi!!! Rıdvan Dilmen. Kardeşim ben de Fenerliyim, hem de 80 doğumlu yani tam da jenerasyonunun Fenerlisiyim, benim için hiç de efsane mefsane olmadı bu adam...Ne efsaneymiş be ...
Eline, kalemine, zamanına sağlık..
Bu yazı lig tv de, her maçtan önce 5 dakika ekrana gelmeli. Belki o zaman biraz olsun gelişir şu ülkedeki futbol kültürü...
Dünya Kupasi'nda 4-0'lik Almanya-Arjantin macini degerlendiriyor Ridvan:
"Simdi Maradona'yi Almanya'nin basina koy, Löw'ü de Arjantin'in, bu sefer skor Arjantin lehine 4-0 olurdu:"
Sinan Engin'in de Milito icin: "Bu adami dünyanin en iyi 100 santraforu icine sokabilir misin?" diye soruyordu.
Ridvan Dilmen gibisini Bagcilar Gakkos kahvesinde bulabilir misiniz bilmem de ben zaten Kartaltepe'de kahvede Ridvan Dilmen'in yorum yaptigini bildigim icin su an TVde kahve adamlarina yonelik yaptigi yorumlari yadirgamiyorum.
2000-2005 arasi Bakirkoy-Kartaltepe karakolunun yanindaki hali sahada her hafta 2-3 mac yapardik. Maclardan birisi de Ridvanlarin macindan hemen onceydi. Birkac eski Fenerli futbolcu eskisi, Saffet Sancakli-Ilker vs. de hazir bulunurlardi mutlaka. Arada goz gezdirirdim dus aldiktan sonra .Mac bizimkinden daha seviyesiz, birbirine celme takma, kufur etme, topa sovme seklinde gecerken o zamanlar toy oldugumdan vay be demek ki futbolcular boyleymis, pek kulturlu degilmisler modundaydim.
Hikayeyi cok uzattim, asil ilginc yani burada basliyor. Orada bir de hali sahadan sonra lig maclarini izleyip okey oynadigimiz cinar alti kahve var yakinlarda. Biz mactan sonra harareti almak icin oraya giderdik. Ridvanlarda gelirlerdi Fenerin maci varsa o aksam...
Su an TVde yaptigi yorumlarin filtresiz halini duysaniz muhtemelen kanali degistirme esiginiz 0.3 sn seviyesine iner.
Seni topcu diye alani s..
A..k..takimi 5 para etmez cigeriniz vs..
Bizim gruptaki Fenerli arkadaslar bile rahatsiz oluyorlardi bu seviyesizlikten dusunun artik.
Kissadan hisse; TV'de senelik 600.000TL aliyor diye futboldan anlamak zorunda degil, oraya Flying Dutchman'o koysan kimse izlemez kim lan bu tuysuz , NTV iyice seviyeyi dusurdu diye... *swh*
"Herkesin alternatifi var" penceresinden bakmanızı doğru bulmuyorum. Rıdvan Dilmen'in orada kastettiği şey daha makul fiyatlara, yabancı kontenjanını doldurmayacak Lorik Cana ayarında topçular olduğudur. Rıdvan Dilmen bir TSL maç yorumcusudur, ondan dünya futboluyla ilgili birşeyler beklemek bana göre hatadır. Ben Rıdvan Dilmen'e karşı olan bu tutumu anlamıyorum açıkçası. Fenerbahçeli olduğu için bu kadar üstüne gidiliyorsa açık konuşayım, Beşiktaşlıyım ve bu adamın yorumlarını tarafsız buluyorum. Dunya futbolu ile ilgili yorum istiyorsanız da Uğur Meleke'yi takip edeceksiniz. Haa Turgay Şeren ve Ömer Üründül bize yetiyor derseniz, ona karışamam.
geçen senede nonda yedek olurmu barosun yerine oynamalı diyodu bence rıdvan galatasarayı özellikle yorumlamasın taraf olduğu için duygusal yorum yapıyor.
Mesele sadece bilgisizlik, kendini geliştirme konusundaki tembellik değil. Eski futbolcuların, şimdinin yazarlarının birbirleriyle, kulüpleriyle, şimdiki futbolcularla ilişkisi de bu yorumların sebebidir. Aşağıda linkini verdiğim yazıda Borges anlatmış, tartışmaya bir derinlik katması açısından okumanızı tavsiye ederim. Hatta bir örnek de ben vereyim. Dünya kupası zamanı Rıdvan ile Sergen uruguay maçlarından biri sonrası Forlan'ın performansını yorumluyorlar. Rıdvan Sergen'e şöyle diyor: Forlan senin biraz daha yeteneksizin. Dediğim gibi olay sadece görmemeleri, izlememeleri, bilmemeleri değil. Ortada bilinçli yapılan, bir amaca hizmet eden toplu bir hareket var.
http://devrimderki.blogspot.com/2010/07/arkadasyazargiller.html
Rıdvan için kötü yorumcu asla diyemem ama Türkiye'de genel olarak insanların sahip olduğu bu düşünce fakirliğinden kaynaklanan ve hoşgörüsüzce yapılan erken karalama alışkanlığına o da sahip. Suç onda da değil, o da bu kültürün içinde büyüdü çünkü. Şimdi ben burada uzun yıllardır çoğu yorumunu zevkle dinlediğim Rıdvan'a nasıl kötü yorumcu diyemiyorsam, Rıdvan'ın da yarım saat izlediği herhangi bir futbolcuyu aşağılayıcı bir yaklaşımla değerlendirme hakkı yok.
Aslında çok önemsiz bir konu bu, ama değişen bir şey de olmayacağından eminim. En azından felsefe sadece lise son müfredatında tırıvırı bir ders olarak kaldığı sürece bir şey değişmeyecek : )
bizim yorumcuların çoğunun futbol bilgisi ve kültürü olduğundan şüpheliyim.Cana gibi 50 tane varsa niye Türkiye Milli Takımı aurelio'yu türk vatandaşı yaptı.
Biz böyle gösterişsiz görevini yapan oyuncu sevmeyiz.Çalım atacak, gol atacak, asist yapacak.Futbol'un takım oyunu değil tenis gibi bireysel spor olduğunu zannediyoruz.Yıldızlar abcak takım içinde yıldız olabilirelr.
Harika bir yazı olmuş.
r.d'le ege üniversitesinin davetlisi olarak bir organizasyonda (görevli olmam sebebiyle) ayak üstü görüşme fırsatım olmuştu. tabi ben hemen başlamıştım, jo ve dos santos transferlerini neden bu kadar eleştirdiniz daha oyuncuları görmediniz haksızlık değil mi onları buraya getiren yönetime ya da onlar hakkında acımasızca konuşmak gibisinden.(hatırlarsınız o zamanlar bu iki futbolcu için arda değerinde değil diyordu ki kimsenin öyle bir iddiası olmamıştı)her neyse rıdvan hoca ise bana şöyle bir cevap vermişti; eğer biz yabancı oyuncular karşısında acımasız olmaz "büyük transfer" "iyi transfer" hatta "gelsin görelim bir" dersek bu ülkede takımlarımızda ne yabancı sınırlaması kalır ne altyapıya önem kalır demişti. o zaman pek anlamamıştım tabi, belki de jo'nun performansı talihsizlikler olsun günümüzde çıkan 6+2+2 olsun biraz da olsa rıdvan hocayı haklı çıkarıyordur. (biraz konu dışına çıktım yalnız yazıyla ilgili olarak; türkiye de hala spor yazarlığı yapılmıyor, skor yazarlığı yapılıyor demek en doğrusu olur.)
Yazıyı okudum. Yorumlara bakmaya başladım "dur bakalım" dedim ne zaman ergenin biri çıkıp da "ırkçılık" lafı edecek diye... Aha iki üç yorum üstte liseliyi tespit ettim. Benim için komik okuyanlar için bayıcı bir yorum oldu artık bu ırkçılık mevzusu... Nerede kötü, yanlış bir mevzu var yapıştır ırkçılığı... Gören de memlekette kahvehane kadar KKK derneği var sanar. Neyse demek ki yeni ergenlerin ekmek yediği mevzuda bu... Öğrenecekler herhalde...
Harika bir yazı olmuş FD. Her kelimesinin altına imzamı atarım.
Yabancı ülkelerde futbol yorumculuğunun okulları var, biz ise aynen dediğin gibi Kardeşler Kıraathanesi'nden toplanmış yorumcuları dinlemek zorunda bırakılıyoruz. Rıdvan, bana göre Türkiye'nin en şişirilmiş yorumcusudur. yine son zamanlarda eleştirilmeye başlandın da, ilk zamanlarda Türkiye'nin en iyi yorumcusu diye lanse ediliyordu. Ben bu adamın futboldan zerre anlamadığını söyleyince de insanlar garip garip bakıyordu. Bir de altıpasa inen topa "Vurursa gol olur." tarzı yorumları var ki Allah'lık.
1-2 örnek de ben vermek istiyorum yorumcuların hallerini ortaya koyan. Barcelona-Inter maçı. Barcelona'nın turu geçmesi için gol bulması lazım. Kenara Bojan geliyor. Güzide yorumcumuz Hikmet Karaman, o müthiş futbol bilgisiyle; spikerin "Hocam sizce kimi çıkarır Guardilo?" sorusuna, "Stoper çıkarması lazım." diye cevap verdikten sonra, Guardiola'nın beklendiği gibi Ibra'yı çıkarması üzerine, "Bence yanlış yaptı. Stoper çıkarıp çift forvete dönmesi lazımdı." diyor. Adama da hak veriyorum tabii, gol atmak için bildiği tek taktik, forveti ikilemek(!) olduğu için, yıllardır 4-3-3'ün varyasyonlarını oynamaya alışmış bir Barcelona'yı, acilen gol bulması gereken Adanaspor gibi oynatmakta beis görmüyor. Hey Allah'ım...
Son örneğim Dünya Kupası finalinin ardından Türkiye'nin neden bu kupada olmadığını sorgulayan Osman Tamburacı'dan: "Bizim takım kendini yenileyemedi. Şimdi dünya futbolunda herkes gençlere yöneliyor. Bugün bir Almanya'ya bakıyorsunuz, gencecik adamlar. İspanya hakeza! Xavi, Iniesta gibi gencecik adamlar oynuyor. Fabregas gibi yetenekli bir oyuncu bile bu takımda şans bulamıyor."
Gerçek yaşları:
Xavi:30
Iniesta:26
Fabregas:23
nedir bu rıdvan dilmen ezikliği dutchman bey. ekşide de aynı tavır. blog köşesinden atıp tutmak kolay. tv karşısına çıksanız iki cümleyi üst üste kurarsanız tüm servetimi veriyorum size.
bu blog zaten galatasaraylılıktan ölüyor, rıdvanı kahve yorumcusu yapmışsınız helal olsun.
yok eğer sizi rahatlatacaksa dia için de iyi şeyler söylemedi, taraftar gözüyle bakınca ben de sinir oldum rıdvana ama bir bakıma dediklerinde haklıydı. iyi bir futbolcu olabilir ama geleceğin yıldızı şeklinde lanse edilmesini mantıklı bulmuyordu ha keza haklı. geleceğin yıldızı 24 yasına kadar başladığı (ya da adını duyurduğu) klüpte kalmıyor pek bu aralar.
söylediklerime kızacaksınız madem öyle biraz cana hakkında konusalım. cana savaşçı olduğu için mi getirildi bu takıma? ya da cananın tek kayda değer özelliği savaşçı olması değil mi? peki bizim futbolcularımız mental açıdan savaşçı olmak dısında ortaya pek de bişey koyamıyorken savascı diye adam getirmek ne kadar mantıklı? rıdvanın dediği gibi m sarp daha mı az savasacak?
dün tello için beşiktaşta oynamaz dese biri ortalık ayaga kalkardı belki, bugün tello sessizce eskişehire gitti, kimsenin sesi çıkmaz. yarın öbür gün cana da sessizce gider bu tepkiler de havada kalır.
rıdvan ve hakan şükür futboldan geldiği için ve futbolu bildikleri için doğaldır bu eleştiriler.
sorun şurada.biz bu orta seviye topçuları sanki bulunmaz topçular gibi görüyoruz.ridvanın dediği gibi cana türkiyede bulmak zor değil.mehmet demirkolun dediği gibi topçuların yüzde 99 ı aynıdır.önemli olan bu yüzde 99 dan helva yapabilmek.cana gibi sıradan yabancılara yatırım yapmamak lazım.türkiyede çok vardır.takımlarda farkı yaratan kanat oyuncularıdır.
son yıllarda türk oyuncular maalesef sıradan yabancı oyuncuların kurbanı olup yedekte bekliyorlar.rıdvanın hakanın isyanı buna olsa gerek.aşağılık kompleksi yapmayalım yabancılara karşı.
araya gireyim kısaca
bu yazıya ve benzer yorumlara Galatasaray-Fenerbahçe çekişmesi vizyonuyla baktığınız sürece hiçbir yere varamayız...
rıdvan dilmenin yorumlarını hiç sevmem, cana yorumunu da beğenmedim ama bu yazıda da katılmadığım bir nokta var.
eğer ki cana dan 100lerce bulabiliyorsak ve önemli olan takım olabilmekse bulalım bir türk hem de ucuza gelir. rıdvan dilmen de muhtemelen bunu kastediyordur zaten.
ha benim rıdvana katılmadığım nokta 5-6 gün takımla antrenmana çıkmış birini bu takımın oyuncusu değil diye kestirip atmasıdır. ben cana nın öyle ya da böyle türk muadili olduğunu düşünmüyorum. takım oyuncusu olabilmesi, lider ruhu, aklı bile bir artıdır, türk oyunculardan farkıdır benim gözümde . bu yetileri olan türk varsa alınsın tabii.
Güzide medyamızın genel olarak kafasında belli kalıplar var. Orta saha dediğin pas yapacak, basacak, atağa çıkacak, çok yönlü olacak, oyunu yönetecek (Xavi olacak). Forvet sırtı dönük oynayacak, pas dağıtacak, bitirici olacak, güçlü olacak (Milito olacak) Defans kaya gibi sağlam olacak, muhteşem önsezi ve müdahale yeteneğine sahip olacak, hata yapmayacak (Lucio olacak). Kaleci ise zaten mükemmel olmalı (Julio Cesar olacak bile diyemiyorum). TSL'de böyle adamları göremeyince de kendilerince Elano da, Cana da 5 para etmez adamlar oluyor gözlerinde. Alex koşmuyor diye yerden yere vuruluyor, Elano kaç maç kurtardı ki diye bas bas bağırılıyor, Fink dümdüz adam diye ipi çekiliyor. Bakalım daha kaç oyuncuyu harcayacaklar böyle diye diye.
Ayrıca taktik açısından da birileri çıkıp demeli ki" saygıdeğer türk medyası, çok s..mekle çok çocuk olmaz". Anca öyle dank eder gibime geliyor, yoksa takım geriye düşünce forveti dörtlemek beşlemek şart diye düşünmeye devam.
adam alıyor trilyonlari size laf etmek dusuyor, siz de sozluteki ununuze un katip kendince isinizi goruyorsunuz... duzende herkes bi seylerden nemalaniyor... kumanda diye bir sey icat edildi, oturdugun yerden kanal degistirmeye yariyor ya da fare ile bir tikla sayfa degisiyor... ulke olarak su enerjiyi baska islere harcasak refah duzeyimiz artar... guntekinin yazisindaki antrenor sayilari ispanya icin ne ise turkiyede de yorumcu sayisinin bollugu ama kalite ters orantli bizde. ispanyada epi topu toplasan 2-3 tane futbol programi var turkiyede her ulusal kanalda 2ser 3er var. asıl mantıksız olan bu isin bu kadar yorumuna gerek kalmadan dunya sampiyonu olmak; ki olnaı var. abartmayin gencler, cikip top oynayin en kotu...
Off of... yaramı deştin dutchman...
işi gs-fb seviyesine indirgeyenlere de pes yani. ben fenerliyim, rıdvan'ı da severim, iyi bir insan ve çok iyi bir oyuncuydu. ama vellakin yorumculuğunu hiç beğenmem bunu yıllardır söylerim zaten...ha tabi hınç-al'gillerden iyi, orası ayrı... ama işte tepeciğin alçak yerde dağ sanılması gibi bişey.. ben spor programlarını izlemem ve bunların köşelerini de okumam, maçımı izler tv'imi kapatırım, blog aleminde bunlara taş çıkaran bi sürü blog var, bunlar yeter de artar bana...
Acayip bir nesil türedi şimdilerde;ülkesine yabancı,değerlerine yabancı,hatta kendisine yabancı.Bunlara göre Batı'dan gelen herşey güzeldir,bu ülkenin topraklarındaki herşey de tu kaka.La Masia için Clairefontaine için 3000 vuruşluk yazılar döktürürken,İskenderun gibi eni-konu bir ilçeden kaç tane profesyonel futbolcu çıktığını diline almayanlardan,Trabzon'da alalade bir toprak sahada kaçyüz çocuğun futbol oynamaya çalışıp,o çocuklardan kaçının Süperligde top oynadığından habersizlerden.
Cana iyi topçudur onlar için.Çünkü Batının mahsuludür.Halbuki selefi sayılacak adama neler demişlerdi.Ne odunluğunu ne kazmalığını bırakmışlardı.O çocuk şimdi Valencia'da oynuyor.Elli tane bulurum diyen adamın bahsettiği elli oyuncudan biriydi işte Mehmet.Ama yaranamadı ayağının altındaki tezek iziyle dolaşıp bohemliğe özenen tayfaya.
Rıdvan,Hakan,Sergen ve diğerleri.Bu ülkenin yetişdirdiği en büyük futbolcular.Yıllarca top oynamışlar,ama futbolu sizin bildiğiniz kadar bilmiyorlar.Siz biliyorsunuz.Çünkü onlar bu ülkenin çocuklarının hakkını savunuyorlar.Ödenen çuvalla paraya rağmen fos çıkan transferlere kızıyorlar.Aynı paraya muadilini ve yerlisini bulabilecekken,sırf pasaportu farklı diye elin beşinci sınıf paçozunun kapısında yatmanıza bozuluyorlar.Sergen "kıytırık bir kupa maçında bile oynatmayacaksan benim oyuncumu,benim burda ne işim var" deyip istifa etmesi bile yetmez mi bu adamların düşünce tarzlarını anlamaya.
Hani diyorsunuz ya bu yorumculardan elli tane bulurum diye,bence onlar sizden milyonlarcasını bulurlar,oturdukları yerden.
@kartalist
Hah ne zaman iş konuyla zerre alakası olmayan bu yorumları yapanların futbolculuk yıllarına gelecekti diye merak ediyordum, geç oldu aslında
Gareth Barry için "Türkiye Ligi'nde oynayamaz diyen" adam "45 dakikada" bir transferin fosluğuna karar veriyorsa, Türkiye'de yıllarca top oynamayayı bırakın Pele'yle Maradona'ya küçüklüğünde mahallede ders vermiş olsun beni yine bağlamaz...
ve evet ben onlardan yukarıda bahsettiğim konuları daha iyi biliyorum.
Ayrıca git bu blogda Mehmet Topal için neler söylenmiş bir arşivden oku, ondan sonra yükseklerden atla...Yok okumadıysan da burada aynen o savunduğun adamlar gibi "bilip bilmeden" konuşma...
Eline, koluna ve yüreğine sağlık FD. Zevkle okudum.
Tv de Hangi yorumcu izlenir?? Herkes satırlarca yazı yazmış..Net cevap isterim..Demirkol ve Meleke dışında kimdir örnek yorumcu..Hadi Mert Aydını filan da ekleyelim ki reytingi bunlara yaklaşamaz..Benim hiç bir Gs lı arkadaşım sevmez..Hepsi de izler..Kimi izleyelim Gökmen Özdenakı mı? Oktay Derelioğlu'nu mu ? Tamam beğenirsin beğenmessin ama futbola yaklaşımı seviyelidir..Benim Hanım ben onu izlerken ses çıkarmaz bazende söylediklerini anlamaya çalışır..Fakat Gökmeni Ahmeti görünce kavga başlar..Sebebi basit madem futbol bu adamların anlattığı kadar kirli sen neden her maçı izliyorsun..Şu bloglarda haftada bir rıdvan yazısı görürüm ama Serhat Uluren denen zatta kimse bişey demez..Cihan Oskay gibi bir adamı yayına çıkarıp koca bir kurumu lekelemesine rağmen bu adam hala izlenir..Adama giydirin giydirmeyin demiyoruzda hakkını da verin..Giydirirken bloglarınıza da bakın kaç kere Rıdvan yazısı yazmışınız, kaç kere sinan engin gökmen özdenak, ahmet çakar yada selçuk yula..Bunlara ne kadar giydiriyorsanız o kadar giydirin bu adamada yazıktır..Tamam Total Futbol var salıları, Oturup izleyin işte yeter :))
Sizin Hollanda pek bilmezler "Ayinesi işidir kişinin,lafa bakılmaz" der atalarımız sayın Hollandalı.
Adamların futbolculuk geçmişlerinden bahsetmek işi sulandırmaksa senin geçmişin nedir sayın Hollandalı?
Bunları söyleyen Hakan Şükür-Rıdvan Dilmen değilde,Ahmet,Mehmet olsaydı,çıkıp gene giydirirmiydin sayın Hollandalı?
Ben onlardan daha iyi bilirim diyene derler asıl,yükseklerden atla diye sayın Hollandalı.
Ayağının topuğuna erişemeceğin adamlara,sınırsız-sorumsuz eleştiri yapma hakkını kendinde buluyorsan,başkaları da seni eleştirdiğinde bozulmayacaksın sayın Hollandalı.
Ama yok sadece ben eleştirim,kimse beni yargılayamaz dersen,Birgün'de yazmayla demokrat olunamayacağını bilmelisin pek sayın Hollandalı.
kartalist haklı beyler...
zamanında ümraniye'de oturmakla halkçı olunmaz hollandalı....akıllı ol...
G.tümüze liberal futbol yazarları sokuyorlar.Nihat Genç'e şikayet edicem hepinizi..
@kartalist
Futbolu zamanında iyi oynamış olmakla, medyanın önde gelen isimlerinden biri olup saçma sapan yorumlar yapmak bambaşka şeyler değil mi? Futbolu bilmek yıllarca futbol oynamış olmak, iyi bir futbolculuk kariyerine sahip olmakla ölçülüyorsa Mourinho'nun malzemeci olması, Maradona'nın da hoca olarak tüm kupaları kaldırmış efsane bir teknik adam olması lazımdı. Ben de katılıyorum bazı yabancıların sırf yabancı diye kayırılmasına, Türk gençlerin önünü kesmesine (kestirilmesine daha doğrusu), ancak Cana gibi Marsilya'nın saha içi/dışında lideri olmayı başarmış bir oyuncuya "bundan 60 tane bulurum" gibi bir açıklama yapmanın da pek mantıklı bir açıklaması yok. Köy tavuğu mu buluyorsun arkadaşım, bir tane de bize yolla bari demezler mi adama? Hem bu bir değil iki değil, ilk postunda saydığın üç ismin de güldüren laflarını yazsak buradan İskenderun'a yol olur. Senin mantığınla bir çok yorumcu eleştirilemez, çünkü çoğu ya eski futbolcu ya eski hakem ya eski hoca. Onlardan iyi mi bileceksin futbolu o zaman? Kimse kusura bakmasın, istediği kadar zamanında süper topçu olsun; Türkiye'nin en önde gelen spor kanalının en çok ekranda gözüken yorumcu/eski sporcusu dünya futboluna bu kadar yabancıysa, bu kadar alakasızsa, "Bu Vidic denen çocuk, Mençıstır'da oynuyor mu hep Güntekin?" "İspanya orta sahasının devamı yok, 2014'te bu takımın orta sahasından anca 1 kişi oynar (Iniesta (84'lü) Fabregas (87'li), Navas(85'lı), Mata(88'li), Silva(87'li), Javi Martinez(88'li)" "(Semih Şentürk için) Fernando Torres'ten ne eksiği var Güntekin" ve daha nice yorumları kendinden emin bir şekilde yapabiliyorsa alay konusu da olur, eleştirilir de. Yoksa "alıp veren oyuncu" "sürekli gelip giden bek" tabirleriyle gözlerimizi kulaklarımızı boyatmaya devam.
@jjunior
Bir insanın salt olarak kendidini savunmak başka şeydir,söylediği şeylerden birirni veya birkaçını savunmak başka şey.
Sergenler,Rıdvanlar vs benim babamın oğlu değil,ben de onların avukatı değilim.Adamların çıkıp söylediği şeylerin birçoğuna ben de kızıyorum az buçuk futboldan anlayan herkes gibi.Ama saçmasapan yorumlarının yanında arasıra doğru şeylerde söylüyorlar ki benim burada onları savunur görünmeme neden olan mevzu da bu.
"Bu Cana sıradan bir topçu,arasan elli tane bulursun" dedi adam.Vay sen misin bunu diyen.Diyemezmişmiş,o kimmiş.E sen ağzına geleni istediğin gibi söyleyebiliyorsun da güzel kardeşim bu adamlar niye söylemesin.Bizim blog ulemasına göre kahvehane yorumcusu bunlar.Ben bizim İsmet abinin kahvesinde okeye dönen pro-lisanslı yorumcu görmedim ya,Hollandalının bahsettiği Bağcılarda vardır belki.
@kartalist
nereden çıkardın benim "bunları söylemesinler" gibi bir görüşte olduğumu. Tam tersine bu yazı söyledikleri için söylediklerinin bize göre yanlışlığını belirtmek için yazılmış olabilir mi acaba? Bu blogda belirttiğin Mehmet de Ahmet de eleştirildi okuyorsan biliyorsun...
Ayrıca birileri katılmadığımız bir şeyler söylüyor, ben bu birilerinin söylediği şeyin bize göre yanlış olduğunu savunuyorum, sonra sen gelip bunun altına işin içeriğinden çıkıp fazlasıyla kişiselleştirilmiş bir laf atıyorsun sonra bir de bunu "demek eleştiriyi kadlrıamıyorsunuz"a getiriyorsun...
Yahu eleştiriyi kaldıramayan burada acaip şekilde konunun kendisini tartışmayı bırakıp işi kişisel tartışmaya götüren ve alakasız konulara el atan birisi varsa o da sensin bunu görmek çok mu zor? Burada kimse Rıdvan konuşmasın, Rıdvan ekranlara çıkmasın demiyor ki? Burası anayasaya göre en azından özgür bir ülke isteyen istediğini söyler, e doğal olarak özgürlük iki taraflıdır ben de istediğimi söylerim. Fikir özgürlüğünün zaten şahıstan şahısa farkı yoktur, ha bu olayda ayrıca acaip bir şahıs hesabına giren de sensin...
Rıdvan Dilmen, Hakan Şükür veya bu peşin hükümlü yorumların tartışması ile, bu adamların futbol kariyerleri, benim yaşadığım ülke, şu bunun ne alakası var konuyla..yok...bir yukarıyı tekrar oku bakalım konuyu saptıran kimdir? Şu yazıya 3 tane yorum gönderdin. Yazının konusu ile ilgili 2 cümle yok...% 90'ı yazının sahibine sallama...Bu kadar bağcıyı dövmek için sırada bekleyen yorumlara cevap verince de eleştiriyi kaldıramamak oluyor...
bu "eleştiriyi kaldıramama" da maşallah müthiş silah her köşe başında satılıyor...yakında blogun okuyucularından birisi beğenmediği bir yazı için kapımızı çalıp 2 tane sıksa bacağımıza, adamı polise yakalatsak adam "eleştiriyi kaldıramadığınızı bilmezdim" diyecek ondan korkuyorum
Blogger 4000 vuruşun üstündeki yorumları kabul etmediği için,iki parça yazacağım.
Delinin biri kuyuya bir taş atmış kırk akıllı çıkaramamış dedikleri bu herhalde.Yolda görsem selam verip geçeceğim adamın biri çıkmış televizyonda iki cümle yorum yapmış,tutmuşsun adamı kahvehane yorumcusu yapmışsın,bende adam doğru söylüyor,böyle söyleyemezsin demişim.
Aha da bütün mevzu bu.Yalan mı?
"Bilip bilmeden konuşma,yükseklerden atlama" deyip konuyu kişiselleştiren,işi sen git kumda oynaya çevirende sensin.Senin söylediklerine karşı çıkışım sana laf sokmak anlamına geliyorsa,bu yazıyı yazdığın andan itibaren Rıdvan'a vs laf sokan da kim?
Konunun özüyle ilgili iki cümle kurmadın diyorsun da güzel kardeşim konunun özü de bu tartışma değil mi?.Diyorum ki "ya iyi kötü bu adamlar bu ülkede futbol denilince akla gelen ilk isimler",çıkıp oraya birşeyler konuşuyorlar,beğenirsin beğenmezsin,yeri geliyor bende beğenmiyorum,"hadi lan ordan" diyorum.Ama çıkıp "senden bizim kahvede elli tane bulurum" diyemem.Sende diyemezsin.Ulan sanırsın sizin kahvede her gün Rıdvan,Sergen falan gelip okey oynuyorlar.
Konunun özü mü dedin,özünü de konuşalım o zaman.Federasyon kural çıkarıyor.10 yabancı alabilirsin diyor.Kulüpler sırf o hak kendilerine verildi diye doldurmaya başlıyorlar kontenjanı.Brezilyalısı,Afrikalısı Allah ne verdiyse artık.Oysa kulüp altyapılarında yıllarını eskiten,günün birinde A takıma çıkmak yıllardır hayalindeki formayı giymeyi bekleyen çocukların yüzüne bakan yok.10 senesini harcıyor o çocuklar en azından bir futbol topunun peşinde,ama 20 küsur yaşına geldiklerinde kendilerini Anadolu'da herhangi bir alt lig takımın da oynarken buluyorlar.35 yaşına geldiklerinde ise ne geleceğini kurtaracak paraları oluyor ne de çocuklarına anlatabilecek futbol hikayeleri.Anadolu takımlarından büyüklere gelenleri durumu da pek farklı değil.Onlarda bu değirmene dönmüş sistemin içinde un oluyorlar.Sadece üç büyük kulübün son beş yılda Anadolu'dan transfer ettiği oyunculara bir bakın.Şimdi neredeler onlar.
Bu saydıklarım kaybendenler.Sözde kazananlara bakalım.İster altyapıdan yetişmiş olsun ister Anadolu'dan gelmiş olsun birkaç istisna dışında yarın öbür gün herhangi bir yabancı futbolcuya karşılık feda edilmeyecek olan var mı.Emektar genç futbolcu diye dalga geçtiğimiz Semih gol kralı oldu bu ülkede kardeşim daha ne söyleyeyim.Yeri geir parasını ödemezsin çocukların.Bizim çocuğumuzsun ayağıyla uyutursun,sesi çıkmaz.Taraftar hakkımda kötü düşünür diye çekinir çoklukla.Köpek muamelesi yaparsın,haber bile vermeden sözleşmesini uzatırsın,baktın ki hakkını aramaya kalkıyor taraftarın önüne atarsın utanmadan,mafyaya tehdit ettirirsin.Milli takımı bile reva görürsün kendi çocuğuna,dışarıdan yabancı getirip devşirirsin,onu oynatırsın.İtiraz eden olursa da "alternatifi yok" dersin.E alternatif oyuncu mu yetiştirdin,yetiştirdin de şans mı verdin şerefsiz.Sen ilk gelen yabancı oyuncuya gözün kapalı ver formayı,senin çocuğun kulübede,paf takımımda ağaç olsun,sonra "alternatif mi var" de.
Ama hele ki yabancı pasaportu olsun birinin.Ona bütün kapılar açılır,her dediği yapılır.Bak sözüm gerçekten aldığı parayı hakedenlere,en iyi yerliden daha iyi oynayana değil kesinlikle.Lugano'dan daha iyisi var diyene kafa-göz girerim misal.Ama bu adamlardan da fazla yok emin olun.Zaten sorun da buradan çıkıyor.İyisi olsun kötüsü olsun yabancı bir oyuncuyu transfer edebilmek için göbeğin çatlar,anandan emdiğin süt burnundan gelir,piyasası bir milyon adamı sen istersen hemen üç olur,beş olur.Verdin diyelim o parayı,iş onunla da bitmez.Yeri gelir karısını-kızını,evcil hayvanını da ikna etmek zorunda kalırsın.Hadi onuda hallettin saçma sapan başka istekleri çıkar bu sefer.Milyonluk villa,yüzbinlik araba verirsin,veririsin babam verirsin.Hani istese domalıp bi kere de veririsin.Kulüp başkanına babama holdinginde iş ver diyeni de gördük güzel kardeşim var mı dahası.
yorumcu falan bilmem de bu resimdeki mikrofon süperdir , hem de shure marka ne back vokal yapılır onunla be :)
@2 gerekeni yapmış
dağılabiliriz.
Yorum Gönder