28 Temmuz 2010 Çarşamba

ZDENEK ZEMAN VE FOGGIA'NIN HİKAYESİ
















TRT'nin her perşembe Avrupa'dan Futbol'u yayınladığı yıllar. İlk önce jeneriğinde Terry Butcher ve Gordon Strachan'ın olduğu Premier Lig verilir, ardından İtalya Ligi'ne geçilirdi. Bugün hala o Serie A özetlerinin girişinde çalan jeneriği hatırlarım. Maçların özetlerie geçmeden önce ekranın yarısı maçın ismiyle kaplanır, ardından da mavi tonla gösterilen saha bir anda yeşile döner ve maçı izlemeye başlardık. Lombardo'nun, Mancini'nin, Bergomi'nin, Giannini'nin, Donadoni'nin yılları. Bari, Genoa, Verona, Atalanta Napoli gibi bir dolu güzel takımı tanıdığımız yılların bir başka kahramanı daha vardı. U.S. Foggia ve başındaki Çek asıllı İtalyan teknik adam Zdeněk Zeman. 1990 Dünya Kupası nasıl “otti Magiche di Totò Schillaci” (Toto Schillaci'nin sihirli geceleri) olarak anılmışsa zamanında, 1980'lerin sonları ve 90'ların başı da İtalya ve özellikle, çizmenin bileğindeki Foggia kentinde miracle Foggia (Foggia mucizesi) ve Zemanlandia olarak bilinir. İşte bu mucizeyi yaratan, ardından Lazio, Roma ve Fenerbahçe'yi de çalıştıran Zeman, 16 yıl sonra mucizeyi yarattığı kente ve takıma geri döndü salı günü. Foggia'nın başına geçti. Takım İtalyan futbolunun üçüncü kademesi Lega Pro Prima Divisione B'de. Yani eski adıyla Serie C1'de. Aynen Zeman onları yıllar önce teslim alıp, Serie A'ya çıkarttığı zamanlardaki gibi. O yüzden anlatılmayı hak eden bir hikaye.

Yıl 1946. "Bu tarihin 80 ve 90'lardaki Foggia mucizesi ile ne alakası var?" diye sormayın. Var göreceksiniz. 1921 yılında doğan bir Prag'lı genç Čestmír Vycpálek, kariyerine doğduğu kentin 2 büyük takımından Slavia'da kariyerine başlar. Ancak 2. Dünya Savaşı yıllarının ardından, 25 yaşında iken Juventus'a transfer olur.1 sezon oynar sadece Juventus'da ve 1947'de, Serie B'de mücadele eden Palermo'ya transfer olur. 5 yıl Rosanero formasını giyer ve takım bu dönemde Serie A'ya çıkar. 1952'de Parma'ya transfer olur, Serie B ve C'de forma giyerek futbolu 37 yaşında bırakır. Bıraktığı gibi de 1958'de Palermo'nun başına geçer. O sırada yeğeni, Prag'da doğmuş büyümüş Zdeněk de 21 yaşına gelmiştir. Amca Vycpálek, Palermo'nun ardından Syracusa ve Valdagno'yu çalıştırır. 1968 yılına geldiğinde Çekoslovakya'da durum karışıktır. 5 Ocak'ta göreve gelmiş olan liberal lider Alexander Dubček'in ülkede komünist rejim sebebiyle oluşan baskı ortamını biraz yumuşatan reformları Sovyetler Birliği yönetiminin sabrını taşırır. Zdenek ailesinin izniyle beraber daha iyi bir gelecek için, İtalya'da futbolun içinde olan ve ailesini bu dönemden yıllar önce İtalya'ya getirmiş amcası Čestmír Vycpálek'in yanına yerleşir.

























21 Ağustos'da Sovyetler'in başını çektiği Varşova Paktı'nın önceden arasına imzaladığı anlaşma gereği 200.000 asker Prag'a girer, yönetim ele geçirilir, bu sırada 72 Çek ve Slovak öldürülür, 200'ün üstünde yaralanma gerçekleşir. Bu ortamda ülkesine dönmek istemeyen genç Zeman, orada kalır ve ilk olarak Cinisi, Bacigalupo, Carini, Misilmeri, Esacalza gibi yerleştiği Palermo kentinin amatör takımlarında antrenörlük yapar. Bu sırada amcası, 1970'de Mazara'yı çalıştırmış, ardından, Juventus'da oynamaya başladığı dönemden beri arkadaşı olan ve o sırada kulüp yönetiminde bulunan Giampiero Boniperti'nin sayesinde Juventus'da genç takımı çalıştırmaya başlamıştır. Kariyeri boyunca Juventus'da oynamış olan Boniperti'nin ona sağladığı bu görevde fazla kalmaz, zira Juventus teknik direktörü Armando Picchi, daha 35 yaşında kanser sebebiyle hayata veda eder. Vycpálek, onun yerine göreve getirilir ve 1972 ile 1973 yıllarında arka arkaya Scudetto'yu Torino'ya getirir. 1974 yılında emekli olur. Emekli olduktan sonraki ilk icraatı Zeman'a Palermo genç takımında hocalık işini ayarlamasıdır. İşte Zeman'ın ve Foggia'nın hikayesini anlatırken 1946'da, amcasının geleceği ile ilgili verdiği karara kadar gitmemizin sebebi budur.

























Zdeněk Zeman, 1983'e kadar kalır genç takımda. Bu arada 1975'te İtalyan vatandaşlığını alır. 1979'da da teknik direktörlük diplomasını almıştır. 1983'te Serie C2 takımı, Sicilya'nın doğu kıyısındaki, 40.000 nüfuslu Licata'nın başına geçer. 36 yaşındaki Zeman 1984-85 sezonunda takımı C1'e çıkarmayı başarır. Takımın tümü genç takımdan gelen oyunculardan kurulmuştur. İzleyen yıl C1/B grubunda 12. sırada bitirirler. 1986-87 sezonunu başında Foggia başkanı Pasquale Casillo, Zeman'ı takımın başına geçirir. Ama Satanello ile Zeman'ın ilk buluşmaları iyi gitmez. Başkan Casillo, sonradan hatasından döneceği bir kararla Zeman'ı sezon bitmeden kovar, Foggia ligi sekizinci bitirir. Zeman'ın yolu Serie B takımı Parma'ya düşer ama 7 maç sonunda kovulur. 1987-88 sezonunda bir başka Serie B takımı Messina'nın başındadır (yukarıdaki fotoğraf o günlerden). Ligi sekizinci bitirirler. Ligin gol kralı 23 golle tanıdık bir isim olmuştur. 24 yaşındaki Salvatore Schillaci. O bir lig üste Juventus'a giderken, Zeman eski takımına döner. Foggia başkanı Pasquale Casillo, 2 sezon önce Zeman'ı kovmaktan pişman olmuştur. Onu geri getirir, yanına da futbolu kısa süre önce bırakmış ve Foggia altyapısından yetişip 8 sene futbol oynamış Giuseppe Pavone'yi yerleştirir. İşte bu karar Foggia Mucizesi'nin başladığı andır.

1989-90 sezonunda takım sezonu sekizinci bitirir. Takıma Piacenza'dan katılan 21 yaşındaki Giuseppe Sigonori 14 golle krallıkta üçüncü sırayı alır. Futbol Direktörlüğü'nü sürdüren Giuseppe Pavone Signori ile birlikte Roberto Rambaudi'yi de takım getirir. 1990-91 sezonunda Pavone bu sefer 22 yaşındaki Francesco Baiano'yu takıma kazandırır. Foggia kendi evinde sadece 1 maç kaybederek, 6 puan farkla Serie B şampiyonu olur ve takım 13 yıl sonra Serie A'ya geri döner.

























1991-92 sezonu başlamadan önce takım 3 oyuncu daha katar Pavone. 24 yaşındaki Romen Dan Petrescu, Steaua Bükreş'ten, 22 yaşındaki Rus Igor Shalimov Spartak Moskova'dan, 23 yaşındaki Rus Ogor Kolyvanov da Dinamo Moskova'dan Foggia'ya gelirler. Buna rağmen pek şans verilmez Foggia'ya. Zaten Zeman'ın oynattığı 4-3-3 dizilişli atak futbol, İtalya'da çok fazla sevilmemektedir. Foggia küme düşme adayı olarak gösterilmesine rağmen ligi dokuzuncu bitirir. Baiano 16, Signori 11, Rambaudi ve Shalimov da 9'ar gol atarlar. Takım toplamda attığı 58 golle, şampiyon Milan'dan sonra ligin en çok gol atan ikinci takımı olur. Örneğin ligin 28 ve 29. haftalarında Atalanta ile 4-4 berabere kalmış, ardından da Verona'yı 5-0 mağlup etmişlerdir. Son 25 yılda bu rakama çıkan sadece 3 takım vardır ve bu 3 takımda ilk 3 sırada yer almıştır. Zeman'ın futbolcuların pestilini çıkaran antrenmanları Serie A'nın en izlenilir takımını yaratmıştır. Ancak 58 de gol yemişlerdir ve bu da son sıradaki Ascoli'nin yediği 68 golden sonra en yüksek rakamdır. Nitekim ligin son haftasında kendi evlerinde Milan'a 8-2 mağlup olurlar. 1992-93 sezonu öncesinde Luigi Di Biagio ve Hollandalı Bryan Roy takıma katılır. Ancak önemli güç kaybederler Beppe Signori Lazio'ya, Ciccio Baiano Fiorentina'ya Rambaudi de Atalanta'ya transfer olur. Hücum hattı triosu diğer takımlarca kapışılan Fiorentina'nın işi zor görünmektedir. Son olarak Shalimov da Inter'in yolunu tutar. Bu sarsılmanın ardından ligi onbirinci bitirler. Golcüleri ayrılmış Foggia 39 gol atabilir, 55 gol yer. Dan Petrescu Geona'nın yolunu tutar, defans hattına Pisa'dan transfer edilen Arjantinli Jose Chamot oturur. 1993-94'te performansı biraz düzeltirler ve ligi dokuzuncu bitirirler. Roy 12 golle takımın en golcü ismi olur. Chamot 1 sezonun ardından Lazio'ya gider, Roy'un performansı onu Nottingham Forest'e götürür. Tüm yıldızlarını göndermiş ve takıma toplamda 60 milyar liret kazandırmış olan Zeman, bu mütevazi takımla UEFA Kupası şansını kovaladığı 3 sezonun ardından Lazio'nun başına geçer. Foggia Zemansız ilk sezonunda, 1994-95'te 16. sırayı alır ve küme düşer. Son kalan önemli oyuncular Padalino ve Di Biagio da ayrılırlar. Bu düşüş Serie C'ye kadar gidecektir.

























Zeman Lazio'da, Alessandro Nesta'yı da keşfettiği 3 yıl geçirir. Önce ikinci sonra da üçüncülük koltuğuna oturur takımla. 1996-97 sezonu kötü başlayınca, 1997 ocak ayında kovulur. Ancak Roma'dak alır ve Roma'nın başına geçer. İlk sezonunda dördüncü, sonra da beşinci olur. 1999'da koltuğu Fabio Capello'ya bırakarak Türkiye semalarına kanatlanır. Fenerbahçe'de ömrü kısa olur. Sonrasında da İtalya'da işler pek iyi gitmez. 2000 yılında lige yeni çıkmış Napoli'nin başına geçer, ancak sezon felaket başlar. 3. haftada kendi evlerinde Bologna'ya 5-1 mağlup olurlar ve ilk 8 haftada sadece 2 puan alırlar. Başkan Giorgio Corbelli, Zeman'ı kovduğunu TV'de açıklar. Zeman alt liglere döner ama sırasıyla Salernitana, Avellino, Lecce ve Brescia'da başarı sağlayamaz. Bu arada belirtelim, Avellino'da iken, kulübün sahibi, Foggia'daki başkanı Casillo'dur ama birliktelik Avellino'yu Serie C'ye götürür. 2006-07 sezonunda Serie B'ye düşmüş Lecce'ye geri döner ama aralık ayında kovulur. Kariyerinde ilk kez yurt dışına çıkma zamanı geldiğini anlamıştır. Kızılyıldız'ın başına geçer ama o görevi tam bir kabus olur. Takım ilk 3 maçta gol atamaz, 24 yıl sonra ilk kez sonunculuğu düşer ve UEFA Kupası'nda 2. ön elemede Kıbrıs temsilcisi APOEL'e elenir. Zeman 6 Eylülde kapıyı görür.


















Zeman Salı günü, 2 yıllık bir aranın ardından (teknik direktörlüğe başladığı 1983'ten beri ilk kez bu kadar büyük bir ara verdi), Zemanlandia'yı yarattığı Foggia'ya döndü. Başkanlık koltuğunda efsaneyi yaratırken görevde olan Pasquale Casillo'nun oğlu Gennaro Casillo oturuyor. Baba Pasquale takımı temmuz ayında satın aldı ve ilk iş olarak mucizeyi yeniden yaratmak için Zeman'ı başa getirdi. Futbol Direktörlüğü görevine de yine Giuseppe Pavone'yi getirdi. Yani üçlü 15 yıl sonra yine bir arada. Onu İtalya'ya getiren amca Čestmír Vycpálek, 2002'de ikinci evi olan Palermo'da vefat etti. Geçtiğimiz yıl Foggia'nın 90'ların başında Serie A'daki müthiş futbolunu konu alan Zemanlandia adında bir belgesel yayınlandı. Aşağıda belgeselin fragmanı mevcut. Foggia geçtiğimiz yıl Serie C1/B'de onbeşinci oldu ve play-outla küme düşmekten kurtuldu. Takımın mali kriz sebebiyle lisansının iptali gündemdeydi. Haberin duyulmasından itibaren, Foggia taraftarları, 6 gün içinde 3.000 kombine bilet satın aldılar.


















Eski öğrencisi Giuseppe Signori bugünlerde, teknik direktörlük diplomasını aldı ve bitirme tezi olarak, eski hocası Zeman'ın 4-3-3 dizilişndeki prese dayalı, yırtıcı taktiğini inceledi. Zemanlandia bir kere daha İtalyan futboluna damga vuracak mı göreceğiz.


















Bu arada belirtelim şu ve şu adresten Foggia'nın 1991-92 sezonunda attığı gollerin birçoğu izlenebilir.



9 yorum:

Ozgur Aydogdu dedi ki...

Eline saglik.. Nedense Igor Kolyvanov'lu kadrosuyla sensible'da en cok sevdigim takimdi Foggia.

Emre dedi ki...

2006-07 sezonunda Serie B'ye düşmüş Lecce'ye geri döner ama aralık ayında kovulur. Kariyerinde ilk kez yurt dışına çıkma zamanı geldiğini anlamıştır. Kızılyıldız'ın başına geçer ama o görevi tam bir kabus olur.

kariyerindeki ilk yurtdışına çıktığı zaman fenerbahçe'ye gelmemiş miydi ? kızılyıldız ikinci oluyor.

untildie dedi ki...

o programın jeneriğinde çalan müzik hakkında bilgisi olan var mıdır?

Tuncay Yavuz dedi ki...

yanlış zaman yanlış insan.

zeman'ın geldiği fenerbahçe'yi rıdvan kurmuştu. adam o dandik kadroyla foggia 4-3-3 ü oynamaya calisiyordu. bolic sol acık, aygün sagacık falan :) o da biraz inatciydi tabi ama o sezon fenere capello gelse sonu farklı olmazdı. yazık.

Adsız dedi ki...

çekoslavakya'da komünist rejime geçildikten sonra baskı oluşmadı.Zaten o ülke hiç bir zaman komünist olmadı.
Stalinist bürokrasi ile sovyet uydusu bir ülkeydi. O zamanlar sadece ant-komünist liberalle değil, işçi muhalefeti de ezildi.
Çek devrimi içiçe karşı devrim ve devrim içeriyordu.Sovyet müdahelesi devrim ezmişti.
Bir de bu aralar fazla siyaset ile futbol iç içe oluyor.
Özellikle sanki bazen ön yargılı gibi geliyor yazılanlar kusura bakmayın.

Flying Dutchman dedi ki...

Çek Cumhuriyeti'ndeki Komünizm müzesini gezip müzenin içindeki salonda birkaç belgesel izlerseniz nasıl bir ülke olduğunu anlarsınız

Adsız dedi ki...

o müzeyi anti-komünizzm ideolojisi ile yapıldığını ve ülkede egemen olan ideolojinin anti-kominizm olduğunu bildiğimden hiç şaşırmam.
Özellikle yazıdaki siyasi eleştirinin objektif(tarafsız) olmasını tercih ederim.
Burada siyaset yapmıyoruz sadece futbolla ilgileniyoruz çünkü.
Ayrıca komünizm ile sovyet devlet bürokrasisini karıştırmamak gerekiyor.

Adsız dedi ki...

Çekoslavakya bence de kötü bir ülke ve diktadörlükle yönetiliyordu kabul ama lütfen futbola daha çok odaklanalım.
Çünkü 1956,68 olayları daha bir çok kara lekeli olaylar var.
Onlar ayrı bir konu.
Mesajımın da yanlış anlaşıldığını düşünüyorum.
Ben kesinlikle çekoslavakya'yı ya da 1968 Sovyet işgalini onaylamıyorum.
Benim katılmadığım nokta bunu kominizm ve futbol ile ilşkilendirilmesi hepsi bu..

Adsız dedi ki...

The wealth of the mind is the only wealth.

-----------------------------------