29 Eylül 2010 Çarşamba
ABARTILMIŞ "FANSHOP" KÜLTÜRÜ
Bu sezon Premier Lig'in başlangıcında, toplam 20 takımın 18'i yeni forma tasarımlarıyla karşımıza çıktılar. Takımların birçoğu (Arsenal ve Everton gibi), yeni formalarına eskinin tatlarını yerleştirdi. Örneğin Liverpool son şampiyonluğun kazanıldığı 1989-90 sezonundan izler taşıyan bir formayla sahneye çıkarken, Arsenal de 1971'de Bertie Mee'nin yönetiminde duble yapan takımın formasını update ederek piyasaya sundu. Arsenal önceki 2 sezonda da geçmişte başarı kazanıldığı yıllarda giyilen formalardan etkilenerek yeni formaları piyasaya sürmüştü. Dolayısıyla İngiliz takımları, oldkça önemli bir maddi kaynak yaratan forma satışını ateşlemek için genelde tarihteki herhangi bir başarıya atıf yapıyorlar. Bu forma ticaretinin sözümona "saf söğüşleme" olmasını engelliyor onlara göre. Ama aslında basit bir göz boyamadan başka bir şey değil. Özellikle klasikleşmiş tasarımlara sahip olan takımların (Arsenal, Liverpool, Manchester United, Newcastle United gibi) tasarımcılara verdikleri hareket alanı da çok az. Dolayısıyla bu her sezon yeni forma olarak bize sunulan ama bir önceki sezona göre aslında çok ufak değişikliklerin olduğu yepyeni bir 60-70 poundluk ürün çıkartıyor önümüze.
Dünya futbolunda forma satışının gittiği yerden çok da tatmin olmadığımı belirtmem lazım. Üstelik, belli sınırlarda yaratıcılıklarını kullanan bellibaşlı markaların egemenliğinden farklı olarak son Dünya Kupası belki de kupanın modern tarihinde en fazla farklı forma sponsoruna ev sahipliği bir turnuvaydı. Buna rağmen birbirine oldukça yakın olan forma tasarımları gereksiz bir pazar yaratmış durumda. İngiltere'de kaynağını bulan Casual Kültürü'nün etkisini 80'li yıllara göre oldukça kaybetmesi ve işin içine Uzakdoğu Pazarı'nın girmesiyle forma satışının kulüpler için çok büyük bir maddi kaynak haline gelmesi bir safhaya kadar anlaşılabilirdi.
Bana göre yapılması gereken kulübün standart forması üzerinde belirli periyodlarla değişiklikten kaçınıp (4-5 yıl gibi), 2 ve 3 numaralı formalarda bazı hamleler yapılması. Galatasaray ve Fenerbahçe ana hatları korumalarına rağmen (parçalı ve çubuklu), hemen her yıl piyasaya yeni bir forma sürdüler ve bunu genelde fubolcu transferleriyle paralel olarak götürdüler. Dolayısıyla günümüz formalarının içinden bir başka klasik çıkma şansını giderek azaltıyoruz. Zaten Liverpool ve Arsenal'in eskiye yöneliminin sebebi de biraz bu. Halbuki Manchester United kulübünde, Amerikalı patronlara karşı başlatılan hareketin en önemli parçalarından yeşil-sarı renklere sahip formanın 1892'den sonra gündeme geldiği yıl Cantona'lı yıllara denk geliyordu, yani çok gerilerde değildi. Borussia Dortmund'un uzun süre taşıdığı kolları siyah ve ön cephesi sarı olan forması 1990'ların sonlarında arz-ı endam eylemişti. Kulüpler bu formaları benimseyip uzun süre değişiklik yapmadılar. Bugünün ayak uydurulamayan değişim ortamında böyle bir efsanenin daha yaratılması imkan dahilinde görünmüyor. Zira kulüp takımlarının formaları, bilgisayar parçalarına benzemiş durumda.1 yıl sonra piyasanın eskisi haline geliyorlar.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder