1 Eylül 2010 Çarşamba

ÖKSÜZ TOPRAKLAR


İnsan çok ama çok sevdiği bir şeyi nasıl anlatır? Anlatılmaz yaşanır denen cinsten şeyler için “çok, çok güzeldi, harikaydı, muhteşemdi”nin ötesine geçemez kelimeler.

Bu yüzdendir en sevdiğim şarkıları, kitapları, filmleri yazamamam ve hatta atıfta bile bulunamam. Neresinden tutsanız haksızlık olur.

Basit bir hayranlık değil kastım. İnsanın hayatta edindiği tüm tecrübeleri özetleyebilen ender eserlerden bahsediyorum. Böylesini ancak tavsiye edebilirsiniz, anlatamazsınız.

Sonisphere’e çıkışları engellendiğinden beri boynumun borcu oldu Orphaned Land’den, İsrailli kardeşlerimden bahsetmek. Dilimin döndüğünce elbette…

Hikayemiz 99 yılı üniversite hazırlığı sırasında gidilen dersanede başlar. O zamanlar Iced Earth’ü yeni keşfetmişiz de bir şey sanıyoruz. Testament’in adını hatırlamadığım bir albümüyle ve Moonspell’in Irreligious’ıyla brütal vokale daha yeni alışmışız. MFÖ’nün bir adım ötesindeyiz yani. İşte böyle bir dönemde bir dost “al bak bu tam senlik” diyerek iddialı bir kehanette bulundu. Kulağıma taktım walkmani… o da nesi… mistik, doğu ezgileri, doğu gırtlağı şahane bir vokal, distortion ve brutal… gel de anla… darbuka ve azan, kanun ve ud…

Sonrasında 11 yıllık bir hastalık. Nadiren dinen… İlk konserine gidebilmek için stand hostesliği ve şirketten istenen avansın ancak 2 aylık ağır bir çalışmayla ödenmesi… konserdeki tek mavili olmamız (yani siyahlı olmamamız)… İstanbul’da konser izlemenin sahne önüne geçmemek gerektirdiğini, geçilmesi halinde zıplayan izbandutların sizi iki omzunuzdan sıkıştırması suretiyle isteminiz dışı ayaklarınızı yerden keseceği, Türkiye’li metalcilere İbrahim Tatlıses söylemenin aslında ölümcül bir hata olduğunu ancak metalcilerin de anlayışlı olabileceği, yalnız bu ayıbın en kısa zamanda Erkin Koray Estarabim’i ile örtbas edilmesi gerektiği… Bu ilk Estarabim performansından sonra Kobi’nin Türkçesi çok gelişti. Yine de ilk için bile çok başarılı bulmuşumdur… Son albümlerinin bonus cdsinde Erkin Koray’la yaptıkları kaydın görüntüleri de mevcut. Bu videodan bir kesiti şurdan izleyebilirsiniz.

Orphaned’ın Türkiye konserlerinden sanırım ikincisiydi. Konser afişlerinde dansöz süprizinden bahsediliyordu. Sonradan organizatör arkadaştan öğrendik ki anlaştıkları dansöz son dakikada satmış. Bir metal konserinde dansöz gibi bir vaadin altında ezilmektense Taksim’deki bilimum pavyonları gezdikten sonra konser mekanının yanındaki pavyonda çalışan dansözü ayarlamışlar. Zaten yukarıda ilk verdiğim linkte göreceğiniz üzere dansözün şaşkınlığından da belli hazırlıksız olduğu.

Yine aynı konserdir “evil urge’ü çalın” diye elimi kolumu sallarken Yossi’nin bunu el sıkışma olarak algılayıp elimi kaptığı gibi öperek beni şaşkınlık ve mutluluktan uçurduğu. Yazık ki evlendi J




Global Metal’de boy gösteriyor Kobi. Kardeşlik ve orta doğu üzerine her zamanki gibi şahane sözler sarfediyor. Gerçi kendisinin tanrı ve din ile olan ilişkisini her zaman çok problematik ve hatta bazen komik bulmuşumdur. Ama en nihayetinde güzel İNSAN. İsrail ve Yahudiler hakkındaki tüm önyargılara inat, öksüz topraklardan kardeşlik mesajlarını farklı melodilerle her albümde tekrar etmeye devam ediyor.

Velhasılı kelam Orphaned Land Sonisphere Türkiye’ye çıkamadı. Eşzamanlı olarak gelişen İsrail-Türkiye gerginliği sebebiyle. Bu olay üzerine grubun yaptığı açıklamayı özetlemeyeyim, bir zahmet okuyun, hakkaten kaydadeğer sözler. 

Orphaned’ın sözlerinden yapılabilecek milyonlarca alıntıdan bir kısmı… Dilim döndüğünce apar topar çevirdim, ama orijinal dilinde daha anlamlı elbette. Anlıyorum ki bu yazı burada bitmez.

Go in peace, and find thy faith / barışla git, ve kendini bul
Evolve thyself, and lose all hate / kendini evrilt, ve tüm nefretini yitir
So a heaven you may create / böylece bir cennet yaratabilirsin

Hala ve sanırım her daim en sevdiğim şarkısı olacak Evil Urge, yani Şeytan Dürtüsü. Hem sözleri hem de kemanla çalınan muhteşem melodisi… kemana merak sarma sebebim şarkı. Daha önce yüklemiştim. Buradan dinleyebilirsiniz. Kemanlı versiyonu da şurda. Sabredip sonuna kadar dinlenmeli. En azından sonundaki keman solo için... Sözleri ise şöyle:

And I see that slowly your tears are drying / ve gözyaşlarının yavaşça kuruduğunu görüyorum
And I see an ocean made by your crying / ve gözyaşlarınla yapılan bir okyanus görüyorum
And the ocean that's within... / ve okyanus hemen şurada

And I see misery to forget it I must / ve unutmam gereken sefaleti görüyorum
And all of the memories are lost / ve tüm anılar kayboluyor
And the ocean is here within me / ve okyanus burada benimle
Flows on like a neverending tear / hiç dinmeyen bir acı gibi akıyor

In us all there are two separate sides / hepimizin içinde iki ayrı yön var
That which is evil and that which is good / biri şeytan diğeri iyi
Some people live by one side and others by the second / bazı insalar ilkiyle bazıları ikincisiyle yaşar
Both of them have a little bit of the other / her ikisi diğerini içerir
But it must remain clear that the two depend on each other / ama şu bilinmeli ki ikisi birbirine dayanır
Remember, evil is a part of the good and not the opposite / hatırla, şeytan iyinin bir parçasıdır
There is no sadness without joy and there is no joy without pain / hazsız bir üzüntü ve acısız sevinç yoktur
There is no holy without impure / Katıksız bir kutsallık
and there can be no blasphemy without  holyness, / ve kutsallıktan bağımsız bir inançsızlık yoktur
Thus the two sides must live in harmony / bu nedenle bu iki yön uyum içinde yaşamalı
Unbalanced forever the evil urge brought lots of pain / dengesiz olduğu müddetçe şeytan içgüdüsü çok fazla acı getirdi
It is so hard to defeat it / bunu yenmek çok zor
The evil urge sometimes arrives with heavy boots / şeytan içgüdüsü bazen ağır botlarla
And sometimes in gentle cat's steps / ve bazen de nazik kedi adımlarıyla gelir
And even through blessed deeds it can drive you into deeds of wrong / ve kutsanmış sözlere rağmen sizi yanlışa yönlendirebilir
A hero is the one which concurs his urge / bir kahraman içgüdüsüyle uzlaşabilendir
And so we must wonder what shall be the faith of the man who destroys one and embraces the other... / ve böylece düşünmeliyiz, birine zarar verirken diğerini kucaklayan insanoğlunun kaderi nedir…

The storm still rages... / fırtına hala kasıp kavuruyor…

Son tavsiye, Orphaned’a başlamak için son albümden mükemmel bir seçenek. özellikle 2:39’da başlayan melodi can alıyor.

  • Kobi Farhi - Vokal
  • Yossi Saharon (Sassi) - Gitar ve Geleneksel Enstrümanlar (Ud, Buzuki, vb.)
  • Matti Svatizky - Gitar
  • Uri Zelcha - Bas Gitar
  • Shlomit Levi-Bayan Vokal
  • Matan Shmuely- Drums


Gand

Hiç yorum yok: