25 Kasim 2010 tarihinde BirGun gazetesinde yayinlanmistir.
2003-04 sezonundan itibaren geçtiğimiz sezon sonuna kadar olan 6 sezonu ele aldığımızda, Premier Lig’de Manchester United, Chelsea, Arsenal ve Liverpool’dan oluşan zirvedeki dörtlünün arasına girmiş olan sadece bir takım vardı. O da 2004-05 sezonunda 4. sırayı alan Everton’dı (ancak o sezon Şampiyonlar Ligi şampiyonu olan Liverpool da, izleyen sezon devler arenasından uzak kalmadı). Ta ki geçtiğimiz sezona kadar. Tottenham Hotspur kendisinden beklenmeyen şekilde, Liverpool’un Benitez’in görevine mal olan kötü performansını da değerlendirip dördüncü sırayı aldı ve tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi’ne katılmaya hak kazandı. 1971’den beri ilk kez ligi Liverpool’un üstünde bitirmeyi başarmışlardı. Sadece Premier Lig’in değil Avrupa’nın en sağlam kadrolarından birisine sahipler bugün. Devler Ligi’nde 5 maç sonunda gruplarının lideri durumundalar ve 2011’i görecekler. Geçtiğimiz sezon Wigan’ı 9-1 mağlup ettikleri maç Premier Lig tarihinin en farklı ikinci galibiyetiydi. Son 2 haftadir da once Kuzey Londra derbisinde, Arsenal’i deplasmanda 2-0 geriden gelip 3-2 mağlup ettiler sonra da dun Liverpoolí 1-0 maglubiyetten eli bos gondermeyi basardilar 2-1'le. Arsenal maci ve rakip sahada onlara karşı alınmış lig galibiyeti 17 yıllık bir hasretin bitmesi demekti. Harry Redknapp’ın yarattığı bu sağlam takımın kökünü biraz gerilerde aramak lazım.
2004 Kasım ayında, göreve büyük umutlarla getirilen Jacques Santini, oldukça kötü bir sezon başlangıcı sonucu istifa ettiğinde yerine yardımcısı Hollandalı Martin Jol getirildi. 4 sezon götürdüğü takım 2007-08 sezonuna kötü başlayınca Hollandalı (bugün hala çok doğru bulunmayan bir kararla) görevden alındı ve Sevilla’nın eski hocası Juande Ramos göreve getirildi. Ramos, Lig Kupası’nı kaldırdı ama 2008-09 sezonunda kulüp tarihinin en kötü başlangıcını yapıp ligin dibine demir attı. Kulübe Gareth Bale, Kevin-Prince Boateng, Younes Kaboul gibi genç isimleri ve Luka Modrić, Benoit Assou-Ekotto, Heurelho Gomes, David Bentley, Vedran Ćorluka, Roman Pavlyuchenko ve Dimitar Berbatov gibi isimleri kazandırmış Fransız Futbol Direktörü Damian Comolli, Ramos’la beraber kovuldular. Jol, istifa ettikten sonra birçok futbolcunun kendi rızası olmadan transfer edildiğini ileri sürmüştü. Kulübün sahibi Daniel Levy bu çalkantılı ortama fırsat vermemek için, Harry Redknapp’ı tek adam olarak göreve getirdi. Portsmouth gibi orta karar bir takımı, son 60 yıldaki en iyi derecesine ve son 70 yıldaki ilk kupasına götüren Redknapp tüm transferleri ve takım yönetimini eline aldı. Portsmouth’daki eski öğrencilerinden önce Crouch ve Defoe’ya toplam 24,5 milyon pound, sonra da sakatlanan Modric’in yerini doldurmak için Kranjcar’a 2 milyon pound ödedi. Klasik 4-4-2 sistemini oturttuğu takım geçtiğimiz sezon başında liderlik koltuğundaydı. Yine de ligi dördüncü bitirerek harcanan 35 milyon pounda yakın paranın karşılığı olacak UEFA gelirlerini elde ettiler. Bu sezon, geçtiğimiz sezon gibi başlamamıştı ama toparlandılar. Özellikle, mevkisinde, dünyanın en iyisi olarak gösterilmeye başlanan 21 yaşındaki Galli sol bek Gareth Bale ve bu yaz transfer döneminin son gününde takıma katılan Hollandalı Rafael van der Vaart’ın katkıları ile tekrar tepeye yaklaştılar.
Tipik bir 4-4-2 adamı aslında Redknapp ve ilginç şekilde futbol sahasında taktik ve dizilişin % 10 öneminin olduğunu, % 90 payın futbolcu performanslarına bağlı olduğunu ileri süren bir adam. Rafael van der Vaart kendisinin maçlar öncesi taktik tahtasına hiçbir şey çizmediğini söylüyor. Ama Arsenal’e karşı 4-4-1-1 taktiğiyle sahaya çıkıp 2-0 mağlup duruma düştüğü anda yaptığı Lennon-Defoe değişikliğini, “Rafa’yı sağa çekip, Jermain’i uca alarak ileride ekstra bir kuvvet yarattım” diyerek açıklıyor. Sonuçta kendi yaptıklarını da inkar etmemeli. 4-4-2 dizilişinde oldukça önemli olan 2 kanattaki arkalı önlü oyuncuların uyumuna dikkat ettiği Ekotto-Bale ikilisinin müthiş işlerinden de anlaşılabilir. Tottenham ligde geriden gelerek en fazla maç kazanan ekip, 4 maçtan bu şekilde galip geldiler ve mağlup duruma düştükleri maçlardan 13 puan çıkardılar ki bu dalın da lideri durumundalar. Yani, Redknapp geriye düştüğü maçı çevirme konusunda oldukça yetenekli. Bunu tamamen değiştirdiği oyuncuların etkisinden ziyade, bu değişikliklerle beraber yaptığı taktik ve diziliş hamlelerinden de kaynaklandığını fark etmesi lazım.
Tottenham 76 paunda varan normal koltuk fiyatlarıyla Premier Lig’in, Kuzey Londra derbisindeki rakibi Arsenal’den sonra, en pahalı bilet satan takımı. Ayrıca en ucuz kombine biletinin fiyatının da 650 paund olması bu dalda da onları üçüncü sıraya yerleştiriyor. 1899 yılından beri kullanılan stadyum White Hart Lane’in yerine 56 bin kişilik yeni bir stadyum planlanıyor. Proje eylül ayının sonunda belediye meclisinden geçti ve Londra valisinin önüne geldi. İnşaatın 2012 yılında tamamlanması bekleniyor. Liverpool ve Manchester United son 3-4 yılda kendilerini birer ticarethaneye dönüştürüp büyük zararlar yazan Amerikalı patronların kurbanı oldular. Manchester City klasik dörtlünün arasında para harcayarak girmeye çalışıyor. Chelsea’nin arkasında ise çok güçlü bir maddi kaynak var. Spurs bu ortamda kendine özgün politikası ile göze çarpan bir takım. 1963 yılında, İngiliz futbol tarihinin ilk Avrupa kupası kazanan takımı olan, Osvaldo Ardiles, David Ginola, Jurgen Klinsmann ve tabii ki efsane Gary Lineker’in formasını giydiği takım İngiliz futbolunun en eğlendirici takımlarından birisi olmuş durumda. World Soccer dergisinin futbol tarihini değiştiren 50 takım arasına aldığı duble yapan 1961 kadrosunun izleri 50 yıl sonra tekrar Kuzey Londra’da. Sırf Gareth Bale’in kanat bindirmeleri bile bizi ekrana toplamak için yeterli.
2004 Kasım ayında, göreve büyük umutlarla getirilen Jacques Santini, oldukça kötü bir sezon başlangıcı sonucu istifa ettiğinde yerine yardımcısı Hollandalı Martin Jol getirildi. 4 sezon götürdüğü takım 2007-08 sezonuna kötü başlayınca Hollandalı (bugün hala çok doğru bulunmayan bir kararla) görevden alındı ve Sevilla’nın eski hocası Juande Ramos göreve getirildi. Ramos, Lig Kupası’nı kaldırdı ama 2008-09 sezonunda kulüp tarihinin en kötü başlangıcını yapıp ligin dibine demir attı. Kulübe Gareth Bale, Kevin-Prince Boateng, Younes Kaboul gibi genç isimleri ve Luka Modrić, Benoit Assou-Ekotto, Heurelho Gomes, David Bentley, Vedran Ćorluka, Roman Pavlyuchenko ve Dimitar Berbatov gibi isimleri kazandırmış Fransız Futbol Direktörü Damian Comolli, Ramos’la beraber kovuldular. Jol, istifa ettikten sonra birçok futbolcunun kendi rızası olmadan transfer edildiğini ileri sürmüştü. Kulübün sahibi Daniel Levy bu çalkantılı ortama fırsat vermemek için, Harry Redknapp’ı tek adam olarak göreve getirdi. Portsmouth gibi orta karar bir takımı, son 60 yıldaki en iyi derecesine ve son 70 yıldaki ilk kupasına götüren Redknapp tüm transferleri ve takım yönetimini eline aldı. Portsmouth’daki eski öğrencilerinden önce Crouch ve Defoe’ya toplam 24,5 milyon pound, sonra da sakatlanan Modric’in yerini doldurmak için Kranjcar’a 2 milyon pound ödedi. Klasik 4-4-2 sistemini oturttuğu takım geçtiğimiz sezon başında liderlik koltuğundaydı. Yine de ligi dördüncü bitirerek harcanan 35 milyon pounda yakın paranın karşılığı olacak UEFA gelirlerini elde ettiler. Bu sezon, geçtiğimiz sezon gibi başlamamıştı ama toparlandılar. Özellikle, mevkisinde, dünyanın en iyisi olarak gösterilmeye başlanan 21 yaşındaki Galli sol bek Gareth Bale ve bu yaz transfer döneminin son gününde takıma katılan Hollandalı Rafael van der Vaart’ın katkıları ile tekrar tepeye yaklaştılar.
Tipik bir 4-4-2 adamı aslında Redknapp ve ilginç şekilde futbol sahasında taktik ve dizilişin % 10 öneminin olduğunu, % 90 payın futbolcu performanslarına bağlı olduğunu ileri süren bir adam. Rafael van der Vaart kendisinin maçlar öncesi taktik tahtasına hiçbir şey çizmediğini söylüyor. Ama Arsenal’e karşı 4-4-1-1 taktiğiyle sahaya çıkıp 2-0 mağlup duruma düştüğü anda yaptığı Lennon-Defoe değişikliğini, “Rafa’yı sağa çekip, Jermain’i uca alarak ileride ekstra bir kuvvet yarattım” diyerek açıklıyor. Sonuçta kendi yaptıklarını da inkar etmemeli. 4-4-2 dizilişinde oldukça önemli olan 2 kanattaki arkalı önlü oyuncuların uyumuna dikkat ettiği Ekotto-Bale ikilisinin müthiş işlerinden de anlaşılabilir. Tottenham ligde geriden gelerek en fazla maç kazanan ekip, 4 maçtan bu şekilde galip geldiler ve mağlup duruma düştükleri maçlardan 13 puan çıkardılar ki bu dalın da lideri durumundalar. Yani, Redknapp geriye düştüğü maçı çevirme konusunda oldukça yetenekli. Bunu tamamen değiştirdiği oyuncuların etkisinden ziyade, bu değişikliklerle beraber yaptığı taktik ve diziliş hamlelerinden de kaynaklandığını fark etmesi lazım.
Tottenham 76 paunda varan normal koltuk fiyatlarıyla Premier Lig’in, Kuzey Londra derbisindeki rakibi Arsenal’den sonra, en pahalı bilet satan takımı. Ayrıca en ucuz kombine biletinin fiyatının da 650 paund olması bu dalda da onları üçüncü sıraya yerleştiriyor. 1899 yılından beri kullanılan stadyum White Hart Lane’in yerine 56 bin kişilik yeni bir stadyum planlanıyor. Proje eylül ayının sonunda belediye meclisinden geçti ve Londra valisinin önüne geldi. İnşaatın 2012 yılında tamamlanması bekleniyor. Liverpool ve Manchester United son 3-4 yılda kendilerini birer ticarethaneye dönüştürüp büyük zararlar yazan Amerikalı patronların kurbanı oldular. Manchester City klasik dörtlünün arasında para harcayarak girmeye çalışıyor. Chelsea’nin arkasında ise çok güçlü bir maddi kaynak var. Spurs bu ortamda kendine özgün politikası ile göze çarpan bir takım. 1963 yılında, İngiliz futbol tarihinin ilk Avrupa kupası kazanan takımı olan, Osvaldo Ardiles, David Ginola, Jurgen Klinsmann ve tabii ki efsane Gary Lineker’in formasını giydiği takım İngiliz futbolunun en eğlendirici takımlarından birisi olmuş durumda. World Soccer dergisinin futbol tarihini değiştiren 50 takım arasına aldığı duble yapan 1961 kadrosunun izleri 50 yıl sonra tekrar Kuzey Londra’da. Sırf Gareth Bale’in kanat bindirmeleri bile bizi ekrana toplamak için yeterli.
3 yorum:
Tootenham gerçekten bu sezon bir başka. Ligin ilk maçında 0-0 berabere kaldıkları Man. City maçında belliydi bu sezonun böyle geçeceği. Bir dönem Newcastle United ile beraber harcadığı paranın karşılığını alamayan iki takımdan biriydi ama neyse ki son yıllarda transferde de güzel işler yapıp durumu toparladılar. Benim gibi tepedeki beşliden (Arsenal hariç) hoşlanmayan ve bunkar haricinde tutunacak bir dal arayanlara ilaç gibi geldi Tottenham'ın başarısı. Umarım devamını da getirirler.
Bir de yazının 25 Kasım'da gazetede yayımlandığı belirtilmiş ama 28 Kasım'daki tottenham Liverpool maçından haberler var, hobiler arasında müneccimlik de mi var yoksa :)
çok güzel bir makale teşekürler
elinize sağlık
Tottenham'ın her maçını,her transferini kendi çapımda değerlendiriyorum ben de. Çok sevdiğim bir takımdır. Geçen sezonki çıkışı muazzamdı. Geçen sezondan beri oynattığı futbol zevk veriyor. Redknapp olduğu sürece böyle devam eder bu iş...White Hart Lane'de beyaz formalaları izlemek çok büyük keyif.
Yorum Gönder