27 Ocak 2010 tarihinde BirGün gazetesinde yayınlanmıştır.
2-18 Haziran 2009 tarihleri arası sadece Fransa’nın kuzeyinde, Belçika sınırına oldukça yakın olan Lille kentinin takımı Lille OSC için değil, tüm Fransa Ligi için çok önemli bir dönemdi. Zira 6 yıl boyunca kulübün formasını giymiş ve 2008-09 sezonunda takımı 5.liğe, dolayısıyla da Avrupa Ligi’ne taşıyan Rudi Garcia, bazı futbolcularla ve teknik ekiple arasının bozuk olduğu yolundaki söylentiler sebebiyle görevden alınmıştı. Aradan 16 gün geçti. Kulübün yüzde 54’lük oran ile en büyük hissedarı ve başkanı Michel Seydoux, onu göreve geri getirdi. Bugün Lille, Ligue 1’in tepesinde ve en yakın rakibi PSG’nin 4 puan önünde. Birkaç cümlede anlattığımız bu tarihi biraz açalım. Öncesine de giderek.
1944 yılında, savaşın sonuna gelindiğinde Olympique Lille ve SC Fives takımlarının birleşmesi sonucunda kuruldu Lille OSC. Tüm Avrupa’da da Fransa’da olduğu gibi liglerin başlaması savaş sonrasını buldu. 1945-46 sezonu 7 yıl aradan sonra takımların tekrar sahaya çıktığı yıldı ve Lille bu sezon, kurulduktan sadece 2 yıl sonra şampiyon oldu. Ardından 1954 yılına kadar 4.lükten aşağı hiç düşmediler ve 2 kez de şampiyonluğu kılpayı kaçırdılar. Ancak 1953-54 sezonunda tekrar mutluluğu yaşadılar. Bu şampiyonluk kulübün tarihindeki son şampiyonluk halen ve o dönem de camianın en parlak günleri olarak biliniyor. Takım izleyen sezon ligi 16. bitirdi ve 1955-56 sezonunda da küme düştü. Bu istikrarın ardından gelen deprem kulübü uzun süre 2.ligde tuttu. O günden sonra tam 4 kez Ligue 1 ve 2 arasında gidip geldiler. Ta ki 20. yüzyılın son sezonunda son kez dönene kadar. Bu dönüşü ani bir 3.lük izledi. Son 10 yılda bu başarıyı tekrarlayabildiler ama Rudi Garcia’nın yazının girişinde anlattığımız buhrandan çıkışı başarıyı bir istikrara dönüştürdü.
Aslında, Garcia, Lille’in başına geçmeden neler yapabileceğini göstermişti. 2002-07 yılları arasında 5 yıl çalıştırdığı Dijon takımıyla 2004 yılında Fransa Kupası yarı finaline yükseldi. 2007-08 sezonunda çalıştırdığı Le Mans’ı lig 9.luğa taşımakla kalmadı, bu sefer de Fransa Lig Kupası’nın yarı finaline yükseldi. Bu çizgi onu futbolculuğundan tanıdığı Lille kentine getirdi. O sırada takım orta sıralarda geziniyordu. İlk sezonda gelen 5.lik ve Avrupa vizesi beklenildiği etkiyi yaratmadı zira, Garcia’nın kulüp içinde pek sevilmediği söyleniyordu. Özellikle Sportif Direktör Thuillot Xavier’in nüfuzu onun 2 Haziran 2009’da kovulmasına sebep oldu. Yerine Paul Le Guen’in getirileceği konuşuluyordu. Ancak ünlü Rus yönetmen Nikita Mikhailov’un Güneş Yanığı, Sibirya Berberi gibi filmlerinin de yapımcısı olan ve 2001 yılında yüzde 34 bütçeyle başlayıp 2004 yılında yüzde 54 hisseye ulaşarak kulübün sahibi haline gelen başkan Michel Seydoux, önce Xavier’in görevine son verdi, sonra da Garcia’nın gönlünü alıp onu sadece 16 gün sonra tekrar göreve getirdi. Başkanının güvenoyunu alan Garcia, ondan 8 milyon avroluk bir de hediye aldı: Le Mans günlerinden öğrencisi olan Fildişili oyuncu Gervinho. Garcia daha önce de yine eski öğrencisi Tulio de Melo’yu da Lille’e getirmişti.
Takım 2009-10 sezonunda bir sıra daha yükselerek Avrupa yolculuğunu sürdürdü. Bu sezon ise yukarıda belirttiğimiz gibi 4 puan farkla lider durumdalar. Son mağlubiyetlerini 24 Ekim'de Marsilya’ya karşı aldılar ve son 5 maçtan 13 puan çıkararak giderek formlarını yükseltiyorlar. 14 yaşında altyapıya katılan Belçikalı Eden Hazard’ın etrafında şekillenen takım, Gervinho’nun yanında, bu sezon Rennes’den bonservissiz transfer edilen Moussa Sow, 8 milyon avroya Valencia’ya satılan ama bu sezonu bitirecek olan Adil Rami, Cedric Baseya gibi oyuncuların katkısıyla lig, kupa ve Avrupa Ligi’nde yoluna devam ediyor. Moussa Sow 15 golle kralllık yarışında zirvede. Sow-Gervinho ikilisi Lille’in bu sezon attığı 39 golün 25’ini kaydettiler. Lille ilginç şekilde, rakiplerinden “
oynadıkları futbol bizi de oynamaya ve zevk almaya sevkediyor” şeklinde ilginç bir övgü almış kulüp.
Saha içinde işler yolunda gittiği kadar saha dışında da yeni atılımlar mevcut. Euro 2016’nın da stadyumları arasında yer alacak olan, 50 bin 186 kişilik yeni stadyum 282 milyon avroya malolacak. Stadyumun 2012 yılında açılması bekleniyor. Kulüp muhtemelen aynen Rami’de olduğu gibi Hazard transferinden de önemli bir para kazanacak. Şimdiden 25 milyon avro civarında bir fiyat konuşuluyor.
Buraya kadar gelmişken Fransa Ligi’nden de bahsetmek lazım. Lyon’un hegemonyasının yıkılmasından sonra çok daha renkli bir hale gelen Fransa’da genelde tepedeki takımlar birbirlerine çok yakın sıralanıyorlar. Bu geçtiğimiz sezon da böyleydi. Şu anda 7. St. Etienne ile lider Lille’in arasında 9, 9. Toulouse ile 2. PSG arasında 7 puan fark var. Lille mart ayının başına kadar Toulouse, Montpellier, Lyon ve Marsilya’nın da içinde olduğu zorlu bir fikstüre girecek. Buradan çıktıklarında puan farkını korurlarsa müthiş bir iş yapmış olacaklar. Tabii 37. haftadaki PSG-Lille maçı da ligin kaderini belirleyebilir.
Kapatırken
Hasan Kabze’ye de değinelim. Yurt dışındaki sessiz sedasız işin yapan lejyonerlerimizden olan Hasan, Rubin Kazan’la yaşadığı 2 şampiyonluk sonrası Montpellier’de de iyi işler yapıyor. Lig Kupası’nda geçen hafta PSG’yi mağlup ederek finale yükselen takımının, çeyrek finalde Lille’i 2-1 ile yıktığı maçta 2 golün de altına imzasını koymuştu. 23 Nisan'da St. Denis’de Marsilya ile oynanacak finalde çifte bayramı yaşayabilir.
1 yorum:
lille çok iyi gidiyor bu sezon.hatta 4-2-4 bile oynadıkları zamanlar oluyor :).bu arada Cedric Baseya nın ne gibi bir katkısı olmuş lille e.bir kere bile görmedim ben onu bu sezon lille de.yohan cabaye ın çok iyi bi katkısı var.bi karışıklık oldu galiba orda.
Yorum Gönder