7 Ocak 2011 Cuma

RC COLA KID

















Colin Kazim ya da Kazim Kazim bu transfer ile ilgili cok sey soylemeyecegim zira yeni futbolcu transferi ile ilgili bu blogda defalarca soyledigim seyleri kisaca ozetleyecegim. Bir futbolcunun iyi bir transfer olup olmadigi sahada anlasiliyor artik bunu kabul etmemiz lazim. Bu ulke nice flas transferlerin 6 ay sonra (bazilarinin 1 mac sonra) ulkesine donusunu, nice bonuslarin da Ferrari'ye donustugunu gordu. Herhangi bir transferin, imza aninda, o kulup icin ne ifade ettiginin degerlendirilmesini hep anlamsiz bulmusumdur bu gorusumden vazgecmedim. Dolayisiyla Kazim icin "kotu transfer" ifadesi yerine takimin ihtiyacinin olup olmadigini ya da dizilisin neresinde hangi rolle oynayacagini tartismak yerinde olacaktir. Dolayisiyla isin bu kisminda Borges'in yazdiklariyla hem fikirim.

Ama bunlar bazi ongorulerde bulunmamizi da engellemiyor. Kazimin Coca Cola Kid olarak geldigi Fenerbahce kariyeri sonrasi aklimda kalan 2 maci var. Fenerbahce'nin Chelsea ile oynadigi Sampiyonlar Ligi ceyrek final ilk maci ve Euro 2008'deki Turkiye-Almanya yari finali. Ilginc sekilde ikisinin de ortak noktasi ayni. Kazim'in Turkiye'de bulundugu surede milli takim ve kulup takimi bazinda Turkiye'nin ulastigi en ust noktalar olmasi. Yani Kazim goz onunde olmayi seven bir adam. Kendisine Coca Cola Kid lakabinin verilme sebebi bu degil ama bu tarafina da uyuyor. Galatasaray'in bu seviyede bu sezon hicbir maci yok, Turkiye kupasinda isler iyi gitmezse yuksek ihtimalle seneye de olmayacak. Dolayisiyla kendisinden buyuk bir patlama beklemedigim gibi, Fenerbahce'den gelmis ve buyuk bir patlama yaparak Galatasaray kariyerine baslayan Revivo'nun (Bursaspor deplasmaninda hat-trick) sonraki haline bakarak, Kazim'i su anda yerin dibine batirmanin da olasi bir iyi baslangicta "asil Kazim'i simdi gorun" cikisi yapmanin da bir anlami yok.

Son olarak bu transferin kulup degerleri kismina degineyim. Bu konuda Kazim transferinin,yapilis seklinin, yonetimin tutumunun Galatasaray kulturune uymadigini iddia edenleri anliyorum, saygiyla yaklasiyorum ama katilmiyorum. Tabii isin olmasi gereken tarafina degil artik icimizde yasadigimiz dunyadaki futbol gerceklerine bakarak. Newcastle United'in Joey Barton transferi, Barcelona'nin Katar firmasiyla yaptigi sponsorluk anlasmasi, Israil futbol federasyonunun Misir teknik direktoru Hassan Shehata'ya yaptigi teklif ve nihayetinde bu kulubun en buyuk simalarindan sayilan Fatih Terim zamaninda Elvir Balic'in transfer edilisi ve daha da onemlisi o Fatih Terim'in Mircea Lucescu'nun yerine gelis sekli. Dunya ve Turk futbolundan onlarca ornek cikartabiliriz. Ne Galatasaray Kazim ile etik degerleri (bakin Galatasaray kulturunu demiyorum, evrensel etik degerlerden bahsediyorum) ilk kez ayaklar altina aldi, ne de Kazim bu takimda oynayacak ilk disiplin sorunlu futbolcu. Bu takim Arif Kocabiyik gibi bir adami da aldi bilenler bilir. Aynen Kazim gibi Fenerbahce'den hem de...Dolayisiyla bu ilk kez olmuyor farkina varalim. Yine de tekrarliyorum, sahis bazinda veya genel olarak yonetim politikasindan yola cikarak transfere bu acidan bakanlari da anliyoruz.

Bekleyip gormek lazim.

5 yorum:

Alkan Gültekin dedi ki...

Sevgili FD, zaten son paragrafta anlatılanlar yüzünden futbolun endüstriyelleşmemesini, hep amatör ve taraftar odaklı kalmasını istiyoruz, değil mi? Elbette Galatasaray'ın etik değerleri ilk defa ayaklar altına alınmıyor, ama her ayaklar altına alınışında köklü tarihimizde yer alan unutulmaz hikayeler anlamını yitiriyor. Son dönemde Galatasaray'ın tarihi ve değerleri değişiyor ve kendi adıma konuşmam gerekirse benim aşık olduğum Galatasaray, istemediğim bir yönde başkalaşım geçiriyor. Kazım'ı bu takımda görmek istemeyişimin nedeni fayda sağlayıp sağlayamamasından ziyade, transferinin yapıldığı anda futbol takımına egemen olan dinamiklerdir. Kabul etmek gerekir ki kulüp birçok alanda kendi içinde çelişmekte, bir söylenilen veya bir yapılan bir diğerini tutmamakta. Burada Misimovic örneği gün gibi ortada. Bir futbolcunu disiplinsiz diye kadro dışı bırakıp, bir disiplinsizlik abidesini transfer etmek Galatasaray gibi bir kulübe yakışmıyor. Burada bir tutarsızlık olduğu açık. Tutarlılığını kaybeden bir kulüpten istikrar ve başarı beklemek de hayalcilik olur. Keşke Kazım'ı alacağımıza her maç 15-20 dakikalığına dahi olsa Anıl, Berkin, Cumhur gibi isimlerden faydalanma yolunu seçseydik. En azından Anıl'ın Konya maçında oynatılmasından sonra bir tutarlılık sergilemiş olurduk. Uzun lafın kısası belki yapılan transferlerle Galatasaray kısa adede bir çıkış yakalayacak ama sağlanacak tutarlılığın da kısa vadede olmasa dahi orta/uzun vadede istikrar ve başarı getireceğini düşünüyorum. Sevgiyle kal.

Adsız dedi ki...

Yazdiklarina birebir katiliyorum. Neyin ne oldugunu oynadiktan sonra gormek lazim. Kulup etigi kavramina da bu donemde inanmiyorum, bu kadar yuksek meblaglarin ortada dolastigi donemde. Colin Kazimi suclayanlara da anlamiyorum. Eger onlar Kazimin yerinde olsa ne yaparlardi. Soylemesi kolay oluyor genelde boyle seyleri. Hala Fenerbahceli diye hatirladigimiz Rustu, Besiktasli diye hatirladigimiz Tumer, Galatasarayli diye hatirladigimiz Emre ezeli rakiplerinde forma sansi bulabiliyorlarsa anlamsiz kulup etigi kavramlarindan bahsetmek yersizdir aynen Kazim`a yapildigi gibi.

Borges dedi ki...

Aslında çok uzun bir konu ve buraya sığmaz.

Kazım bu ezeli rekabet ortamında çok farklı bir rolü de olabilir yeteri kadar iyi oynarsa. Ve hatta Kazım'ın Fenerbahçeli olması bugün oluşan tepkilerin küçük bölümüne tekabül eder.

Asıl sorun şu:

Disiplinsizlikleri nedeniyle Lincoln,Keita,Jo gibi kaliteli futbolcuları gönderir iken disiplinsiz bir oyuncunun alımı. Ne yaptığını bilmemek.. O futbolcuların gönderilmesine dahi taraftar bir neden bulabiliyor ama bugün ne düşüneceğini bilemiyor.

Sonrasında büyük takımların çürüklerinin sürekli olarak transfer edilmesi. Gökhan Zan, Serdar Özkan v.s. Bunlardan verim alınamadığı vakit Kazım transferi başka bir hal alıyor.

Ve fakat tüm bunların dışında Galatasaray artık sportif olarak başarısızlığı göze alacak kimi tavizleri verebilecek konumda değil. Biraz daha kötü giderse kimse etikten filan bahsetmeyecek zira kara bir leke gibi bu skorlar tarihine yapışacak. Dolayısla bugün Kazım'ın saha içerisindeki performansı oldukça önemlidir. Nasıl oynayacağı, ne kadar faydalı olacağı da tartışılmalıdır diğer bütün haklı isyanların yanında..

Ezeli bir rekabet varsa da Kazım bunun küçük bir ihtimal dahi olsa olumlu bir parçası olabilir, bu da akılda kalmalıdır derim ben..

Schumy dedi ki...

Tepkinin sebebi Fenerbahçe'den futbolcu transfer etmek değil.

Revivo, Balic, Tomas, Servet alınmadı mı önceden ?

Konu direkt olarak Colin Kazım özelinde. Borges yukarıda çok güzel özetlemiş aslında tekrar yazmaya gerek yok disiplinle ilgili Gs yönetiminin saçma yaklaşımını.

Yani demek istediğim Kazım'ın Fenerbahçeli olmaktan daha büyük sorunları var.

Kamil Güğüm dedi ki...

Sayın hocam, eğer yamulmuyorsam Revivo o Bursa deplasmanında 4 tane atmıştı.