BAYERN: 1 - BORUSSIA: 3

Maçtan önce "mağlubiyet veya beraberlik kabul edilemez" diyordu Uli Hoeneß. Kaptan Lahm "bugün Dortmund'u yeneceğiz, başka yolu yok" diye onaylıyordu onu. Westfalen'li Mourinho'nun 22 yaş ortalamasındaki, kariyerinin ilk maçında Bayern karşısına çıkan 22 yaşındaki Avustralyalı Langerak'ın kalesinde olduğu Dortmund'u, özellikle ilk 40 dakikadaki müthiş ön alan baskısıyla Allianz Arena'dan bana göre şampiyonluğu elde ederek çıktı. Klopp 4'lü defansın önüne değişmeli bir orta saha koymuştu. Aslen 4'lü bir blok onun önündeydi ve Lewandowski bu dörtlünün önündeki tavşan deliğinde uzak forvet rolündeydi. Önde de Barrios. Bu sistem zaman zaman Nuri'nin kendi defansının arasına girip Lewandowski'nin orta sahaya gelmesiyle 4-1-4-1'e bazen de Lewandowski'nin orta sahayı 5'lemesiyle 4-5-1'e dönüyordu. Dortmund'un bu orta saha değişimindeki presi, kariyerinin en kötü maçlarından birisini oynayan Schweinsteiger'ın ilk golü yedirmesine, ikinci golde de Gomez'in topu rakibe hediyesine sebep oldu.

Bayern kariyerinin ilk maçını oynayan ve "kornerleri yakalamaya çalışmaktan çok yumruklamayı tercih eden kaleci" rolündeki Langerak'ı ilk kez zorladığında dakika 75'ti. Ancak Melbourne Victory'den alınmış Avustralyalı hatasız bir maç çıkardı. Grosskeutz ve Lewandowski oldukça iyi oynadılar. İkinci golde Barrios'un topu orta sahada alıp, aralarında Robben'in de bulunduğu 5 Bayern'liyi peşine takıp topu kaybetmemesi ve pasını çıkarabilmesi, topla buluşan Nuri'nin muhteşem vuruşu maçın sosu. Bu dakikadan sonra Klopp'un takımını durduracak bir şey yok. 11. deplasman galibiyetleri bir kulüp rekoru oldu. Dortmund 19 yıl sonra Bayern'i deplasmanda mağlup etmeyi başardı. Son galibiyet 12 Ekim 1991'de gelmişti (0-3). Küllerinden doğan Dortmund'un "Deutscher Meister" unvanına az kaldı. Kimisi Melbourne sokaklarından Avustralyalıyı getirip Allianz Arena'ya koyar, biz de Romanya'dan Zapata'yı getirip bol rüzgarlı Olimpiyat'ta İBB karşısına...Futbol böyle, ona saygısızlık yapanı fena cezalandırıyor.