Bir kaç ay önce bir suşi restoranındayım. Çin ve Japon restoranlarının genel felsefesi şudur. Ortalama 20 euroya 5 kez sipariş verme ve her siparişinizde de menüden "5 yemek" seçme hakkınız vardır. Başta "
5 tane dişimin kovuğuna gitmez" diyen hemen her kişi daha 2. raundun sonunda düğmeyi çözer, göbeği masanın üstüne koyar. 4. raunda çıkanı henüz bu gözler görmedi. Sebebi de şudur. Porsiyonlar küçük değildir. Örneğin suşiler genelde porsiyon başına 2 ya da 4 parçadır. Et türlerinin porsiyonları daha büyüktür. Uzakdoğulu kardeşlerimiz bunu bildiğinden, açgözlü Avrupalıların nefsini ve cüzdanındaki paranın saçılmasını engellemek için şu kuralı koymuşlardır.
"Eğer sipariş verip tabakta bıraktığınız bir şey olursa, onu ödersiniz". Yani "
ben bunu yiyemiycem hayatım" diye bir şey yok. Anne deyimiyle "
o tabak bitmeden kalkma yok". Bu yüzdendir ki grupla gidilen suşi restoranlarında yemekten erken kalkıp tabağında bırakanlar arkadan çok küfür yemiştir çünkü kalanları bitirme işi masadakilere yıkılır.
Neyse ne diyordum, bir kaç ay önce böyle bir restorandayım. Kapanma saatine yarım saat kala geldiğinizde bütün suşileri yarı fiyatına alabileceğiniz (onun da felsefesi aynı, dükkanda artık bırakmamak) bir restoran. Hazır gitmişken 1 de bira içeyim dedim. Eleman dolaptan "Asahi"yi aldı. Açar açmaz köpüren bira tezgaha yayıldı. Bizimki özür dileyip, 1 tane daha aldı. Hop o da köpürdü.
İlyas Salman'ın karpuz kesmesi gibi, artık eleman köpürmeyen birayı bulana kadar 4 tane bira açtı hepsinde de "
aha bu da kabak, allah senin belanı vere karpuzcu" der gibi suratıma bakıyor. En sonunda tezgahtan diğer çekik gözlü kızımız, "
ne beklersin Japon birası" diye bir anda Çin Ülkü Ocakları'ndan kopup geldi. İşte o an anladım ki dostlar bu 2 ülke arasında birada da bir rekabet var.
Asahi Japon pazarının liderlerinden. % 40'lık bir pazar payı var. Bizim Çinli kardeş açamadı ama tadı güzel biradır samuraylar bozulmasın. Osaka'da 1889 yılında kurulan ve 1. Dünya Savaşı'nda Almanların çaıştığı bir bira fabrikası ki zannedersem bira bugün bir şeye benziyorsa Almanlarn parmağının olduğundan şüpheliyim. Lager, stout, black lager gibi türevleri var ama en bilinenleri % 5'lik oranı ile lager olanı elbet. Tsingtao ile aralarnda bir de evlilik oldu. Grup, 2009'da Tsingtao biralarının % 19,9 hissesini 667 milyon dolara aldı ve Tsingtao Bira Grubu'ndan sonra en büyük 2. hissedar oldu. Asahi'nin Tokyo'daki genel merkezinin tasarımı modern mimarinin en güzel örneklerinden birisi. Aşağıda ön kısımda tepesinde alev sembolize edilmiş bina onlara ait.
Gelelim
Tsingtao'ya. Made in China gördüğünüz her şeyden kaçmayacaksınız onun kanıtıdır ve bana göre Asahi'den daha güzel bir tadı vardır. Evet yine Almanlar bu ülkenin bira geçmişine de karışmıştır ve hatta 1903'te bira fabrikasını Almanlar kurmuştur. Bugün pazar payının % 15'ine sahip. Son derece hafif, yemeklerle beraber içebileceğiniz, bir muhabbet birası Tsingtao.Pilsner türünde % 4,7 alkol oranıyla da zaten kendisini belli ediyor. Firmanın ürettiği dark biranın alkol yüzdesi bile % 5,2 anlayın durumu. Hatta firmanın yeşil birası da var ve yeşil çay hesabı sağlığa iyi geldiği söyleniyor. Ben sadece pilsner olanı denediğim için bu konuda pek bir bilgim yok.Hoş bir not, Blade Runner filminde Deckard, Zhora'yı (yılansever striptizci) öldürdükten sonra bir tezgaha gidip bu birayı içiyor. İkisi arasnda bir karşılaştırma yapmam gerekirse bu sefer Çin malı Japon malını geride bırakmış derim. Herhangi bir Uzakdoğu restoranında en azından ikisinden birini, bazen her ikisini de bulmak mümkün.
Asahi
Alkol oranı: % 5
Tür: Lager
Uyruk: Japonya
Standart Ambalaj: Şişe (33 cl), Kutu (33 cl, 50 cl)
FD'nin Notu: 3,5/5
Tsingtao
Alkol oranı: % 4,7
Tür: Pilsner
Uyruk: Çin
Standart Ambalaj: Şişe (33 cl), Kutu (33 cl, 50 cl)
FD'nin Notu: 3,9/5
Bira Geçidi
1 yorum:
bira hiçbir zaman iyi bir tat bırakmaz damağımda ama bu yazı çok hoş bir tat bıraktı.keyifle okudum.
Yorum Gönder