11 Haziran 2012 Pazartesi

HUNTELAAR > VAN PERSIE





























Danimarka maçından sonra ders almadı Hollandalılar. Medya "1988'de de Sovyetler Birliği'ne 1-0 mağlup olarak başlamıştık" haberleri ile kendi kendini kandırmaya çalıştı, Van Marwijk hücumdaki rezalet kurgu ile Afellay ve Robben'ın kendi maçlarını oynama çabalarını gözardı edip "bir takımın yakalayabileceği ne kadar şans olabilirse yakaladık ve hücumda çok iyiydik" şeklinde saçmaladı, Hollandalılar kronik sorun olan 4-2-3-1'in 6-0-4'e dönüştüğünü yani takımın sadece hücumu veya savunmayı düşünen oyuncular arasında ayrıldığını görmeyip Almanya maçına "ya tutarsa" gazıyla bakmaya başladılar. Ama hepsinin kalplerindeki korku daha da arttı. Medya 1988'e atıf yaparken biraz dürüst olsaydı, maçtan dakikalar sonra tüm takım soyunma odasındayken çıkış tünelinin başında saatlerce cep telefonu ile konuşan Robin van Persie'nin, Rinus Michels yönetiminde o telefonu son görüşü olacağını bilirdi.


Hollanda'nın böyle bir ortamı var. Turnuva devam ederken hocalar ve oyuncular pek eleştirilmez, ama turnuvada başarısız olunursa öyle yerden yere vurulur ki, o hocanın alnına vurulan damga bir daha çıkmaz. Hollanda halkı hala Dick Advocaat'ın meşhur 2-0'dan 3-2 kaybedilen Çek Cumhuriyeti maçındaki Robben-Bosvelt değişikliğine "yüzyılın değişikliği" der ve Advocaat dendiğinde akla gelen, konuşulan şey odur. Van Marwijk da muhtemelen Van Persie-Huntelaar seçimi ile hatırlanacak. Yazdığım her yazıda, Lig Radyo'ya, Galatasaray TV'ye telefonla bağlanışlarda hep aynı şeyi söyledim, illa tek forvet olacaksa seçilmesi gereken Klaas-Jan Huntelaar'dı. Van Marwijk, ketum, garantici bir adam olduğundan Bundesliga'dan daha üst düzeyde bir lig olan Premier Lig'in gol kralı Van Persie'yi seçti düz hesapla. Ama Huntelaar Van Persie'den daha iyi bir "poacher"dı, milli takımda Van Persie'ye oranla çok daha iyi oynuyordu ve ligleri göz ardı ettiğinizde, Bundesliga gol kralı olmasının yanında, Euro 2012 elemelerinin de gol kralıydı. Ama tercih edilmedi. Van Persie rezalet bir maç oynadı. Şimdi ikinci maçı bekliyoruz. Van Marwijk bu maça % 99 oranla tek forvetle çıkacak yine. Forvet seçimini göreceğiz, ama tabii onun ötesinde Robben ve Afellay nasıl bir uyarı aldılar onu da göreceğiz. Afellay bu sefer kendisine cevap vermeyen bir Danimarka değil Boateng-Müller ikilisinden oluşmuş bir sağ kanat görecek karşısında.

Van Marwijk madem düz hesap yapıyor buyurun buna baksın. Kulüp takımlarından bağımsız milli takım performansları. 2 Eylül 2011'de 11-0 kazanılan San Marino maçından beri Van Persie milli formayla gol atamıyor. 349 dakikaya tekabül ediyor bu. Van Persie'nin özel maçlar dışında çıktığı turnuvalarda 41 maçı var ve bunların 29'unda gol atmadan sahadan ayrıldı. 26 kez turnuva maçına çıkan Huntelaar'ın ise 18 golü var bu maçlarda. Son 9 turnuva maçının sadece 2'sinde gol atamadı. Girişteki grafikte sırasıyla 2 oyuncunun, Dünya Kupası elemelerinde, sonra Dünya Kupası'nda, sonra Avrupa Şampiyonası elemelerinde, son olarak da Avrupa Şampiyonası'nda çıktıkları maçlar ve attıkları goller var. Ayrıca yine görüyoruz ki Van Persie 186 dakikada 1 gol atarken, Huntelaar her 90 dakikaya 1 gol sığdırmış ortalama.

1 yorum:

felix mourinho dedi ki...

huntelaar > van persie olabilir ama güntekin, ikisinin toplamı maalesef bir van nistelrooy değil. golcülük, güç, teknik, vuruş yeteneği felan olabilir ama en çok istediği şey, bir golcünün topun nereye gideceğini bilerek hareket etmesidir. sezgi olacak insanda. baros geçen sene 4-2 biten eskişehir maçında oyuna girdi. korner oldu 3-2 iken. herkes bir yerlerde çabalarken gitti bomboş topa vurdu ve golü attı. mustafa denizli de "şansal, bu bir golcü içgüdüsüdür. o topun oraya gideceğini ancak golcüler düşünür ve bekler" demişti. belki de bu yüzden baros hala ilk 11 çıkıyor.

eminim huntelaar daha çok gol atacak kariyerinde ama beraber oynadığı raul bile şu hollanda takımında daha iyi bir santrafor olabilir.

huntelaar veya robin 36'sına gelseler, sheva'nın attığı 2 golü atabilecek durumda olamayacaklar. bu onların eksikliği değil. bu sheva'nın yeteneği. futbolu bıraktığı maçta maçı kazandırabilen, ofsaytta doğan, süper pippo'nun yeteneği. ama bak mario gomez öyle değil mesela. kalas dersin, kazma dersin, öyle yürüyor dersin, 71'de çıkartmaya uğraşırken 70'de harika bir kafa vuruşu çıkartır klose'yi oturtursun yanına mecburen. gider 92.dakikada real madrid'e golü atar finali getirir sana. giray'ı ekmeğe gönderirken, bir anda manava da yollar, süper bir vuruş çıkartır.

huntelaar'ın şu saatten sonra almanya veya portekiz'e gol bulma imkanı, en azından şöyle söyleyim ilk golü atma olasılığı sneijder veya robben'in ilk golü atmasından daha az ihtimaldir.

umarım hollanda beni yanıltır da şu ölüm grubunu iyice karıştırır bugün.