27 Şubat 2014 Perşembe

3 KALECİ HADİSESİ

Şimdi ben yazıya bambaşka bir yerden başlayayım. FM'de takımın 1 ve 2 numaralı kalecilerini tecrübeli isimlerden seçtikten sonra 3 ve ardından gelen tercihlerdeki kalecileri hep 20 yaş altı isimlerden alırım. Zira hem altyapıda oyuncu tutabilirim, hem de altyapıda veya genç takımlarda oynamayacak kadar yaşlanmış bir kaleciyi 3. kaleci olarak sezon boyu A takımda boşuna bekletmem. Dünya Kupası, Avrupa Şampiyonası gibi organizasyonlarda kadroya genelde 3 kaleci dahil edilir. Bu aynı zamanda FIFA'nın Dünya Kupası için çıkardığı yönetmeliklerde geçen ve turnuva öncesi deklare edilmesi gereken 23 ismin içindeki kaleci sayısını da 3 olarak belirleyen kurallarının sonucudur. Ancak bu 3 kaleci, kadroda, saha içi oyuncu sayısını 20'ye düşürür. Halbuki kupa tarihine bakıldığında bu sayının 21 olmasının, yani kaleci sayısının 2'ye düşürülmesinin daha yararlı olacağı ortaya çıkmıştır.

1930 Dünya Kupasında mücadele eden ABD'nin kadrosunda sadece 1 kaleci bulunuyordu. Yarı finalde elendiler. 1934 yılında 3 kaleci uygulaması kupaya getirildi. Birçok takım kalecilerini turnuva devam ederken değiştirdi ama maç içinde kaleci değişikliğinin yaşandığı ilk turnuva 1974'tü. Zaire (bugünkü Demokratik Kongo Cumhuriyeti), Yugoslavya ile oynadıkları grup maçında ilk 20 dakikada 3 gol yeyince Mwamba Kazadi yerini Tubilandu Dimbi'ye bıraktı. Dimbi de helalinden bir 6 tane daha yedi ve maç 9-0 bitti. Örneğin 1990'da kupaya katılan 24 takım toplam 27 kaleci kullandılar. 1998'de 32 takım toplam 36 kaleci kullandı. Bugüne kadar kupaya katılan 75 farklı takım için kadroya aldığı 3 kaleciyi de aynı turnuva içinde kullanan takım sayısı sadece 4.

Bunu ilk yapan takım 1978 Dünya Kupası'nda Fransa oldu. Fransa'nın kalesini turnuva başında Jean-Paul Bertrand-Demanes koruyordu. Ancak Bertrand-Demanes, grubun ikinci maçında Arjantin karşısında bir şutu kurtarmaya çalışırken kafasını kale direğine vurduğu için yerini 31 yaşındaki Dominique Baratelli'ye bıraktı. O da Arjantin'in maçı kazandığı golü kalesinde görünce, grubun üçüncü maçında, Macaristan formayı Dominique Dropsy aldı. Dropsy ilk milli maçından sonra formayı 16 kez daha giyerken Baratelli ve Bertrand-Demanes bir daha milli takımda oynayamadılar.

4 yıl sonra komşu Belçika 3 kalecisini de kullandı. Bugünlerde bir televizyon yıldızı olan Jean-Marie Pfaff grup maçlarında kaleyi korudu. Ancak ardından takımın kaldığı otelin havuzunda boğulma numarası yapıp (neden yaptıysa artık) ortalığı ayağa kaldırınca teknik direktör Guy Thys onu ceza olarak yedeğe çekti. 2. tur grup maçlarında kaleyi Theo Custers korumaya başladı. Ancak ilk maçında Polonya forveti Boniek'ten 3 gol yeyince grubun son maçında kaleyi Jacky Munaron korudu. Polonya karşısındaki o performansı 32 yaşındaki Custers'ın son milli maçı olmuştur.

1982'de 3 kalecisini de kullanan bir başka takım Çekoslovakya'dır. Çekler turnuvaya kaleye Zdenek Hruska'yı koyarak başlamış ve Hruska ilk Kuveyt maçında oynamıştır. Ancak ikinci grup maçında İngiltere karşısında kaleye Stanislav Seman geçmiş, 75 dakika sonrası 2 gol yiyerek ve parmağını kırarak oyundan alınmış ve kaleye maçı ve sonraki Fransa maçını da oynayıp bitirecek olan Karel Stromsik geçmiştir.

3 kalecisini de kullanan son ülke 1994 Dünya Kupası'ndaki rezil performansın sahibi Yunanistan'dır. Yunanistan kupaya yenilgisiz ve elemelerde oynadığı 5 maçta sadece 2 gol yiyen Antonis Minou ile başlamıştır. Minou ilk maçında Arjantin'den 4 gol yer. 25 yaşındaki AEK kalecisi Elias Atmatsidis kaleye geçer ama tarife bozulmaz. Bulgarlar da Yunanistan'a 4 gol sallar. Bu sefer grubun ve onlar için turnuvanın son maçında 24 yaşındaki Christos Karkamanis kaleyi korur. Nijerya insaflı davranır. Maç "sadece" 2-0 biter. 3 kaleci toplamda 10 gol yiyerek Atina'ya döner.

Avrupa şampiyonalarına gelince karşımıza sadece bir örnek çıkıyor. Euro 2000'de Portekiz grup maçlarının sonuncusuna geldiğinde zaten gruptan çıkmış olduğundan Vitor Baia yerine Pedro Espinha ile maça başladı. Sergio Conceiçao'nun 3 golüyle 3-0 öne geçen Portekiz (bu aynı zamanda Avrupa şampiyonası tarihindeki son mükemmel hat-tricktir, aralıksız 3 gol ve sol ayak, sağ ayak ve kafa ile 1'er tane) son dakikada oyuna Espinha'nın yerine Quim'i almıştır. Örneğin 1992'de hiçbir takım 2. kaleciyi bile kullanmamıştır. Bugüne kadar  kupada mücadele eden 80 takımdan sadece 12'si ikinci kaleciyi kullanmıştır.

Bunun dışında 3 kalecisinin tümünü kullanan bir takımın olmaması, FIFA'ya net bir mesaj olabilir. Belki de teknik adamlar, aday kadrolardan eleyecekleri futboolcular konusunda zorlanmazlar. Kimbilir, bu turnuvada Portekiz 3. kalecisi yerine Fernandez'i görebilirdik. 

1 yorum:

Her Yol Roma dedi ki...

Bu goruse ben de katiliyorum.

1990 Dunya Kupasi'nda Arjantin'in basina gelen durum gibi sakatlanma vs. olmadigi surece 2 kaleci yeterlidir.

Ancak UEFA ve FIFA'nin bu tur durumlara karsi da esnek olmasi gerekir.

Euro 2008'de milli takimimizin son maclarini 2'si kaleci olmak uzere 4-5 yedekle tamamladigini hatirlamakta fayda var.