30 Kasım 2007 Cuma

10 NUMARA


Dünkü maçın ilk yarısı aslında ne zamandır yazmayı düşündüğümüz bu yazıya da vesile oldu. Sanırız Zinedine Zidane'ın 2006 Dünya Kupası Finali'nde Marco Materazzi'ye attığı kafa aynı zamanda dünyada bir devrin de kapanması anlamına geliyordu. Serbest oynayan 10 numara devrinin kapanışı.

Dün akşamın buna ön ayak olmasının sebebi, Cassio Lincoln'ün bir süredir oyun içerisinde göze çarpan kaybolmasının artık doruğa çıkmasıydı. Burada belirtilmesi gereken bir şey var. Herkesin Lincoln'ün bu tür bir maç karakteri sergilemesinin sebebinin onun koşmadığından, mücadele etmediğinden kaynaklandığını düşünmesi. Ama bizce durum farklı. Lincoln, Alex, Delgado.....Bunların hepsi yıllardır böyle oynuyorlar. Zaten böyle oyunculardı.Değişen onların oyun felsefesi değil, dünya futbolunun felsefesi oldu.

Özellikle 2004'te Yunanistan'ın ağırlaştırılmış gözden geçirilmiş toplu savunma taktiğinin Avrupa Şampiyonluğu'na ulaşması ile dünya üzerinde görülen savunma anlayışı doğal olarak saha içinde boş alanların kalmamasını ve bunu kullanacak serbest oyuncuların da iş yapamamasını getirdi. Uzun yıllardır bu tür serbest oyuncularla oynamak yerine orta sahayı yetenekli ama aynı zamanda çalışkan oyunculardan kuran takımlar zaten vardı.

Manchester United'ın neredeyse hiç bir zaman bir 10 numarası olmadı. Ferguson çok güçlü bir ön libero (Robson, Keane, Hargreaves) + 2 çalışkan orta saha oyuncusuyla oynuyor. David Beckham çok büyük bir yıldızdı ama asla savunma katkısı yapmayan bir orta saha oyuncusu serbestliğinde değildi. Chelsea'de Lampard'ın olduğu gibi. Liverpool'da Gerrard'ın olduğu gibi. İngiliz takımları çalışkan bir lider oyuncunun yanına mutlaka iki tane orta saha oyuncusu ekliyorlar. Scholes-Anderson ya da Carrick ya da daha önce Butt , Ballack ya da Mkalele-Essien ya da Geremi, Xabi Alonso-Smicer gibi. Milan'da Kaka maçın genelinde kendi sahasına yardıma geliyor. Onun da arkasında Pirlo ve Seedorf gibi iki stepne var. Arsene Wenger'in Arsenal'in de ise minör üç tane 10 numara var sanki. Fabregas, Rosicky ve Hleb Adebayor'un hemen arkasında üçlü bir blokla oynuyorlar.

Artık modern futbol bunu gerektiriyor. Üst düzey takımlarda kalan ender oyuncular da kendilerini geliştirmek zorunda kalıyorlar. Lyon'lu Juninho, Bremen'li Diego gibi.

Dolayısıyla gidiş bu yönde. Çok değil 5 yıl sonra belki de dünya futbolunda 10 numara adı verilen orta sahada serbest oynayan oyun kurucu denen mevki kaybolacak. 2008 Avrupa Şampiyonası'nda daha önceki tecrübelerimizden İsviçre, Yunanistan, Romanya ve hatta hatta Türkiye'nin bu tür oyun stilinin nereye ulaşacağını göreceğiz. Belki de sakatlığından hayıflandığımız Yıldıray yerine Aurelio-Deniz-Emre ikilisini denemek daha akıl karı olacaktır.

Hiç yorum yok: