10 Aralık 2007 Pazartesi

ÖLÜMÜNE LİVERPOOL'LIYIZ AMA BAYRAMPAŞA GENÇLİĞİYİZ



Türk taraftar kitlesinin içinde, özellikle 16-30 yaş arası insan grubunda son yıllarda garip bir insan grubu türedi. Herhangi bir Avrupa takımı hakkında “bu hafta Everton deplasmanındayız”, “Arsene Wenger bize gider yapacağına kendi oyuncularına baksın, bu hafta Old Trafford’a gömeceğiz onları”, “Kop’ta coştuk yine, büyüksün Liverpool”, “San Siro’yu inletiyoruz yine, bekle bizi Inter”, “3 puanı aldık, yürüyoruz zirveye doğru, Katalunya İspanya değil dedik” ve bilumum sözler duyuyorum. Sonra bakıyorum, bunları söyleyen adamlar ne İngiltere’de yaşıyor ne İspanya’da, ne Almanya’da...Adam Ümraniye Kazım Karabekir mahallesinde oturuyor, Dikilitaş’ta oturuyor, Feriköy’de oturuyor, Mahmutbey’de oturuyor. Hayatında bir kere de bu saydığı, “uğruna ölürüm Livornom” dediği takımın ne maçına gitmiş, ne bir maçına gitmenin yanından geçmiş. Bu bağlılık, bu biz duygusu nasıl oluyor merak ediyorum.

7-8 yaşlarından beri dünya üzerinde Galatasaray’dan başka sempati duyduğum bir takım vardır o da Tottenham Hotspur’dur. Almanya’dan Dortmund’a forma renkleri ve stadları sebebiyle sempati duyarım. Bir de ilişkilerimiz sebebiyle Hollanda’dan FC Utrecht’i de severiz. Ama 20 yıla yakın Tottenham’ı takip etmeme rağmen “White Hart Lane cehennemimiz, Kuzey Londra’nın kralıyız, Arsenal’i çimlere gömeceğiz” veya “Howard Webb maçı katlettin, ama bu iş burda bitmez” gibi bir havaya giremiyorum. Zira Kuzey Londra’ya hayatımda gitmedim, stadı yakından görmedim, orada yaşamıyorum...Bir tane güzelden Tottenham forması var dolabımda. Takımı da internetten takip ediyorum. Ama bu beni “abi bu Defoe kaç yıldır böyle, şuraya adam gibi bir forvet bulamadık, nedir bu çektiğimiz çile” diye yakınma hakkı vermiyor ve komik duruyor, zira resimdeki adam kadar mı Tottenham'lıyım diye sorarım kendime. 

Bir yabancı takıma sempati duymayı, maçlarını takip etmeyi anlıyorum da, internetten livescore’dan maç sonuçlarına baktım, tv’den maçlarını izledim, bi de boyuna atkı çektim diye o takımın ölümüne tribüncüsü, galibiyetine deliren, mağlubiyetine kahrolan, takımı kötüleyince “sen nasıl Roma’ya laf edersin faşist tohumu” diye çıkış yapan seyirci profilini hiç anlayamıyorum.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

leziz