4 Şubat 2010 Perşembe

TIM CAHILL




Çoğu Avustralyalı futbolcu gibi Cahill de aslen Avustralyalı değil. Samoalı bir anne ve İrlandalı bir babanın oğlu olarak Sydney’de dünyaya gelen oyuncu Sydney United’da futbol hayatına başladıktan sonra ailesinden de izin alarak gittiği İngiltere’de henüz 18 yaşındayken Millwall tarafından transfer edildi. Cahill 217 kez formasını giydiği ve 7 yıl boyunca oynadığı Millwall ile kulüp tarihinin ilk ve tek FA Cup Finali’ne yükseldi ve UEFA Kupası vizesi aldı. 2004-2005 sezonunun başında Everton’a transfer oldu.

Everton’la rüya gibi bir sezon. İlk sezonunda takımın gol ve asist krallığını ele geçiren (doğal olarak da taraftarlarca yılın Everton’lı oyuncusu seçilen) Cahill takımının ezeli rakipleri Liverpool’ın önünde Şampiyonlar Ligi vizesini almasını sağladı. Günümüzün en etkili ofansa yönelik orta saha oyuncularından biri. Bu onu Avustralya Milli Takımı’nın da değişmez oyuncularından birisi olmasını sağladı. Daha önce Samoa 20 yaş altı milli takımının formasını giymesi sebebiyle milli takım kariyeri geciken Cahill’in babasının milliyeti sebebiyle İrlanda milli takımın da seçebileceği söyleniyordu, ancak o Avustralya’da karar kıldı. Cahill 2006 Dünya Kupası’nda kanguruların ilk maçında Japonya karşısında 1-0 geride iken girdiği oyunda 83 ve 89. dakikalarda iki gol birden atarak Avustralya’nın Dünya Kupaları tarihinde gol atan ilk oyuncusu unvanını aldı, Hiddink yönetimindeki kadronun değişmez oyuncularından biriydi.

Avustralya’lı oyuncu ile ilgili ufak bir not. Cahill 2006 Ocak ayında Everton’ın FA Cup 3. turunda Milwall’la oynadığı maçta attığı golden sonra sevinç gösterisinde bulunmamış ve bunun sebebini de “kariyerimde çok büyük bir kırılma noktası anlamına gelen kulübe karşı bunu yapmak hoş olmazdı” şeklinde bir açıklamada bulunmuştur.

2 yorum:

varol döken dedi ki...

çok az izlememe rağmen her izlediğimde kesinlikle aklımda kalan çok az futbolcudan biri... bu hafta da sırf onun için go blues go diyorum...

Unknown dedi ki...

bu soruyu sormak için yanlış postun altındayım. Ama bizim de "Nice Guy" Southgate kontenjanından bir Muhsin Ertuğral'ımız oldu sanırım. Bu konuda bir yorum veya post atmayı düşünür müsünüz?