18 Ocak 2008 Cuma

AJAN TORSTEN GÜTSCHOW



Sadece 1 devre oynadı Gütschow Kalli'nin ilk Galatasaray macerasında. O sene kupaları süpüren Galatasaray'ın ikinci yarı forvet ikilisinin değişmez adamıydı. Sadece 1 devre oynamasına rağmen 10 golün altında imzası var. Bunlardan en önemlisi Kadıköy'de Galatasaray'ın aldığı 4-1'lik galibiyette attığıdır belki de. Gütschow İstanbul'u tavaf etmeden önce tam 15 yıl Demokratik Almanya’nın en ünlü kulübü Dinamo Dresden’de oynadı. Yıkılan Berlin Duvarı’nın tarihe gömdüğü unvanlardan biri olan “Doğu Almanya’da Yılın Oyuncusu Ödülü”nün son sahibidir kendisi. İlk geldiğinde has kalem Meriç Tunca ve silah arkadaşları Ersan Çelik ve Talay Erker (bir de bu adama Baba Talay derler ya) tarafından "ayıboğan, bastonlu, Kalli’nin okul arkadaşı" gibi unvanlarla karşılanan sonra da bu güruhun hepsine laflarını yediren Falco, Stumpf, Gütschow üçlüsünün forvet ayağıdır. İlginç, Kalli görevi bırakınca Falco ve Stumpf Hollman ile Galatasaray macerasına devam etmelerine rağmen Gütschow ülkesine dönmüş 1999 yılında da 37 yaşında iken, efsane olduğu Dresden kulübünde futbolu bırakmıştır.

Gelelim ajanlığına. Gütschow Doğu Almanya'nın FBI ve KGB'si diyebileceğimiz "Stasi" istihbarat teşkilatında da bir dönem casus olarak görev yaptığını açıklamış bir futbolcudur. Söz konusu teşkilat hakkında çıkan söylentilerden birisi, teşkilatın casusu olma teklifi ile karşı karşıya kalan birisinin, teklifi reddetmesi halinde teşkilatın kurbanı olmaktan korktuğu için çaresiz kabul etmek zorunda kaldığıdır. Gütschow da 18 yaşında Stasi’nin kendisine yaptığı ve kabul etmemesi halinde futboldan yasaklanacağı ve orduya alınacağı yolundaki tehditler sebebi ile istihbarat teşkilatına girmiştir. Dinamo Dresden kulübü tarihinde bu şekilde 20 civarında oyuncunun Stasi ajanı olarak kullanıldığı söyleniyor.

3 yorum:

Ortega dedi ki...

Bu adamlari hatirladigima sevineyim mi, uzuleyim mi karar veremedim..

Hatirlamak guzel, nostalji yasiyorsun..

Hatirlamak kotu, yaslandigini dusunuyorsun..

Adsız dedi ki...

iyi topçuydu iyi...

Unknown dedi ki...

doğu almanya'da o zaman neredeyse her 3 kişiden birisi, belki daha da fazlası stasi ajanı olduğundan aslında şaşırılmaması gereken konu. futbol ve siyasetin daha doğrusu bir rejimin iç içe geçtiğinin en güzel örneği burası.
4-4-2 eylül sayısında stasi ile ilgili bir yazı yazmıştı. bir de simon kuper'in "futbol muhalifi" adlı yazısı var stasi ile ilgili. keşke bir şekilde o da bu haberin altına eklenseymiş güzel olurdu.