28 Nisan 2008 Pazartesi

37. DAKİKADA...ANLAŞTIK



Cuma günü derbi ile ilgili yazdıklarımızı hiç değiştirmeden buraya koysak herhalde çok büyük bir fark olmayacak bu yazıdan. Zira Fenerbahçe'yi durdurmanın yolunun forvet arkası üçlü bir blokla mümkün olabileceğinin, bu üçlü bloğun Fenerbahçe'ye rakip sahadan frikik şansı verilmemesi gerektiğinin ve Nonda'nın takıma yerleştirilmesi gerektiğinin altını çizmiştik. Galibiyetin 3 ana sebebi de bu zaten. Galatasaray'ın Ayhan, Mehmet Topal ve çoğu zaman Barış'ın yardımı ile oluşan üçlü orta saha bloğu Fenerbahçe'ye nefes aldırmadı. Buna Emre ve Servet ikilisinin de hatasız oyunu eklenince Fenerbahçe'nin hücum varyasyonları serbest vuruşlara kaldı. Ancak o savunma hattı buna da imkan vermeyince Deivid, Alex ve Aurelio aynen Stamford Bridge'deki Chelsea maçında olduğu gibi kaybolup gittiler. Üzerine de Nonda (tabi ki Volkan ve Edu'nun büyük yardımıyla) eklenince Galatasaray galibiyete ulaştı. Genel kanının aksine Lincoln'ün oynamamasının yararlı olduğunu düşünüyorum. Ömer Üründül dün akşam Stadyum'da bu tür presle kazanılan topların kullanılması açısından Lincoln'ün çok etkili olacağını söyledi ama şunu unuttu. Lincoln oynasa idi bugün sahadaki oyunculardan birisi olmayacaktı. Muhtemelen Nonda veya en iyi ihtimalle Barış. O zaman Galatasaray aynı pres organizasyonunu yapabilecek miydi bu şüpheli. Hem de oyunu sıkıştırmak yerine açmayı seven ve sürekli kanatlara kaçan bir Brezilyalı ile. Sahada bir Alex de Galatasaray'da olacaktı kısacası. Dünkü oyunda Alex'in durumu Lincoln'ün düşeceği durum için de bir mesaj bize göre.

Galatasaray'ın şampiyonluk yolunda Türk futbolu ile ilgili çok mesaj ve soru işareti var aslında. Avrupa'nın en iyi 8 takımından birisini son 2 yıldır aynı hocayla ve aynı iskeletle işlerken, hocasız bir takım altedebiliyor. Bu takımın ideal onbirinde sadece 1 yabancısı var (Lincoln). Aynı zamanda bu adam takımın en yaratıcı oyuncusu ve o olmadığında takım yabancısız ve yaratıcı oyuncusuz kalıyor ve en çok şey beklenen oyuncusu Servet Çetin isminde bir defans oyuncusu. (Arda'nın yaratıcılığı oldukça devamsız bir yaratıcılık). Bittiğinde, Türk futbolunda yabancı oyuncu sayısı, teknik direktörün rolü ve Türkiye 1. futbol liginin kalitesi hakkında konuşulacak çok şey bırakacak bir sezon olacak.

3 yorum:

Borges dedi ki...

Söyle ki düz bakinca her sey yazildigi gibi okunabilir. Sonuc itibari ile kazanilmis bir mac ve her türlü degisiklik kaybedilen bir maca dönüstürebilir korkusu. Tersden bakalim.Fenerbahce bu kadar kötü bir Galatasaray yakalasaydi mac ne olurdu ? Tarihi hezimet icin daha kötü bir takim karsisinda bulabilir mi Galatasaray ? Ve neden onca oynamasizliga ragmen Galatasarayin buldugu topu topu baliktan bir gol oluyor ? Bir de ümit'in direkten dönen topu. Lincoln olmasaydi.. Yahu baris kaptiginin yarisindan cogunu bizzat kendisi harcadi zaten. Iki top daha az kapardi ama bugünden cok daha farkli bir sonuc elde ederdi Galatasararay. Sorun lincoln filan degil isbitirici/yaratici oyuncu sayisi cok fazla yok. Aldiysa bu maci, hirsi ve her insanin iki kisilik mücadelesi ile almistir Galatasaray. Asla ve asla güzel oyun ile degil. Ortada oynamayan fenerbahce, Sabrilerle, Barislarla yer yer kaqptigi toplarla sacmalayan galatasaray.

Lincoln olsaydi yüksek ihtimal mac cok önceden kopardi. Biraktim Lincoln'ü, barisin yerine ayni derecede kosan ücüncü lig oyuncusu olsaydi yine daha farkli biterdi bu mac.

Galatasaray hirsiyla almistir maci, super oyunuyla degil. Oynatmayarak almistir maci, oynayarak degil. Oynatacak oyuncu eksikligi söz konusu ve Lincoln tam da bu maclikti. SOn olarak, lincoln bir alex degil. Onun gibi etkili korner kullanamaz, onun gibi frikik de .. Velakin ondan kat ve kat fazla kosar, Gecen hafta atilan ilk golde bir alex düsünebilir misiniz ? Topu rakipten sokup yoktan gol atan, belediyeyi daha mac baslamadan bitiren ? O zaman sahada gezinen bir lincoln de bulamazsiniz.. Kiyas da anlamsiz olur bu bakimdan..

gibi düsünürüm ben.

Adsız dedi ki...

flying dutchman, belki biraz da taraflı gözle soruyorum bu soruyu ama;
sanki bu durum sadece galatasaray için geçerli değil mi? yani başkansız, hocasız, yabancısız, 10 numarasız, kaoslarla boğuşan bir takımın, bırak türkiye'yi, dünyanın herhangi bir liginde rakiplerinden sıyrılıp, şampiyonluğa koşması ne kadar olası bir durumdur? doğrudur, türkiye ligi çok iyi bir lig değildir. ancak ben bu olayı türkiye ligi'nin acizliğinin yanısıra, galatasarayın nasıl sağladığını bilmediğim bu tuhaf yapısına bağlıyorum. belki de yanılıyorum..

buarada hocam bu blog çok iyi be :)

Adsız dedi ki...

Koşmayan Alex sözüne istinaden Beşiktaş-Fenerbahçe maçında maçın sonlarına doğru Alex'in Fener adına attığı ikinci golü izlemenizi tavsiye ediyorum.