12 Mayıs 2008 Pazartesi

ADAY KADROLAR TOPLANIYOR vol.4-TÜRKİYE



Fatih Terim kadroyu açıkladı. Açıklanmadan önce beklediğim bütün yorumlar sırasıyla yapılıyor. 2 gündür internette dolanıyorum, tartışılmayan bir tek Volkan Demirel ve Nihat Kahveci'yi gördüm. Şaka gibi geliyor ama Servet Çetin ve Mehmet Topal'ın varlığını bile tartışan yorumlar görüyorum. Bu konuda bir alışkanlığım var. Aday kadroları hiç bir zaman çok eleştirmem. Çünkü o takımın hocası, eğer o takımın başına belli bir sorumluluk ve belli bir amaçla getirilmişse kadro seçimi konusunda serbest bırakılmalı. Yani kendi takımını yapmalı. Aynen bir kulüp takımı teknik direktörünün istediği bütün oyuncuları bedava alma hakkına sahip olması gibi. Birincisi kadro seçimlerine böyle bakmalıyız. Sahada bu kadroya göre belirlenecek taktiği hazırlık maçlarımız olan Slovakya, Uruguay ve Finlandiya karşılaşmlarında göreceğiz. Bu arada uzun süre sonra hazırlık karşılaşmalarında iyi seçimler yapmışız. Çek Cumhuriyeti'nin ayrılmadan önceki diğer parçası Slovakya ve Portekiz futbolunun kökeni Latin futbolundan çıkan bir Uruguay ile oynayacağız.

Bunun dışında kadro seçimini her şeye rağmen eleştirecek insanlardan şöyle 1-2 isteğimiz var. Birincisi "kadroda şu futbolcu da olmalıydı, bu futbolcu da olmalıydı" derken bu turnuvaya 23 kişiyle gideceğimizi unutmamak lazım. Sınır 23 kişi, 45 değil. Onun için "şu niye yok, bu niye yok" derken mutlaka bir adamı alırken kimin çıkması gerektiği de söylenmeli. İkincisi de yukarıda söylediğimiz şahıslar üzerinden değil, bu şahısların içinde bulunduğu taktik üzerinden konuşmak daha mantıklı olacaktır. Onu da şimdilik görmeden yorum yapmak çok zor. Hazırlık maçlarında bunu göreceğiz. Bunu görmeden yorum yapmak biraz peşin hüküm ve önyargı oluyor. Sezon başı Galatasaray hocası Karl Heinz Feldkamp 2 yeni transfer, havalimanlarında omuzlara alınmış, 1000 kişinin karşıladığı Linderoth-Lincoln ikilisini göz ardı edip "ben orada Mehmet Topal ve Ayhan'ı oynatacağım" deseydi ne derdik? Yaşlı bunaklığı mı kalırdı Kalli'nin, bastonlu hali mi? Şimdi bir Galatasaraylı'ya hangi ikisini tercih edersin deseler ne cevap alırız?

Öncelikle şunu belirtmek lazım. Milli takım tarihleri boyunca, hep bir veya birkaç futbolcunun hakkı yenmiştir. İspanya milli takım hocası Luis Aragones Raul'u kadroya almıyor 2006 sonbaharından beri. 2008'e de götürmeyecek büyük bir ihtimal. Raul. Bundan büyük bir örnek verilebilir mi? Eleştiri mutlaka olacaktır. Aime Jacquet Fransa ile 1998'de dünya şampiyonu olduğunda bile hala insanlar onun kadro seçimlerini eleştiriyorlardı. Cantona ve Ginola'yı 1996 ve 1998 şampiyonaları için kadroya hiçbir zaman almadığında adamı Eiffel Kulesi'nin tepesine asıyorlardı neredeyse. Dünya Kupası'nı kaldırdı. Bazı şeyleri bekleyip görmek gerek.

Aşağıda bir kaç oyuncu üzerinden giden tartışmaların üzerine fikir belirtmeden önce şunu belirtmek istiyorum. Benim fikrime göre de kadroda olmaması gereken bazı oyuncular ve olması gerekenler var. Hadi örnek verelim, Aykut Erçetin'in yokluğu Tolga Zengin'in varlığı, Emre Belözoğlu'nun varlığı Mehmet Topuz'un yokluğu, Emre Aşık'ın veya Gökhan Zan'ın varlığı Emre Güngör'ün yokluğu, Halil Altıntop'un varlığı Ümit Karan'ın yokluğu bence de tartışılması gereken ve şahsım adına yokların var, varların yok olması gereken bir durum. Burada yapılması gereken milli takım hocasının bu takımı seçerken ne düşündüğünü tahmin etmeye çalışmak. Bir kaç örnek vereceğim.

En çok tartışılan isim Colin Kazım. Şahsım 26 kişilik kadro 23'e indiğinde dışarıda kalacaklardan birinin onun olduğu görüşünde. Farzedelim ki olmadı. Euro 2008'e onu götürdük. Şunu hatırlamak lazım. Bazı oyuncuların repütasyonu aslında yetenek olarak çok geride oldukları oyunculardan daha fazladır. Chelsea'nin bu sene Fenerbahçe ile oynadığı çeyrek final rövanş maçında İngiliz medyasının en çok ilgi gösterdiği adamın kim olduğunu hatırlayın. Halbuki Kazım neredeyse o takımın en silik ismiydi ve o maça kadar doğru dürüst süre bile alamıyordu. Ama İngilizler onu biliyorlardı. Bu tür durumlara rastlanır. Galatasaray'ın bir kaç sene önce Avrupa'da kötü oynadığı zamanlarda bile her maça ortak olmasının sebebi biraz da buydu. İsmin yarattığı korku. Terim'in Kazım'ı bu nedenle kadroya aldığını düşünüyorum, ya da düşünmek istiyorum. Tabi şu da unutulmamalı Kazım bu takıma forvet değil orta saha kontenjanından alındı. Dolayısıyla onu çıkarıp bir forveti alma şansımız görünmüyor.

Forvet hattına gelince. Gökdeniz, Nihat, Semih ve Mevlüt'ü tartışmak hakikaten yersiz. İlk ikisi formlarının zirvesindeler, üçüncüsü futbol tarihimizde bir ilki gerçekleştirdi ve tarihin en ilginç gol krallıklarından birine imza attı, dördüncüsü ise Lyon'lu (mevkisi farklı olsa da) Juninho, Govou gibi isimlerin 10 golü aşamadığı bir ligde 11 gol atmış bir adam. Geriye Halil Altıntop kalıyor. Ancak başta söylediğim olaya geliyorum. Halil'le örneğin Ümit Karan, örneğin Mehmet Yıldız, örneğin Gökhan Ünal arasındaki tercihi de bırakalım milli takım hocası yapsın. Hepimiz toplayacaksak kadroyu onun açıklamasına gerek yok, internette oylama yapılır en çok oy alan 23 kişi seçilir ve göndeririz. Şöyle de bir örnek var Azeglio Vicini Salvatore Schillachi'yi 1990 yılında İtalya Milli takımı kadrosuna aldığında Schillachi neredeyse milli takım formasını hiç giymemişti. Dünya Kupası'nın gol kralı oldu Schillachi ve takımını üçüncülüğe taşıdı.

Bir başka örnek verip bitirelim. Nuri Şahin meselesi. Nuri, Bert Van Marwijk'ın 3 sene önce Dortmund'da çıkarıp oynattığı Nuri Şahin değil. Nuri artık ofansa yönelik orta saha oyuncusu değil. Marwijk onu geçen sene ve bu sene Feyenoord'da Marco Aurelio ve Mehmet Topal'ın yerinde yani defansif orta saha bölgesinde oynatıyor. Nuri'nin fiziği çok gelişti artık ince hareketler yapan, 17 yaş altı şampiyonasındaki Nuri değil. Yani Nuri, Tümer ve Emre'nin değil artık Topal ve Aurelio'nun alternatifi. Bu ikisinin yerine alınması zaten mümkün değil, Türkiye'nin neredeyse en istikrarlı 2 adamını elimizin tersiyle itmiş oluruz.

Milli takım kadrosunun herkes tarafından beğenilmesi mümkün değil, bunu tarih bize bir çok kez gösterdi. Yapılması gereken kadronun belli bir taktik anlayışı ile beraber, ilk eserlerini gördükten sonra yorum yapmak olmalı. Aday kadrolar açıklandıkça buna örnekler vereceğiz. Düşünüyorum Hollanda milli takımının forvet hattı bizde olsa herhalde tartışmayı bitirdiğimizde, turnuva da bitmiş olurdu. 8 forvetleri var ve hangi üçünü (ya da daha fazlasını) çıkaracaklarını kara kara düşünüyorlar. Manchester United ve Tottenham'ın 25 milyon euro saymayı düşündüğü kendi liglerinin gol kralı Klaas-Han Huntelaar'ı belki kadrodan çıkartacaklar. Biz bu durumda nasıl tepki verirdik acaba?

Son not, aday kadroya sezonun en büyük çıkışlarından, üzerine çok şey konuşulabilecek Servet Çetin'in dün akşam saatlerinde gelen habere göre sakatlığı sebebiyle Galatasaray'daki partneri Emre Güngör de dahil edildi. Bu şampiyona kariyeri bu sene sürekli tırmanan Servet için tam bir zirve olacaktı. Neredeyse pozisyon bile olmayan bir anda sakatlandı. "Yazık" edilecek tek laf belki de. Umarız maçlara yetişebilir. 

Kaleciler: Volkan Demirel (Fenerbahçe), Rüştü Reçber (Beşiktaş), Tolga Zengin (Trabzonspor)

Defans: Gökhan Gönül (Fenerbahçe), Sabri Sarıoğlu (Galatasaray), Gökhan Zan (Beşiktaş), İbrahim Kaş (Beşiktaş), Emre Aşık (Ankaraspor), Emre Güngör (Galatasaray), Hakan Kadir Balta (Galatasaray), Uğur Boral (Fenerbahçe)

Orta Saha: Mehmet Aurelio (Fenerbahçe), Mehmet Topal (Galatasaray), Emre Belözoğlu (Newcastle United), Tümer Metin (Larissa), Yıldıray Baştürk (Stuttgart), Hamit Altıntop (Bayern Münih), Ayhan Akman (Galatasaray), Arda Turan (Galatasaray), Tuncay Şanlı (Middlesbrough), Kazım Kazım (Fenerbahçe)

Forvet: Gökdeniz Karadeniz (Rubin Kazan), Nihat Kahveci (Villarreal), Halil Altıntop (Schalke 04), Semih Şentürk (Fenerbahçe, Mevlüt Erdinç (Sochaux)

1 yorum:

H;M dedi ki...

Genel hatlarıyla doğru ama Milli takımda olmayı M.Yıldız haketmişti. Olay halil yada ü.karan arasındaki tercihi teknik adama bırakmak değil. Tabi ki yetkili olanların hakkıdır kadrodaki isimler. Ama bir takımdaki bir adam sezon boyu takımında müthiş bir istikrar gösterip takımını zirvde tutmuşsa haketmiştir. En azından sivasın başarısını taçlandırmak olurdu. Semih 17 gol atmış olabilir ama Gerisindeki alexi de düşünmek gerekir.