1 Mayıs 2008 Perşembe

KURTAR BİR DAHA KİMSEYİ KURTARMA



Güvenç Kurtar ayrıldı bugün Denizlispor'dan. İstifa etti. Ligin dokuzuncu sırasındaki Denizlispor son 2 hafta o olmadan bitirecek ligi. Kurtar ayrılırken bir de demeç verdi. Okudum. 

"Türk teknik direktörlüğü neden ileri gitmiyor? Büyük takımlarımızdan birisinin başına neden bir Anadolu kökenli Türk hoca geçmiyor?" diye yıllardır hem bizzat o hocalar hem de bir çok kişi bağırıp çağırıyor. Sebebi Kurtar'ın istifadan sonra söylediği bir cümlede. O cümleyi dikkatlice okusunlar, sebebini anlayacaklar.

Kurtar, ''14 ay oldu ama dolu dolu geçti. Geçen sene çok stresliydik, çok zor günler geçirdik. Ligde kalmayı başardık. Bu yıl daha evvelki 2 yılın acısını çıkarttık ve çok daha rahat ettik. Sezon bitimine 6 maç kala ligde kalmayı garantiledik. Bana ve ekibime destek olan herkese teşekkür ediyorum'' diye konuşmuş. Boldladığım cümle Türk teknik direktörlüğünün profilidir işte. Ligin dokuzuncu sırasındaki bir teknik adam (ki ilk 6 ile arasında 4 puan fark varken) görevden ayrılırken övünç kaynağı olarak 6 hafta önce ligde kalmayı garantilemeyi gösteriyor. Bir sene önceden daha iyi performans göstererek acısını çıkarmanın ölçütü o. Çünkü başka hedefi yok. Üste çıkmayı, tırmanmayı düşünmüyor Türk teknik adamlığı. En aşağıda olmamak onlar için büyük başarı. Vizyon derken bundan bahsediyoruz işte. Güvenç Kurtar ligi ikinci bitirip Şampiyonlar Ligi vizesi alsa kümede kaldım diye sevinecekti sanırım. Siz bu lafı söylerseniz, ben gidip Almanya ikinci liginden bir hoca getirdiğimde hiç bir şey söyleme hakkınız olmaz. Olmasın zaten. Anadolu'dan çıkmış bir takımın ligde bitime 2 hafta kala şampiyonluktan 1 maç uzak olduğu bir ligde bir başka Anadolu takımının hocasının yaptığı açıklamaya bakın. Ayıptır. Güvenç Kurtar özelinde de istifası isabetli olmuş derim.

2 yorum:

Unknown dedi ki...

benim buna iki yorumum olucak.birincisi,denizlisporda maddi kriz vardı heralde,topçular antrenmana falan çıkmadığı için para cezası almıştı.biraz salama olucak ama tahminim güvenç kurtar "ileri görüşlülüğünü" göstermiş burda.türk futbolunun en büyük sorunu bosman sonrası transfer kurallarıdır bence.büyük takımlar bile zamanında ödeme yapamıyor futbolculara ve hocalara,bu yüzden herkes sık transfer yapmaya bakıyor,bunun da sebebi peşin alınan garanti para,misal eski beşiktaşlı sertan acaip acaip takımlarda karşıma çıkıyor hersene,ya da teknik direktörler senede 2-3 takım çalıştırıyor,başka nedenler de var ama bence en önemlisi peşin alınan paradır,geri kalan para ya alınamıyor ya da zamanında alınamıyor.

ikincisi,ligimizde italyadaki gibi sene içinde sadce bi takım çalıştırılır gibi bir kural yok.ayrıca ingiliz menejerlik sistemi gibi transferi kendisi yapan hoca düzeni de yok,adam canı sıkılınca bırakıyo klübü,halbuki hem yönetim hem de hocalar için zorlayıcı maddeler olsa,del boşke olayında olduğu gibi istediğin zaman gidemesen ya da gönderilemesen işler düzene oturabilir.

onun haricinde güvenç kurtardan ne köy olur ne kasaba,adamın cv sinde en az 4 takımı küme düşürmek var,bilinçaltına işlemiş artık,adam naapsın :)

Fuzzy Logic dedi ki...

Bu aslinda bizim sadece futbolumuzun sorunu degil bu tam anlamiyla bizim ulkemizin temel sorunu.Tipki ulkenin herseyinde oldugu gibi kimse kurulu duzeni bozmaya cesaret edemez bu ulkede.

Ne güvenc kurtar bu mantaliteden vazgececek nede düsen-cikan anadolu kuluplerimiz bir guvenc kurtari kovup diger guvenc kurtari takimin basina getirmekten vazgececek.

Gecmis yillarimda ki ezberime gore bu hafta sivas galatasaray'a kaybeder ama gonullerin sampiyonu olur, seneye ilk alti sira icin debelenir, sonraki sezonlarda dusmemeye oynar tipki trabzon (belki onlarinki baska bir katagori, daha da vahim), kocaeli, gaziantep, genclerbirligi, manisa, kayseri, vb