Bazı basın duayenlerimiz gibi Walter Smith hediye etti demek istemiyorum ama İskoç hoca kontrollü oyun ve "watenaccio" denen şeyi çok abarttı dün akşam. Gerçi Fiorentina ile oynadıkları yarı finalin İtalya'daki ayağını izlemiş birisi olarak pek de şaşırmadım. Hiç bir farkı yoktu dün akşamdan. Ancak bunun adı futbol değil. Glasgow Rangers gibi bir takım bir uluslararası kupa finalinde bu derece mahkum oynamamalıydı. Nacho Novo'yu ilk onbirde sahaya sürmemesi tam bir skandal. Onu sahada tutarak da pekala işleri götürebilirdi ama o 10 tane defansif adama ilaveten tek başına çırpınan Ali Lukunku'nun Fransa versiyonu Darcheville ile kupayı kazanacağını düşününce planları suya düştü. 70 dakika boyunca bu taktikle oynayıp, skoru döndüremeyeceğin bir dakikada golü yersen kupayı senden alırlar. Golden sonra 3 adam gönderdi sahaya Smith ama atı alan Petersburg'u geçmişti. Zenit hiç bir oyuncusunun üst düzey performans sergilememesine rağmen kupayı sağlam, topa sahip olan ve hakim bir oyunla alıp gitti. Ama bu izlediğim en sıkıcı Avrupa Kupası finallerinden biri olduğu gerçeğini değiştirmedi. Sahadaki her oyuncunun pas vermeden önce 5 kere düşünmesi maçın temposunu inanılmaz düşürdü. Zaten tüm maç bu tempoyla 50 metrelik bir alanda oynanınca, sıkışıklığı kimse açamadı ve ekran başındaki bizleri sıkıntıya boğdu. Böyle bir maçta dikine 1-2 hareket maçın kaderini değiştiriyor. Arshavin'in ilk goldeki birazcık zeka kokan pası bile o kaderi değiştirmeye yetti.
Fatih Tekke'nin performansı her ne kadar bir maçta karar vermek zor olsa da milli takım için neden alınmadığını düşünüp onun üzerinden eleştiri yapanlar için bir gösterge olmuştur sanırım. Tek kelime ile "vasattı". Aslında uzun süre oynamamasına rağmen hava toplarında ve orta saha ile pas alışverişinde iyiydi Fatih, ama gol bölgelerindeki pozisyon alma hataları, bir kaç atağı caza sahası içinde ezmesi ve daha 60. dakikada Zenit kontrataklarında 4-5 metre geride kalması onun güçsüzleştiğinin çok net bir kanıtıydı. Buna rağmen her iki golde de payı büyük, ikincisinin de asisti ona ait. Kutlamak lazım ama yine de milli takıma alınmamasının son derece doğru karar olduğunu düşünüyorum.
Gazprom 2 yıllık yatırımının semeresini bu gece Rusya Ligi şampiyonluğundan sonra kesin olarak taçlandırmış oldu. Bu St. Petersburg'un
Uçan Hollandalı'sı Dick Advocaat'ın ilk Avrupa Kupası, Rangers macerasından beri başaşağı giden kariyerini son 2 yıl tekrar yukarılara tırmandırmış durumda. Gelecek sene şampiyonlar ligine kadar çok iyi başlayamadıkları Rus Ligi'ne tekrar ağırlıklarını koyacaklardır.
Ruslar Manchester'da bir kupa kaldırdı. Bakalım gelecek hafta Manchesterlılar Rusya'da bir kupa kaldıracak mı?
3 yorum:
Can Bartu 1961'de Fiorentina'nin kadrosundaydi ama Rangers ile yapilan final maclarinda forma giymemisti.
39 yaşındayım ve tek kanal dönemi dahil ilk kez bir finalin naklen yayınlanmadığına şahit oldum.lanet olsun show tv nin zihniyetine.
yanlış bilmiyorsam fatih tekke maçın adamı seçildi.
Yorum Gönder