8 Haziran 2008 Pazar

EURO 2008: GÜN 2



8 takım sahaya çıktı. Turnuvanın bize gösterdiği çok önemli bir gerçek var. Yenik duruma düşmeyeceksin. Düştüğün zaman geri çevirmesi zor oluyor, çevirmeyi bırakın eşitliği sağlamak bile. Dört maçın dördünü de öne geçen takımlar gol bile yemeden kazandılar. Bu savunma kurgusunun daha da öneminin arttığını gösteriyor. İkinci olarak da bu gerçekle beraber Avusturya gibi ve Almanya-polonya maçında bazı dakikalarda Polonya gibi turnuvanın en zayıf takımı olacakları söylenen takımların bile taktik varyasyonlar denerken bizim bunları hiç yapamayışımız ve bu iki takım bile elleri boş kalırken bizim o kısır oyunla puan beklememiz. Bu 8 takım içinde en kötü takım olmak ve kalan 2 grubun takımlarının da profiline bakmak bizi turnuvanın (maalesef) en zayıf takımı yapıyor ilk maçlar sonunda.

Avusturya beni çok şaşırttı. Maçın son yarım saatini rakip sahaya yığarak oynadılar. Özellikle bunda oyuna sonradan giren ve birkaç ay önce blogda incelediğimiz 38'lik Vastic ve Frankfurt'un yeni transferi Ümit Korkmaz'ın payı büyük. Hırvatistan'da ise Ivica Olic ve çok yerde yatmasını bir kenara bırakırsak Srna takımın iyileri idi. Avukat Bilic'in takımı turnuvaya galibiyetle başladı böylece. Özellikle Ümit Korkmaz ve Olic bir kanat oyuncusu nasıl oynaması gerek bunun dersini verdiler adeta. Topu ayaklarına her aldıklarında tamamen kaleyi düşündüler ve dikeylemesine oynadılar. Tuncay Şanlı'ın kulaklarını çınlatalım. 

Son notum Almanya-Polonya maçından Joachim Löw için. Ömrümde gördüğüm en çık giyinen teknik direktörlerde ilk üçe girmiştir kafadan.

Turnuva ısındıkça yorumları da ısıtacağız.

7 yorum:

Adsız dedi ki...

avusturya maçında hakemin ilk yarıda veremediği sarı kart beni soğuttu bu turnuvadan..bundan sonra ev sahibisiz yapılsın bu turnuvalar..afrika da oynansın mesela avrupa şampiyonası..

Adsız dedi ki...

Bu beyaz gövdeye oturan gömlekleri Klinsmann'da giyiyordu, sanırım aynı sponsor giydiriyor, çok başarılı

Fuzzy Logic dedi ki...

sistem, disiplin, taktik- teknik yeterlilik, masada konusulanlari sahada uygulayabilme ve digerleri mutlaka hepsi cok onemli faktorler ama biraz da sans olmali. Mesela Almanya'ya baktigimizda adamlar takimlarinin cok iyi oldugundan, Löw ile sadece 2 yenilgi aldiklarindan bahsedip duruyorlar ama avrupa sampiyonasi elemelerinde olsun diger maclarda olsun oynadiklari takimlar alt sinif takimlar. (avrupa sampiyonasi elemelerinde karsilastiklari en guclu takim cek cumhuriyeti, onlarla da bir mac berabere bir mac yenildiler). Avrupa sampiyonasina baktigimizda gruplari turnuva tarihinin belki de en kolay grubu ve finale kadar karsilasabilecekleri en guclu takim portekiz ( o da yari final eslesmesi gibi gozukuyor). Almanlar aslinda kotu takim ama sanslari cok yaver gidiyor demek istemiyorum ana fikir olarak, en azindan adamlarin sistemleri var bunu uygulayabilecek oyunculari var ve dunyanin en buyuk 3 futbol kulturunden biri ve benim de sampiyonluk adayim ama sanslari da cok yolunda ve sabah sabah calistigim yerdeki butun almanlarin ofisimin kapisina gelip " gordun mu nasil yapilir, ha ha ha? " gibi yorumlarini da hazmedemiyorum arkadas. Birine birsey yapmadan bugun bi bitse.

Adsız dedi ki...

Avusturya teknik direktörü skoru değiştirememesine rağmen maça damgasını vururken, karizmatik Bilic fazla seyirci kaldı. Polonya'nın defans hattı karşısında Avusturya'nın şansı var, sonuncu olmayacaklar öyle gözüküyor.

ilk 3 maç sonunda sana en fazla keyif veren takım Avusturya olucak deseler inanmazdım, öyle oldu.

AB..

Adsız dedi ki...

Abi Löw'ün kıyafetinin resmi var mı? Ben aradım mamafih bulamadım. Yükleyebilirmiyiz?

getabbaaww dedi ki...

bilic'in küpesinin yanında lafı bile olmaz löw'ün kıyafetinin...

Adsız dedi ki...

Alman hocaların gömlekleri

Almanya’nın ev sahibi olduğu 2006 Dünya Kupası’nda takımın başında Klinsmann vardı...

Takımını 3’üncü yapmasına rağmen turnuvadan sonra görevi bıraktı.

2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda ise Almanlar’ın başında Fenerbahçe (1998-99) ve Adanaspor’un (2001) eski teknik direktörü Löw var.

Almanya-Polonya maçını Nurnberg’te bir otel lobisinde izlerken, "Takımın başına Klinsmann geri mi döndü" dedim.

İki hocanın da beyaz gömlekleri, siyah pantolanları, altlarına giydikleri kösele ayakkabılar aynı tarz...

Daha da ilginci Löw de tıpkı Klinsmann gibi maç sırasında ceketini çıkartıp gömlekle kalmayı tercih ediyor, dar kesim gömlek giyiyor ve gömleğinin kollarını dirseğe kadar üç kez katlıyor.

Almanya’nın başarısında işin sırrı hocaların gömleklerinde mi?


Cengiz Semercioğlu
http://www.hurriyet.com.tr/magazin/yazarlar/9139274.asp?yazarid=105&gid=61&sz=3856