"Reklamın iyisi kötüsü olmaz" diye bir laf vardır, sinir olurum. Ümraniye'de kıçımı açıp, kıllarıyla "Silahtaroğlu Kadayıfları" yazayım bakın ne oluyor? Türk reklamcılığının dimağından çıkan öyle reklamlar gördük ki, ben şahsen bazı markaları sırf reklamından ötürü almıyorum. Tutku bisküvileri böyle mesela. Dünya tarihinin gördüğü en berbat reklamlardandır Tutku reklamları. Özlem erkeklere çok düşkünmüş, hep erkeklerle oynarmış, aklında hep evlenmek varmış (bu sırada küçük yaştan ergenliğe, yetişkinliğe, erkekleri sürekli öpen onlarla koklaşan bir kız gösteriliyor, bu kızımızın evinin kapısında bir adam beliriyor birden), tam Özlem tutkusunu bulmuş onunla evlenecekmiş vazgeçmiş. Aaaa neden? Başka tutku bulmuş. Bisküvi tutku. Yani çocukluğundan beri erkek peşinde koşan Özlem, dalyan gibi delikanlıyı yatağına almak varken, vazgeçmiş bir bisküvi için. Şimdi ben bu reklamın üzerine Tutku alır mıyım bir daha? Almam. Halbuki bu ülke Dankek gibi enfes reklamı yapılan ürünler de gördü. Dankek'in neredeyse tüm reklamları iyi oldu tarih boyunca. İlk seri kısa "dan" kek" kelimesinden üretilmiş vurucu reklamlardı. Sonrası ise bir klasik artık. "
Yok artık" reklamı.
Bunların üzerine son zamanlara gördüğüm
en güzel reklamı verelim. Düşünce, mesaj, konu, kurgu tek kelimeyle mükemmel. Gidip bir kasa Bavaria alası geliyor insanın.
2 yorum:
yorumlarındaki tespitler güzel yazıalrınız akıcı ama bir ricam var şu videoları youtube'den vermesen çünkü burada hala yasaklı izleyemiyoruz..
youtube linkleri malesef türkiyede açılmıyor uçan hollandalı .)
Yorum Gönder