16 Temmuz 2008 Çarşamba

BASİRETLİ TİCARET ADAMI


Heerenveen al-işlet-devret A.Ş.nin son ürünü Zuiverloon. Daha önce bir kaç Eredivisie takımının kurdukları scout sistemiyle nasıl kalkındıkları ile ilgili bir yazı yazmıştık, bu sefer bunu sadece Heerenveen için yapacağım. 22 yaşında defans oyuncusu. Feyenoord altyapısından Gullit'in A takıma çıkarıp oynatmaya başladığı bir oyuncu. Ancak genç oyuncuya Gullit sonrası pek yüz verilmeyince 2 sene önce Heerenveen onu bedavaya kaptı. Son 2 senedir ligi ilk 6 içinde bitiren Gertjan Verbeek'in gol makinesi takımının defanstaki sigortasıydı. Sulejmani, Alves, Bradley, Pranjic, Sibon atarken o da önlüyordu. West Bromwich Albion kaptı onu. 3,2 milyon pounda. WBA geçen sene Championship Ligi'ni ilk sırada bitirerek kısa bir ara verdiği Premier Lig'e dönmüştü. Hollandalı defansta büyük güvenceleri olacak. Bu arada zamanında WBA taraftarlarının İngiltere'nin IQ'sü en yüksek taraftar grubu olduğunu okumuştum, bu konuyla ilgili bir araştırma yapıp yayınlarız buradan. Biz konuya dönelim. Heerenveen'in Zuiverloon'la bir örneğini daha verdiği olağanüstü transfer politikasının bir resmi. Hollanda Ajax gibi bir kulüple altyapının, bu tür orta karar kulüplerle de istikrarlı ve kârlı transfer politikaının dersini veriyor sürekli.


Jon Dahl Tomasson: 1994 yılında Danimarka'nın Køge BK takımından ilk profesyonel kontratını imzalayarak geldi. 3 sezon sonra 2,9 milyon euroya Newcastle United'a satıldı
Ruud Van Nistelrooy: 1997 yılında FC Den Bosch'dan 350.000 euroya geldi. 1 sene sonra 6,3 milyon euroya PSV Eindhoven'a satıldı.
Marcus Allbäck: 2000 yılında İsveç Ligi takımlarından Örgryte IS'den bedavaya geldi, 2 sene sonra Aston Villa'ya 2,6 milyon euroya satıldı.
Giorgios Samaras: 2001 yılında, 16 yaşında iken Heerenveen'le ilk kontratını imzaladı. 5 sene sonra 7,8 milyon euroya Manchester City'e transfer oldu.
Mika Väyrynen: 2001 yılında Finlandiya Ligi takımlarından FC Lahti'den bedavaya geldi. 4 sene sonra açıklanmayan bir bedelle (siz tahmin edin artık) PSV Eindhoven'a satıldı.
Klaas Jan-Huntelaar: 2004 yılında PSV Eindhoven'dan 100.000 euroya transfer edildi (evet yazıyla yüzbin, tezahür edemeyenler için Emre Belözoğlu'nun transfer bedelinin otuzbeş biri), 1 sene sonra 9 milyon euroya Ajax'a satıldı.
Miralem Sulejmani: 2006 yılında Partizan'dan bedavaya transfer edildi. Geçtiğimiz ay 16 milyon euro karşılığı Ajax tarihinin rekorunu kırarak Amsterdam'ın yolunu tuttu.
Afonso Alves: 2006 yılında Malmö'den 4,5 milyon euroya geldi. 2 sene sonra 16 milyon euroya Middlesborough'ya satıldı.
Gianni Zuiverloon: Feyenoord'dan 2006 yılında bedavaya geldi. Dün 4,4 milyon euroya West Bromwich Albion'a satıldı.

Harcanan bonservis bedeli 4.950.000 euro. Kazanılan para yuvarlarsak 65.000.000 milyon euro. Üstelik son 13 yılda gerçekleşiyor bu.



















Bu tabloyu, futbolcuların Heerenveen'e transfer oldukları önceki takımlarının isimlerini, geliş ve gidiş bedellerini, 76 punto Arial ile çıktı alıp Türkiye'deki tüm kulüplerin idarecilerinin odasına çerçeveletip asacaksın, her gün girerken önünde 666 defa secde edip öyle girecekler. Tamam siz iyi idarecisiniz. Özhan Canaydın da işadamıydı, Yıldırım Demirören de öyle, Aziz Yıldırım da. Heerenveen'in 1983-2006 yılları arasındaki 23 yıllık başkanı yukarıdaki Riemer Van Der Velde de. Ticaret hukukunda "basiretli iş adamı gibi davranmak" diye bir laf var ya. Bizim kulüpler ticaret hukukuna tabi değil oradan anlıyorum.

2 yorum:

Ku.Ba dedi ki...

Ellerine saglik, güzel bir arastirma olmus. Sulejmani transferi sonrasinda Aceto'nun blogunda yazdigimi, burada da tekrarliyorum o halde:

Tomasson, v. Nistelrooy, Bruggink, Lurling, Allbäck, Huntelaar, Samaras, Alves, bugün Sulejmani, yarin da büyük ihtimalle Pranjic: Heerenveen bu transferlerden milyonlar kazandi su son 10 yil içerisinde. Dolayisiyla insan en azindan sampiyonluga oynamalarini bekliyor, lakin tik yok yahu. Futbol kulübü mü, yoksa futbolcu dükkani mi, belli degil.

Yanlissam, yanlissin de Dutchman :)

Geçen sezon sampiyonun 12 puan gerisinde tamamladi ligi. Bu sene yine kadro kurmaktan çok, pazarlik yapmakla mesguller, yani yine pek umut yok gibi. Sence..?

Adsız dedi ki...

Merhaba degerli arkadasim,

yazini begenerek okudum. Cok guzel bir analiz olmus. Fakat bir kucuk hususta biraz eksik olmus.

Bazi klupler futbolcu yetistirmek icin cok elverisli bir altyapi ve kulture sahiptir. Turkiyede bir cok klup oyuncu yetistirebilir ama Fenerbahce mesela asla bir Heerenven olamaz.



Tesekkurler