WİMBLEDON'DA AİLE PİKNİĞİ

Wimbledon Açık tenis turnuvasının başladığı gün "bayanlarda tenis bilgimiz Williams kardeşler ve Sharapova'dan gönlümüz ise tabi ki Jelena Jankovic'ten yana. Çim kort Williams kardeşler ile Rus'un güçlü oyununa büyük yarar sağlıyor" şeklinde görüş belirtmiştik. İşkembemiz iyi çalışıyormuş diyip mütevazi olalım. Zira 5 Temmuz Cumartesi günü Wimbledon merkez kortta İngilizler bir Afro-Amerikan finaline tanık olacaklar. 2002 ve 2003 yıllarında olduğu gibi. O iki final Williams kardeşlerin formlarının zirvesinde olduğu ve dünya sıralamasında ilk iki sırayı paylaştıkları yıllardı. İki finali de Serena kazandı. Venüs ise o finalleri kaybetmesine rağmen Wimbledon'da toplam 4 şampiyonluğu var. Bu son 8 finalin 6 tanesinde Venus Williams'ın varolması demek. Hatta Williams soyadının yer almadığı tek final 2006 yılındaki Amelie Mauresmo-Justine Henin finali. Dolayısıyla batı cephesinde değişen bir şey yok anlayacağınız.

Bugün ise tek erkeklerde yarı final günü. Hala Federer ve Nadal'ı mağlup etmek için yetenekten başka bir şeylerin gerekli olduğunu düşünenlerdenim. Hatta bu "şey"e sahip olan tenisçi oyun kalitesi açısından 2 tenisçiden daha aşağıda olsa da.....Marat Safin buna sahip olan tek tenisçi. Federer ve Nadal günü yoluna koyan tenisçilerden. Safin ise gün kendiliğinden yoluna koyulduysa kimsenin önünde duramayacağı bir tenisçi. 1 ay önce kız kardeşi Grand Slam finalindeydi. Bu sefer ailenin erkek çocuğu finali kovalayacak. Nadal'ın rakibi ise 2 güne yayılan olağanüstü bir maçla Fransız Clement'i 3-2 mağlup eden 32 yaşındaki dünya sıralamasının 87.si Alman Rainer Schüttler ile oynayacak. Clement maçının temposu ve eforu Schüttler'de ister istemez bir yorgunluk yaratacaktır. Nadal gibi dinamik bir isim karşısında bu büyük bir dezavantaj.