12 Eylül 2008 Cuma

CLUB PHASELİS, DARALDIK HEPİMİZ








Bugüne kadar hiç yanlış seçim yapmamıştım. Bununla da gurur duyardım. Ama her şeyin bir ilki varmış. Hem de ne ilk.









Herşey dahil ya da ultrası, adı herneyse tatil köyü konseptlerini az çok biliriz hepimiz. Bunlardan bir tanesini de biz seçtik bu yaz. Hani tüm yıl yorulduk, bir hafta da olsa sorunsuz, güzel bir tatil yapalım dedik. Halt etmişiz. Daha önce de bu tarz tatil yaptım ama böylesine hiç rastlamadım. Belki blog teamüllerinin dışında bir yazı olacak ama anlatayım ki siz de aynı hataya düşmeyin. Hatta burasının birkaç kilometre yakınından bile geçmeyin.

Yer Club Phaselis. Antalya-Göynük’de Torosların kıyısında muazzam bir koyda bulunan tesisin adı. Doğa-manzara-deniz. Bunlar muhteşem. Keşke tatil bunlardan ibaret olsaydı. Tatili alırken de tereddüt etmiştik gerçi ama dedim ki kendi kendime “Oğlum değiştirme fikrini, sonra aklın kalır. Hem bu kadar fiyat istenen bir yer ne kadar kötü olabilir?”. Şimdi gülüyorum. Çünkü kötü olmadı, kabus oldu. Tesis 25 yıllık ve Hill Roomlar dışında doğru dürüst tadilat görmemiş. Fransızların elindeyken herşey güzelmiş ancak Konyalı bir aile satın alınca Türk’ün turizm anlayışı devreye girmiş besbelli. “Yemekler iğrençti, odalar pisti, çalışanlar duyarsızdı” gibi standart hizmet problemlerini buraya yazmayacağım. Zaten tesisten içeri adım atınca yanınizda bonus olarak bu problemleri veriyorlar. Evet evet daha kötüsü var.

Anladık tesis doğanın içine konuşlanmış. Elbet haşere olacak ama ilaçlarsın değil mi? Çözüm üretirsin. Müdürlere sorsan, gün aşırı ilaçlanıyor efendim diyorlar. Ama odaya her girişte yeni bir canlıyla karşı karşıya kalıp, “Ulan acaba beni bu gece neremden ısıracak?” diye soruyorsun kendi kendine. National ya da Discovery’e sağlam ekmek var orada benden söylemesi.
Havuza sabah 11:00 e kadar girdin girdin yoksa Rus veletlerinin sabah kahvaltılarının dışavurumuyla birlikte yüzersin. Hadi bunu da geç. Bir arkadaş grubunun –ki içlerinden birisi de tanıdık çıktı- başına gelenler beni bu yazıyı yazmaya sevk etti. Olayın kahramanları ilk gün Club de Luxe adı verilen (bizim de kaldığımız oda türü) odalarına yerleşmişler. Bu odalar gecelik 220 YTL ama Hill Roomlardan daha ucuz. Varın yenen kazığı siz hesaplayın. İlk gecelerinde tuvalet taşar ve yeni bir Club odasına alınırlar. Bahsettiğim haşere istilası dayanlmaz hal alınca bu kez Hill Roomlara yani tatildeki 3.odalarına geçerler. Sıkın durun. Ve ertesi gece odanın alçıpan tavanı üstlerine çöker. Tesis ayağa kalkar. İçlerinden biri 17 Ağustos’u yaşadığından şok geçirir. Ufak tefek yaralarla atlatırlar, ama anlatılana göre kılpayı ölümden dönerler. Görenler odanın savaş alanına döndüğünü söylediler bize. Ama bir tane müdür teşrif etmez olay yerine. Ancak ertesi gün “Nolmuş yani?” tavrıyla yanlarına gelirler kazazedelerin ve çıkış günü de bu insanlardan oda farkı talep ederler. Onlar en son yüklü bir tazminat davasına hazırlanıyorlardı. Yakında belki yansır basına.

Bu işler yılsonu 15 milyon turist geldi demekle olmuyor demek ki. Avrupa’nın kalburüstü tabakası bize uğruyor mu sanıyorsunuz? Sadece buraya değil, herhangi bir tesise. Bu anlayışla ne versen yiyecek, komik paralarla tatil yapacak, kafasını tesisten dışarı uzatmayacak kesimi topluyoruz ülkeye. Kaymak tabaka nerde? İspanya’da orda burda. Bu anlayıştan Şekil A’da görüldüğü üzere biz de payımızı alıyoruz yerli turist olarak.

Neyse ülkeyi kurtarmayalım şimdi.

Club Phaselis , Phaselis, seni hiç unutmayacağım Club Phaselis. Babanı da sevmezdim zaten....

by forzabrian

Flying Dutchman'ın notu: Yorumlara kötü tatil anılarını alalım da bu yazının da böyle bir vesilesi olsun.

5 yorum:

masa bekleyen cocuk dedi ki...

nedense bu sene boyle cok hıkaye duydum. antalya, fethıye vb yerlere gıden bir çok tanıdığım bundan daha beterlerıni de anlattılar. ve onlar da dava acmaya hazırlanıyolardı. umarım sadece bu senelık bır aksılık olarak kalır... !?!?!

Adsız dedi ki...

ben bu tatil olayini anlayamiyorum zaten. dinlenmek icin gidiyorsun daha yorgun bir sekilde donuyorsun. evde kalip 20 film izlemek, 2-3 kitap okumak, oyun oynamak aksamlari da arklarla raki sofrasi kurmak ve cebinde kalan parayi saymak daha dinlendirici

os dedi ki...

keşke ekşi sözlüğe bi baksaydınız gitmeden..
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=club+phaselis

geçmiş olsun...

akdeniz48 dedi ki...

Haziran ayının ikinci haftası ne yazık ki buraya gittik. diğer otellere göre fiyatı gereksiz yere çok yüksek. ilk önce otele giriş yaptığımızda bizi yarım saat beklettiler. acentadan aldığımız clup odalar dışında bize farklı oda vermeye çalıştılar, odaların iyi olmadığını söyleyerek. voucherda belirtmiştik yataklar french bed olsun diye, resepsiyondaki kişiler bize biz ordaki bilgileri göremeyiz dedi. o zaman acentada neden voucherlara bunu yazdırıyoruz anlamadım. odamıza yerleştik. hakikaaten vasatında altında odalardı. küvette duş almaya kalktığınızda kafanız tavana değiyor. buzdolabı kesinlikle soğutmuyor. tamir edilmesi için istekde bulunduk o gün gelmediler. ertesi gün gidip resepsiyonda söylenince birini gönderdiler. gönderdikleri kişi buzdolabının içinde bulunduğu dolabın kapağını açık bırakın dedi sadece ve tabi ki tekrar iletmemize rağmen buzdolabı düzelmedi. yemekler rezaletti. kahvaltı da ikram ettikleri sucukları kedilere verdim onlar bile yemedi. hayatımda yediğim en kötü etler ordaydı. meyvaların hepsi ucuz olması bakımından herhalde en kötü meyvalardı. animatörler sanki sadece ruslara hizmet ediyor. nerdeyse türkçe konuşmuyorlar bile. sanki biz başka ülkeden gelmişisz gibi. animatörler de paranızın üstü kalırsa sonra alamıyorsunuz. cafeteryalarından internete girmek istedik laptopun şarjını fişe takmak istedik prizlerin hiçbiri çalışmıyor. konu ile ilgili yardım istedik kimse yardım etmedi. giriş yaptığınız gün size otelle ilgili broşür veriyorlar neler ücretli neler ücretsiz diye, ücretli olduğu yazmadığı halde nargileden para alıyorlar. haftanın bir günü türk gecesi adı altında bir gün yapıyorlar. saçma sapan bir pazar kuruyorlar. türk günü ile ne alakası olduğunu anlamasamda . güneş gözlükleri, sahte parfümler, saatler satıyorlar kurdukları standlarda. bence bu şekilde bizi küçük düşürüyorlar. bütün bu şikayetlerimizi yetkili birisine iletmek istedik. yetkili bir kişi bizi arasın konuşalım dedik oteldeyken kimse tenezzül edip aramadı. verdiğimiz paraya yazık. şimdiye kadar gittiğimiz en kötü yerdi. kimseye tavsiye temiyorum. sakın gitmeyin. ayrıca kaldığımız oda da klimalar kumadasızdı, gecenin bir vakti kapatmak için yataktan kalkmak gerekiyordu. daha aklıma gelmeyen bir sürü şey var.

Unknown dedi ki...

O tesisin ilk ve son sahibi rahmetli Konya Taşkent'den Rahmetli Mustafa Çalık Beyefendi'dir. 1987 yılında Türkiyenin ilk tatil köylerinden birini yapma ve işletilmesi için Fransızlar verilmesi vizyonuna sahip yatırımcı. Tesis defalarca tadilat görmüş ve zamanla da yıpranmıştır. Ancak arkadaki araziye daha yeni bir tesis yapılmıştır. Zamanla Türk turizminin üzerindeki baskılar sebebiyle bu tesis de kâr edemez hale gelmiştir. Ancak bir Allahın kulübün 1 kuruş kalmamıştır. Firma tüm zorluklara rağmen borçlu sıkıntısız ayaktadır. Ancak Mustafa Beyin Rahmetli Ağabeyi -ki o da ćok dürüst ve varlikli yardımsever bir kisilikti- istenmeyen borsa dalgalanmasından dolayı 2 yılda batınca Mustafa Bey tüm varlığını rehin etmiş ve rahmetli olduktan sonra tesis hacize düşmüştür. Allah hem Mustafa Beye hem de ağabeyi Hüseyin Beye gani gani rahmet eylesin.