11 Eylül 2008 Perşembe

EVAAAA




















Gereksiz diyaloglar, espriler seyirciyi etkilemek için yapılan ucuzluklar olmadan da nasıl sizi rahatlatan bir film yapılabileceğinin bir kanıtı Wall-E. Dışarıdan Scary Movie, Superhero Movie gibi içeriden Recep İvedik, çağdaş Hababam Sınıfı gibi filmlere bakıp bir de Wall-E'ye bakınca ikisi de aynı sanat dalının ürünü mü cidden diye düşünüyor insan. Wall-E'nin iki ana karakteri va. Film boyunca İngilizce olarak toplasanız 4 kelime konuşuyorlar. O da sadece "directive". Ana konu aslında sonuna kadar yalnızlığa mahkum olduğunu sanan bir robotun, bir başka robota duyduğu aşk üzerine kurulu ama geri planda insanoğlunun yarattığı teknoloji çılgınlığının onu nasıl bir yaratığa dönüştürdüğü ile ilgili bir kaç çarpıcı mesaj da var. Wall-E'nin uzay yolculuğu sırasındaki geminin yörüngeden çıkarken çarptığı yüzlerce uydu istasyonu ve satellite, insanlara yürüme yetisini kaybettirecek kadar doruğa çıkan tembelikleri ve robotların insan emrine karşı gelir hale gelmeleri güzel noktalar. Ama tabi bizim takıldığımız film boyunca beklediğimiz bir elele tutuşma. Keşke film biraz daha uzun olsa dedirterek. Filmin sonundaki Peter Gabriel Şarkısı bu ene Oscar'larda boş geçilmz diye düşünüyorum. Akademi üyelerinin çizgi film şarkılarına Oscar vermek gibi bir hastalıkları var. Bkz. Prince Of Egpyt, Lion King, Pocahontas...

Wall-E karakterini kim tasarladı kim çizdi ama büyük bir para kaldırdığı kesin. Oldukça basit bir tasarımla seyircide "bi robotu evlat edinme" hissi yarattılar. Özellikle izlediğimiz seansta yan koltuktaki bir seyirci aynen Wall-E gibi "oooow", "oooooh", "evaaaaa" gibi sesler çıkarıyordu. Öyle bütünleşmişti karakterle. Büyük iş başardılar.

Komedi tarafında halen Ice Age 2'nin alanında lider olduğunu düşünüyorum. Altyapısı ve arka plandaki konusu açısından halen izlemediğim Spirited Away ve Prense Mononoke'yi görmeden yorum yapmamak lazım ama üstlerde yer alacağı kesin.

2 yorum:

PVH dedi ki...

iyi hos filmdi. su insanlarin yasadigi uzay gemisine gittiler ondan sonra kliseler basladi. ozellikle filmin yarisindan sonra bolca klise espri vardi, uzay gemisinde kaptanin falan siradan esprilerini gectim gozumuze gozumuze mesajlar sokuluyordu. ornek vermek gerekirse bir kadinla adam yanyana koltuklarinda telefonla konusurken cevrelerinden tamamen soyutlanmislar ama bir robot gelip onlara cevrelerinde insan oldugunu hatirlatiyor. bayagi esprilerle goze sokulan mesajlar birlesince de yavur deyimiyle cheesy olup cikiyor film. Keske filmde bu uzay gemisi sahnelerini bu kadar uzatmasalardi, wall-e dunyada tek basina takilirken keyifliydi film.

Adsız dedi ki...

Wall-E tasarım olarak Short Circuit [1986] filmindeki 5 numaraya çok benziyor. Spirited Away'de çok güzel ve fantastik ama kesinlikle Ice Age 2'den daha güzel değil. bence Howl's Moving Castle da Spirited Away'den daha güzeldi.Sprited Away'in finali biraz sönük kalıyor. Hayao Miyazaki'nin yeni filmi Ponyo on the Cliff'te Japonya'da gösterim girdi şimdiden rekorları altüst etti ben onu bekliyorum merakla