Nev-i şahsına münhasır bir kaptan John Terry. Chelsea'deki ilk yıllarında kiralık lisesine giren bir oyuncuydu. Bugün sadece mavilerin değil tüm dünyanın en kaliteli savunma oyuncularından, en karakterli kaptanlarından ve en önde gelen bayrak oyuncularından birisi. İngiltere'de profesyonellik genel olarak futbolcuların ruhuna ve yaşamına üst düzeyde yansıyor. Hayat disiplini, antrenman saatlerine saygı, görev bilinci bu oyuncuların çok uzun yıllar istikrarlı biçimde takımlarına hizmet etmelerine yardımcı oluyor. Türkiye'de disiplinsiz, kumar düşkünü olarak tanımlanıyordu Tugay Kerimoğlu.Adada geçirdiği 8 yıl onu İngilizlerin gıpta ettiği bir profesyonel yaptı. Gitmeden önce Galatasaray'daki yeri tartışılırdı. Geçtiğimiz cumartesi Blackburn deplasmanda Newcastle'ı mağlup ederken 38 yaşında ilk onbirdeydi. Bunda bulunduğu ülke futbol kültürünün büyük etkisi var. Tugay kariyerine Türkiye'de devam etse idi şu anda büyük bir ihtimal Lig Tv'de maç yorumluyordu. Doğru olanı seçti.
Ülkenin yarattığı profesyonelliklerden bir örnek daha. Başta bahsettiğimiz adamdan. John Terry'den. Şimdi şöyle düşünün. Türkiye'de herhangi bir takım kaptanının kendisine 90 dakika boyunca küfür edilen bir maçtan sonra gidip o küfür edenlerin elini sıktığını, onlarla fotoğraf çektirdiğini ve ağırbaşlılığı ve karizması ile ders verdiğini. John Terry hafta sonundaki Stoke City maçından sonra bunu yaptı işte. Maç boyunca kendisini sürekli sözle taciz eden Stoke taraftarları, Terry TV kameralarına röportaj verirken de bu tavırlarına devam ettikleri sırada takım kazağını çıkarıp taraftarlara attı, sonra da yanlarına gidip imza dağıtarak fotoğraf çektirdi. Stoke taraftarları böyle bir davranış karşısında (muhtemelen utanarak) Terry'i alkışlayarak uğurladılar. Terry böylece bir kaptanın gerektiğinde nasıl tansiyonu düşürebildiğinin de örneğini verdi. Örnek olması dileğiyle.
1 yorum:
chelsea'de sevilecek bir tane adam varsa adı John Terry'dir.
Yorum Gönder