6 Ekim 2008 Pazartesi

ATİNA-MARSİLYA-İSTANBUL ŞEYTAN ÜÇGENİ













Bütün haftasonu bloga nasıl giriş yapsam ne yazsam diye düşünerek geçti. Olympiakos-Aek maçı yazmak için güzel fırsattı ama o da son yıllarda izlediğim en sıkıcı yunan derbisiydi. Biz 60. dakikaya kadar ortada gezen topu izlemeye sıkılmışken Kovacevic`in golü geldi, iyice sıkıldık. Peşi sıra maç boyunca yerden kalkmayıp hakeme oynayan futbolun yeni umudu Diogo`nun golü… Asıl internetten takip ettiğim başka bir maçtaydı gözlerim. İstanbul`da da üstüste yenilen golleri gördükçe iyiden iyiye keyfim kaçmıştı zaten. Maç özetlerini izlediğim sırada yazacak yemek tarifleri düşünürken buldum kendimi. Zor işmiş o kadar keyifsizliğin üstüne futbol yazısı yazmak ne diyeyim…











Daha önce Dutchman`in yazdığı Marsilya haberini hatırlarsınız. Madrid`teki CL maçında pankartlar polis tarafından gerekçesiz toplanmaya başlamış, Marsilyalılar vermek istememiş bunun üzerine iki taraf arasında arbede çıkmıştı. Tribündeki polis faşizmi mahkemeye kadar sıçradı. Ultras Marseille amigosu Santos hala hapiste. İspanyol polisi salıvermeyi de düşünmüyor zira klübün yaptiği bütün girişimlerden eli boş dönüldü. Önümüzdeki günlerde klübün resmi avukatıyla mahkemeye çıkacak Santos. Bu hafta Caen ile yapılan maçtaysa tribünlerden kendisine destek vardı.












by mafalda

Hiç yorum yok: