Galatasaray 1996-2000 yıllarındaki serisi boyunca tribün yerleşimi anlamında da önemli bir aşama kaydetmişti. Özellikle bu başarıda eşlerin şeref tribünün hemen önünde sahaya yakın blokta yer alması ve aynen eşi gibi baskın ve karizmatik bir kişilik olan Fulya Terim'in liderliğinde futbolculara sürekli destek vermesi dikkat çekiciydi. Özellikle Taffarel'in eşi ve 2 sevimli çocuğunun da Türk eşlerle yabancı eşler arasında kurduğu bağlantı takımın başarısında bana sorarsanız önemli bir destek olmuştu. Sonuçta futbolcular kenara baktığında mutlu bir tablo görüyorlardı. Fatih Terim ayrıldıktan sonra stadın o bölümü daha az kullanılır oldu. Sarı kırımızlı takımın futbolcularının eşleri maça daha çok iştirak eder oldu ve yabancılar Türklerle ayrı oturmaya başladılar. Halen önemli bir eksiklik bu bana sorarsanız. Galatasaray yönetiminin Seyrantepe'de şeref tribününe girecek olan bir dolu "tanıdık" kontenjanı koltuğu 15-20 kişilik bir eş kontenjanına ayırması çok önemli. Çünkü bazen futbolcu kenarda moral bulacağı bir şeyler arıyor ve kenara baktığında o dayanışmayı görmesi önemli. Tabi böyle bir uygulamanın büyük bir ihtimalle olmayacağını da tahmin etmek zor değil.
Bu Türkiye'deki durum. İngiltere'deki durum daha farklı. Orada bugünlerde Rio Ferdinand'ın ortaya attığı bir düşüncenin peşine düştü kamuoyu. Victoria Beckham "posh" sıfatını tribünlere taşıyınca ve İngiliz futbolcuların eşleri aynen Türkiye'de Televole programının ilk formatının sonucu olduğu gibi basına çok fazla malzeme yaratınca Ferdinand Capello'nun İngiliz tribünlerindeki "WAG Circus"u bitirmesi gerektiği yönünde açıklamalar yaptı. WAG ""wives and girlfriends" yani "eşler ve kız arkadaşlar" için kullanılan bir kısaltma. Capello'nun zaten olaya bir iş adamı felsefesi ile yaklaşacağını bliyoruz. Terry'nin yokluğunda kaptanlık görevini üstlenen Ferdinand maçlar sırasında oluşan bu ortamın futbolcuların konsantrasyonunun olumsuz etkilediğini ve maçlar öncesi artık bier medya ikonu haline gelen eşlerin takım ve futbol üzerine odaklanmayı engellediğini düşünüyor. İngiltere'nin antrenman tesisleri Baden-Baden her maç öncesi paparazzi akınına uğruyor ve bu da doğal olarak futbolcuları olumsuz yönde etkiliyor. Ferdinand'ın bu görüşleri taraftar bulmakta gecikmedi. Premier Lig'in en saygın iki menajeri Alex Ferguson ve Arsene Wenger'de Ferdinand'a destek verdiler. Özellikle Wenger "basın ve kamuyou futbolcunun başarısı yerine tribünlerdeki yüksek veya alçak topuklar üzerinde konuşmayı tercih ediyorsa ortada bir sorun var demektir" şeklinde görüş belirtti. Durum öyle ortada ki David Beckham dahi konuya destek vermiş durumda. Doğrusu bu işin biraz da The Sun'ın başının altından çıktığını söylemek lazım. "Yes Minister"da "Bernard karakterinin "Sun readers don't care who runs the country as long as she's got big tits" gibi efsane bir saptaması vardır. Gazetenin özellikle futbolcu eşleri odaklı yaptığı haberler konunun bu duruma gelmesinde etkili oldu. Bana sorarsanız o ekibin başına Capello değil Fulya Terim gibi bir karakter lazım. Kaynana Semra da önerilebilir.
1 yorum:
merhaba,
bu post'taki bir yanlışlığı bildirmek için yazıyorum, ferdinand'ın açıklaması 2006 dünya kupası'nda ingiltere'nin baden-baden'daki kamp dönemiyle ilgiliydi. bu turnuva sırasında futbolcu eşlerinin takımdan çok ilgi çekmesinin ortamı bir sirke çevirdiğini, ama capello'nun buna izin vermeyen bir tutumu olduğunu belirtti ferdinand.
http://www.telegraph.co.uk/sport/football/international/england/3197813/Rio-Ferdinand-England-were-like-a-circus-under-former-manager-Sven-Goran-Eriksson-Football.html
blogu ilgiyle izliyorum ve başarılarınızın devamını diliyorum.
iyi günler.
Yorum Gönder