20 Ekim 2008 Pazartesi

UÇ UÇ HOLLANDALI

















2006 Dünya Kupası'nın 2.turundaki meşhur kırmızı kart koleksiyoncusu Hollanda-Portekiz maçında Dirk Kuyt'ın Van Nistelrooy'un yerine sahaya çıktığı an kariyerinin en önemli anlarından bir tanesidir. Zira teknik direktör Van Basten'in taktiklerini eleştiren Nistelrooy yedek kulübesini boylamış ve Kuyt tek gol umudu olarak sahaya sürülmüştür. O maçta iki net gol pozisyonunun harcadığını hatırlıyorum ki birisi maçın sonlarına doğru Hollanda'ya beraberliği getirecek bir pozisyon olmuştu. Hollanda kaybetti Van Basten Kuyt'ın karçırdığı goller sonucu basının hışmına uğradı, Kuyt da gol yollarındaki yetersizliğinden dem vurularak turnuvayı kapadı. Aradan 2 yıl geçti. Geçtiğimiz yıl Şampiyonlar Ligi yarı finali ilk maçında Chelsea'ye attığı gol için Hollandalı spiker "typisch Dirk Kuijt" ifadesini kullandı. Tipik bir Kuijt golü, yani asla mücadeleyi bırakmama sonucunda atılmış bir gol. Bu iki anektod arasındaki fark şu. İlk anlattığımızdaki Kuyt onun asıl fonksiyonu idi, ikincisi ise değil. Halbuki olanlar tam tersi yönde gelişmişti. Gerçek şu ki, Kuyt hiçbir zaman bir kanat oyuncusu değildi daha doğrusu bir açık oyuncusu değildi, ne Utrecht'te ne desezon bşı 25 gol ortalama il oynadığı Feyenoord'da, şu anda da değil. Onu eğer 10 kişilik bir takımın ileri ucuna gol umudu olarak yerleştirirseniz alacağınız verim yüksek olabilir ama forvetin arkasına özellikle de sağ ve soluna yerleştirdiğiniz anda büyük bir verimi elinizin tersiyle itiyorsunuz.

Mücadeleyi hiçbir zaman bırakmayan, maç içinde morali en kötü oynadığı maçlarda bile düşmeyen, pes etmeyen, gol yeteneği olmasına rağmen oyunun son 35 metresinde sürekli hamallık yapan bir adam Kuyt. 2 senedir İngiliz basını onu Avrupa maçlarında gol atıp, İngiltere ligindeki suskunluğu için eleştiriyorlardı. Bu sezon başı onun kiralık olarak Hollanda'ya döneceği bile ortaya atılmıştı. Dün Independent onun için "Flying Dutchman" ibaresini kullanmış. 3 ayda talihini döndürdü Hollandalı. Ama oyun karakterinde değişen hiç bir şey yok. Sezonun belli bir döneminde gol açısından sıkıntı yaşayacağı bir dönem gelecek ve İngiliz basını onu sorgulamaya devam edecektir. Ancak burada hakkı verilmesi gereken bir isim var ki Rafael Benitez. Rotasyon konusunda sadece son 4 yıldır Liverpool'da değil tüm Avrupa futbolunda yepyeni bir çığır açan ve nerede ise üstüste 2 maç aynı kadroyu sahaya sürmekten kaçınan Benitez'in en fazla güvendiği ve ilk onbirine Reina, Torres ve Gerrard'dan sonra ilk yazdığı ismin Kuyt olması da Hollandalının o defans yıpratan ve maç içindeki skordaki değişimlere rağmen hiç azalmayan enerjisini açıklıyor. Ama ponu asıl yerinde oynatmayan da yine o. Tabi son aylardaki çıkışında Liverpool'ı son dakikalarda ipten almalarının da payı büyük. Önce Standard Liege, sonra Mencheser City son olarak da Wigan Athletic onun kurbanları oldular.

Hiç yorum yok: