27 Kasım 2008 Perşembe

EFSANE ÇİZGİ ROMAN KARAKTERLERİ 7/10 : KIZILMASKE (PHANTOM)


1936 yılında serinin 6. halkasında incelediğimiz Mandrake'nin de yaratıcısı olan Lee Falk tarafından yaratılan Kızılmaske ya da orijinal adıyla "Phantom" yani Türkçe'ye çevirirsek"Hayalet" yurt dışında kaynağını bulup Türkiye'de çok tutulan çizgi romanlar arasındadır. 1600'lü yıllarda korsanların elinden kurtulan isimsiz bir adam Hindistan yakınlarındaki Bengali kıyılarında karaya çıkarak bir mağaraya sığınır. Eline bir kafatasını alarak ömrü boyunca kötülüklerle savaşacağına yemin eder. 400 yıl boyunca da o adadan ne zaman çıkıp evlenecek bir kadın bulduğu anlatılmadan babadan oğula geçen bir hanedanlık kurar ve bu hanedanın üyeleri "Phantom" adı altında kötülerin baş düşmanı olur. 1960 yılında Lost'taki adanın taşınması gibi Bengali beldesi Asya'dan Afrika'ya, Tanzanya, Mozambik civarına taşınır. "Kimse de ne oluyoruz? Bunun vizesi var, oturum izni var, çocukların okulu var" diye sormaz. Zaten Phantom ticaret siciline kayıtlı bir çalışan değilken, maaşlı bir işi de yokken, öğrenci de değilken nasıl o kadar ülkeden vize alıp girer muammadır. İlaveten bu hanedanın ebeveynlerinin neden hep tek bir çocuk doğurduğu da ayrı bir soru işaretidir. O yüzden de Kızılmaske çizgi romanında taht kavgası olmaz. Sırası gelen oturur.

Kızılmaske'yi diğer kahramanlardan ayıran yardımcılarının hayvanlar aleminden olmasıdır. Kurdu "Şeytan", atı "Kahraman" ve şahini "Fraka" kadim dostlarıdır. 1962 yılında Afrika'ya yerleşince Rex adında bir açı da evlat edinmiş ve bir baltaya sap yapmıştır. Ayrıca tüm orman halkı, pigmeler, yerliler hizmetindedir. Zaten işsiz güçsüz adamın kahvaltısı, akşam yemeği, yövmiyesi nerden gelir bellidir. Yerliler bir de iyilik olsun diye kendisi hakkında "10 kaplan gücündedir" efsanesini yaratmıştır ama hiçbir zaman kendisinin kaplanla dövüştüğü görülmemiştir. Karısı Diana Palmer'dır. Genelde Kızılmaske ile sevişirken romana dahil olur, işi bitince kendini yerli kaıdnlarıyla konken partisine verir. Ya da ben öyle tahmin ediyorum ne yaptığını bilmiyoruz. Bir de tabi Phantom'un iki adet yüzüğü vardır. Hindistan'da otururken Kalküta'daki kuyumcuda yaptırılmış bu yüzüklerin birinde kurukafa diğerinde de iyiliği simgeleyen bir işaret vardır. Sevdiklerinin orasına burasına bu işareti, patakladığı adamların yüzüne de bu kurukafa işaretini bırakır. İşaretler tükenmez kalem silgisiyle çıkabilmektedir.
























Son olarak belirtelim son uyarlamasında Billy Zane'in canlandırdığı kahramanı Türk sinemasında İrfan Atasoy (başka kim olabilirdi) canlandırmış filmde Yunus Bülbül'ün şimdiki karısı Sezer Güvenirgil esas kızı oynamış ve Kızılmaske'yi mağarasına yürüyerek gelip "bana bu adresi verdiler, nerde bulurum Kızılmaske'yi" şeklinde bulmuştur.

Çizgi roman serisi

4 yorum:

Sosyal_FB dedi ki...

Bir de "Phantom'un yuzunu goren olur" vardi.

Digerlerinin yaninda, Ahmet Yilmaz'in "Fener macina giden Phantom"u da muazzamdir.

Phantom demisken (gerci baska Phantom'a gecmis oluyoruz ama) Lois de Funes'i anmadan olmaz.

kid dedi ki...

eden adası da unutulmaz, hzzz hayvanı, altın kumsal, pırlanta kulübe (ki diana ile orada dünya evine girmiştir bizim ibiş).

Adsız dedi ki...

Ruh hastası bir mizah anlayışınız ve yazı tarzınız var nederlender bey. okumalara doyamıyoruz. saygılar

Can Şeref dedi ki...

Ben bir kaplanla dövüştüğünü hatırlıyorum, bir masumu kurtarmıştı Bengal Kaplanı'nın elinden, Diana2da Bengali de gazetecilik yapıyordu yanlış hatırlamıyorsam, "ölümsüz ruh" hatununu canı çektiğiinde trençkotunu giyer, fötr şapkası ve güneş gözlüklerini takar, hatununu alır Eden Adasına götürürdü. Parayı da atalarını kötü adamlardan ei bir şeydilde ettiği ganimetlerden sağlardı. Yaşlı bir pigmesi vardı adını hatırlayamadım. Bizim padişahların lalaları gib