25 Kasım 2008 Salı

İNÖNÜ'YÜ ÖZLEMİŞİZ



Geçen sene bizim çocuklar askerde olunca İnönü'deki derbiyi es geçmiştim. Ondan evvelki sene de Kezman'ın tek gol attığı maça bilet bulamamıştık (doğrusunu söyleyeyim, bulmak için pek zorlamadık). Eskişehirspor Süper Lig'e çıktığında en büyük sevinç kaynaklarından birisi de İstanbul'un diğer statlarına deplasman taraftarı olarak gidebilme şansımızın artmasıydı. Aslına bakarsanız, 10 seneye yaklaşan İstanbul geçmişimde Eskişehirspor'u şehrin pek çok stadında izledim; Maltepe, Kartal, Zeytinburnu, Güngören... Ama bu başka işte, o maçlara gittiğimizde takım asıl adıyla üçüncü ligteydi. Şimdi ise Türkiye'nin gözü önünde, İnönü'de.

Biletix'te hafta içi rakip biletleri de sattılar, o iyi oldu. 1. sıra 1-2 numaralı koltukları aldım ben de, o kadar hevesliyim yani. Yalnız bakın işe, hava cumartesi günlük güneşlikken birden 13 derece düştü İstanbul'da. Pazar günü maça hazırlanırken bu hızlı gelen kışın şokuyla kalın kalın giyinip düştük İnönü yoluna. İlk defa saat tuttum, evden 20 dakika çekiyormuş İnönü yürüyerek. Eski açığın önüne geldiğimizde ise 100-150 kişilik bir sıra görmek can sıkıcı oldu biraz. Yine de dikkatimizi çeken şey, 20 dakikalık bekleyişte, bu tek sıranın asla bozulmaması ve sağdan soldan kimsenin sızmaya çalışmaması oldu. Sanırım insanları serbest bıraktığınızda daha çabuk medenileşiyorlar, baskı bizi biraz daha fazla kudurtuyor.

Girdik içeriye. İçeride yer bulma problemi de yok ne güzel. Maça 10 dakika kala oradayız yani. Beşiktaş'ın anonsçusu "Hoşgeldiniz Eskişehirspor taraftarları" dedi, eyvallah çektik. Fena da başlamadı maç. Eskişehir dirençli gibi, halbuki orta sahanın iyileri iki "Bülent" sahada değil. Onların yerine Doğa'yla Emre Toraman sahada. Doğa da sarı kart yüzünden kenara alınınca iki tane "ikinci lig topçusu" kalıyor ortada. Emre'yle Can Cumhur. Karşıda da ligin en sağlam hücum hatlarından birisi.

Gerçi Beşiktaş da ilk yarıda duran toplar dışında pek etkili olamadı ama. Zaten eski açığın görüş açısını bilen bilir. Pozisyonlardaki derinliğe uzağız, golü bile net göremedik, o derece. Bizim oradaki kaleye ise Youla pek yaklaşamıyor. Aslında Zapatocny'yi yakalasa belki fırsat doğacak da, Toraman bugün atik. Serdar da yokluyor da tık yok.



Ya ben maçı anlatmaya başladım galiba, ne gerek var. Soğukta, takım da iyi olmayınca pek motive olamıyor insan. Beşiktaş da ikinciyi bulunca maçı rölantiye aldı zaten. Tribünlerin aklı Kadıköy seferinde. Sırasıyla tüm tribünlerle karşılıklı tezahüratlar başlıyor, tabi ki anti-fenerbahçe. En son sıra Eskişehirle karşılıklı yapmaya geliyor. Neyse ki şehrimin takımı bu tür küçük hesaplardan uzak. "Ne Fener ne Kartal ne de Galatsaray, kalbimizde sonsuza kadar Eskişehir sevgisi yatar(küfürler silindi tabi aradaki)" tezahüratıyla veriyorlar yanıtı. Artık maçın sonu bağlanmış, biz de soğukta en az bir yarım saat daha beklemenin can sıkıntısı başlıyor. O sırada kapıda bir hareketlenme görüyoruz. Maçın bitmesine 5 dakika kalmış, çıkabilir miyiz diyoruz, açıyorlar kapıyı, çıkıyoruz. 21:15'te evdeyiz, daha ne! 2 gün önce Efes-Fenerbahçe basket maçından sonra 15 dakika bekletilen deplasman taraftarı olarak şaşırıyorum tabi. Aslında yine Ahmet'le konuştuğumuza geliyor iş. İleride bunlara güleceğiz, bu medeniyetsiz, kafese alınmaya çalışılan taraftar hallerimize.

10 sene oldu İstanbul'da, Eskişehir'i ilk kez SüperLig'de izleyebildim. Bundan sonra aldıkları hep 3 puan olsun da, bu izlemeler daim olsun diyoruz şimdilik, hadi bakalım..

by tunchay

5 yorum:

Joe Jonese Atesdagli dedi ki...

ikisi de uzaktan sevdiğim takımlar. Maçı izleyemedim ama eminim her iki taraftar grubuda eğlenmiştir.

ziggytheking dedi ki...

Dediğiniz gibi Zeytinburnu, Bahçelievler stadlarından sonra Süper Lig'e yükseldiğimiz İnönü'de (televizyondan bile olsa) EsEsimizi izlemek çok iyi geldi ama geçen seneki şampiyonluk ruhunun olmadığı aşikardı.

Adsız dedi ki...

cok bekledik inonude samiyende kadıköyde eses çekmeyi. beklediğimize de değdi mi bence degdi...

GoKaN

Tuner dedi ki...

Neyse ki şehrimin takımı bu tür küçük hesaplardan uzak. "Ne Fener ne Kartal ne de Galatsaray, kalbimizde sonsuza kadar Eskişehir sevgisi yatar(küfürler silindi tabi aradaki)" tezahüratıyla veriyorlar yanıtı.
Bunun üstüne de
2 gün önce Efes-Fenerbahçe basket maçından sonra 15 dakika bekletilen deplasman taraftarı olarak şaşırıyorum tabi
olmamış hocam

gerçekten olmamış...

Ömer dedi ki...

Hesaplarin kucuk veya buyuklugunu siz mi tutacaksiniz artik? Bu blogda buna sebep mi olacak ? Yazik..