24 Kasım 2008 Pazartesi

KOCAMAN BİR ADAM (!)


Samet Aybaba. Teknik direktörlük yeteneği sizce nedir? Çok fazla olduğunu sanmıyoruz büyük ihtimalle. Hakkında övgü dolu sözcükler duymadık pek. Genelde eleştiri, sık yer değiştiren teknik adamlar için söylenen ve bizim de söylediğimiz bilindik ifadeler. O Aybaba'nın 2 tane Türkiye Kupası var kariyerinde. Birisini Gençlerbirliği ile diğerini de Trabzonspor'la kazandı. Hikmet Karaman. Teknik direktörlüğünden çok adamın karakteri konuşuluyor ve genelde de alaya anılıyor. Onun teknik adam yeteneklerine güvenen bir ferd-i vahit bulacağımızı hiç sanmıyorum. Örneğin Galatasaray'ın başına geçmesini isteyen kaç Galatasaraylı vardır? Ben söyleyeyim yoktur. O Karaman'ın Kocaelispor'la 1 Türkiye Kupası var. Bülent Uygun. Geçen sene sahada yaptığı işlerden çok saha dışındaki hal ve haraketleri, tavırları, ağzından çıkanlarla ilgilendik (ben de dahil olmak üzere). Sivasspor ile ligi dördüncü bitirdi. Son 2-3 haftaya kadar şampiyonluğu kovaladı. Bu sezon da dördüncü sırada. Tolunay Kafkas. İlk kulüp teknik direktörlüğü görevinde Kayserispor'la Türkiye Kupası'nı kaldırdı ve takımını lig beşinciliğine taşıdı. Bu sezon yedinci sırada. Henüz 4 sezon önce birinci lige çıkmış bir takımdan bahsediyoruz unutmayalım. Kafkas geçen sezon bunları yaparken oynattığı kötü futbol ve "Trabzon'a gol attığı zaman sevinmiyor" iddialarıyla konuşuluyordu. Hala birçoğuna göre iyi bir teknik adam değil.....Dört örnek verdim...bunları çoğaltabilirim uzatmamak amaç.

Aykut Kocaman. 8 sezondur kulübede oturuyor farklı takımlarda. Türk futbol kamuoyu, Türk futbol izleyicisine göre etraftaki en iyi teknik adamlardan birisi, yukarıda sayılan 4 adamdan da daha iyi olduğunu söyleyen insanların sayısı çoğunlukta olur büyük bir ihtimalle. Hele Aybaba, Karaman gibi isimlere göre ona Sepp Herberger muamelesi yapılıyor. Peki...Kocaman'ın 8 yıllık kariyerinde kazandığı kupa sayısı kaç? Sıfır. Elde ettiği akılda kalıcı derecesi var mı? Var. Başarımsı. 2001-02 sezonunda İstanbulspor'u kümede bırakması. Başka bahsedilen hiçbir başarısı yok. İstanbulspor'dan sonra Malatyaspor ve Konyaspor'u çalıştırdı. Bu sene Ankaraspor'la lig üçüncüsü. En iyi sezonunu geçiriyor. Lig sonuna doğru ne durumda olduğunu göreceğiz. Türkiye'de Aykut Kocaman'ın teknik adamlığının gereğinden fazla büyütüldüğünü ve bu sınırlar içindeki en overrated adamlardan birisi olduğunu düşünüyorum. Kendisi hakkında söylenen tüm övgü dolu sözlerin % 90'ı, karakterinin çok düzgün olduğu, centilmen bir futbol profili çizdiği, işine saygılı oluşu. Tümüne katılıyorum zerre muhalefet göstermeden. Türk futbolundaki en sağlam duruşlu adamlardan birisi Aykut Kocaman. Ama sahada ortaya koyduğu iş? Bana örneğin Kocaman'ın teknik adamlık kariyerinde"laptop hocası" dediğimiz Ersun Yanal'dan daha fazla futbola katkı yaptığını kanıtlamak çok zor geliyor. Bu kadar üzerine konuşulan, bu kadar övülen, üzerine kitaplar yazılan bir adamın tek futbol başarısının 2001-02 sezonunda kadrosunda Saidou, Saffet Akyüz, Saffet Akbaş, Pinto, Zdravkov, Cenk İşler, Mehmet Yozgatlı, Mithat Yavaş, Petkov, Haluk Güngör, İlker Yağcıoğlu, Fuat Buruk, Bülent Üçüncü gibi isimlerin bulunduğu ve o kadar da yaratılan efsanede olduğu gibi döküntü olmayan bir kadroyu ligde bırakması olması sizce acaip değil mi? O sezon, futbolcuların aylardır para alamadığı halde onurlarıyla mücadele ettiklerine dem vurularak Kocaman'ın başarısı taçlandırılıyor. Aynı ülke kamuoyu aynı dönemlerden geçen ve aylarca para alamayıp şampiyon olan Galatasaray'ın teknik adamları Lucescu'yu ve Gerets'i bu ülkeden kovalamışken. İlk paragrafta saydığımız hocaların hiçbirini hala adam yerine koymazken. Aykut'un futbolculuk kariyerinde yaptıkları, karakter özellikleri, duruşu, ağzından çıkan sözlere yapılan övgülere hiçbir lafımız yok. Ama onun sırf bu özellikleri ile "iyi bir teknik direktör" olduğu görüşüne hiç katılmadım, katılmayacağım da. Bu yazının muhalifi de çok olacaktır. Yorumları zevkle bekliyorum.

44 yorum:

alperensaylar dedi ki...

samet aybaba ile hikmet karaman kaç senedir teknik direktörlük yapıyorlar, o kupaları kaç sene de kazandılar?
bence de aykut kocamanın teknik direktörlüğü kişiliği üzerinden değerlendiriliyor ama daha hiç bir takımı uzun soluklu çalıştırmasına izin verilmemiş ki. en fazla 1 sezon kalmış aralıksız takımının başında.2 sene ankarasporu veya başka bir takımı çalıştırsın, o zaman daha net bir yorum yapılabilir bence.

Şen Şef dedi ki...

Overrated olabilir gerçekten de Aykut ama ben bahsi geçen diğer hocaları da aşağılamam o ayrı. Öte yandan Aykut Kocaman belli bir seviyede kontrollü futbol oynatan bir hoca. Ne eksilir ne çoğalır gibi görüntüsü, tamam ama, Zico'yu mesela Ankaraspor'a koysak ne yapar?

İyi hoca kupa kazanır gibi bir basitleştirme değil yazdığının amacı biliyorum ama gene de sadece böyle yargılanmış gibi duruyor. Ayrıca bir antrenör kariyeri boyunca ilerleme gösterebilir. Bahsi geçen isimlerin çoğuna göre yaşının ve tecrübesinin daha küçük olduğunu da unutmamak gerek.

Ortega dedi ki...

Hıncalvarı bir yaklaşım olmuş ama yazıdaki mesaja katıldığımı belirteyim. Aykut'u çok severiz ama.. orası ayrı.

CanBey dedi ki...

garip bir memlekettir türkiye. vardır böyle insanlar. kutsal gibidirler. kimse eleştiremez, kimse onlar hakkında olumsuz bişey söylemez, söyleyemez, olumsuz konuşanların aklından şüphe edilir. çağan ırmak vardır mesela. hani gündemde son filmi var diye bu örneği verdim. adamakıllı hiç bir başarısı olmamıştır, yetenekleri kısıtlıdır bence. ama kimse kötü bir söz söylemez, aksine en vasat işleri bile müthiş bir başarı gibi gösterilir. aykut kocaman da bunlardan biri işte. belki de mesleğe başlangıç yıllarında kendilerinden biçilen "harika çocuk" unvanının hakkını ilerleyen yıllarda veremeseler bile kendilerine verilen şansları yüzlerine gözlerine bulaştırmadıkları için saygı gören insanlardır bunlar. karakter özellikleri, kişilikleri, insani değerleri de bu saygınlıklarını koruyan birer zırh olarak görülebilir.

Flying Dutchman dedi ki...

ne Hıncalı yahu...
yorumları bekliyoruz dedik diye adamın gelişine bak :))

o kadar da beklemiyoruz

Adsız dedi ki...

Aykut Kocaman konusunda ki görüşlerine katılmıyorum ayrıca bayram değil seyran değil hayırdır diyorum Fırat hocaö,umarım hafta sonu kaybedilen 2 puanın acısı sebeb olmamıştır bu yazına.

Ferman

İLKER dedi ki...

Evet katılıyorum.Henüz elde olan gecerli bir basarısı yok.Ama beklemek lazım.
Akıllı bir futbolcuydu.Aklı hala varsa kıt imkanlarla en fazla verimi çıkartır diye düşünüyorum.

Flying Dutchman dedi ki...

@Ferman

koskoca bir analizi 1 futbol maçına sığdırmak bir yana bu blogu en uzun süre takip edenlerden birisi olarak hadiseyi Galatasaray eksenine oturtmanı ve bu blogun yazarlarının yazılarını yazarken tuttukları takım kimliklerini bir kenara bıraktıklarını unutmanı yadırgadım açıkçası, her puan kaybedilen maçtan sonra burada rakibin teknik adamını eleştirseydik bu blog iflah olmazdı,


ayrıca bu hafta sonu 2 puan kaybı olmadı. Dün 4-0 kazandık biz. yanlışın var

ealturk dedi ki...

elbette halen eksikleri olan bir teknik direktör bircok kisi de zaten bu seneki basarıyı fenerbahcenin fikstürünü takip etmesine baglıyor.bknz gecen seneki sivasspor örnegi.yanlız zaman icinde eger uzun soluklu görev alırsa bir takımda iyi işler yapıcagına inanıyorum.bu satırları da adam gibi adam olmasından dolayı yazıyorum=)

Noat Samisa dedi ki...

Bir Aykut Kocaman sanrısı olduğu tespitine katılıyorum, en azından abartıldığı söylenebilir.Ama ''kupa kazanan'' Anadolu'nun her yerini gezmişler ile karşılaştırılmasında ben yine de oyumu Aykut Kocaman'a veriyorum.Maç sonu dinliyorum kendisini: Fenerbahçe'nin duran toplarına çalıştık ama yediğimiz gol türünde bir şey beklemiyorduk, mealinden bir şeyler söyledi.Muadillerine bakıyorum, mesela Rıza Çalımbay.Basit goller yemek, basit hatalar yapmak ve oyunu iyi-kötü oynamaktan fazla bir şey bulamıyorum.Kaşarlanmışlara bakıyorum, onlarda ise ''dağları devirmiş'' hissitayı var.Aybaba, Karaman, Arıca, Kayıhan vs.Diğer yandan Ersun Yanal, Ertuğrul Sağlam ve Aykut Kocaman.Bu üçlünün vizyonu nispeten geniş, daha çok şey vaad ediyorlar bana.Ha, bu vaad CL seviyesi değil elbette.Ankaraspor kompakt bir yapı kurmuş örneğin, bu takımı yerliler arasından kime verirseniz ''doğru yönetimsel politikalar eşliğinde'' takım şu durumun üzerine çıkar diye sorsam?Aybaba ve Karaman'a vermeyeceğim kesin.

Adsız dedi ki...

ama yuh ferman yani senin yaptığın ayıp biraz. joe jones ateşdağlı bile babası hakkında yazdı,babasının tuttuğu takımı söylemedi, sen dutchman'e gider yapıyorsun. vallahi ayıp.

varol döken dedi ki...

@flying dutchman
ferman ve ferman gibi düşünen arkadaşlara ders niteliğinde bir cevap vermişsin...

bayramda da seyranda da yazın, sorulacak sorudan çok cevabınız var...

helal olsun.

varol döken dedi ki...

aykut kocaman'a gelince, teknik direktörlüğünü değerlendirecek gerekli malzemeye sahip değilim, oynattığı futbolu 2 maç üst üste takip etmedim, dünya futbolunun neresinde olduğunu bilmem, futbola nasıl baktığını da... yetiştirdiği bir genç yetenek var mı haberim yok veya yetişmiş genç yeteneklere nasıl davrandığı hakkında da... sadece sonuçlar üzerinden değerlendiremeyiz bir teknik adamı, sebepler sonuçları etkilemese de benim yorumları etkiler...

ancak bildiğim tek bir şey var: bu ülkede şampiyonluğu getiren maçta sıcağı sıcağına rakip oyuncuyu teselli etmek ve onun hakkını vermeyi yapacak başka bir adam yoktur!

not: konu yine adamlığına döndü ama ne yapayım unutamıyorum o röportajı!

Adsız dedi ki...

Espri yaptım ya alınma hemen lütfen,anlarsın diye düşnümüştüm,Fc Utrechtimize de başarılar Eredivise'de :))


Ferman

Adsız dedi ki...

Yanlış anlaşıldığım için özür dilerim tekraren hmm eklemeyi unuttum bu Blogu çok sevmemin sebebi de zaten sizin ve diğer arkadaşların fanatiklikten uzak ve objektif duruşunuzdur zaten

Ferman

Adsız dedi ki...

@Varol sen Ramonla uğraş be arkadaşım beni boşver :))

Gerekli açıklamayı yaptık ve özürümüzü de diledik zaten umarım kafi olmuştur

Ferman

rıza yaşar dedi ki...

Belki elle tutulur bir başarısı yok ama her türlü kupayı 4 büyüklerin (hatta 3 büyüklerin, hatta ve hatta son yıllarda 2 büyüğün (isimleri lazım değil)) aldığı/sahiplendiği bir futbol coğrafyasında kupa almak bir başarı kıstası olmamalı kanaatimce.
kariyerinde kupa kazanmış olup da nöbetçi antrenör olmaktansa belli bir duruşla, belli bir futbol tarzı ile yer edinmek daha önemli olsa gerek. Sonuçta hepimiz az çok Aykut Kocaman takımlarının ne oynadığını ne oynayaağını biliyoruz. İstikrarın istikrarsızlık olduğu süper ligde bu bile başlı başına başarı sayılmalı. En azından 9 yıllık kariyerinde bir sezonda birden fazla takım çalıştırmadı Aykut Kocaman. Daha fazla para uğruna çalıştırdığı takımı yarı yolda bırakmadı. Kalıcı başarılara da yakın zamanda ulaşacaktır diye tahmin ediyorum en azından ümit ediyorum. Benim Aykut hocayı eleştireceğim tek husus çalıştıracağı takım seçimidir. Yıllardır müessese takımlarını çalıştırıyor. Belki Malatya ve Konya gibi şehir takımı deneyimleri de oldu ama yeterli değildi bence. Eskişehir gibi, Bursa gibi, Kayseri gibi, Gaziantep gibi şehrin desteğini alan kalburüstü takımları çalıştırsa kariyerinde sıçrama yapabilir. Umarım kısa zamanda Aykut Kocaman gibi vizyon sahibi, belli bir duruşu olan Teknik adamlar çoğalır ligimizde ve lig tv yorumculuğu-teknik direktör ekseninde dönüp dolaşan çapsız (özür dilerim ama daha iyi bir ifade bulamadım) çalıştırıcılara sabretmek zorunda kalmayız.

Adsız dedi ki...

yıllardır oynattığı rakibi kilitleyerek, denk gelir de atarımcı,en basit tanımlamasıyla zevk öldürücü futbol sebebiyle overrated listesinin tepesindedir aykut kocaman benim gözümde.üzgünüm 10 kişiyi topun arkasına alıp savunma yapmayı artık herkes yapıyor, ama 10 kişiyle hücumu sadece premier league takibinde salyalarla izliyoruz.

ayrıca eksen muhabbetine oturtmayalım demişsin fırat.ama fenerbahçe maçındaki kadro tercihi,oyuncu değişiklikleri ile gs maçındakini karşılaştırırsak aykut kocaman, tarafsız bir gözle bile adamlığından,o çokça övdüğümüz, yemiştir şu iki haftada.daha da fenası hıncalın 100 kerede bir kere doğru söyleme sekansına konu olmuştur.

2 maçta değerlendirmeyelim diyoruz, herkesin tek maçla değerlendirildiği bir ortamda,doğruları yok saydığımız bir camiada,can sıkan bir davranışı da es mi geçeceğiz?

perek

ezeriko dedi ki...

Yazınızı kupa sayısı gibi, oyuncu kadrosu gibi, ligdeki pozisyonlar gibi çok mantıklı matematik verilerle donatmışsınız. Bana da söyleyecek tek bir şey kalıyor, Aberdeen'in hocası Ebbe Skovdahl'un lafını tekrarlamak: "Statistics are just like mini-skirts - they give you good ideas but hide the most important things."

insivible dedi ki...

turk basinini fazla dinlememek lazim boyle haberlerle kafanin icini pamukla dolduruyolar, yok efendim aykut adam gibi adammis, efendiymis, yok ertugrul saglam, kimse oturup teknik direktorluk den bahsetmiyo damat pazarliyolar bize, yani turk basini oyle bir basin ki kizima koca mi begeniyorum yoksa objektif bi teknik direktor elestirisi mi okuyorum bilmiyorum. zaten oyle bi teknik direktor rotasyonu var ki ben unuttum artik kim nerdeydi, nereye gitti.

Dejan dedi ki...

Evet, biraz abartılıyor ama şöyle de bir şey var ki, Aykut'un elinde hiçbir zaman bu kadar iyi kadro olmadı. İstanbulspor kadrosu kağıt üzerine iyi sadece. Mehmet, Saidou, Petkov ve Cenk dışındakiler fazla iyi değillerdi. Büyük takımlardan düşmüş, bu yüzden konsantrasyonu da düşmüş adamlar. Teknik direktör gazlayıp gençleri, performansı üst düzey adamları oynatabilir ama 35'lik İlker'i, Fuat'ı, Saffet'i oynatmak zor. Yıllardır umduğunu bulamamış Cenk'i, Haluk'u oytatmak, motive etmek zor. Bence bu tarz oyuncuları toplayan takımlar en kötüsünü yapıyor, sürekli küme düşenler arasında yer alıyorlar. Aykut'u bunun için eleştirmiyorum. Ama overrated durumu şimdilik hakikatten söz konusu ama potansiyeli var ondan kaynaklanıyor herhâlde.

Flying Dutchman dedi ki...

@ezeriko

araya girmeyecektim de gireyim dedim, Real Madrid'i gelmiş geçmiş en büyük kulüp yapan şeylerden en önemlisi benim bildiğim kadarıyla müzesindeki kupa sayısıdır, günümüzde de bir takımın başarısı genelde kazandığı maç sayısı ile topladığı puanla aldığı kupayla ölçülür. Bir takımın aldığı kupa sayısına istatistik demek yanlış bir adlandırma oluyor. Kısacası müzemde ne kadar mini eteğim varsa o kadar başarılıyımdır.

İstatistik örneğin bir oyuncunun kaçıncı dakikalarda daha fazla gol attığı veya bir takımın kendi evinde attığı ortalama gol sayısıdır. Bir kulübün müzesindeki veya bir teknik adamın kariyerindeki Kupa sayısı, oyuncu kadrosu ve ligdeki pozisyonlar istatistik değildir o adamın somut başarı kriterleridir.

Ebbe Skovdahl da ömründe sadece Danimarka'da şampiyonluk yaşamış ve Aberdeen'e 3 sezonda hiçbir şey katmadan ülkesine dönmüş bir isim olarak çok iddialı konuşmuş.

Adsız dedi ki...

Bu yorumun tam tersini düşünüyorum öncelikle belirteyim. Hatta Aykut kocaman'ın teknik direktörlüğünü öven bir post yazmıştım kendi blogumda bir kaç ay oluyor.

Son Konyaspor macerasında Konyaspor'a süper lig tarihinin en güzel futbolunu oynattığını unutmamak gerekir.

Kendisi disipline önem veren hocalardandır. İyi bir kadro disiplini sağlar. Saçma sapan işler olmaz onun takımında.

Bir takımdan gönderilmeden önce bir açıklaması vardı.

Diyor ki Aykut hocam. Benim antrenörlüğümü, oynattığım oyunu çok beğeniyorlar ama oyuna müdahale etmediğimi kenardan seyrettiğimi söylüyorlar (o dönemin yöneticilerin hitaben söylemişti)

Devamında şunu belirtiyor... Teknik adam saha içinde ki en soğukkanlı olması gereken kişidir. En küçük ayrıntıyı dikkatlice seyredip oyuna müdahaleleri sezmelidir.

Yani demesi şu ki Yılmaz Vural gibi, Hikmet Karaman gibi yırtmaya gerek yok... Olmuyorsa olmuyordur.

Evet yani Yılmaz kendisini 10 senedir yırtıyor varmı bir numara?
Elle kolla bağıra çağıra tuhaf hareketler yapıyor. Amma hayvanları ahıra sokmuyoruz ki teknik direktörlük yapıyoruz değil mi yahu.

Ankaraspor'a da lige çıktığı ilk seneden sonra en iyi futbolu oynatan adam yine Aykut hocadır.

Güzel yapıyor işini bence. Saygıdeğer bir adam.

Ayrıca başarı ile yetenek kıyaslanmamalı bence. Mesela bir Osman Özdemir'in de başarısı yoktur. Ancak 3. ligten getirdiği stoperlerle geçen sene oynattığı futbol, kurduğu takım aşikar...

Bu benim yorumum tabi farklı düşünmemiz normal.
Saygılar.

Joe Jonese Atesdagli dedi ki...

dutch yazıyı okudum,haklısın. ama benim anlamadığım bir nokta var. daha doğrusu konuya eleştirisel bir noktadan bakmaya çalışan arkadaşlarda sürekli gözlemlediğim basmakalıp bir eleştiri çeşidi var;

x tkenik direktörünün iyi bir direktör olduğunu anlamamız için y gibi büyük bir takımı çalıştırması gerekiyor.

ne ki bu?

Ömer Şahin dedi ki...

Şahsen yerli antrenörlerde eğer çıtası çok yüksekte olan Terim'i klasman dışı bırakırsak Ersun Yanal dışında adam tanımıyorum. Ankaragücü ve Gençlerbirliği'nde oynattığı futbol bence Türkiye'de dört büyükler dışındaki takımlar için zirvedir. UEFA kupası'nda yaptıklarını biliyorsunuz. Benzer bir başarıyı Denizli Çanakkale geçilmez ile yaptığı için Rıza Çalımbay'ı katamıyorum buna. Ersun Yanal'lı Gençler Blackburn ve Lisbon'u kendi topunu oynayarak geçti.

Aykut Kocaman'ın ise bence antrenörlüğü kadar duruşu da soru işareti. Aykut Kocaman duruşunda(!) bir adam gider neden Melih Gökçek'in takımını çalıştırır, sahada sıfırken sadece rakip elle gol attığında sanki evrensel başarılar kazanacakmış da o maçtaki elle atılan gol her şeye mani olmuş gibi gidicem bu şehirden ülkeden takımdan tipi assolist kaprislerini neye dayanarak yapar merakı içindeyim.

Bir Fenerbahçe'li olarak Aykut Kocaman'ın Kocaman'lığı çubuklu formada kalmıştır bence.

Adsız dedi ki...

Çalıştırdığı takımların Fenerbahçe'yi yendiğini de görmedim.

Adsız dedi ki...

@adsız sana Enke'nin Fenerbahçede çoooook uzun süren kariyerini bitiren İstanbulspor-Fenerbahçe maçını hatırlatırım,o İstanbulsporun başında da Aykut Kocaman bulunuyordu.

Ferman

kerberos dedi ki...

başarı ekseninde değerlendiriyoruz madem, Türk futboluna Fatih Terim'den daha fazla katkı sağlayan bi 'adam!' yoktur, araştırın bakın!...

şimdi sadece bu şekilde bakıyorum, başarıyı kriter alıyorum, polinomunu alıyorum, çarpanlarına ayırıyorum, yook kardeşim genede olmuyor. fatih terim gibi bi adam gelip kupa aldırıp, avrupa üçüncüsü yapacağına, Aykut Kocaman olsun, varsın 'başarımsı!' takılsın, genede eyvallah deriz!...

Ortega dedi ki...

Aykut Kocaman ne zaman Fener'i yendi ki? türünden yorumlar ne yazık ki abesle iştigal. Kaldı ki yukarıda belirtildiği gibi bu teori hemen çürütülüyor yani.

Bu kadar fazla takılmayın böyle şeylere.

Ayrıca Uçan Hollandalı yorum istemişsin, yorum yaptık kardeşim.. ne kızıyorsun hemen, alla alla :D

fabrizio dedi ki...

Başlığın sahibi barış abinin kitabını okumuştum. Kendisi diyor ki: "Türkiye'de kaç tane teknik direktör ile bir sezon geçirilir ve o bir sezonda o kitabın içi nasıl doldurulabilir?" İşte buradan yola çıkarak yazmış o kitabı Barış Tut. Ben de katılıyorum.

Senin yazdığın ve okuduğum yorumlar da zaten bu düşünceyi destekliyor.

Ancak ben Aykut Kocaman'ın aynı zamanda iyi de bir teknik direktör olduğunu düşünüyorum. İyi için kriter nedir diye sorulacak olunursa cevabım şudur: "Aykut Kocaman'ın çalıştırdığı takımlara bir bakın. Çoğunda farklı bir mental yapı, farklı bir sistem görebilirsiniz. Aynı takıma sezon içerisinde iki farklı şablonu rakibine ezilmeden oynattığı görülebilir Aykut Kocaman'ın. Zira karşısındaki takımı Karamanlar gibi, Vurallar gibi ortaya karışık bir futbol oynatmaz. Eldeki kadrosu nasılsa ona göre bir şablon uygulayabilir. İşler kötü gittiğinde kurnaz ortacılar gibi takımı bırakmaz. Kariyer konusunda da fazla hırsı yoktur (bu yorumları kitaptan okuduklarımla besliyorum yani sadece yedek kulübesindeki üç dakikalık görüntülerden, maç sonuçlarından sallamıyorum). Belki de kendisinin başarısızlık olarak adlandırılan kariyeri bu yüzdendir. Bunların yanında Melih Gökçek'in yanında ikinci kez yer almasını da bir kişisel borç olarak niteliyorum. Zira önceki yıl geniş imkanlarla getirilmişti kendisi. Ve büyük hüsranla ayrılmıştı takımdan. Bu nedenle Melih Gökçek'e hayır diyememiş olabilir.
Benden bu kadar...

miracsaral dedi ki...

Dünyada üç tip hoca profili vardır. Birincisi "sistem" hocalarıdır. Bu hocalar kafalarında oluşturdukları bir yapı ve sistem vardır; ona göre oyuncu alırlar, ona göre genç oyuncu yetiştirirler. Bu felsefenin oturması zaman alır ama doğru hocalık anlayışıyla uzun vadede size çok iyi sonuç verir. En meşhur örnekleri Alex Ferguson ve Aragones'tir mesela. Mesela İspanya oturmuş sistemiyle en az 10-15 sene tüm turnuvaları domine edeceğini düşünüyorum. Ama buraya ne zorluklarla geldikleri malum. Diğer hoca türüde oyuncuya göre sistem üreten ve çabuk başarıya ulaşan hocalardır. Misal Capello ve Mourinho. Capello, elinde bir ton savunma adamı olan Roma'yı ligin en az gol yiyen takımı olarak şampiyon yaptı. Elinde bir ton hücum adamı olan Real'i ligin en fazla gol atan takımı olarak şampiyon yaptı. Bu hocalar öyle çok bulunmaz, biraz sorunlu yapıları vardır ve heyecanlarını kısa zamanda kaybettikleri için çok takım değiştirirler.

Son kısımda bunların arasında sıkışmış çoğuluk olan hocalardır. Kafalarında bir taktikleri vardır ama çoğunluklu ellerindeki takımla bütünleşmez ve gündelik olduklarını bildikleri için kısa zamanda sonuç alıcı karanlık futbola dönüş yaparlar. Bence Hikmet Karaman ve Samet Aybaba o ekolden adamlar. Kötü hocadırlar demiyorum ama kafalarında bir hedeflerinin, bir futbol anlayışlarının olduğunu zannetmiyorum. Yani, bir Hikmet Karaman takımı sahaya çıktığında oyun anlayışının ne olduğunu kimse kavrayamıyor.

Ama Aykut Kocaman öyle değil. Üzerine hergün koyduğu kendi tarzında bir futbol anlayışı var; Bol pas, oyunu soğutmak, savunmada üst düzeyde yardımlaşmak, oyunu kontrol etme isteği, serbest oynatılan Mehmet Çakır vs vs. Bize çok sıkıcı gelerek nefret edebiliriz ama bu adamın bir taktik anlayışı var en azından. Bir anadolu takımının deli gibi savunma yapıp, itiş takışla, kontra atak beklemek ezberini bozarakta maç kazanabileceğini kanıtlayan Ersun Yanal'dan sonra ikinci isimdir. Eğer bu sene iyi bir yerde bitirebilirse Avrupa'da ne yapacağını çok merak ediyorum.

Adsız dedi ki...

bence burada üzerinde durulması gereken en önemli konu, bir teknik direktörün, yani spor eğitmeninin başında bulunduğu klübün futbolcularından taraftarlarına örnek alınacak bir insan olmasıdır, Aykut Kocaman gibi... Abdullah Avcı da mesela o karakteri gösterdi geçen sene Adnanların kıskacında. Böyle insanlar kupa almasalar dahi baştacı edildiği gün ülkemizde futbol, topluma birşeyler verir duruma gelebilecektir. Öyle daldan dala takım çalıştıran, geleceğe dair en ufak plan-program yapmayan hocaları ben neyleyim, varsın kupa canavarı olsun...

CaRtMaNtR dedi ki...

Hocalık dışında karakteri belki kendisini olduğundan değerli gösteriyor olabilir. Ama kupalı ve bol kaşarlı yazıda adı zikredilmiş hocalarımız ömrü hayatlarında bir büyük takım çalıştıramayacaklardır. Ama belli bir duruş sergilemiş ve takımlarına belli bir seviyede futbol oynatmış hocaların ama az ama çok illaki bir büyük takım yönetme şansları olabilir kanaatindeyim.

Ömer Şahin dedi ki...

@calciomesso

Barış Tut'un o kitabı futbol eserleri arasında bir fecahattir.
Neredeyse sadece o sezon ilk yarısında İstanbulspor'un hangi dizilişle oynadığı üzerine bir eser.

http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=6936504

Yani Aykut'un o kitabı doldurduğu falan yok.

Alper Öcal dedi ki...

Aykut'u değerlendirirken futbolda hangi yolu tercih ettiğine bakmak lazım.

Aykut bol pasa dayalı, oyuna hükmeden bir anlayışı tercih ediyor. CAP'nin hayli etkisinde. Bu tür bir oyunu oturtmak için gereken zaman Ersun Yanal'ın oyunu için gerekenden çok daha fazla.

Ve maalesef bu ortamı hiç bulamadı. Belki Ankaraspor'da bulur.

Duruş konularına hiç girmiyorum, o konuda istikrarı olduğunu düşünmüyorum çünkü.

Çetin Cem dedi ki...

üstad, argümanlarda çok doğru yanlar var ama demogoji ya da bilgi yanlışı da var arada :)

aykut kocaman'ın takımı ligde tuttuğu sene 2001-2002 sezonu değil, 2003-2004 sezonu. kariyerlerinin sonundaki uche ile saffet akbaş'ın abilik ettiği, sezon ortasında parasızlıktan deplasmanlara otobüsle giden, arada yozgatlı ve tartışmalı bir transferle petkov'u da kaybeden bir takımdı o. döküntü işte, toplama takım, ve bir toplama takımın ne hallere düştüğünü bu sene kocaelispor'dan görüyoruz. o takımı ligde tutmak iş mi diyenlere, 40 puanla bursa'nın düştüğü sezonda 41 puan alıp ligde kalmak iştir. bunu yaparken kupa yarı finalinde trabzon'a elenmek de varsa, daha da önemli iştir.

malatya ve konya başarısızlıkları hanede eksi puandır, doğrudur, geçen seneki ankaraspor hüsranını bu sene telafi etmesi de onu kalburüstüne çıkarıyor teknik adamlık kapasitesi olarak.

ve yukarıda da belirtilen, vizyon meselesi de onu diğerlerinden daha öne koyuyor. ertuğrul sağlam'ın duruşu ve vizyonu nasıl onu beşiktaş'a taşıdıysa, tolunay ve aykut'un da yolları öyle açık olacaktır. bu, onları engin ipekoğlu veya ünal karaman'dan ayıran husustur. açıkçası türkiye'de büyük takım çalıştırmak için o vizyona da sahip olmak şarttır, ve bu da kötü bir şey değildir. bülent korkmaz'dan umutluyduk hepimiz, ama o bursa'dan dosdoğru gençler'e gidip oradan da bir ayda kovularak bizi de üzdü kendisini de. aykut takım bırakıp sene ortasında başka yere geçmedi, ertuğrul da.

ve son olarak, "bu ülkeden gerets ve luce kovalandı" deniyor ama bir yanlışı göstermek için başka bir yanlış örnek verilmez ki. gerets ve luce zamanında galatasaray yönetimlerinin vizyon eksikliği (luce durumunda terim'in bir seçim yatırımı olarak kullanılması gerçeği de vardı) yüzünden gönderilmişlerdi. bunun ne kadar yanlış olduğunu artık herkes görüyor ve kabul ediyor. dolayısıyla bu da doğru bir argüman değil kanımca.

son olarak, bu ersun yanal antipatisini hiç anlamıyorum. ersun 2000'li yılların en iyi yükselişini yapmış türk hocası ve ankaragücü ile gençlerbirliği'nde yaptıkları ortada. milli takım'da adamın başını nasıl yediklerini gördük, manisa'da ise başarısız bir kriz yönetimi sonucu kötü bitirdi ve kariyeri bir anda silindi. kendine has bir futbol görüşü olan, oynattığı takımlara bir karakter katabilen kaç türk hocası var ki ersun'u beğenmiyoruz?

medgallis dedi ki...

her şeyi unutup,yine her şeyden konuştuğumuz o dükkanda arkadaşlardan biri 'artık şu ismet özel putunu yıkalım' demişti.ki ona göre ismet özel türkçenin en büyük şairidir.(benim için de.ama o ayrı bir hikaye)sonra olayı abartmış 'tom waits putunu da yıkalım' demişti.ki elinden gelse adına bir tapınak kurup tom waits'e tapar.(ben de hemen yanında dururdum)
belki biz de aykut kocaman putunu yıkmalıyız.ama bu sayfalarda okudugum en ırkcı yazıyla değil.(özür dilerim ama ırkçıdan başka tanımlama gelmedi aklıma)
verilmiş örneğimsilerin örnek olabilmesi ancak ve ancak aynı takımların aykut kocaman'ın elinde olması ve aynı yollardan geçerek ne yaptığını görmekle mümkün.aykut kocaman'ın elinde hiçbir zaman o yıllarda kupaya ulaşan samet aybaba,hikmet karamanların elindeki kadro olmadı.(ama onların başarısını asla ve asla hafife almıyorum)söz gelimi eğer bu satırların yazarı 'şu an kayserispor kadrosu ve imkanları aykut kocamanın elinde olsaydı tolunay kafkastan daha az başarılı olurdu' diyebiliyor mu?
aykut kocaman yıllardır futbolu en modern haliyle oynatıyor elindeki kadroya ve diğer imkanlara bakarak.
istanbulsporu küme düşmekten kurtardığı yılın kadrosunu saymak en büyük eleştiri hatası bence.o koşullarda o kadroyla bunu başarmaktır zor olan.emin olun hacettepespor(oftaşspor) tarzı bir kadroyla daha kolay olurdu bu.
bir de para alamayan galatasaraylılar efsanesi dillendirilmiş.yabancı oyuncuları kira ödeyemedikleri için evlerinden,okul taksitleri geciken çocukları okuldan mı atılmış?benzinsiz kalan arabalarını en yakın akaryakıt istasyonuna kadar itmek,ya da bir koşu elde bidon benzin almaya gitmek durumunda mı kalmışlar?arkadaşlar şunu kabul edin o oyuncuların her biri o yıl bizim hayatımız boyunca göremeyeceğimiz kadar parayı ceplerinde ya da banka hesaplarında gördüler.maddi sıkıntılar yaşayan hakan şükür'ün sadece forma aşkına klüpte kalacağına inanan bir tek kişi var mı acaba?
@atesdaglı biraderim,biz buralarda üç bin nüfuslu bir köy takımının liderliğine şaşırmıyoruz ama türkiyede sivassporun üçüncülüğüne dahi tahammül edemeyen bir oligarşi varken x ve y lerden oluşan denklem kurmak zorunda kalıyor insanlar.
aykut kocamanın fenerbahceye karsı oynadığı topa laf edenlere ise söz söylemeye gerek duymuyorum çünkü onlar çoktan taş olmuşlardır.(hiç olmazsa bakınız istanbulspor ve konyaspor maceraları..topa eliyle vuran aykut kocaman olduğu için verilmişti belki o gol..ya da diğer üç sözde büyük aynı yolun yolcusu olduklarını hatırlayıp 'el değmemiş bir lig' arzulasın diye)
galatasaray karşısındaki aykut kocamana laf edenlerin kornere eş bir yerdeki faul pozisyonunda iki golü birden sayılmamış forvet edasıyla hakeme itiraz eden,bu yüzden sarı kart görüp bir sonraki maç için cezalı duruma düşen özerden de bahsetmesini bekliyor insan.ki özer sezon başı trasferler olup biterken o bir hafta sonra oynayacakları takıma gidip gelmişti.(meraklısı için not:o takım galatasaray)
aykut kocaman malatyaspor ya da konyasporda neden başarılı olamadı?kesinlikle doğru düzgün bir adam olduğu için.o takımların başına belli sözler alarak geldi.ama verilen sözlerin nadir tutulduğu bu futbol ikliminde her girdiği kabın şeklini alabilseydi yıllarca orta sıra takımı olarak genelin kendisine beslediği sempatinin sağladığı konforla yaşayıp giderdi.hatta arada oligarşiye karşı övünülesi galibiyetler bile alırdı.
ankaraspor ise onun hayatında istediklerini yapmaya en yakın ortam olduğu için var.melih gökçek ve mahdumlarına uygun bir ortamda ağız dolusu küfürler edebiliriz ama ankaraspor şu ülkedeki işleyişe sahip klüplerden biri.söyler misiniz bana türkiyeden hangi takımın almanyadaki yetenekleri daha rahat takip edebilmek amacıyla bir takımı var?(bakınız:berlinankaraspor...ya da bakmayınız)aykut kocaman bana kalırsa profesyonel aklıyla orada duruyor.
herkesin ama herkesin adamlığı konusunda anlaştığı ve bununla yetinmeyip başına bir 'kocaman' koyduğu bir adamı bu özelliğinden dolayı eleştirmek de mümkünmüş gördüm.bu adamın ilk akla gelen özelliğinin doğru düzgün bir adam oluşunu dile dolayarak.
abdullah avcı kupa kaldırmadı henüz.ve işin tuhaf yanı o da belediyelerin bir başka ayağında.o da büyük bir teknik direktör.ve bunu ne kupasızlığı ne de belediye isimli bir takımın başında oluşu değiştirmiyor.
son olarak @ortega biraderime katıldığımı ve bu yazıda biraz hıncal uluçluk sezdiğimi belirtmeliyim.ortaya iddialar atıp gelen tepkilere göre bunun altını dolduran bir yanı var.
keşke tek amacı 'put' yıkmak olsaydı.
selam olsun.

Flying Dutchman dedi ki...

@medgallis

yorumun için teşekkürler, katılmadığım bir kaç nokta da olsa (şu Hıncal tarafı özellikle) bu haliyle farklı bir bakış açısına dokunmadan bırakmak en iyisi.

Adsız dedi ki...

Teknik direktörlük kısmını bilmem eleştirilerinizde haklı olabilirsiniz. Ama konuşması ve genel olarak tavrını seviyorum ben Aykut Kocaman'ın. Futbolcu iken rakiplerinin hakkını teslim edebilmesi belki gönüllerde yer etmesinin sebebi. Şöyle düşünüyorum, futbolcu olsaydım hocamın Aykut olmasını isterdim.

Cüneyt TUNCEL

ihk dedi ki...

ben de aykut kocaman'ın teknik direktörlüğünü beğenmeyenlerdenim. aykut hoca hala parreria'dan öğrendikleriyle devam ediyor.

onun sistemi amerika 94'te brezilya'nın oynadığı topa sahip olmaya dayalı, pas trafiği sırasında topun her bölgede belli bir süre beklediği, savunmayı topu karşı tarafa vermeyerek yapan sistem. o brezilya beklerini ileri çıkartarak ve romario-bebeto ikilisiyle kupayı almış ama tarihin en sıkıcı brezilya'sı olarak tanımlanmıştı.

futbol artık çok daha hızlı oynanıyor. aykut kocaman takımları gibi sürekli yan pas yaparak oynayanlar 7-8 saniyede kendi ceza sahasından rakip ceza sahasına gidenler karşısında çaresiz.

aykut kocaman'ın sistemi türkiye'de kısmen başarılı oluyor çünkü adam gibi pas yapabilen takım sayısı zaten çok az.

Adsız dedi ki...

Futbolda başarı sadece aldığınız kupa sayısıyla mı orantılıdır? Aykut Kocaman'ın türk futboluna kattığı değerler ve çağdaş futbol anlayışı gözardı edilemez.

Adsız dedi ki...

Sürekli değişen ümit milli takımı için biçilmiş kaftandır kendisi.
pas yapmayı,topa sahip olmayı kendilerine karakter edinmiş iki türk hocadan biridir Abdullah Avcıyla beraber.
Bu özelliği genç milli oyunulara aşılaması istense oldukça iyi olur milli takımımızın geleceği için bence
Aragonesin ispanyaya oynattığı müthiş futbolun, bence türkiye temsilcileridir ikiside.
umarım aragones sonrası fenerbahcenin başına geçecek isim olabilir.
Adem

volkanbk3 dedi ki...

Aykut Kocaman daha futbolcuyken takım çalıştırmaya başlayan bu iki teknik direktörün, -bence- hasbel kader bulundukları takımların altın jenerasyonlarına denk gelip kupa kazanmaları hiç de başarı sayılmaz. Çünkü başarı sürekli olandır. Bu iki adamın sürekli yaptığı tek şey ise takım değiştirmek başarılı oldukları tek konu bu.
www.volkanbk3.com
biraz reklam yapmış olcam kusura bakmayın ama bence de bunu yazarken iice bi bakmak gerekti bu adamların geçmişine ve bende baktım uzun uzun yazdım bakmak isteyen buyursun...

Bolat dedi ki...

Unutmadigim cocukluk anilarindandir. Köyümüzün yüksek ögrenim gören delikanlilarindan bir tanesi, söyle birsey anlatmisti: "Benim arkadaslarim rahat rahat porno film oynatan kahvelere giderler, onlara birsey demezler ben bir defa gittim, 'okudugum' icin bana yakistiramayip tüm köye dedikodumu yaydilar". Aykut Kocaman ile ilgili de benzeri bir sikinti var sanki. Konyaspor'u calistirirken, son dakikaya kadar berabere giden bir Galatasaray macinda saniyorum adi Ferhat olan 17 yasinda bir genc futbolcunun attigi golle kaybetmis Aykut Kocaman'in takimi ve o esnada, bir Galatasarayli söyle demisti: "Kocaman adammis. Ferhat'in golünü görünce yüzü kirec gibi oldu. Madem o kadar düzgün insan, sevinse ya 17 yasinda genc bir futbolcunun dogusuna". E yuh artik diyesi geliyor insanin. Bir teknik adamin takimi gol yedigi icin üzülmesinden, hem de sondakikada, yüzünün kirec gibi olmasindan daha dogal ne var?

Belki de Aykut Hoca hic hevesli degil, kendisine bu derece 'mahallemizin agirbasli efendi cocugu' muamelesi yapilmasina. Kendisinin insan oldugunu unutuyoruz cünkü. Ya da bu durum onun kendisine "kil" olanlarin eline koz veriyor. Bakiniz bu hafta sonu oynanan Besiktas karsilasmasi sonrasi Radikal gazetesinde Ilhan Selcuk Ergenekon sorusturmasi cercevesinde gözaltina alindiginda kösesini iki gözü iki cesme, salya sümük ona destek yazilarina ayiran Asena Özkan'in yazdiklarina: "Efendiligi ile nam salmis Aykut Kocaman devre arasinda sahanin ortasina dali verdi".

Hemen söyleyeyim bu ifade yanlis. Aykut Kocaman sahanin icine dalip hakemlerin üzerine yürümedi Asena Özkan adli kisinin yazdigi gibi; hakeme itiraz eden hadi onun diliyle söyleyeyim üzerine yürüyen Mehmet Sen ve diger Ankaraspor teknik ekibini sakinlestirmekle mesguldü. Öyle dahi olsa, sahanin icine girse hakemlerle tartissa ne olur? Efendi adamlarin emosyonu yok mudur? Onlar kizamaz, sinirlenemez, haklarinin yendigini düsündügünde buna tepki gösteremez mi?

Onun bugün Melih Gökcek'in takimini calistiriyor olmasini da diline dolayanlar var. Özellikle yine yukardaki örnek verdigim Asena Özkan'in gazetesinin spor servisi vakt-i zamaninda Aykut Kocaman'i muhtemelen onun da cok hevesli olmadigi halde kendi politik inanclari cercevesinde bir tür proje olarak yapilandirma cabasi icindeyken ve onu yere göge sigdiramazken onun Melih Gökcek'in takiminin basina gecmesini hazmedemeyip ona sirtlarini dönüverdiler. Bir dönem mütemadiyen ondan bahseden bu insanlar, artik her firsatta ona verdikleri destegin pismanligiyla olsagerek, onu elestirmeye calisiyorlar. Aydin Dogan'dan maas alip Ilhan Cavcav'in takimi Genclerbirligi'ni destekleyenlerin bu elestirileri tabii ki son derece komik.

Gelgelelim yukardaki yazida bahsedilen Kocaman'in teknik adamliginin kötülügüne. Öncelikle filanca su kupayi kaldirdi falanca bu kupayi kaldirdi ama sizin kocaman adaminizin bir kupasi daha yok naber tarzi bir yazinin elbette Hincal Ulucvari bir yazi oldugu ithami anlayisla karsilanabilir. Zira bu argümantasyonlarla bir teknik adamin capi hakkinda kesin yargi mümkün olmaz. Ama öbür taraftan Kocaman'in teknik adamliginin henüz ülkenin büyüklerinin birinin basina gelecek ve onlarin tepesinde kalacak derecede iyi olduguna ben de inanmiyorum. Yani daha cok vasat, kendi halinde ligte takilmaya calisan takimlarin calistiricisi görünümde maalesef Aykut Hoca (ki bu durum kendisine asik bir futbolsever olarak en cok beni üzüyor). Zira yillar yili, calistirdigi takimlarda (bu seneki Ankaraspor haric) hep kadrolari daraltti. Tecrübeli ve yildiz oyuncularla calismadi. Halbuki büyük maclar özellikle kaprisli de olsa büyük oyuncularla alinir ve bir teknik adam o zor yildizlari da yönetebildigi anda büyük hoca olur. Aykut Hoca ise daha cok kolej takimi hocasi kivaminda. Takimlarinin da öyle olmasini istiyor. Ayrica kendisinin yabanci dil bilmemesi ve yurtdisindan mesela bir Ersun Yanal gibi oyuncu databankina sahip olmamasi diger eksi yanlari. Israrla diyelim Belcika liginden bir oyuncuyu getittirip onun yildiz olmasini saglamisligi yok. Halbuki bu cok önemlidir yine büyük hoca olacak bir teknik adamda.