Daha önceki yazımızdan da hatırlarsanız, Santos Mirasierra, 8 Ekimden beri İspanya`da tutuklu. Hem de elde karşı delil bulunmamasına rağmen, yasal olmayan bir şekilde... Her geçen gün umutlar da tükeniyor. En son çıkarıldığı mahkemeye videolar sunulmuştu, ispanyol polisin iddia ettiği gibi Santos`un koltuk atmadığı, aksine atılan koltukların polise gelmesini önlerken çekilmiş videolar. Ama nafile... Kendisine gelen destek mektuplarını bertaraf etmek için bir de tutulduğu hapishaneyi değiştirdiler. Bütün bu gelişmelerin üstüne, geçen haftaki son polis vukuatı geldi ve bu tutuklamayla ilgili Ultras Marseille üyelerinin iddialarını ispatlamış oldu.
İddiaya göre, Ultras Marseille`in Rayo Vallecano`nun tribün grubu Bukaneros ile kardeş grup olmalarında uzun süredir uğraş veren Santos, bütün bunlardan haberdar olan ispanyol polisi tarafından ülkeye giriş yapması için bekleniyordu. Tribün grupları üzerinde kontrolü ele geçirmeye çalışan ispanyol polisi bu ultras kardeşliğinden rahatsız olunca Atletico Madrid maçı da fırsat doğurmuş oldu bir nevi. Zaten maçta çıkan olaylara bakılırsa olayların çıkış saçmalığı da anlaşılır. Olaylar, polisin Marsilya tribünlerine ait pankartları gerekçesiz toplamasıyla başlamış, doğal olarak karşı koyulmuş ve arbedeye dönüşmüştü. Polisin bu oyunu tutunca, tribünün megafon adamı Santos`un da tanınması ve yakalanması zor olmamıştı.
Geçen ay sonunda yaşanan olay ise çok ilginç. Önce dört Bukaneros üyesi Santos`u hapishanede ziyarete gidiyor ve geri çevriliyor. Bu 4 kişi daha sonra polise giderek kendilerinin de o maçta olduğunu ve Santos`un herhangi bir kavgaya karışmadığını, Santos lehine ifade vermek istediklerini söylüyorlar. Polisten şiddete varan bir tepkiyle, Bukaneros üyelerinin de izlendiğini, eğer desteklerine son vermezlerse tutuklanabilecekleri tehdidiyle uzaklaştırılıyorlar polis merkezinden. Sonuç, o hafta evlerinde oynadıkları kupa maçında çıkan saldırılar ve tutuklamalar.
Avrupa`daki bütün ultras gruplarının pankartlar ve imzalarla desteklediği bu tutuklama içinse, Fransız yetkililer pek kılını kıpırdatmıyor. Bütün Provence`in ve basının seferber olmasına rağmen, ispanyol pasaportlu Santos pek umurlarında değil görünüşte. Sarkozy`ye gönderilen 30 bin imzalı mektup da hükümetin pek ilgisini çekmedi. Tersi zaten şaşırtıcı olurdu. Sadece sol partilerin destek verdiği bu trajedi için İspanya`daki kuruluşlar bile harekete geçmiş durumda. Ailesi insan hakları mahkemesine dava açmaya hazırlanıyor. Geçen hafta ise Marsilya`da bir yürüyüş düzenlendi kulübün ailesiyle birlikte organize ettiği ve Avrupa`daki ultras elemanlarının da yerinde desteklediği.
İşin futbol tarafında ise Atletico Madrid`in pişkin tavrı devam ediyor. Onlara göre başta verilen sonra iptal edilen kararın sorumlusu Platini`ydi. Kararın iptalinden sonra ise ceza alması gereken tarafın Marsilya kulübünün olduğunu söylemekten de çekinmiyorlar. İspanyol gazeteleri ise genelde polisin tavrını destekliyor. Kontrollerin daha da artması gerektiğini bile yazıyorlar. Futbolla içiçe olan bir ülkenin futbola karşı aldığı bu tavrı anlamak mümkün değil.
Sonuçta, daha önce hiçbir sabıka kaydı olmayan hatta tribün olaylarına bile karışmamış bir insan, trajik bir şekilde 4+4 yıl hapisle karşı karşıya. Takım sevgisinin bedeli bu olmamalıydı.
by Mafalda
12 Kasım 2008 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder